Körfez ülkelerinden Trump’a İran uyarısı: Saldırı istemiyoruz

İran, Buşehr Nükleer Santrali'ne yeni yatırım çekmeyi planlıyor (Reuters)
İran, Buşehr Nükleer Santrali'ne yeni yatırım çekmeyi planlıyor (Reuters)
TT

Körfez ülkelerinden Trump’a İran uyarısı: Saldırı istemiyoruz

İran, Buşehr Nükleer Santrali'ne yeni yatırım çekmeyi planlıyor (Reuters)
İran, Buşehr Nükleer Santrali'ne yeni yatırım çekmeyi planlıyor (Reuters)

Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), İran'ın nükleer tesislerine saldırıya karşı çıktığını ABD Başkanı Donald Trump'a ilettiği aktarılıyor.

İsrail medyasındaki haberlere göre üç ülkenin liderleri, 13-16 Mayıs'ta Ortadoğu turuna çıkan Trump'la yaptığı görüşmelerde, İran'a askeri operasyon seçeneğine karşı olduklarını söyledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın, Trump'tan nükleer anlaşma için İran'la çalışmayı sürdürmesini istediği belirtiliyor.

Ayrıca üç ülkenin de İran'a İsrail tarafından saldırı düzenlenmesi durumunda kendilerinin de hedef alınabileceğinden endişelendiği aktarılıyor.

New York Times'ın çarşamba günü yayımladığı haberde, ABD ve İran arasında anlaşma sağlansa bile İsrail'in nükleer tesisleri hedef alabileceği belirtilmişti. Trump da haberi doğrulayarak, geçen hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla telefon görüşmesinde, İran'la müzakereleri sekteye uğratacak bir saldırı yapmamasını istediğini belirtmişti.

Diğer yandan ABD Başkanı, İran'la nükleer müzakerelerin olumsuz sonuçlanması durumunda İsrail'in saldırılarına destek verileceği tehdidini de savurmuştu.

Müzakerelerdeki en tartışmalı konulardan biri İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesinin sınırlandırılması. Netanyahu, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve nükleer silah elde etmesini engelleyecek her türlü anlaşmaya saygı duyacağını söylemişti. Tahran ise uranyum zenginleştirme seviyelerinin değiştirilebileceğini fakat süreci tamamen durdurmaya yanaşmayacaklarını bildirmişti.

Wall Street Journal'ın haberinde, İsrail'in Trump yönetiminin müzakerelerde uranyum zenginleştirmeme şartını kaldırabileceğinden endişelendiği ifade ediliyor. Washington'ın, Tahran'ın belirli seviyede uranyum zenginleştirmesini kabul etmesi halinde Tel Aviv'in bir açmaza gireceğine dikkat çekiliyor. Böyle bir senaryoda İsrail hem İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen sonlandırılmasını sağlayamamış olacak hem de nükleer tesislere saldırı seçeneği kısıtlanacak.

İsrail, 1981'de Irak'a ait bir nükleer reaktörü, 2007'de Suriye'ye ait bir nükleer reaktörü imha etmişti. Netanyahu'nun eski ulusal güvenlik danışmanı Yaakov Amidror, İsrail'in yine bağımsız hareket edebileceğini söylüyor:

İyi bir anlaşma yapılmasını tercih ederiz. Kötü bir anlaşma yapılırsa ABD karşı çıksa bile İsrail, İran'ın nükleer programını yok etmek için güç kullanmalıdır.

İran ve ABD, nükleer anlaşma için son dönemde yoğun diplomasi trafiği yürütüyor. Taraflar toplamda 5 kez bir araya geldi: 12 Nisan'da Umman'ın başkenti Muskat'ta, 19 Nisan'da İtalya'nın başkenti Roma'da, 26 Nisan ve 11 Mayıs'ta Muskat'ta, son olarak da 23 Mayıs'ta Roma'da görüşme yapıldı.

Independent Türkçe, Times of Israel, Wall Street Journal



İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
TT

İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)

Tahran bugün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, aralarında İran'ın da bulunduğu 12 ülke vatandaşlarının ABD'ye seyahat etmesini yasaklama kararını kınadı.

İran Dışişleri Bakanlığı Yurt Dışındaki İranlılar Genel Müdürü Ali Rıza Haşimi Reca, ABD'nin kararının ‘ABD politika yapıcıları arasında üstünlük ve ırkçılığın hâkim olduğunun açık bir kanıtı’ olduğunu söyledi.

Reca, 12 ülkenin vatandaşlarına seyahat yasağı ve diğer yedi ülkenin vatandaşlarına giriş kısıtlamaları getirme kararının, ‘ABD politika yapıcılarının İran halkına ve Müslüman halklara yönelik derin düşmanlığını gösterdiğini’ belirtti.

Reca, ABD'nin kararının ‘uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini’ ve ‘yüz milyonlarca insanın yalnızca milliyetleri ya da dinleri temelinde seyahat etme hakkını’ yasakladığını ifade etti.

Reca, söz konusu kararın ‘sistematik ırk ayrımcılığı’ teşkil ettiğini ve ABD'ye ‘uluslararası sorumluluk’ yükleyeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı'na göre İran'ın ABD'de 1,5 milyon vatandaşı bulunuyor ve bu rakam yurtdışındaki en büyük İranlı topluluğu oluşturuyor.

Trump'ın çarşamba günü açıkladığı kararnameye göre pazartesi günü 12:01'den itibaren 12 ülkenin vatandaşlarının ABD'ye girişleri yasaklanacak.

Kararname kapsamındaki ülkeler Afganistan, Myanmar, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen.

Trump'ın ülkeyi ‘yabancı teröristlere’ karşı korunmak için gerekli olduğunu söylediği yasak, 2017-2021 yılları arasındaki ilk döneminde uyguladığı benzer bir hamleyi hatırlatıyor.