Kosova, ABD'den sınır dışı edilen göçmenleri kabul edecek

Görevden ayrılan Kosova Başbakanı Albin Kurti (AFP)
Görevden ayrılan Kosova Başbakanı Albin Kurti (AFP)
TT

Kosova, ABD'den sınır dışı edilen göçmenleri kabul edecek

Görevden ayrılan Kosova Başbakanı Albin Kurti (AFP)
Görevden ayrılan Kosova Başbakanı Albin Kurti (AFP)

Kosova'nın görev süresi sona eren Başbakanı Albin Kurti, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin “Washington'un talebini” kabul ettiğini ve ABD'den sınır dışı edilen üçüncü ülke vatandaşı 50 kişiyi kabul edeceğini duyurdu.

Fransız haber ajansı AFP'nin haberine göre Kurti Facebook'ta yaptığı paylaşımda, Kosova'nın ABD'ye “destek ve iş birliği” için minnettarlığını dile getirdi ve anlaşmanın bir yıllık olduğunu, Avrupa'nın en yoksul ülkelerinden biri olan Kosova'ya gönderilecek kişilerin ABD'nin “önerdiği listeden” seçileceğini ifade etti.

Bu açıklama, Kaliforniya eyaletinde Başkan Donald Trump'ın uyguladığı sert göçmenlik politikalarına karşı protestoların devam ettiği bir dönemde geldi.

Ayrıca, Kosova ile Danimarka arasında, Balkanlar'daki hapishanelerde cezasını çekecek mahkumları kabul etmek için birkaç ay önce bir anlaşma imzalanmıştı.

Pristina, bu adımı, 2008'de bağımsızlığını ilan ettiğinden beri eski Sırp işgaline karşı savunuculuk yapan ABD'ye “Kosova'nın sonsuz minnettarlığını” göstermek için bir araç olarak değerlendirdi.

Kosovalılar kendilerini dünyanın ABD'yi en çok seven halkı olarak tanımlıyor ve başkent Pristina'nın her yerinde ABD bayrakları dalgalanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre şehrin en büyük caddelerinden biri eski Başkan George W. Bush'un adını taşıyor, ayrıca onun öncülü Bill Clinton'ın adını taşıyan bir cadde ve heykeli de bulunuyor.

ABD'nin popülaritesi, büyük siyasi ve ekonomik nüfuzuyla birleşiyor. Kosova'nın bazı sakinleri şaka yollu olarak, ülkelerinin iki hükümeti olduğunu söylüyor: Biri vatandaşlar tarafından seçilen, diğeri ise ABD Büyükelçiliği'nde bulunan ve açıklamaları yakından takip edilen hükümet.



İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
TT

İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İsrail Başbakanlık Ofisi'ne göre İran genişlettiği hava saldırılarına karşılık olarak, İsrail'e yüzlerce roket fırlattı. Cuma gününden bu yana devam eden saldırılar sonucu 24 İsrailli öldü.

Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW), İran'ın saldırılarının hızının şimdilik yavaşladığını belirterek, İran'ın yakında füzelerinin tükenebileceğine dair şüpheleri arttırdı.

Şarku’l Avsat’ın Fortune dergisinden aktardığı habere göre ISW dün yayınladığı raporda, İran'ın ‘beklenenden daha az sayıda ve azalan bir oranda füze fırlattığını’ bildirdi. ISW bunu, İsrail'in İran'ın füze stokunu hedef almasına bağladı.

Raporda, “İsrail saldırısının başladığı 12 Haziran'dan bu yana İran'ın İsrail'i hedef alan füze saldırılarının sıklığı azaldı, bu da İsrail saldırılarının İran'ın İsrail'e füze atma hızını etkilediğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulunuldu.

ISW'nin tahminlerine göre İran cuma ve cumartesi günleri 100-200 füze kullanarak altı saldırı dalgası başlattı. Ancak cumartesi gününden sonra İran her biri 35-40 füzelik sadece iki saldırı dalgası gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Tahran'ın İsrail'e bin balistik füze fırlatmayı planladığına dair çeşitli haberler geldi.

ISW'nin raporunda, “İran, İsrail'e verdiği karşılıkta başlangıçta planladığından çok daha az mühimmat kullandı. Bunun nedeni muhtemelen İsrail ordusunun İran'ın İsrail'e karşılık vermek için kullanmayı planladığı roketatarları ve siloları imha etmesi ve hasar vermesiydi” ifadeleri yer aldı.

Mevcut çatışma başlamadan önce ABD ve İsrail'in tahminlerine göre İran'ın füze stoku 2 bin civarındaydı. Ancak ISW'ye göre bunların hepsi İsrail'e ulaşacak kadar menzile sahip değil.

Fortune dergisine göre şayet ISW'nin verdiği rakamlar doğruysa, İran'ın İsrail'e yönelik mevcut füze atışları uzun sürmeyebilir. Bu da Tahran'ı füze atmadan karşılık vermenin yollarını aramaya zorlayabilir.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi İsmail Kosari cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin, küresel petrol tüketiminin yüzde 21'ine eşdeğer bir miktarın, yani günde yaklaşık 21 milyon varilin geçtiği stratejik Hürmüz Boğazı'nı kapatmayı ciddi olarak değerlendirdiğini söyledi.

İran füzeleri bugün şafaktan önce Tel Aviv ve İsrail'in liman kenti Hayfa'yı vurarak en az sekiz kişinin ölümüne ve çok sayıda evin yıkılmasına neden oldu.

İran bombardımanı, Tel Aviv'in yoğun nüfuslu mahallesindeki birkaç apartmanı yerle bir etti ve şehirdeki ABD Büyükelçiliği’ne sadece birkaç yüz metre mesafedeki otel ve evlerin camlarını kırdı. ABD Büyükelçisi binada küçük çaplı hasar meydana geldiğini, ancak personelden yaralanan olmadığını bildirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), son saldırıda İsrail'in çok katmanlı savunma sistemlerinin birbirini hedef almasını sağlayan ve İran'ın birçok hedefi başarıyla vurmasına olanak tanıyan yeni bir teknik kullanıldığını söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

DMO tarafından yapılan açıklamada, “ABD ve Batılı güçlerin kapsamlı desteğine ve İsrail'in en son savunma teknolojilerine sahip olmasına rağmen, bu operasyonda kullanılan girişimler ve yetenekler, füzelerin işgal altında bulunan topraklardaki hedefleri başarıyla vurmasına yol açtı” denildi.

İsrail ordusu saldırılarla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi. İsrail'den önleyici füzelerin birbirlerini vurduğuna dair herhangi bir haber gelmedi.

İsrailli yetkililer defalarca Demir Kubbe savunma sisteminin yüzde 100 aşılmaz olmadığını söyledi ve önümüzdeki zor günler konusunda uyarıda bulundu.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tahran'ın kibirli diktatörü, İsrail'in sivil cephesini hedef alan ve İsrail ordusunun, kendi kabiliyetlerini yok eden saldırılarını sürdürmesini engellemek isteyen korkak bir katil haline geldi. Tahran halkı yakında bunun bedelini ödeyecek.”

İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, İran'daki ölü sayısının en az 224'e ulaştığını ve bunların yüzde 90'ının sivil olduğunu açıkladı.