Macron: Fransa, İsrail-Filistin ihtilafını sona erdirmek için iki devletli çözümü destekliyor

Tulkerim'de İsrail askeri araçlarının önünde ülkesinin bayrağını sallayan bir Filistinli (Reuters)
Tulkerim'de İsrail askeri araçlarının önünde ülkesinin bayrağını sallayan bir Filistinli (Reuters)
TT

Macron: Fransa, İsrail-Filistin ihtilafını sona erdirmek için iki devletli çözümü destekliyor

Tulkerim'de İsrail askeri araçlarının önünde ülkesinin bayrağını sallayan bir Filistinli (Reuters)
Tulkerim'de İsrail askeri araçlarının önünde ülkesinin bayrağını sallayan bir Filistinli (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün yaptığı açıklamada, İsrail-Filistin çatışmasının iki devletli bir çözümle sona ermesini arzuladığını yineledi ve Fransa'nın Ortadoğu politikasında çifte standart olmadığını söyledi.

Diplomatlar ve uzmanlar, Macron'un İsrail'i kızdıracak ve Batı'daki bölünmeleri derinleştirecek bir hamle olan Filistin devletini tanımaya meyilli olduğunu ifade ediyor.

Endonezya'dan konuşan Macron şu ifadeleri kullandı: “Sadece siyasi bir çözüm barışı yeniden sağlamayı ve uzun vadeli barışı inşa etmeyi mümkün kılacaktır. Yakında Suudi Arabistan ile birlikte New York'ta Gazze konulu bir konferans düzenleyerek bir Filistin devletinin tanınmasına ve iki devletin bölgede barış ve güvenlik içinde yaşama hakkının sağlanmasına yeni bir ivme kazandıracağız.”

uıo9p0
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa ve Endonezya, önümüzdeki ay düzenlenecek uluslararası konferansta İsrail ve Filistinliler arasında ‘karşılıklı tanıma’ konusunda ilerleme kaydedilmesi çağrısında bulundu.

İki ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, “Konferans, bir Filistin devletinin kurulmasına ve İsrail ile Filistin arasında karşılıklı tanımaya doğru geri dönülmez bir yol açılmasını sağlayacak olan bu çatışmanın barışçıl çözümü için siyasi ufku canlandırmalıdır” denildi.

Fransız bir diplomatik kaynak dün yaptığı açıklamada, Yahudi devleti ile Filistinliler arasındaki çatışmayı sona erdirecek iki devletli çözümün ‘her zamankinden daha fazla tehdit altında’ olduğunu kabul etti, ancak Haziran ayında New York'ta yapılacak konferans sırasında İsrail ile Arap devletleri arasında ‘tam ve kapsamlı bir normalleşmenin olası olmadığını’ söyledi.

Kaynak, “Mevcut olaylar bize bu çözümün hiçbir zaman bugün olduğundan daha gerekli olmadığını gösteriyor” dedi.

Fransa ve Suudi Arabistan, 17-20 Haziran tarihleri arasında New York'ta Filistin meselesine ilişkin uluslararası bir konferansa başkanlık edecek.

sdefrty6
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da binaların enkazı arasında dalgalanan Filistin bayrağı (AFP)

Fransız diplomatik kaynak konferansın, İsrail'in iki buçuk aydan fazla bir süredir kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini engelledikten sonra geniş çaplı askeri operasyonlarına yeniden başladığı Gazze Şeridi'nde son aylarda yaşanan ‘endişe verici’ yeni olayların arka planında gerçekleşeceğini açıkladı.

Geçen hafta itibariyle İsrail, Gazze Şeridi'ne sınırlı miktarda insani yardım girişine izin verdi.

u78ı9o
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda bir binanın yıkıntıları arasında oyun oynayan çocuklar (AFP)

AFP'ye konuşan kaynak, “Bu bağlamda Fransa'da bize öyle geliyor ki iki devletli çözüm her zamankinden daha fazla tehdit altında” dedi.

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “İki devletli çözüm, Gazze Şeridi'ndeki yıkım ve bazı İsrailli liderlerin bölge nüfusunun en azından bir kısmını sürme yönündeki oldukça açık arzuları nedeniyle tehdit altında. Geçtiğimiz otuz yıl boyunca bu çözümü engelleyen her şeyin ve engellerin farkındayız.”

