Kurban Bayramı yaklaşırken siber saldırılara ilişkin endişeler neden artıyor?

Uzmanlar: Sıfır güven modeli ve gerçek zamanlı izleme, dijital zirveler sırasında temel savunma stratejileridir. (Shutterstock)
Uzmanlar: Sıfır güven modeli ve gerçek zamanlı izleme, dijital zirveler sırasında temel savunma stratejileridir. (Shutterstock)
TT

Kurban Bayramı yaklaşırken siber saldırılara ilişkin endişeler neden artıyor?

Uzmanlar: Sıfır güven modeli ve gerçek zamanlı izleme, dijital zirveler sırasında temel savunma stratejileridir. (Shutterstock)
Uzmanlar: Sıfır güven modeli ve gerçek zamanlı izleme, dijital zirveler sırasında temel savunma stratejileridir. (Shutterstock)

Kurban Bayramı yaklaşırken ve Ortadoğu'da dijital faaliyetler artarken, özellikle bu dönemde alışverişlerin artması ve dijital platformların yoğun kullanımıyla birlikte siber saldırı korkusu da artıyor. Deepfake, DDoS saldırıları ve nesnelerin interneti (IoT) açıklarının istismar edilmesi gibi sofistike siber tehdit dalgasının yükseldiği tahmin ediliyor. Saldırı yöntemleri hızla gelişirken, savunma yöntemlerinin de aynı hızda gelişmesi zorunlu.

rfgty
Siber güvenlik şirketi Phosphorus'un Ortadoğu'dan sorumlu Başkan Yardımcısı Usame ez-Zubi (Phosphorus)

Siber güvenlik şirketi Phosphorus'un Ortadoğu'dan sorumlu Başkan Yardımcısı Usame ez-Zubi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz yılki Kurban Bayramı'ndan bu yana saldırılar önemli ölçüde gelişti ve geleneksel kimlik avından özellikle finans sektöründe yapay zekâ taklidi gibi daha sofistike tekniklere geçiş yaptı” dedi.

Kesintiden hasara

Bayram sezonları tipik olarak DDoS saldırılarında bir artışa sahne olur. 2024'ün ilk çeyreğinde, 280 gigabite ulaşan üç haftalık bir kampanya da dahil olmak üzere 200'den fazla yüksek etkili saldırı kaydedildi. Bu saldırıların çoğu, güvenlik kameraları ve yönlendiriciler gibi güvensiz IoT cihazlarına dayanan botnetler aracılığıyla gerçekleştirildi. Zubi, Dubai ve Riyad gibi şehirlerde bağlantılı cihazların hızla yaygınlaşmasının bazen mevcut güvenlik kapasitesini aşabildiğini belirterek, “Zayıf şifreler, gecikmeli güncellemeler ve ürün yazılımı güncellemelerinin göz ardı edilmesi saldırganlar için kolay kapılar açıyor” ifadesini kullandı.

Bayramlar, saldırı mevsimi oluyor

Seyahat uygulamalarına güvenmek, QR kodlarını taramak veya dijital bağış kampanyalarıyla etkileşimde bulunmak gibi kullanıcı davranışlarındaki değişiklikler nedeniyle tatil dönemlerinde risk artar. Saldırganlar bu alışkanlıklardan faydalanarak meşru kuruluşları taklit ediyor ve kurbanları sahte sayfalara yönlendiriyor. Zubi, seyahat rehberi ya da bağış platformu gibi görünen uygulamaların yanı sıra sahte portallara yönlendiren QR kodlarına karşı da uyardı. Çok faktörlü kimlik doğrulama, sıkı dahili doğrulama mekanizmaları ve dijital platformların sürekli izlenmesini önerdi.

Görünmez tehdit

Kuruluşlar, özellikle operasyonel (OT) ve endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) ortamlarında, doğrudan yönetilmeyen cihazları genellikle ihmal ederler. Bunlar arasında HVAC sistemleri, kameralar ve dijital tabelalar yer alır.

hyu
Güvenlik araştırmacıları: Yama uygulanmamış veya yönetilmeyen cihazlar, özellikle IoT ortamlarında, saldırganlar tarafından istismar edilen güvenlik açıklarıdır. (Shutterstock)

Zubi'ye göre, CCTV kameraları gibi güncellenmemiş veya yanlış yapılandırılmış cihazlar, özellikle varsayılan kimlik bilgileri veya güncel olmayan yazılımlar kullanıldığında önemli bir güvenlik açığıdır. Zubi, gerçek zamanlı izlemenin ve olağandışı davranışları erkenden tespit etmek için otomatik tespit araçlarının kullanılmasının önemini vurguladı.

