Tahran: ABD zenginleştirmenin yasaklanmasında ısrar ederse müzakereler başarısız olur

İslami ve Pezeşkiyan geçen ay nükleer programla ilgili bir sergide santrifüj maketlerinin önünde (İran Cumhurbaşkanlığı)
İslami ve Pezeşkiyan geçen ay nükleer programla ilgili bir sergide santrifüj maketlerinin önünde (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tahran: ABD zenginleştirmenin yasaklanmasında ısrar ederse müzakereler başarısız olur

İslami ve Pezeşkiyan geçen ay nükleer programla ilgili bir sergide santrifüj maketlerinin önünde (İran Cumhurbaşkanlığı)
İslami ve Pezeşkiyan geçen ay nükleer programla ilgili bir sergide santrifüj maketlerinin önünde (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran, Washington'un Tahran'ın uranyum zenginleştirmesini engellemekte ısrar etmesi halinde ABD ile yürütülen nükleer müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanacağı uyarısında bulundu.

İran Dışişleri Bakanı'nın Siyasi İşler Yardımcısı Mecid Taht Revançi bugün yaptığı açıklamada, Washington'un Tahran'ın uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurmasında ısrar etmesi halinde ABD ile nükleer müzakerelerin ‘hiçbir yere varamayacağını’ söyledi.

ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün yaptığı açıklamada, ABD ile İran arasında varılacak herhangi bir anlaşmanın uranyum zenginleştirmenin durdurulmasını da içermesi gerektiğini söyledi. Öte yandan Tahran nükleer programının amaçlarının tamamen barışçıl olduğunu iddia ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Revançi, “Zenginleştirme konusundaki tutumumuz net. Bunun vazgeçmeyeceğimiz ulusal bir kazanım olduğunu defalarca vurguladık” dedi.

Revançi sözlerini şöyle sürdürdü: “Zenginleştirme konusunda asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Başından beri söylediğimiz gibi, eğer onların pozisyonu sıfır zenginleştirme ise, pratikte işlerin yürümemesi doğaldır.”

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, ülkesinin uluslararası güçlerle ‘anlaşma olsun ya da olmasın’ uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini söyledi.

Arakçi X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Eğer ABD, İran'ın nükleer silah elde etmemesini sağlamak istiyorsa, bir anlaşmaya varmak mümkün. Biz bu sonucu sonsuza kadar garanti altına alacak bir çözüme ulaşmak için ciddi görüşmelere hazırız… İran'ın zenginleştirmesi anlaşma olsun ya da olmasın devam edecek” ifadelerini kullandı.

Witkoff dün ABC News'e verdiği demeçte, nükleer zenginleştirme konusunda ABD için net bir kırmızı çizgi olduğunu belirtti. Witkoff, “Yüzde 1 oranında bile zenginleştirmeye izin veremeyiz. Çünkü zenginleştirme nükleer silahlara olanak sağlar. Buraya bir bomba atılmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

ABD elçisi Steve Witkoff (Arşiv- APABD elçisi Steve Witkoff (Arşiv- AP

Witkoff olası bir anlaşmanın bu temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim açımızdan her şey zenginleştirmeyi içermeyen bir anlaşmayla başlar. Bunu asla kabul edemeyiz.”

İran, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, Rusya, Çin ve ABD ile birlikte 2015 yılında nükleer programına ilişkin bir anlaşma imzalamıştı.

2015 anlaşması uranyum zenginleştirmeyi yüzde 3,67 ile sınırlandırmıştı. Ancak Tahran şu anda askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'dan çok da uzak olmayan yüzde 60'lık bir seviyede zenginleştirme yapıyor.

Nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunu savunan Tahran, barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirmeye devam etme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu vurguluyor, ancak zenginleştirme oranı ve seviyesi konusunda geçici kısıtlamaları kabul etmeye hazır olduğunu söylüyor.