Paris ve New York'taki paralel toplantılarda Suudi Arabistan ve Fransa, 17-20 Haziran tarihleri arasında Birleşmiş Milletler'in (BM) ev sahipliğinde düzenlenecek iki devletli çözüm konferansının hazırlıklarına başladı.

sdefrgt
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Paris'te Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot ile bir araya geldi. (SPA)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot Paris'te Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'den mevkidaşlarını (Prens Faysal bin Ferhan, Bedr Abdulati ve Eymen Safadi) konferansa hazırlık amacıyla düzenlenen bir çalışma oturumunda ağırladı. Bu toplantıya New York'taki BM merkezinde Fransa ve Suudi Arabistan'ın eş başkanlığında yapılan ve Suudi heyetinin başkanı Menal Rıdvan'ın ‘sembolik bir jest olarak değil, bölgesel barış için stratejik bir gereklilik’ olarak Filistin devletinin kurulması için ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulunduğu benzer bir toplantı eşlik etti.

Bu iki toplantı konferans hazırlıklarının ciddi bir şekilde başladığının ve iki ülkenin (Fransa ve Suudi Arabistan) siyasi bir çözüme kapı açacak gerçek bir atılım yapmak istediklerinin sinyallerini verdi.



İran'ın nükleer programı aktif... DMO casusları Avrupa fabrikalarında

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, geçtiğimiz ay nükleer programla ilgili bir sergide İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a santrifüj maketlerini gösterdi. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, geçtiğimiz ay nükleer programla ilgili bir sergide İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a santrifüj maketlerini gösterdi. (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

İran'ın nükleer programı aktif... DMO casusları Avrupa fabrikalarında

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, geçtiğimiz ay nükleer programla ilgili bir sergide İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a santrifüj maketlerini gösterdi. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, geçtiğimiz ay nükleer programla ilgili bir sergide İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a santrifüj maketlerini gösterdi. (İran Cumhurbaşkanlığı)

Avusturya istihbaratı, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) uzmanlık öğrenmek ve yeni teknolojiler transfer etmek amacıyla Avrupalı şirket ve fabrikalara casus yerleştirme girişimlerinin ardından, İran'ın uzun menzilli füzeler fırlatmak için kullanılabilecek nükleer faaliyetlerine ilişkin farklı bir değerlendirme yaptı.

Fox News'e göre, Avusturyalı yetkililer tarafından toplanan endişe verici istihbarat, ABD istihbaratının değerlendirmesiyle çelişiyor.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Mart 2025'te Senato İstihbarat Komitesi’ne verdiği brifingde, “ABD istihbaratı İran'ın nükleer silah yapmadığını ve Dini Lider Ali Hamaney'in 2003 yılında durdurduğu nükleer programa yeşil ışık yakmadığını değerlendirmeye devam ediyor” dedi.

Avusturya'nın FBI'sı olan Devlet Koruma ve İstihbarat Servisi, bir istihbarat raporunda, "İran, bölgesel siyasi güç elde etme hırslarını dayatmak ve hayata geçirmek için nükleer silahlar kullanarak kapsamlı bir yeniden silahlanma peşinde, rejimi saldırılara karşı bağışık hale getirmek ve Ortadoğu'da ve ötesinde hegemonyasını genişletmek ve sağlamlaştırmak istiyor" ifadeleri yer aldı.

211 sayfalık rapora göre, İran'ın nükleer silah geliştirme programı son derecede ileri düzeyde ve İran, nükleer savaş başlıklarını uzun mesafelere taşıyabilecek balistik füzelerden oluşan ve giderek büyüyen bir cephaneliğe sahip.

Raporda, İran'ın kendisini saldırılara karşı savunmasız bırakmamak için sistematik olarak nükleer silahlanma peşinde olduğu kaydedildi.

