Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin’e rekor seviyede borçlandı

Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
TT

Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin’e rekor seviyede borçlandı

Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)

Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin'e bu yıl toplamda 22 milyar dolar borç ödemek durumunda.

Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Lowy Enstitüsü'nün bugün yayımlanan raporuna göre, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında, gelişmekte olan ülkelerden bu yıl toplam 35 milyar dolarlık borç ödemesi bekleniyor. 

Çalışmada, bu borcun 22 milyar dolarının dünyanın en yoksul 75 ülkesine ait olduğuna dikkat çekiliyor. Borç ödeme baskısının sağlık ve eğitim harcamaları üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına da işaret ediliyor.

“Çin, gelişmekte olan dünya için bankacıdan çok borç tahsildarı olacak” denen raporda, Pekin yönetiminin kasıtlı olarak “borç tuzağı” yarattığı savunuluyor. 

Çin’e ödenmesi gereken borcun rekor düzeye çıktığına dikkat çekilen çalışmada, Şi Cinping yönetiminin bunu ABD’ye karşı “siyasi koz” olarak kullanabileceği iddia ediliyor. Bunun, ABD Başkanı Donald Trump’ın yabancı ülkelere yardımda büyük kesintilere gittiği bir dönemde gerçekleştiği vurgulanıyor. 

Diğer yandan Pekin yönetimi, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında ülkelerin kasıtlı olarak borçlandırıldığına dair iddiaları defalarca reddetmişti.

Raporda ayrıca Honduras, Nikaragua, Solomon Adaları, Burkina Faso ve Dominik Cumhuriyeti'ne verilen büyük ölçekli kredilere de dikkat çekiliyor. Bunun, sözkonusu ülkelerin Tayvan’ı desteklemeyi bırakıp yönünü Çin’e çevirmesiyle gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Pekin yönetimi, Pakistan, Kazakistan, Laos ve Moğolistan gibi bazı stratejik ortaklarının yanı sıra Arjantin, Brezilya ve Endonezya gibi kritik mineral ve metal üreticisi ülkeleri de finanse ediyor. 

Öte yandan Çin, Kuşak ve Yol Projesi kapsamında verdiği kredilerin ölçeğini net olarak açıklamıyor. Enstitünün raporunda, tahminlerin Dünya Bankası verilerine dayanarak yapıldığı ve gerçek borçlanma rakamlarının daha yüksek olabileceği ifade ediliyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters



ABD'nin İran'a saldırısı Kuzey Kore'nin nükleer politikasını nasıl etkiler?

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
TT

ABD'nin İran'a saldırısı Kuzey Kore'nin nükleer politikasını nasıl etkiler?

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)

ABD B-2 bombardıman uçakları İran üzerinde uçarak İran'ın nükleer tesislerini hedef alırken, Doğu Asya'daki politikacılar ve analistler, söz konusu saldırının İran'dan çok daha sofistike bir nükleer cephaneliğe sahip olan Kuzey Kore üzerindeki etkisini tartışıyorlardı.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığına göre bazı uzmanlar, ABD'nin İran'ı vurmasının Pyongyang'ın nükleer programını güçlendirme ve Rusya ile iş birliğini derinleştirme kararlılığını arttırabileceği ve Kim Jong-un'un nükleer silahların ABD'nin rejim değişikliği arzusuna karşı nihai caydırıcı unsur olduğuna dair inancını pekiştirebileceği uyarısında bulundu.

Kuzey Kore'yi nükleer silah programından vazgeçirmek için yıllardır süren çabalara rağmen, rejimin birden fazla nükleer silaha ve ABD'ye ulaşabilecek füzelere sahip olduğuna inanılıyor; bu da Kore yarımadasına yapılacak olası bir askeri saldırının çok yüksek riskler doğuracağı anlamına geliyor.

Güney Kore'nin başkenti Seul'deki Kyungnam Üniversitesi Uzak Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Lim Eun-chul şunları söyledi: “Başkan Donald Trump'ın İran'ın nükleer tesislerini vurması şüphesiz Kuzey Kore'nin uzun süredir devam eden rejimi ayakta tutma ve nükleer silah geliştirme politikasının meşruiyetini güçlendirecek. Kuzey Kore, ABD'nin son hava saldırısını askeri tehdit olarak görüyor ve muhtemelen önleyici nükleer füze saldırıları düzenleme kabiliyetini arttırma çabalarını hızlandıracaktır.”

Rusya'ya yönelmek

Analistler, Moskova'nın Ukrayna'yı işgali sonrası iki devletin kurduğu gelişen askeri ilişkinin ardından, bu çabaların hızlanmasının Rusya'nın yardımıyla olabileceği konusunda uyarıyor.

Kuzey Kore ve Rusya arasındaki stratejik ortaklık, 2024'ten bu yana devam eden Batı yaptırımları karşısında Pyongyang için hayati bir ekonomik ve askeri can simidi haline geldi.

dsfrgty
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, 19 Haziran 2024 (AP)

Lim, “Kuzey Kore ve Rusya arasındaki stratejik ittifak temelinde, ekonomik ve askeri karşılıklı bağımlılık artacağından, Pyongyang'ın Rusya ile ortak silah geliştirmeye yönelmesi, ortak askeri tatbikatlar yapması ve teknoloji transferinde bulunması muhtemel” değerlendirmesinde bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 11 ülke tarafından kurulan Çok Taraflı Yaptırımları İzleme Ekibi (MSMT) tarafından hazırlanan bir rapora göre Kuzey Kore, Rusya'nın işgaline yardımcı olmak üzere 14 binden fazla asker ve füzeler de dâhil olmak üzere milyonlarca mühimmat gönderdi.

Bunun karşılığında Rusya Kuzey Kore'ye hava savunma teçhizatı, uçaksavar füzeleri, elektronik harp sistemleri ve rafine edilmiş petrol dahil olmak üzere çeşitli değerli silah ve teknolojiler sağladı.

MSMT'nin raporuna göre bu eylemler, Kuzey Kore'nin askeri programlarını finanse etmesine, BM Güvenlik Konseyi'nin birçok kararıyla yasaklanan balistik füze programlarını daha da geliştirmesine ve modern savaş konusunda ilk elden deneyim kazanmasına olanak sağlıyor.

Irak, Libya, İran ve ABD müdahalesinden çıkarılacak dersler

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) Kore Bölümü Başkanı Victor Cha, Kim'in ABD'nin İran'daki son askeri operasyonlarını, Irak ve Libya'dan İran'a kadar nükleer olmayan devletlerin ABD müdahalesine karşı savunmasız olduğunun kanıtı olarak gördüğünü söylüyor. Bu nedenle halihazırda altı nükleer cihaz denemiş ve uzun menzilli füzeler geliştirmiş olan Kuzey Kore cephaneliğini müzakere edilemez olarak görüyor.

İran ile Kuzey Kore arasındaki karşıtlık, özellikle nükleer yetenekler açısından çarpıcı.

Seul'deki Ewha Womans Üniversitesi'nde uluslararası güvenlik profesörü olan Leif Eric Easley, “Pyongyang'ın nükleer programı çok daha sofistike ve İran'ın sahip olduğu füzelerden çok daha uzağa, dünyanın dört bir yanına gidebilecek kıtalararası balistik füzeler de dahil olmak üzere birden fazla fırlatılmaya hazır silahlara sahip. Kim rejimi, ABD topraklarını tehdit edebilir. Buna karşılık İran henüz teslim edilebilir bir nükleer silah geliştirmedi ve uranyum zenginleştirmesi silahlanma için gereken eşiğin altında kaldı” ifadelerini kullandı.

“Kuzey Kore'ye yönelik herhangi saldırı, topyekûn bir nükleer savaş riskini arttıracaktır” uyarısında bulunan Lim, ABD'nin İran'a yönelik saldırısının, nükleer silahların yayılmasını caydırmak yerine meşrulaştırabileceğine dikkat çekti.