12 Nisan'dan bu yana Washington ve Tahran, Tahran'ın nükleer programına ilişkin olarak on yıl önce imzalanan uluslararası anlaşmanın yerine geçecek yeni bir anlaşma için Umman'ın arabuluculuğunda dört tur görüşme gerçekleştirdi.



Japonya Başbakanı: Yunanistan’dan kötü durumdayız

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Japonya Başbakanı: Yunanistan’dan kötü durumdayız

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Japonya Başbakanı İşiba Şigeru, borçlanma maliyetlerinin arttığı bu dönemde, vergi indirimi çağrılarını reddederken, ülkesinin mali durumunun Yunanistan'dan daha kötü olduğunu söyledi.

İşiba, ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret politikaları karşısında ekonominin son bir yılda ilk kez ve beklenenden daha hızlı küçüldüğünün açıklanmasından birkaç gün sonra vergi indirimlerini devlet tahvilleriyle finanse etmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.

Muhalefet partileri İşiba'ya tüketim vergisi de dahil vergileri düşürmesi için baskı yapıyor.

Geçen hafta açıklanan verilere göre Japonya'nın mart çeyreği GSYH'si, piyasanın medyan tahmini olan yüzde 0,2'ye karşılık yüzde 0,7 oranında daraldı.

Başbakan pazartesi günü parlamentoda, "Faiz oranlarının olduğu bir toplumun ve dünyanın tehlikelerinin farkına varmak önemlidir. Hükümet faiz oranları hakkında yorum yapabilecek konumda değil ancak gerçek şu ki faiz oranlarının olduğu bir dünyayla karşı karşıyayız. Ülkemizin mali durumu kuşkusuz son derece kötü, Yunanistan'ınkinden daha kötü" dedi.

“Japonya'da faiz oranlarının pozitife dönüyor ve ülkenin mali durumu iyi değil” diyerek zaten çok fazla olan ulusal borcun finansmanının artan maliyetleri hakkında uyarıda bulundu.

Vergi gelirleri artarken, sosyal refah maliyetleri de artıyor.

Uluslararası Para Fonu'na göre, Japonya'nın genel devlet borcu gayri safi yurtiçi hasılanın yüzdesi olarak 2025 itibarıyla yüzde 234,9'ken, Yunanistan için bu oran yüzde 142,2.

Ancak Japonya, Yunanistan'ın 2009'da yaşadığı türden bir mali krizden kaçmayı başardı çünkü devlet borcunun büyük bir kısmı yerli yatırımcıların elinde bulunuyor ve önemli yabancı varlıklara sahip diğer ülkeler için önemli bir kredi sağlayıcı olmayı sürdürüyor.

Maliye Bakanı Katsunobu Kato, Japonya'nın halihazırda borç ihracı yoluyla fon toplamakta zorluk çekmediğini ancak piyasanın maliyesine olan güvenini korumak için çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Kato aynı parlamento oturumunda yaptığı konuşmada, "Piyasanın maliyemize olan güvenini kaybetmesi faiz oranlarında keskin artışlara, zayıf bir yene ve ekonomi üzerinde ciddi etkileri olacak aşırı enflasyona yol açabilir" dedi.

GSYİH'deki düşüşün durgun özel tüketim ve düşen ihracata bağlanması, Trump'ın nisan başında neredeyse tüm büyük ticaret ortaklarına yönelik kapsamlı ithalat vergilerini açıklamasından önce bile Japonya ekonomisinin yurtdışı talepten aldığı desteği kaybettiğini gösteriyor.

Japonya, Washington'la anlaşma yapamazsa temmuzdan itibaren en az yüzde 24'lük vergiyle karşı karşıya kalacak.

Buna ek olarak ABD'nin otomobil, çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 vergi getireceğini açıklaması, büyük ölçüde Amerika'ya otomobil ihracatına dayanan Japonya ekonomisine darbe vurdu. Aslında Japon otomobil üreticileri bunun acısını şimdiden hissetmeye başladı.

Independent Türkçe