Kanada, Amerika'ya bağımlılığı azaltmak için “Avrupa'nın yeniden silahlandırılması” girişimine katılmayı umuyor

Kanada Başbakanı Mark Carney (Arşiv- Reuters)
Kanada Başbakanı Mark Carney (Arşiv- Reuters)
TT

Kanada, Amerika'ya bağımlılığı azaltmak için “Avrupa'nın yeniden silahlandırılması” girişimine katılmayı umuyor

Kanada Başbakanı Mark Carney (Arşiv- Reuters)
Kanada Başbakanı Mark Carney (Arşiv- Reuters)

Kanada Başbakanı Marc Carney dün, ülkesinin 1 Temmuz'a kadar büyük bir Avrupa savunma girişimine katılacağını umduğunu açıkladı. Bu adım, ülkenin silah ve mühimmat konusunda ABD'ye olan bağımlılığını azaltmayı amaçlıyor.

Carney, Kanada Radyo Kurulu'na verdiği demeçte, “Savunma harcamalarının yaklaşık yüzde 75'i ABD'ye gidiyor. Bu akıllıca bir şey değil” dedi. Carney, Avrupa Birliği ile “Avrupa'nın yeniden silahlandırılması” girişimine katılma konusunda görüşmelerin önemli ilerleme kaydettiğini belirterek, 1 Temmuz'da Kanada Günü'ne kadar “somut bir sonuç” elde etmek istediğini söyledi.

Yeniden silahlanma planı, 800 milyar avroya ulaşabilecek geniş çaplı bir Avrupa Birliği yeniden silahlanma çabasının parçası. AB liderleri, bu çabanın kısmen, Rusya'yı Ukrayna'dan sonra başka bir Avrupa ülkesine saldırmaktan caydırmak için gerekli olduğunu söylüyorlar.

Carney'nin açıklamaları, NATO müttefiklerinin önümüzdeki zirvede yeni savunma harcamaları hedeflerini müzakereye hazırlandığı bir dönemde geldi. Carney, “NATO zirvesinde, ortaklardan karşılıklı koruma için daha fazla harcama yapmaları ve daha fazla çaba göstermeleri istenecek. Biz de buna katılacağız” dedi ve Kanada'nın askeri harcamalarını artıracağını, ancak bunun ülkeye fayda sağlayacak şekilde olacağını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Kanada Radyo ve Televizyon Kurumu'ndan aktardığına göre Kanada şu anda, gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık %1,37'sini savunmaya harcıyor. Carney, 2030 yılına kadar NATO'nun mevcut %2 hedefine ulaşma sözü verdi.



Paris'te bir hahama sandalye ile vuran Filistinli tutuklandı

Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
TT

Paris'te bir hahama sandalye ile vuran Filistinli tutuklandı

Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)

Paris polisi, dün bir hahama sandalyesiyle saldırarak Yahudi cemaatinin ve hükümetin öfkesini çeken bir Filistinliyi gözaltına aldı.

Bir polis kaynağı AFP’ye, tutuklunun Neuilly-sur-Seine'deki bir kafenin terasında oturan Haham Eli Lemel'e sandalye fırlatarak saldırdığını ve yüzüne vurduğunu söyledi.

Davaya aşina bir kaynak, onun Almanya'da yasadışı olarak yaşayan bir Filistinli ve eyaletinde seyahat etmesine izin veren bir belgeye sahip olduğunu söyledi.

Elinde bulunan Almanca kimlik belgelerine göre 28 yaşındaki fail Refah doğumlu. Savcılık, ağırlaştırılmış saldırı soruşturması açtığını vurguladı. 

Alninden yaralanan haham, geçen hafta Fransa'nın kuzeybatısındaki Deauville'de de benzer bir olay yaşadığını söyledi. Fransız televizyonuna yaptığı açıklamada, “Sanki... görünüşümüz nedeniyle sınıflandırılıyoruz, bu çok üzücü” dedi. Haham, başında kipa takıyordu ve uzun gri sakalı vardı.

Lemille, dün Paris'in banliyösünde bir kafede otururken kafasına bir sandalye ile vurulduğunu açıkladı. "Kendimi yerde buldum ve hemen kan aktığını hissettim." Dedi.

Olaydan şaşkına döndüğünü ve emin olmadığını, ilk başta bir pencereden veya bir binanın çatısından bir şeyin düştüğünü düşündüğünü, sonra saldırıya uğradığını fark ettiğini söyledi.

Başbakan François Bayrou, "Açıkça bir saldırıydı, çünkü kurbanın fiziksel görünümü... birinin öfkesini, nefretini ve saldırganlığını uyandırdı" ifadesini kullandı.

Başbakan, "toplumun durumunun kamusal tartışmanın radikalleşmesine yol açmasından" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Fransa Yahudi Kurumları Temsilci Konseyi (CRIF), X platformunda "anti-Semitik saldırıyı en güçlü şekilde" kınadı. Konsey Başkanı Elie Corchia, "Din karşıtı eylemlere karşı sıfır tolerans olmalı" dedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Paris'teki Holokost anıtı, üç sinagog ve bir restoranın mayıs ayı sonunda yeşil renge boyanması, İsrail'de öfkeye, Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapan Fransa'da ise sert kınamalara yol açtı.