Avrupa Birliği Konseyi, Suriye'ye yönelik yaptırımları istisnalar hariç resmen kaldırdı

Kararın Suriye ekonomisinin toparlanmasına ve milyonlarca Suriyeli mültecinin yaşadığı krizin çözümüne katkı sağlamasını umduğunu dile getirdi

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 11 Aralık'ta Türkiye'deki Suriyeli mülteciler sınır kapısına doğru yürüyor (DPA)
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 11 Aralık'ta Türkiye'deki Suriyeli mülteciler sınır kapısına doğru yürüyor (DPA)
TT

Avrupa Birliği Konseyi, Suriye'ye yönelik yaptırımları istisnalar hariç resmen kaldırdı

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 11 Aralık'ta Türkiye'deki Suriyeli mülteciler sınır kapısına doğru yürüyor (DPA)
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 11 Aralık'ta Türkiye'deki Suriyeli mülteciler sınır kapısına doğru yürüyor (DPA)

Avrupa Birliği, Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırma konusunda dün resmen anlaştı, ancak Suriye halkının güvenliğinin korunması, insan haklarına saygı gösterilmesi ve azınlıkların korunmasıyla ilgili yaptırımların devam etmesine karar verdi.

Karar Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas başkanlığında düzenlenen Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında alındı. Az sayıda AB dışişleri bakanının katıldığı toplantının ardından kısa bir açıklama yapan Kallas, "Karar, Konsey'in geçen hafta başında duyurduğu şeyi teyit ediyor. Suriye ekonomisinin toparlanmasına katkıda bulunacağını ve komşu ülkelerdeki milyonlarca Suriyeli mültecinin ve iç göç etmiş kişilerin karşı karşıya olduğu krizin çözülmesine yardımcı olacağını umuyoruz" ifadelerini kullandı.

sdfergtyh
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Avrupa Akdeniz Komiseri Dubravka Suica ile birlikte geçen mart ayında Brüksel'de düzenlenen bağışçılar konferansında (EPA)

Avrupa Birliği, ocak ayı sonunda, Suriye halkını desteklemek için düzenlediği yıllık konferansta, Suriye'nin hayati sektörlerine uygulanan bazı yaptırımları kaldırmayı ve yeni rejimin doğru yönde atacağı adımlar karşılığında geri kalan yaptırımları da kaldırmayı taahhüt etti. AB bunu taahhüt ederken, bu sözünün, yaptırımların fiilen kaldırılmasının, Suriye ile ticari alışveriş ve para transferlerine katı kısıtlamalar getiren ve bunları ihlal eden yabancı şirketleri cezalandıran ABD yaptırımlarının kaldırılmasına bağlı olacağının gayet farkındaydı.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, 13 Mart'ta Riyad'da Suriye'ye uygulanan yaptırımların derhal ve tamamen kaldırılacağını açıklayarak dünyayı şaşırttıktan sonra, Avrupa Birliği de geçen hafta Brüksel'de yapılan Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında, 2011 ortasında Suriye'ye uyguladığı ekonomik yaptırımları kaldıracağını açıkladı.

6u7ı8
Suriyeliler dün Şam'daki Şaalan pazarında alışveriş yapıyor (AFP)

Avrupa yaptırımları arasında, iç baskıda kullanılan her türlü ekipmanın ihracatının yasaklanması, belirli kişilere yönelik seyahat kısıtlamaları, varlıklarının dondurulması, belirli altyapı projelerinin finansmanına veya uygulanmasına katılımlarının yasaklanması ve finansal hizmetlere yönelik kısıtlamalar yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, geçtiğimiz cuma günü, Amerikalıların Suriye'ye yatırım yapmasına olanak tanıyan bir dizi önlemi uygulamaya koyarak, yaptırımların kaldırıldığını duyurdu.

Dışişleri Bakanları Konseyi'nin kalkınma yetkilileri düzeyindeki toplantısında, Suriye'ye yönelik tüm Avrupa ekonomik yaptırımlarının kaldırılması, ancak Suriye'ye yönelik Avrupa silah ambargosu ve diğer iç baskı araçları gibi "Suriye halkının güvenliğini korumayı" amaçlayan yaptırımların sürdürülmesi kararlaştırıldı.

dfgthy
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas (EPA)

Önümüzdeki ayın sonunda Sevilla'da yapılması planlanan kalkınma finansmanı konulu dördüncü BM zirvesine hazırlık amacıyla düzenlenen toplantıya başkanlık eden Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, AB'nin Suriye'de insan hakları ihlalleri ve istikrarsızlığa katkıda bulunan oluşumlara karşı önlem almayı amaçladığını söyledi. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, söz konusu tedbirlerin Suriye kıyılarında son dönemde yaşanan kanlı olaylara karıştığı tespit edilen kişi ve kuruluşları hedef aldığını söyledi.

Kallas, Avrupa Konseyi'ne sunduğu raporda, Birlik'in yaptırımlar çerçevesini yürürlükte tutacağını ve gerekirse yeniden uygulamaya koyabileceğini belirtti. ABD yönetimi de Suriye'ye silah ihracatını yasaklayan yaptırımlarını sürdürüyor.

İngiltere'nin yaptırımları ise AB'nin yaptırımlarıyla neredeyse aynı olup, Londra enerji, ulaştırma, finans ve bankacılık gibi hayati ekonomik sektörlere yönelik yaptırımları kaldırmaya karar verdi.



Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
TT

Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)

İnci Mecdi

Almanya ve Avrupa'nın önde gelen akademisyenleri, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’de yaşanan siyasi değişimler ve bunun NATO'nun güvenilirliği açısından doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunarak Avrupalıları NATO'suz bir geleceği düşünmeye çağırdı. Almanya'nın önde gelen dört barış ve çatışma araştırma enstitüsü tarafından hazırlanan ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren yıllık rapor, ‘Barışı Kim Kurtaracak?’ başlığı taşıyordu. Araştırmacılar raporda geleceğe dair karamsar bir tablo çizerken 1987 yılından bu yana bir barış raporunun bu kadar karamsar olduğu pek görülmemişti. 2025 Barış Raporu, Avrupa'nın barış hedefini desteklemeye devam ederken kendi güvenliği ve savunması için sorumluluk alması gerektiğinin altını çiziyor.

Almanca olarak yayınlanan ve Alman Yayın Kurumu (Deutsche Welle/DW) tarafından İngilizce olarak alıntılanan raporun giriş bölümünde Ukrayna, Gazze ve Sudan'da savaşların sürdüğü, 122 milyondan fazla insanın evlerinden edildiği ve dünya genelinde başka birçok şiddetli çatışmanın yaşandığı belirtildi. Rapora göre Atlantik'in diğer yakasında Başkan Trump, ülkesini otoriter bir devlete dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda dış politikasında kurallara uymak ve iş birliği yapmak yerine güç politikalarını tercih ediyor.

Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ortaklığın sonu

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre araştırmacılar, ABD Başkanı ve “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" (Make America Great Again - MAGA) hareketinin dünyanın en eski demokrasisini otoriter bir rejime dönüştürmeyi ‘kısa sürede ve çok az dirençle başardığını’ vurgularken uluslararası düzeyde ise ‘liberal kurumları ve kazanımları yok etmeyi’ teşvik ettiği ve ‘otoriter liderler ve diktatörlerle yakın ilişkiler kurarak liberal demokrasilerde aşırı sağcı popülist hareketleri’ desteklediğini belirtti.

Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nden Christopher Daase, Berlin'de raporun sunumu sırasında yaptığı açıklamada, son yıllarda analizlerinin Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına ve Avrupa barış ve güvenlik sistemini kasıtlı olarak tahrip etmesine odaklandığını, ancak o zamandan bu yana güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini söyledi. ABD'nin ‘başka bir istikrarsızlık kaynağı haline geldiğini’ söyleyen Daase, ‘otoriterliğin bulaşıcı hale gelme’ riski bulunduğunu da sözlerine ekledi. Daase, Avrupa'da uluslararası yargının zayıflatılması, akademik araştırma özgürlüğünün sorgulanması ve dini kurumlar gibi toplumsal aktörlerin bağımsızlığına müdahale girişimleri başta olmak üzere endişe verici işaretlere dikkati çekti.

2025 Barış Raporu, Avrupa ve ABD arasındaki ‘bildiğimiz’ transatlantik ortaklığın ‘bittiği’ tespitinde bulunuyor. Bu durumun askeri iş birliği için de geçerli olduğuna işaret eden araştırmacılar, “NATO'nun ortak savunma taahhüdünün güvenilirliği sarsıldı. ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece Ukrayna'yı değil, Avrupa'nın çıkarlarını da tehdit ediyor” ifadelerini kullandılar. Daase, “Sorun şu anda NATO'nun temel değerleri çoktan çökmüş olmasına rağmen NATO olmadan hiçbir şey yapılamadığı için kimsenin NATO'nun sonuna geldiğini açıkça konuşmak istememesi” yorumunda bulundu. ‘NATO'yu aşmaya çalışıyoruz” diyen Daase, NATO'nun mümkün olan her yerde onunla birlikte çalışmaya devam etmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Raporda Alman hükümetine ‘şeffaf ve aşamalı bir planla Avrupa savunma yapılarının geliştirilmesi ve entegrasyonu’ tavsiye edildi.

İsrail'e silah ihracatının durdurulması

Rapora katkı sağlayan araştırmacılar, uluslararası hukukun tüm dünyada erozyona uğraması, özellikle de sivillerin hedef alındığı, hastanelerin ve okulların kasten bombalandığı ve insani yardımların engellendiği ya da siyasi olarak istismar edildiği ‘savaşta insanlıktan çıkma’ sürecinin yaşandığını belirtirken bu duruma dair ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu durum özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta ve Gazze'deki savaşta açıkça görülüyor. Ayrıca savaşın 53 binden fazla insanın ölümüne ve bölgenin büyük ölçüde yıkıma uğramasına neden olduğu Gazze Şeridi’ndeki durumdan duydukları dehşeti dile getiren araştırmacılar, İsrail’e Gazze ve Batı Şeria'da kullanabileceği tüm silah sevkiyatlarının ‘acilen durdurulması’ çağrısında bulundular. Raporda İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ‘açıkça ihlal ettiği’ ve ‘meşru müdafaa sınırlarını aştığı’ vurgulandı. Raporda Alman hükümetine uluslararası hukuka saygı göstermesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya'ya davet etmemesi çağrısında bulunuldu.