Trump'ın Körfez ziyaretinden 10 gülünç ve tartışmalı an

Riyad'daki dikkat çeken görüşme en sansasyonel manşetleri oluştururken, Trump’ın Körfez turu Fox News röportajı, suikast suçlamaları ve ‘yakışıklı adamla’ olan görüşme gibi sürprizlerle son buldu.

Trump, etkileri uzun süre devam edecek yoğun bir turun ardından Körfez'e veda etti (SPA)
Trump, etkileri uzun süre devam edecek yoğun bir turun ardından Körfez'e veda etti (SPA)
TT

Trump'ın Körfez ziyaretinden 10 gülünç ve tartışmalı an

Trump, etkileri uzun süre devam edecek yoğun bir turun ardından Körfez'e veda etti (SPA)
Trump, etkileri uzun süre devam edecek yoğun bir turun ardından Körfez'e veda etti (SPA)

Mustafa el-Ensari

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan Ortadoğu ziyareti sırasında, spontane diplomasiyi tartışmalı kişisel açıklamalarla birleştiren birçok dikkat çekici an yaşadı. Bu makalede, Trump’ın bu ziyaret turu sırasında kültürel sembolizmden dikkat çekici yorumlara olağandışı 10 durum ve bunlara eşlik eden arka planlara yönelik bazı kamuoyu ve medya tepkileri ele alınıyor.

‘Biden'ın hayaleti’ ve Gazze, Trump'ın peşini bırakmıyor

Trump, Riyad'da Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderlerine, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne ve Katar'da ABD askerlerine yaptığı konuşmada, görev süresi geçtiğimiz ocak ayında dolmuş olmasına rağmen eski Başkan Joe Biden'dan defalarca bahsederek dinleyicileri şaşırttı. Trump bu konuşmalarından birinde “Biden büyük anlaşmalarımızı gerçekleştiremezdi, Suriye üzerindeki yaptırımları sonsuza kadar yerinde bırakırdı!” dedi. Fox News’e verdiği bir röportajda “Biden Körfez'i anlamadı, tarih yazan benim” şeklindeki sözleri, Körfez ziyareti sırasında kendisini seçimi kendisinden çalan kişi olarak tanımlamaktan çekinmediği ve 7 Ekim 2023’ten ve ABD’nin Afganistan'dan çekilmesinden Ukrayna savaşına kadar dünyadaki tüm kötü olaylardan kendisini sorumlu tuttuğu selefine duyduğu kızgınlığın boyutunu yansıttı. Bazı takipçileri bu dürtüyle “Trump Biden'ın hayal gücüyle savaşıyor!” şeklinde alay ederken, sosyal medyadaki destekçileri ‘üstünlüğünü vurgulamakta’ haklı olduğunu savundu. ABD merkezli televizyon ağı CNN ise Trump’ın konuşmasını ‘geçmişe takıntı’ olarak nitelendirirken bu durumun Trump'ın diplomaside dahi tartışmayı kışkırtma tarzını yansıttığını vurguladı. Gazze meselesi de Trump’ın peşini bırakmadı. Tüm konuşmalarda ve görüşmelerde Gazze vardı, Netanyahu'nun yanıtı ise günlük olarak gerçekleştirilen ihlallerle açıkça ortadaydı.

Trump, Suriye Devlet Başkanı'nı bir film yıldızı olarak taçlandırdı

Trump, Fox News kanalında Sean Hannity’ye verdiği röportajda Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'yı ‘yakışıklı ve güçlü bir adam’ olarak tanımladı. Trump’ın “Onunla (Şera ile) Riyad'da tanıştım. Batılı tarzda bir takım elbise içinde harika görünüyordu” şeklindeki sözleri, özellikle X platformunda bir etkileşim dalgasına yol açarken, bir yorumcu “Trump zirveyi bir güzellik yarışmasına çeviriyor!” değerlendirmesinde bulundu. Diğer yorumcular ise görüşmenin ciddi bir atmosferde geçmediğini düşündü.

