İran ve İsrail topyekûn savaşın eşiğinde

Washington ile müzakereleri askıya alan Tahran, ABD üslerini bombalamakla ve Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla tehdit etti.

Dün Tel Aviv'deki bir apartmanda İran'ın balistik füzesinin yol açtığı hasarı inceleyen İsrailliler (EPA)
Dün Tel Aviv'deki bir apartmanda İran'ın balistik füzesinin yol açtığı hasarı inceleyen İsrailliler (EPA)
TT

İran ve İsrail topyekûn savaşın eşiğinde

Dün Tel Aviv'deki bir apartmanda İran'ın balistik füzesinin yol açtığı hasarı inceleyen İsrailliler (EPA)
Dün Tel Aviv'deki bir apartmanda İran'ın balistik füzesinin yol açtığı hasarı inceleyen İsrailliler (EPA)

İran ve İsrail, çatışmanın genişlemesiyle birlikte topyekûn bir savaşın eşiğine geldi. İsrail'in cuma günü ezeli düşmanı İran’a karşı düzenlediği hava saldırılarında üst düzey askeri komutanlar ve bilim adamları öldürüldü, nükleer tesisler bombalandı.

Bu gergin ortamda, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı telefon görüşmesinde, İran'ın egemenliğine ve güvenliğine yönelik saldırıları kınadığını ve reddettiğini yineledi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne İran ve halkına yönelik asil duyguları için teşekkür ederken Suudi Arabistan’ın İsrail’in saldırganlığını reddetme ve kınama konusundaki tutumunu takdir etti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile de telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, gerginliği azaltmak ve tüm anlaşmazlıkları diplomatik yollarla çözmek için her türlü çabanın gösterilmesinin önemi vurgulandı.

Ancak İran ve İsrail, saldırıların devam edeceğini vurguladılar. İran devlet televizyonu, Tahran'ın İsrail'in müttefiklerine, İran füzelerini düşürmeye yardım etmeleri halinde bölgedeki askeri üslerinin de bombalanacağı uyarısında bulunduğunu bildirdi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İran'ın nükleer programı konusunda ABD ile olan müzakereleri sürdürmenin ‘haklı bir gerekçesi olmadığını’ söyledi. Daha sonra Umman, bugün yapılması planlanan Tahran ile Washington arasındaki nükleer anlaşamaya ilişkin müzakerelerin yapılmayacağını duyurdu. İran'ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanlarından Şura Meclisi Güvenlik Komitesi üyesi İsmail Kevseri, İran'ın stratejik öneme sahip Hürmüz Boğazı'nı kapatmayı ciddi olarak değerlendirdiğini belirtti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in saldırılarının İran'ın nükleer programını belki de yıllarca geriye götürdüğünü ve daha güçlü saldırılar yapılacağını açıkladı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rejimin tüm mevzilerini ve hedeflerini vuracağız. Şimdiye kadar yaşadıkları, önümüzdeki günlerde başlarına geleceklerle kıyaslanamaz bile.”

İsrail ordusunun İran'ın balistik füze üretim kapasitesini yok ettiğini belirten Netanyahu, "Tahran'a giden yolu açtık. Çok yakında İsrail uçaklarını, hava kuvvetlerimizi, pilotlarımızı Tahran semalarında göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

Savunma Bakanı Yisrael Katz ise cumartesi sabahı en az 3 kişinin öldüğü ve onlarca kişinin yaralandığı İran saldırılarının ardından yaptığı açıklamada İran'ın İsrail'e füze saldırılarına devam etmesi halinde ‘Tahran'ın yanacağını’ söyledi.

Sahadaki gelişmelere gelince İran'ın Kirmanşah, Tebriz ve Zencan şehirlerinde hava savunma sistemleri devreye sokuldu. Tebriz'den gelen görüntülerde şehirden dumanların yükseldiği görülürken, Şiraz şehrinde patlama sesleri duyuldu. İsrail özellikle askeri hava üsleri, füze üsleri ve radar sistemlerine yönelik saldırılar düzenlerken İran basını Zencan şehrinde 3 DMO subayının öldüğünü aktardı. DMO'ya bağlı Tesnim ve Fars haber ajansları, Tahran'daki hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılan Mehrabad Havaalanı'na iki füzenin düştüğünü bildirdi.

Abadan'daki petrol tesislerinin hedef alındığına dair çelişkili haberler gelirken İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars, İsrail'in Güney Pars gaz sahasının 14. bölümünü insansız hava aracıyla hedef aldığını ve saldırının yangına yol açtığını aktardı.

İsrail ordusu dün, Karimabad şehrinde yeraltında bulunan ve karadan karaya füzeler ile seyir füzeleri barındıran bir tesisi bombaladığını açıkladı.



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.