Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turuyla bölgeyi yeniden şekillendirirken İsrail sürecin dışında kaldı.

Reuters’ın analizinde, Trump’ın bu hafta Suudi Arabistan ziyaretiyle başlattığı önemli Ortadoğu turunda İsrail’i ziyaret etmemesinin, Tel Aviv yönetiminde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Haberde, radikal sağcı Binyamin Netanyahu yönetiminin, Trump’ın İsrail’i “es geçmesi karşısında diplomatik sessizliğe gömüldüğü” ifade ediliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme umudunu kaybeden İsrail’in, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi sürecine izleyici kaldığı yorumu yapılıyor. 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Jonathan Panikoff, Trump’ın “önceliklerinin açıkça değiştiğini” belirterek, ABD’nin İsrail'e uyguladığı özel muamelenin artık geçerli olmayabileceğini söylüyor: 

Trump açıkça ticaret ve yatırım odaklı bir gündemle ilerlemeye kararlı. ABD ve İsrail'in tarihsel açıdan her zaman yakın işbirliği içinde olduğu geleneksel politika ya da güvenlik konuları Trump'ın öncelikleriyle uyuşmasa bile yine de bunlara odaklanacaktır.

CNN’in analizinde de ABD Başkanı’nın “ideolojik ruh ikizi” olarak görülen Netanyahu’yla Trump’ın arasının açıldığına dikkat çekiliyor. 

Trump’ın ekibinin Katarlı ve Suudi Arabistanlı yetkililerle Gazze savaşını sonlandırmak için perde arkasında görüştüğü, İsrail’inse çatışmaları sürdürmekte ısrarcı davrandığı belirtiliyor. 

Trump'ın müttefiklerinden Senatör Lindsey Graham, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması kararını “doğru koşullar altında destekleyeceğini” söylemişti. Graham, Trump’ın bu süreçte İsrail’in taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine eklemişti.  

Trump, özellikle son iki haftada Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizlerde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander'in Hamas tarafından serbest bırakılmasının ardından Netanyahu yönetimine yüklenmişti: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters 



İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
TT

İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade, İsrail'in saldırması halinde İran’ın ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulunarak, karşı tarafın Haziran ayında 12 gün süren savaşın ardından başlayan ateşkesi ihlal etmesi durumunda Tahran'ın savaşı yeniden başlatmaya hazır olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın IRNA'dan aktardığına göre Nasirzade gazetecilere verdiği demeçte, silahlı kuvvetlerin ‘savaş sırasında füze kapasitelerinin tamamını ortaya koymadığını’ belirterek, savaşta kullanılanlardan ‘çok daha güçlü’ füzelere sahip olduklarını söyledi.

Nasirzade, Tahran'da ikamet eden bir grup askeri ataşe ile yaptığı görüşmenin oturum aralarında, İran'ın ‘bu savaş sırasında dış kaynaklara güvenmediğini, yalnızca ulusal savunma sanayisinin ürettiklerini kullandığını’ belirtti. Nasirzade, “Dünya, füzelerimizin hedeflerini isabetli bir şekilde vurduğunu ve Siyonist düşmana ağır kayıplar verdirdiğini gördü” dedi.

İran füzelerinin etkinliğini savunan Nasirzade, İsrail'in hasarların belgelenmesini önlemek için medya sansürü uyguladığını iddia etti. Nasirzade, “Yavaş yavaş sızan bilgiler, silahlı kuvvetlerimizin yeteneklerini açıkça ortaya koydu. Bununla birlikte, bugün sahip olduğumuz füzeler o dönemde kullanılanlardan çok daha güçlü ve henüz tam kapasitelerini ortaya koymadılar” ifadelerini kullandı.

Nasirzade, “12 gün süren savaşta sadece Siyonist varlıkla değil, aynı zamanda onun sahip olduğu tüm lojistik ve istihbarat imkanlarıyla ve doğrudan Amerikan desteğiyle de karşı karşıya kaldık” dedi.

24 Haziran'daki ateşkesin ardından birçok İranlı yetkili, ülkelerinin İsrail'e karşı tüm füze gücünü kullanmadığını belirtti.

İran medyası, ordunun yarın (perşembe) iki gün sürecek ve kısa ve orta menzilli çok sayıda seyir füzelerinin kullanılacağı askeri tatbikatlara başlayacağını duyurdu.

Batı hükümetleri, İran'ın füze programına ilişkin endişelerini defalarca dile getirerek, bu programı bölgesel güvenliğe yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi.

Geçtiğimiz temmuz ayında Fransa, Tahran ile sadece nükleer programını değil, füze programını ve bölgesel emellerini de kapsayan ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulundu.

İran ise askeri kapasitesinin tartışmaya açık olmadığını vurguladı.