Trump: İsrail'in İran'a saldırması çok muhtemel

Washington, Tahran'ın yanıtının Tel Aviv'in savunmasını altüst edip ciddi hasara yol açabileceği uyarısında bulundu

TT

Trump: İsrail'in İran'a saldırması çok muhtemel

Trump: İsrail'in İran'a saldırması çok muhtemel

ABD Başkanı Donald Trump, bugün (Perşembe) İsrail'in İran'a saldırması ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti, ancak Washington ve Tahran'ın nükleer anlaşmaya yaklaşması nedeniyle İsrail'in bunu yapmasını istemediğini vurguladı ve İran ile çatışmayı önlemek istediğini ifade etti.

Trump bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a saldırmasının çok muhtemel olduğunu söyledi. Bir basın toplantısında, İsrail'in saldırısının “yakın” olduğunu söylemek istemediğini, ancak bunun “olası” olduğunu belirtti.

Trump, “Yakında Ortadoğu'da bir şeyler olabilir. İran ile bir çatışmayı önlemek istiyorum, ancak İran bize vermeye hazır olmadığı şeyleri vermeli. İran ile bir anlaşma imzalamak istiyorum, buna yaklaştık ve dostane bir yol izlemeyi tercih ediyorum” şeklinde konuştu.

Birkaç gün önce Başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşen Trump, “Onların müdahale etmesini istemiyorum, çünkü bunun her şeyi mahvedeceğini düşünüyorum. Bu pratikte yardımcı olabilir, ama aynı zamanda her şeyi mahvedebilir” dedi.

Trump Çarşamba günü, Washington'un Ortadoğu'daki bazı önemli olmayan personelini tahliye ettiğini doğrularken, Washington Post gazetesi ABD'nin olası bir İsrail saldırısına karşı yüksek alarmda olduğunu yazdı.

İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi bugün ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Hackabi'nin Tel Aviv'in Washington'un onayı olmadan İran'a saldırmayacağını düşündüğünü aktardı. Hackabi, “Bence bu senaryo olası değil.Ancak İsrail'in kararı kendi başına alması gerekir" dedi.

CBS News ise Trump yönetiminin, saldırıya katılmadan İsrail'i destekleme seçeneklerini değerlendirdiğini bildirdi. Kanal, bir ABD'li yetkilinin, İran'ın karşı saldırı düzenlemesi halinde ABD'nin İsrail'i savunabileceğini söylediğini aktardı.

Axios web sitesi, ABD'nin Ortadoğu özel temsilcisi Steve Wiggert'in geçen hafta Senato'daki üst düzey Cumhuriyetçilerle yaptığı kapalı toplantıda, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurması halinde İran'ın büyük kayıplara yol açacak geniş çaplı bir saldırı ile karşılık verebileceği uyarısında bulunduğunu bildirdi.

Site, bir ABD'li yetkili ve ayrıntılara vakıf bir kaynağa dayanarak, İran'ın yanıtının İsrail savunmasını altüst edebileceğini ve ciddi hasara yol açabileceğini aktardı.

İsrailli kaynaklar, ordunun yüksek alarmda olduğunu, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ise Trump'tan harekete geçmek için “yeşil ışık” beklediğini belirtiyor.

Weitkove, Cumhuriyetçi senatörlere “anlaşma sağlanamazsa” İsrail'in askeri saldırı düzenleyeceğini söyledi.

Weitkove, İran'ın yüzlerce füzeyle vereceği yanıt karşısında İsrail'in hava savunmasının yetersiz kalabileceğinden endişe duyduğunu belirtti. Böyle bir saldırının çok sayıda can kaybına ve ağır hasara yol açabileceğini belirten Witkoff, İran'ın füze cephaneliğinin nükleer kapasitesi kadar varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

ABD istihbarat tahminlerine göre, İran'ın 2000 balistik füzeye sahip olduğu ve bu füzelerin 2000 poundluk patlayıcı başlık taşıyabildiği, çoğunun da İsrail'i menziline alabildiği belirtiliyor.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Eric Corilla'nın Cumartesi günü İsrail'e gelerek İran konusunda siyasi ve askeri yetkililerle görüşmelerde bulunması bekleniyor.

Corilla, Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde verdiği ifadesinde, İsrail'in herhangi bir saldırısının bölgedeki ABD güçlerini tehlikeye atacağını vurguladı.



BM, Afrika'da DEAŞ ve El Kaide tehdidi ile Suriye'de artan riskler konusunda uyardı

DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
TT

BM, Afrika'da DEAŞ ve El Kaide tehdidi ile Suriye'de artan riskler konusunda uyardı

DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon askerleri (Arşiv- AFP)

Uzmanlar, yeni bir raporda, DEAŞ ve El Kaide ile bağlantılı aşırılıkçıların oluşturduğu tehdidin Afrika'nın bazı bölgelerinde en yoğun olduğunu, grupların "dış operasyonlar için stratejik bir üs" olarak gördüğü Suriye'de ise riskin arttığını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi'ne dün sunulan ve dağıtılan raporda, Batı Afrika'daki El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNIM) ile Doğu Afrika'daki El Kaide bağlantılı Eş-Şebab'ın topraklarını genişletmeye devam ettiği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre her iki gruba yönelik yaptırımları izleyen uzmanlar, "grubun Afrika'nın bazı bölgelerine doğru kaymasını" kısmen DEAŞ'ın Ortadoğu'da terörle mücadele baskıları sonucu yaşadığı kayıplar nedeniyle devam ettiğini açıkladı.

Uzmanlar ayrıca, "yabancı terörist savaşçıların Orta Asya ve Afganistan'a geri dönmesi ve bunun bölgesel güvenliği tehlikeye atması konusunda artan endişeler" olduğunu da ifade etti.

Uzmanlar, DEAŞ'ın Avrupa ve Amerika için "en önemli tehdit" olmaya devam ettiğini, bunun da çoğunlukla grubun Afganistan merkezli Horasan kolu tarafından sosyal medya ve şifreli mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla devşirilen kişiler aracılığıyla gerçekleştiğini belirtti.

Amerika Birleşik Devletleri'nde uzmanlar, iddia edilen birçok terör saldırısı planının "büyük ölçüde Gazze-İsrail çatışmasından" veya DEAŞ tarafından radikalleştirilen kişilerden kaynaklandığını ifade etti.

Raporda, 1 Ocak'ta New Orleans'ta DEAŞ’a bağlılık yemini edip kalabalığın üzerine arabayla dalarak 14 kişiyi öldüren Amerikalı bir adamın hikayesine yer verildi. Bu, 2016'dan beri Amerika Birleşik Devletleri'nde El Kaide veya DEAŞ tarafından gerçekleştirilen en kanlı saldırı olarak nitelendirildiğine dikkat çekildi. Raporda ayrıca “yetkililerin, aralarında planlanan saldırılar da dahil olmak üzere birçok saldırının engellendiği” belirtildi.

" DEAŞ’tan ilham alarak Michigan'daki bir askeri üsse toplu saldırı düzenlediler" ve Horasan kolu Amerikalılara yönelik saldırı planları konusunda uyarılarda bulundu.

Uuzmanlar Sahel bölgesinde, Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin’in (CNIM) faaliyetlerini genişlettiğini ve Kuzey Mali ile Burkina Faso'nun büyük bölümünde "göreceli bir özgürlükle" faaliyet gösterdiğini belirtti. Sahra'daki DEAŞ faaliyetleri de özellikle grubun varlığını pekiştirmeye çalıştığı Nijer ve Nijerya sınırı boyunca "yeniden canlandı."