Paris ile Cezayir arasındaki krize ilişkin Elysee Sarayı'nda üst düzey bir toplantı düzenlendi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Cezayir'in başkentinde daha önce yapılan görüşmeden (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Cezayir'in başkentinde daha önce yapılan görüşmeden (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Paris ile Cezayir arasındaki krize ilişkin Elysee Sarayı'nda üst düzey bir toplantı düzenlendi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Cezayir'in başkentinde daha önce yapılan görüşmeden (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Cezayir'in başkentinde daha önce yapılan görüşmeden (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Hükümet kaynakları dün yaptıkları açıklamada, Paris ile Cezayir arasındaki her türlü iş birliğinin askıya alındığı bir ortamda çarşamba gecesi Elysee Sarayı'nda Cezayir'le yaşanan krize yönelik bir toplantı düzenlendiğini duyurdu.

Cezayir ile ilgili durumu görüşmek üzere Elysee Sarayı'nda bir toplantı düzenlendiğini belirten kaynaklar, toplantıda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yanı sıra Başbakan François Bayrou, Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, İçişleri Bakanı Bruno Retailleau ve Adalet Bakanı Gerald Darmanin'in yer aldığını açıkladı.

Fransa ve Cezayir arasındaki ilişkiler yaklaşık on aydır, karşılıklı olarak bazı yetkililerin sınır dışı edilmesi, büyükelçilerin geri çağrılması ve diplomatik vize sahiplerine getirilen kısıtlamalarla eşi benzeri görülmemiş bir diplomatik kriz yaşıyor. Macron'un 30 Temmuz 2024 tarihinde Sahra için Fas egemenliği altında bir özerklik planını onaylaması, Cezayir ile Fransa arasında ciddi bir krize yol açtı.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘kendi kendini yönetemeyen bölge’ olarak sınıflandırılan Sahra, Atlantik Okyanusu'na bakan ve topraklarının yüzde 80'i Fas tarafından kontrol edilen eski bir İspanyol kolonisi. Cezayir tarafından desteklenen ve Polisario Cephesi olarak adlandırılan örgüt 50 yıldır bağımsızlık talep ediyor.

Nisan ayı başında Macron ve Cezayirli mevkidaşı Abdulmecid Tebbun arasında gerçekleşen bir telefon görüşmesi uzlaşma umutlarını canlandırdı. Ancak daha sonra bir kez daha tüm iletişim kanalları kesildi. Yılın başında göç konusunda fikir ayrılıklarına rağmen belli bir düzeyde iş birliği sağlanabilmişken, bu iş birliği en düşük seviyeye geriledi.

Fransa İçişleri Bakanlığı, haklarında sınır dışı kararı verilen onlarca Cezayirliyi sınır dışı etmeye çalışıyor. Ancak Cezayir makamları, gözaltı merkezlerinin kapasitesinin aşıldığı endişesiyle, aldıklarından daha fazla Cezayirliyi geri gönderiyor.

Romancı Boualem Sansal'ın akıbeti de bir başka gerilim kaynağı. 75 yaşındaki Sansal, 16 Kasım'da Cezayir Havaalanı’nda gözaltına alındı ve 27 Mart'ta Fransız aşırı sağcı gazetesi Frontiere'ye yaptığı ve Fas'ın topraklarının Fransız sömürgeciliği döneminde Cezayir'e verildiği görüşünü desteklediği açıklamaları nedeniyle ‘ulusal birliği baltalamak’ suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Fransa'nın, Macron'un kendisi de dahil olmak üzere, serbest bırakılması ya da cumhurbaşkanlığı tarafından affedilmesi için yaptığı çok sayıda çağrı karşılıksız kaldı.



KGB, Brezilya üzerinden Batı’ya sızmak için belge ağı kurmuş

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
TT

KGB, Brezilya üzerinden Batı’ya sızmak için belge ağı kurmuş

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)

Sovyetler Birliği dağılırken KGB'nin Brezilya'da Brezilya'da kimlik belgeleri düzenleyerek bunları gelecek nesil ajanlar için sakladığı iddia ediliyor.

Brezilya’da Rus istihbaratının faaliyetine yönelik sahte kimliklerin incelenmesiyle ilgili süreçte, KGB’nin operasyonuna dair dikkat çekici detaylar ortaya çıktı.

Nisanda kimlik kartlarıyla ilgili yapılan adli analizlerde, bunların sahte veya çalıntı olmadığı belirlendi. Soruşturma yetkilileri, KGB’nin bazı nüfus kağıtlarını Soğuk Savaş’ta ülkeye getirilmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Görevler için takma isimler kullanan Batılı casusların aksine Rus ajanları, faaliyet gösterecekleri ülkede sahte kimliklerle uzun süre yaşıyor. Bu kimliklerle evlenip aile kuran ve çalışan ajanların, Brezilya’yı ABD’ye ve Avrupa’ya sızmak için bir üs olarak kullandığı düşünülüyor.

New York Times’ın haberinde, belgelerin yasal görünmesine rağmen sahte bilgiler içerdiğine dikkat çekiliyor. Yetkililer, bazı doğum belgelerinde adı geçen ebeveynlerin var olmadığını veya bu kişilerin, kaydedilen adlarla eşleşen çocuklara sahip olmadığını belirledi.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan bir istihbarat yetkilisi, belgelerde kullanılan bir adın, bir nesil önce Güney Amerika ve Avrupa'da çalışmış olan bir başka Rus ajanının Brezilya'daki takma adıyla aynı çıktığını da söylüyor.

Rus istihbarat servisleri üzerine araştırmalar yapan Britanyalı yazar Edward Lucas, şu ifadeleri kullanıyor:

Bu tam da Rusların yapacağı türden bir şey. Belgeleri yaratmak için gösterdikleri titizlik ve kuşaklar boyu sürecek bir planlama, onların düşünme şekliyle uyumlu.

NYT, Brezilya mahkemelerinin sözkonusu nüfus kağıtlarını ve doğum belgelerini gizli tuttuğunu belirtiyor. Brezilya istihbaratının incelemeleri devam ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, NDTV