 İran Atom Enerjisi Kurumu'na ait bir tesiste bulunan gelişmiş santrifüj örnekleri, Kasım 2019 (AFP)İran Atom Enerjisi Kurumu'na ait bir tesiste bulunan gelişmiş santrifüj örnekleri, Kasım 2019 (AFP)

Sahte şirketler ağı

Rapora göre İran istihbarat servisleri, kriz bölgelerindeki bağlantılarını kullanarak, İsrail ve ABD'nin ele geçirilen ya da yönlendirilen insansız hava araçları (İHA) gibi Batılı askeri teknolojileri elde ediyor. Bu yüksek teknolojili silahlar sökülüp analiz edildikten sonra yeniden üretiliyor ve bunun için genellikle Batı yaptırımlarına tabi olmayan ülkelerdeki ön şirketlerden satın alınan bileşenler gerekiyor.

Avrupalı enstitü ve şirketlerin sahip olduğu bilgi ve teknolojiler, İran'ın askeri sanayisinin gelişmesinde büyük önem taşıyor. Raporda, “İran rejiminin emirleri doğrultusunda istihbarat servisi, İslam Cumhuriyeti'nin emellerini desteklemek amacıyla, kitle imha silahları ve bunların dağıtım sistemlerini inşa etmek için gereken uzmanlığın yanı sıra, çift kullanımlı mallar da dahil olmak üzere teknoloji ve malzeme edinmeye çalışıyor” denildi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Ekim 2022'de İran yapımı Muhacir-6 İHA’yı düşürdükten ve enkazını Karadeniz'den çıkardıktan sonra, İHA’nın motorunun Rotax adlı tanınmış bir Avusturya şirketi tarafından üretildiğini keşfettiklerini ve bunun İran'a yönelik Avrupa Birliği (AB) silah yaptırımlarının ihlal edildiğini gösterdiğini duyurdu.

Ekim 2020'de ABD'nin, DMO ve İran Ulusal Tanker Şirketi de dahil olmak üzere bir dizi İranlı kişi ve kuruluşa yönelik yeni yaptırımlar açıklamasının ardından Avusturyalı İHA motoru tedarikçisi Rotax, DMO’ya motor satışını durdurduğunu açıkladı. Bu hamle, şirketin ABD'nin yeni yaptırımlarına uyumunun bir parçası.

Avusturya Terörle Mücadele Kurumu'nun raporunda, “Nükleer silahların yayılması alanında, İranlıların İran'ın silahlanma programlarını desteklemek üzere hassas bilgiler edinmek amacıyla metalürji ve elektrik mühendisliği sektörlerindeki Avusturyalı şirketlere, giderek artan sayıda iş başvurusunda bulundukları gözlemlenmiştir” ifadesi yer aldı.

Avusturya Yayın Kurumu tarafından yayınlanan bir rapora göre casusluk faaliyetlerinde de bir artış söz konusu. Raporda, “Özellikle Avusturya'daki ekonomi ve araştırma kurumları, ekonomik ve bilimsel bilgi arayan yabancı aktörler için önemli bir hedef haline geldi” denildi.

Daha önce Avrupa ülkeleri İranlı öğrencilerin havacılık ve uzay, nükleer fizik gibi disiplinlerde eğitim almalarına ciddi kısıtlamalar getirmişti.

İran'ın bölgesel çatışmalara müdahalelerine de değinilen raporda, 21. yüzyılın ikinci on yılından bu yana, Suriye ve Filistin'deki savaş ve kriz bölgeleri gibi bir dizi bölgesel çatışmada silah tedariki yoluyla İran'ın etkisinin önemli ölçüde arttığı belirtildi.

İran müzakere ekibi geçtiğimiz hafta cuma günü Umman'ın Roma Büyükelçiliği'nden ayrılırken (Reuters)İran müzakere ekibi geçtiğimiz hafta cuma günü Umman'ın Roma Büyükelçiliği'nden ayrılırken (Reuters)

‘Büyükelçilik istihbarat görevlilerini saklıyor’

Şarku’l Avsat’ın Fox News'ten aktardığına göre Avusturya istihbarat raporunun sonuçları, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la nükleer krizi çözmek için yürüttüğü müzakereleri zorlaştırabilir. Zira raporda yer alan veriler rejimin nükleer silah arayışından vazgeçmeyeceğini gösteriyor.

