Hindistan'da 242 kişiyi taşıyan yolcu uçağı düştü

TT

Hindistan'da 242 kişiyi taşıyan yolcu uçağı düştü

Hindistan'da 242 kişiyi taşıyan yolcu uçağı düştü

Air India bugün yaptığı açıklamada, Hindistan'ın Ahmedabad şehrinden Londra Gatwick Havalimanı'na giden uçaklarından birinin ‘kaza’ geçirdiğini bildirdi.

Air India Sözcüsü X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hindistan'ın Ahmedabad şehrinden Londra Gatwick Havalimanı'na giden AI171 sefer sayılı uçak bugün bir kazaya karıştı. Ayrıntıları kontrol ediyoruz ve mümkün olan en kısa sürede yeni bilgileri paylaşacağız” ifadelerini kullandı. Hindistan Sivil Havacılık Kurumu düşen Air India uçağında 242 kişinin bulunduğunu duyurdu.

Havayolu şirketi, düşen uçakta 169 Hintli ve 53 İngiliz’in bulunduğunu açıkladı.

AI171 sefer sayılı uçuşta 200'den fazla yolcu alabilen bir Boeing 787-8 Dreamliner kullanıyordu. İtfaiye yetkilileri AFP'ye daha fazla ayrıntı vermeden bir uçağın düştüğünü söylerken, bir muhabir şehrin havaalanından yükselen yoğun duman bulutlarını gözlemlediğini aktardı.

Yerel televizyon kanallarında yayınlanan görüntülerde, Ahmedabad'da bulunan havaalanı yakınlarındaki kaza alanından dumanların yükseldiği görüldü.

yjuı
Hindistan'ın kuzeybatısındaki Ahmedabad kentinde uçak kazasının meydana geldiği yerde çalışan itfaiyeciler (AP)

Hindistan Sivil Havacılık Kurumu Genel Müdürü Faiz Ahmed Kidwai AP'ye yaptığı açıklamada, AI171 sefer sayılı Boeing 787 uçağının yerel saatle 13:38'de kalkıştan beş dakika sonra Meghani Nagar adlı bir yerleşim bölgesine düştüğünü söyledi.



BM, Afrika'da DEAŞ ve El Kaide tehdidi ile Suriye'de artan riskler konusunda uyardı

DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
TT

BM, Afrika'da DEAŞ ve El Kaide tehdidi ile Suriye'de artan riskler konusunda uyardı

DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)

Uzmanlar, yeni bir raporda, DEAŞ ve El Kaide ile bağlantılı aşırılıkçıların oluşturduğu tehdidin Afrika'nın bazı bölgelerinde en yoğun olduğunu, grupların "dış operasyonlar için stratejik bir üs" olarak gördüğü Suriye'de ise riskin arttığını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi'ne dün sunulan ve dağıtılan raporda, Batı Afrika'daki El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNIM) ile Doğu Afrika'daki El Kaide bağlantılı Eş-Şebab'ın topraklarını genişletmeye devam ettiği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre her iki gruba yönelik yaptırımları izleyen uzmanlar, "grubun Afrika'nın bazı bölgelerine doğru kaymasını" kısmen DEAŞ'ın Ortadoğu'da terörle mücadele baskıları sonucu yaşadığı kayıplar nedeniyle devam ettiğini açıkladı.

Uzmanlar ayrıca, "yabancı terörist savaşçıların Orta Asya ve Afganistan'a geri dönmesi ve bunun bölgesel güvenliği tehlikeye atması konusunda artan endişeler" olduğunu da ifade etti.

Uzmanlar, DEAŞ'ın Avrupa ve Amerika için "en önemli tehdit" olmaya devam ettiğini, bunun da çoğunlukla grubun Afganistan merkezli Horasan kolu tarafından sosyal medya ve şifreli mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla devşirilen kişiler aracılığıyla gerçekleştiğini belirtti.

Amerika Birleşik Devletleri'nde uzmanlar, iddia edilen birçok terör saldırısı planının "büyük ölçüde Gazze-İsrail çatışmasından" veya DEAŞ tarafından radikalleştirilen kişilerden kaynaklandığını ifade etti.

Raporda, 1 Ocak'ta New Orleans'ta DEAŞ’a bağlılık yemini edip kalabalığın üzerine arabayla dalarak 14 kişiyi öldüren Amerikalı bir adamın hikayesine yer verildi. Bu, 2016'dan beri Amerika Birleşik Devletleri'nde El Kaide veya DEAŞ tarafından gerçekleştirilen en kanlı saldırı olarak nitelendirildiğine dikkat çekildi. Raporda ayrıca “yetkililerin, aralarında planlanan saldırılar da dahil olmak üzere birçok saldırının engellendiği” belirtildi.

"DEAŞ’tan ilham alarak Michigan'daki bir askeri üsse toplu saldırı düzenlediler" ve Horasan kolu Amerikalılara yönelik saldırı planları konusunda uyarılarda bulundu.

Uuzmanlar Sahel bölgesinde, Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin’in (CNIM) faaliyetlerini genişlettiğini ve Kuzey Mali ile Burkina Faso'nun büyük bölümünde "göreceli bir özgürlükle" faaliyet gösterdiğini belirtti. Sahra'daki DEAŞ faaliyetleri de özellikle grubun varlığını pekiştirmeye çalıştığı Nijer ve Nijerya sınırı boyunca "yeniden canlandı."