NBC bu durumu Trump'ın ‘spontane anı’ olarak tanımladı. Destekçileri Trump'ın açık sözlülüğünü överken, tartışmalı bir liderin jeopolitik bir bağlamda yaptığı bu kişisel açıklama da bu anı dikkat çekici ve tartışma hale getirdi. Ancak görüşmeyi ve Suriye'ye yönelik yaptırımların askıya alınmasını her zaman ‘rakipsiz” bir adam olarak tanımladığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ricasını geri çeviremeyeceğini söyleyerek gerekçelendiren Trump, diğer liderlerin önünde bile onu övmekten vazgeçmedi. Bu da Suudi Arabistan ile asla bozulmayacağını söylediği dostluğa ne kadar değer verdiğinin bir göstergesiydi. Suudi Arabistan Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Advan el-Ahmari bu durumu, ABD Başkanı'nın, kendisine karşı kin ve nefret besleyen birçok lider ve siyasetçinin aksine, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerini kazanamamış olsa bile Suudi Arabistan yönetiminin kendisine olan sadakatini sürdürmesini takdir ettiği şeklinde yorumladı.

Trump’ın ziyareti ‘gökyüzündeki saray’ gibi tartışmalar ve garipliklerle doluydu

Katar, Trump'a Air Force One başkanlık jeti olarak 400 milyon dolar değerinde, ihtişamı nedeniyle ‘gökyüzündeki saray’ olarak adlandırılan lüks bir Boeing 747-8 hediye etti. Trump, Fox News'e verdiği röportajda, “Harika bir uçak, onu kullanacağım ve sonra başkanlık kütüphanesine bağışlayacağım!” diyerek uçağa hayranlığını dile getirdi. Hediye sosyal medyada tartışmalara yol açarken, Trump’ın muhalifleri hediyeyi ‘rüşvet’ olarak tanımladı, destekçileri ise ‘akıllıca bir jest’ olduğunu belirterek bunu savundu. NPR konuyu “ahlaki ve siyasi” olarak nitelendirirken ve hatta ‘Amerika'yı Tekrar Harika Yap’ (Make America Great Again/MAGA) hareketinden Trump’ın bazı destekçileri bunu ‘vatanseverliğe yakışmayan bir durum’ olarak eleştirirken, Trump'ın verdiği komik yanıt, bu anı ziyaretin en önemli anlarından birine dönüştürdü.

Ancak adının açıklanmasını istemeyen Körfez’den bir siyasi analist, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada Katar'ın bu hamlesinin ‘bir minnettarlık jesti’ olmaktan ziyade ABD Başkanı için ‘utanç verici bir durum’ olduğunu söyledi.

Siyasi analist, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Ancak bunun Katar tarzı akıllıca bir hamle olduğunu inkar edemem. Ziyarette medyanın görmezden gelemeyeceği bir başlık olarak kalmalarını sağlamak istediler ve öyle de oldu. Ancak, liderler arasındaki hediyeler söz konusu olduğunda, uçak son on yılların en pahalısı olmaya devam etse bile en tuhafı değildi.”

İlgin olansa Trump’ın ABD askerlerinin hitaben yaptığı konuşmada Katar'ı utandırmaktan çekinmemesiydi. Trump, “İran, Katar Emiri'ne teşekkür etmeli, çünkü bizzat benden onları vurmamamı istedi, ona sahip oldukları için şanslılar” ifadelerini kullandı. Bu durum, Körfez ülkeleri ile İran arasındaki ilişkilerin tarihsel olarak hassas ve tartışmalı olduğu, inişli çıkışlı bir çizgide seyrettiği bir döneme denk geldi.

Suudi Arabistan savaş uçakları Riyad semalarında adeta bir Hollywood sahnesi sergiledi

Trump'ın Riyad hava sahasına varışının ardından Suudi Arabistan savaş uçakları ABD Başkanlık uçağı Air Force One’a muhteşem bir hava gösterisiyle eşlik etti. Bu gösteri, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğine büyük bir sıcaklık ve dikkat çekici tepkiler gösteren Trump'ı etkilemiş olmalı ki, veda ettiği dakikalara kadar ülkedeki tüm anlarında havadan heyecan verici karşılamalarına atıfta bulunan  sözler söyledi. Havadaki bu anlara dair videolar sosyal medyada ‘Sinematik bir gösteri!’ gibi yorumlarla viral olurken ABD merkezli televizyon kanalı CNBC, ‘koalisyonun gücünü gösteren bir mesaj’ olarak tanımladığı gösteriyi övdü. Suudi Arabistan kamuoyunda ise bazıları organizasyonla övünürken, bazıları alaycı bir hayranlıkla “Suudi Arabistan Hollywood'a dönüştü!” yorumunda bulundu. İzleyicilere görsel bir şölen yaşatan gösteri ziyaretin en etkili anlarından biriydi ama tek değildi.

2025’te tekrarlanmayan 'kılıç dansı' nostalji olarak kaldı

Trump, 2017 yılında Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretinde Kral Selman'la birlikte Suudilerin geleneksel dansı olan kılıç dansına katılmıştı ki bu sahne bir önceki ziyaretle ilgilenen ve ilişkilendirenlerin akıllarında kalan ikonik bir sahneydi. Ancak 2025'te ekonomik anlaşmalara ve Körfez ülkeleri ve Suriye’nin liderleriyle art arda yapılan görüşmelere odaklanıldığı için bu etkinlik programda tekrarlanmadı. Bazı sosyal medya kullanıcıları, “Kılıç dansı nerede? Dans bekliyorduk!” diye sorular sorarken bazıları ziyaretin ‘daha ciddi’ bir atmosferde gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu. ABD merkezli haber sitesi Business Insider, 2025 yılının ‘daha az eğlenceli’ olduğunu belirtirken, Suudi basını, ekonomik başarılara odaklandı. Riyad sıkılmadan ve tekrara düşmeden zirve üstüne zirve düzenlemeye alışkın olduğundan, bu kültürel anın yokluğu her ziyareti özel kılan bir boyut kattı. Bu yılki ziyarette folklorun yanı sıra müzik de vardı. Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda onuruna düzenlenen ve Trump'ın Arapların ve Suudilerin duygularını harekete geçiren dokunaklı bir coşku sergilediği oratoryo etkinliğinin ara müzikleri arasında “God Bless the USA” gibi Trump'ın en sevdiği şarkılar da yer aldı. Konuşmasını bitirir bitirmez, üç asır önce ilk Suudi devletinin beşiği olan tarihi Diriye şehrine geçen ABD Başkanı, burada kendisini, kökleri Arabistan'a ve onun kadim misafirperverlik geleneklerine dayanan geleneksel şarkılarla karşılayan bir Suudi bandosu tarafından karşılandı.

Ayakta alkışlamanın ve ‘yaptırımların kaldırılmasının’ perde arkasındaki sırrı

Riyad'daki Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşma sırasında Trump konuşmasının ‘daha önce hiç görmediğim tarihi bir alkış’ almasıyla övündükten sonra şakayla karışık “Neredeyse devam etmelerini engelleyecektim” dedi. İlk başta Trump'ı şaşırtmış gibi görünen alkışların sebebi Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklamasıydı. Veliaht Prens'in kendisinden bunu yapmasını istediğini belirten Trump, “Ne yapabilirim ki, onun hiçbir isteğini geri çevirmem” şeklindeki sözleri Suudiler, Suriyeliler ve Araplar arasında bir alkış tufanına yol açarken, minnettarlık ve gurur karışımı bir duygu izledi. Bu alkışların çoğu, nüfusunun yarısından fazlası yerinden edilen ve Beşşar Esed rejimi tarafından yaklaşık 500 bin vatandaşını en korkunç şekillerde kaybeden Suriye'nin Ortadoğu tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş acılarına son vermek için tüm ağırlığını kullanan Suudi Arabistan'aydı. Ancak bu alkışlar Trump için o kadar değerliydi ki Riyad ziyareti sona erdikten sonra bile Körfez turuna dair açıklamalarında bununla övünmeye devam etti.

Trump’ın Körfez ziyareti sırasında Fox News'a verdiği mülakatta Trump, Suriye'ye yönelik yaptırımları ‘büyük bir kralın oğlu’ olarak tanımladığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin talebi üzerine kaldırdığını vurgulayarak tüm hikayeyi şöyle anlattı:

“Bu kral aynı zamanda benim arkadaşım ve yüzde 100 hedefine odaklanmış, zeki ve harika bir adam. Harika bir oğlu var. Veliaht prenslik ve başbakanlık dahil olmak üzere çeşitli unvanlara sahip. İşleri yürütme konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor.”

Veliaht Prens'in bir keresinde kendisini aradığını ve “Bana bir iyilik yapar mısın? Dünyaya bir iyilik yapar mısın? Suriye’ye uygulanan yaptırımları kaldırabilir misiniz?” diye sorduğunu ve yaptırımların Suriye'yi boğduğunu, herhangi bir ilerleme kaydedilmesini de engellediğini açıkladığını aktaran Trump, “Dürüst olmak gerekirse, bunu çok düşünmemiştim, ama benimle nazik bir şekilde konuştu. Bu yaptırımların ağırlığı altında başarılı olamayacaklarını söyledi. Ben de ona ‘Onlara bir şans verelim’ dedim. Bu arada genç ve yakışıklı bir adam olan yeni liderle (Ahmed eş-Şera) tanıştım. Ona ‘Zorlu bir geçmişiniz var, ama düşündüğünüzde, bir choirboyu (bir iyilik yapana veya ahlaki açıdan dürüst birine atıfla kullanılan bir ifade/koro çocuğu) bu kadar zor bir pozisyona sokar mıydınız?’ dedim. Orada (Suriye’de) zor bir durum ve sert bir ortam var. Dedikleri gibi, zor bir bölge, ancak onda (Şera’da) özel bir insan gördüm ve yaptırımların kaldırılması kararı için çok minnettardı, çünkü onsuz başarılı olamayacaklarını biliyordu” şeklinde konuştu.

Spekülasyonlara yol açan mor kravat

Öte yandan Trump'ın mor kravatının Riyad'da karşılandığı törende kullanılan mor halılarla uyumlu olması nedeniyle dikkati çekti. Sosyal medya kullanıcıları bunun ‘diplomatik mesaj içeren bir kravat’ olduğu yorumunda bulunurken, bazıları da ‘halılar için mi bu kravatı seçti?’ diye sordu. Business Insider, rengin Suudi Arabistan’ın Trump’ı karşılamasını sembolize ettiğini ve Suudi kamuoyunun bunu bir saygı jesti olarak gördüğünü belirtti. Bazıları ise bunu komik bir tesadüf olarak değerlendirdi. Bu basit ayrıntı, özellikle ziyarete ilişkin yazıların satır aralarına ve sembollerinin arka planına bakanlar arasında tartışma yarattı. Örneğin Londra merkezli Şarku’l Avsat gazetesindeki köşesinde bu konuya dair bir yazı kaleme alan Suudi yazar Mişari Zeydi, yüzlerce yıl önce yazılan başlıca Arapça şiirlerden biri olan (el-Muallakat/Yedi Askı) ve şairin Trump'ın karşılandığı saraya adı verilen Yemame'den bahsettiği şiirine değindi. Zeydi, şairin şiirde Yemame’den ‘mor renkli lavanta çiçeğinin eskimeyen kokusunun olduğu topraklar’ diye bahsettiğine dikkati çekti.

Develerin katıldığı geçit töreni Trump’ın merakını uyandırdı

Öte yandan Trump, Katar’ın başkenti Doha'da kendisini karşılamak için düzenlenen törende develeri överek Katar Emiri'ne “Uzun zamandır böyle develer görmemiştim, gösteri için teşekkür ederim” dedi. Dev emlak şirketi ABD’de ve dünyanın dört bir yanında gökdelenler inşa etmekle ünlü olan ABD Başkanı’nın develeri iyi bilmediğini açıkça ortaya koymasına gerek yoktu. Ancak her şeyden bir espri çıkarmaya çalışan kişiliği, develerin ve çölün bölgeyi duyan herkesin bildiği bir simge olduğu Körfez'le ilgili onlarca yıllık bilgisi göz önüne alındığında sahne biraz tanıdık gelse de biraz şaşırmış görünmesine neden oldu. ‘sığır’ nasıl ABD’yi simgeleyen hayvansa deve de Körfez'in hayvanıdır. ABD’de halen kovboyluk (sığır çobanı) unvanı bir gurur ve özgünlük kaynağı olarak görülüyor ve sinema eserlerinde ölümsüzleştiriliyor.

Abu Dabi'de yapılan röportajda suikast planı iddiası ortaya çıktı

Trump, Abu Dabi'de Fox News'e verdiği röportajda, isim vermeden eski bir Biden yönetimi yetkilisinin kendisine suikast düzenlenmesi çağrısında bulunduğunu öne sürdü. Bu şok edici suçlama, sosyal medya platformlarında tartışmalara yol açarken, muhalifleri ‘Trump drama yaratıyor!’ yorumunda bulundular. Destekçileri ise “Derin devlet komplolarını ifşa ediyor!” derken CNN iddiayı ‘tehlikeli ve asılsız’ olarak niteleyerek soruşturma açılması çağrısında bulundu.

Röportajın bir Körfez ülkesinde yapılmasına ve suçlanan kişinin ABD’de olmasına rağmen asıl tartışmalı olan bu kişinin, bırakın ülkenin en önemli liderini, başkan dışındaki kişileri koruması gereken dar güvenlik çemberinden biri olmasıydı.

Trump, sosyal medya üzerinden Başkan’a suikast düzenlenmesi çağrısı olarak yorumladığı şifreli bir mesaj yayınlayan eski ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü James Comey’i ima ediyordu!

ABD basınına göre Comey, Instagram’da ‘8647’ sayısını oluşturacak şekilde dizilmiş deniz kabuklarını gösteren bir fotoğraf paylaşmıştı. ABD argosunda ‘86’ sayısı ‘yok etmek’ ya da ‘öldürmek’ anlamında kullanılırken ‘47’ rakamının ise ABD’nin 47’nci başkanına atıfta bulunduğu iddia edildi.

Tüm bunların üzerine Comey, özür dileyerek “Bazı insanların bu rakamları şiddetle ilişkilendirdiğini fark etmemiştim. Aklımın ucundan bile geçmedi, ama şiddetin her türlüsüne karşıyım, bu nedenle paylaşımı sildim” açıklamasında bulundu.

Ancak Fox News’a göre buna ikna olmayan Trump, “Bunun tam olarak ne anlama geldiğini biliyordu. Bir çocuk bile bunun ne anlama geldiğini bilir. Bu suikast anlamına gelir. Bunu yüksek sesle ve açıkça söylüyor” ifadelerini kullandı.

Trump’ın Taylor Swift eleştirisi

Trump, bölgeye yaptığı ziyaretin sonunda Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Taylor Swift'i eleştirerek “Taylor bizim büyük anlaşmalarımızı anlamıyor, aptal şarkılarıyla çok meşgul!” dedi. Bu sürpriz saldırı karışık tepkilere yol açtı. Swift'in hayranları X platformunda bir kampanya başlatarak ‘Trump'ın Taylor'a daha güçlü olduğu için saldırdığını’ vurgularken, Arap basını bunu ‘dikkat çekme çabası’ olarak nitelendirdi. Trump’ın destekçileri ise bunu ‘değerleri savunmak’ olarak gördü. Ancak New York Times (NYT) gazetesinin yükselen yıldıza karşı tekrarlanan eleştirilerin Trump'ın gençler arasındaki popülaritesi üzerindeki etkisi konusunda uyarması dikkati çekti.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.