İran'ın kapasitesini net bir şekilde ortaya koymasının yanı sıra raporun ilginç yanı, Avusturya'nın İran'ın nükleer faaliyetlerini araştıran Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) ev sahipliği yapması.

Rapora göre başkent Viyana aynı zamanda İran'ın Avrupa'daki en büyük büyükelçiliklerinden birine ev sahipliği yapıyor ve bu büyükelçilik ‘istihbarat görevlilerini diplomatik kılıf altında saklıyor’.

Raporda, “İran istihbarat servisleri, askeri teçhizat, yayılmaya duyarlı teknolojiler ve kitle imha silahları malzemeleri elde etmek için engelleme stratejileri geliştirmeye ve uygulamaya alışkındır” ifadesi yer aldı.

2021 yılında bir Belçika mahkemesi, Viyana'da çalışan eski İranlı diplomat Esedullah Esedi'yi, 2018 yılında Paris dışında düzenlenen ve on binlerce muhalifin katıldığı bir İran muhalefet mitingini bombalamayı planlamak suçundan mahkûm etti. Trump'ın o dönemdeki kişisel avukatı olan eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani de katılımcılar arasındaydı.

Avusturya'nın raporu, Alman ve İngiliz değerlendirmeleriyle büyük ölçüde benzerlik gösteriyor. İki hükümet (Almanya ve Birleşik Krallık) 2007 yılında ABD istihbaratına, İran'ın nükleer programının 2003 yılında sona erdiği yönündeki değerlendirmesinin yanlış olduğuna inandıklarını açıkça belirtti.

Alman değerlendirmesi, o dönemde Washington'da bulunan Almanya Federal Haber Alma Servisi Başkanı’ndan geldi. Birleşik Krallık'tan gelen bilgi ise 2007 istihbarat değerlendirmesinin yayınlandığı gün, üst düzey bir nükleer silahların yayılmasını önleme yetkilisinden geldi. Almanlar, ABD'nin ellerindeki verileri yanlış yorumladığını iddia etti.

Planet Labs uydusu tarafından çekilen bir fotoğrafta, İran'ın orta kesimindeki Natanz Nükleer Tesisi yakınlarında yapılan kazılar görülüyor, 14 Nisan 2023. (AP)Planet Labs uydusu tarafından çekilen bir fotoğrafta, İran'ın orta kesimindeki Natanz Nükleer Tesisi yakınlarında yapılan kazılar görülüyor, 14 Nisan 2023. (AP)

‘İran karşıtı atmosfer’

Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avusturya hükümetinden istihbarat servisinin İran'ın nükleer programıyla ilgili yayınladığı rapora ilişkin resmi bir açıklama talep etti.

Tesnim haber ajansına göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi dün yaptığı açıklamada, “İran'ın nükleer programının barışçıl olduğunu sorgulayan rapor, sadece İran'a karşı bir medya atmosferi yaratmak amacıyla üretilmiş, yanlış ve temelsiz bir rapordur. Bu nedenle söz konusu rapor, herhangi bir inandırıcılık ya da güvenilirlikten yoksundur” değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması üyeliğine atıfta bulunan Bekayi, “Avusturya istihbarat teşkilatının bu eylemi UAEA'nın güvenilirliğini zayıflatmıştır” dedi.

Bekayi, İsrail'in çeşitli kitle imha silahlarıyla silahlanmasına kasıtlı olarak sessiz kalan Avusturya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin aksine İran'ın nükleer silahlara ve diğer kitle imha silahlarına şiddetle karşı olduğunu ve Batı Asya bölgesinin kitle imha silahlarından arındırılması fikrini güçlü bir şekilde desteklediğini açıkladı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise ‘bir anlaşmaya varmanın yolunun medya kampanyalarından değil, müzakere masasından geçtiğini’ ifade etti. ‘İran ve ABD arasındaki diplomasiye ilişkin yanlış söylentiler’ olarak nitelendirdiği haberleri eleştiren Arakçi, “İran'ın ABD politikalarını eleştirenlere saldırmak için bir araç olarak kullanılmasının, İsrail standartlarına göre bile ahlaki bir düşüş olduğunu” vurguladı.