Koruma hız ile başlar

Saldırılar hızlandıkça, düzenli taramalar artık yeterli değildir. Zubi, gerçek zamanlı izlemenin dijital bir gözetleme kulesi gibi olduğunu, şüpheli etkinlikleri gerçek zamanlı olarak tespit ettiğini ve güvenlik ekiplerine hasar artmadan önce müdahale etme şansı verdiğini söylüyor. Hassas dönemlerde şirketler güvenlik ekiplerini güçlendiriyor ya da harici izleme hizmetleriyle anlaşıyor ve gerçek hayattaki bilgisayar korsanlığı senaryolarını simüle eden saha tatbikatları düzenliyor.

‘Sıfır güven’ modeli... Gelişmiş bir güvenlik felsefesi

Zubi, herhangi bir iletişim veya eylemin ancak sürekli doğrulamadan sonra yetkilendirildiği sıfır güven modelini temel bir çözüm olarak öneriyor. Zubi, “Dijital işlemlerin arttığı bayram döneminde, iyi niyet varsaymayan, ancak her adımda doğrulama gerektiren bir modele ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

Saldırganların sofistike kimlik avı ve taklit mesajları oluşturmak için yapay zekayı kullandığı bir dönemde, güvenlik ekipleri de yapay zekayı kullanarak yeteneklerini artırıyor. Zubi, yapay zekâ destekli güvenlik operasyon merkezlerinin özellikle altyapı ve akıllı ulusal projeler için bir gereklilik haline geldiğini söylüyor. Zubi ayrıca, “Şüpheli oturum açma girişimlerinden toplu kimlik avı kampanyalarına kadar çok büyük miktarda veriyi analiz etmek için yapay zekâ gerekli hale geldi” dedi.

Savunma temellerle başlar

Araçların gelişimine rağmen, yazılım güncellemeleri, varsayılan şifrelerin değiştirilmesi ve ağ segmentasyonu gibi temel uygulamalar halen ilk savunma hattıdır. KOBİ'lerin güncellemeleri ve parola yönetimini otomatikleştirerek kendilerini koruyabileceklerini söyleyen Zubi, ‘insan hatasının halen en büyük tehdit olduğunu ve gerçek bir farkındalık kültürü oluşturmak için sürekli eğitim ve sahte kimlik avı tatbikatlarının gerekli olduğunu’ belirtti.

Gelişmiş düzenlemeler ve mevzuat

Körfez'de, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE), nesnelerin internetine (IoT) odaklanan yeni yasal çerçevelerle siber ortamı düzenleme çabaları hızlanıyor. Zubi, kritik dönemlerde kapsamlı koruma sağlamak için düzenlemelerin geleneksel ağları ve bağlantılı ortamları da kapsamasını bekliyor.

Zubi sözlerini şöyle noktaladı: “Siber güvenlik artık sadece bir olay müdahalesi değil, iş modelinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.”



ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
TT

ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 500 milyon dolar fon sağlamayı planlıyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Reuters'a konuşan yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın GHF'ye gönderilecek parayı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) fonundan alacağını söylüyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, USAID'in faaliyetlerinin askıya alınacağını ve kuruluşun Dışişleri Bakanlığı bünyesine taşınacağını şubatta duyurmuştu.

Kaynaklar, yardımın İsrail tarafından talep edildiğini belirtiyor. Buna göre Tel Aviv yönetimi Washington'la iletişime geçerek GHF'nin 180 günlük faaliyet masraflarının karşılanmasını istedi. 

Gazze'de geçen ay yardım dağıtmaya başlayan ABD ve İsrail destekli kuruluş, çalışmalarını bağımsız şekilde yürüttüğünü savunuyor. Ancak İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın çarşamba günkü haberinde, Binyamin Netanyahu yönetiminin GHF'ye 700 milyon Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 8 milyar TL) fon sağladığı öne sürülmüştü. İsrail Başbakanlık Ofisi ve radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise iddiaları yalanlamıştı. 

GHF'nin Gazze'deki faaliyetleri, İsrail bombardımanı altındaki bölgede kaosu daha da artırdı. Reuters'ın aktardığına göre 1-3 Haziran'da GHF'nin yardım noktalarında yaşanan saldırılarda en az 80 Filistinli öldürüldü. AA'nın rakamlarına göre gıda yardımı almak isterken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 27 Mayıs'tan bu yana 115’e yükselirken yaralı sayısı 580’i geçti.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. 

İsrail ordusuysa sivillere doğrudan ateş edilmediğini ve düzenin sağlanması için uyarı atışı yapıldığını öne sürüyor.

Tartışmalı yardım kuruluşunun CEO'su Jake Wood, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu bir şekilde işini yapmasının imkansız olduğunu vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel