Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tedarik zincirleri, enerji, gaz, havacılık ve sigorta en çok etkilenen sektörler arasında yer alıyor

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
TT

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının uzaması sonucu ortaya çıkacak ciddi küresel ekonomik ve ticari sonuçlar konusunda uyardı. Uzmanlar, savaşın olumsuz etkilerinin bölgenin ötesine geçerek, özellikle enerji ve gaz fiyatları, havacılık, sigorta, dış ticaret ve denizcilik gibi küresel piyasaları da kapsamasını bekliyor.

Suudi Arabistan Şura Konseyi Üyesi Fadl el-Buayneyn Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, İsrail ve İran arasındaki askeri çatışmanın küresel enerji sektörünü etkilediğini, bunun da savaşın başlamasından hemen sonra petrol fiyatlarının rekor seviyelere yükselmesine yansıdığını ve fiyatların halen üst sınırlarda seyrettiğini söyledi.

İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi ışığında enerji fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini öngören el-Buayneyn, bunu tüketici ülkelere yönelik düşmanca bir eylem olarak değerlendirdi. El-Buayneyn söz konusu adımın zaten birçok zorlukla karşı karşıya olan küresel ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

El-Buayneyn, enerji sektörünün savaşlara ve askeri çatışmalara karşı en hassas sektör olduğunu açıkladı. Üretici ülkelerin petrollerini ya da üretimlerini ihraç etme kabiliyetlerinin etkilenmesi halinde, bunun rekor düzeyde yüksek petrol ve gaz fiyatlarına sebep olacağını ifade eden el-Buayneyn, küresel ekonomi üzerinde doğrudan olumsuz yansımaları olacağına da dikkat çekti.

El-Buayneyn, askeri hedeflerin üretim ve ihracat üzerindeki etkilerinin şu ana kadar nispeten sınırlı kaldığını söyledi, ancak iki sektöre yönelik doğrudan saldırıların petrol fiyatlarının hızla yükselmesine, muhtemelen varil başına 100 doları aşmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.

Etkilenen ekonomik sektörler

Savaşın uçuşların aksamasına ve uçak rotalarının yeniden belirlenmesine yol açtığını belirten el-Buayneyn, savaşın havayolları için daha yüksek işletme maliyetlerine ve artan risklerin bir sonucu olarak sigorta maliyetlerinde önemli bir artışa neden olduğunu söyledi. Ayrıca dış ticaretin ve deniz seyrüseferinin de artan gerilimden doğrudan etkileneceği öngörüsünde bulundu.

Savaşın etkisinin bölge ülkeleri arasında farklılık göstereceğini de sözlerine ekleyen el-Buayneyn, Suudi Arabistan'ın stratejik konumu nedeniyle Kızıldeniz'deki limanları aracılığıyla dış ticaretinin sürdürülebilirliğini sağlayabildiğini ve petrolün doğudan batıya taşınmasını sağlayan boru hatlarının varlığının krizin petrol ihracatı ve dış ticaret üzerindeki yansımalarını sınırladığını belirtti.

Enerji sektörünü ‘küresel ekonominin gerçek motoru’ olarak tanımlayan el-Buayneyn, enerji ve dış ticaretin ekonomik açıdan savaştan en çok etkilenen sektörler olduğunu, yıkım ve insan kayıplarının ise kalkınma ve insani düzeylerde savaşların en kötü sonuçları arasında yer aldığını ifade etti.

Hızlı çözümler için fırsatların sınırlı olduğunu ifade eden el-Buayneyn, savaşları başlatmanın durdurmaktan daha kolay olduğunu ve çatışmaların hızının artmasını beklediğini kaydetti. İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini yerine getirmesi halinde, pratikte bunu başarmanın zorluğuna rağmen, başta ABD ve diğer Batılı ülkeler olmak üzere dünya güçleriyle kapsamlı bir çatışmanın kapısını aralayabileceğini söyledi. El-Buayneyn, ABD'nin çıkarlarını hedef almanın Washington'u savaşa doğrudan dahil edeceğini ve savaşın kapsamının endişe verici bir şekilde genişleme potansiyeli taşıdığını vurguladı.

Pazar sıkıntısı ve tedarik zinciri aksaklıkları

Kahire'deki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Halid Ramazan, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, savaşın devam etmesinin, özellikle de İsrail'in günde 700 bin varil üretim kapasitesine sahip Abadan Rafinerisi gibi İran enerji tesislerini hedef alması halinde, petrol ve gaz arzını azaltma tehdidi oluşturduğunu söyledi. Ramazan, Kuzey yarımkürede kış talebi artarken olası bir kesintinin piyasalarda kıtlık yaratabileceği uyarısında bulundu.

İsrail saldırılarının ardından petrol fiyatlarının şimdiden yüzde 8 ila 13 arasında arttığını ve Brent ham petrolünün varil başına 78 doları aştığını belirten Ramazan, çatışmanın devam etmesi halinde, özellikle de Hürmüz Boğazı'nın kapatılması durumunda fiyatların rekor seviyelere çıkabileceği konusunda uyardı.

Ramazan, savaşın yansımalarının özellikle Hürmüz Boğazı üzerinden küresel tedarik zincirlerinin aksamasına kadar uzanacağını, bunun da elektronik ve gıda maddeleri gibi petrol dışı emtia ticaretine yansıyacağını, nakliye ve sigorta maliyetlerinin artacağını, bunun da emtia fiyatlarının yükselmesine ve ticaret oranlarının düşmesine yol açacağını vurguladı.

Ramazan, artan enerji ve nakliye maliyetleri ile düşük piyasa güvenine atıfta bulunarak, buğday ve mısır gibi gıda maddelerinin yanı sıra petrokimya ürünleri, giyim, elektronik, teknoloji yedek parçaları ve ilaçları fiyat artışları için en olası adaylar olarak sıraladı.

Savaşın ekonomik sonuçlarına gelince, Ramazan bunların yüksek enflasyon oranları, tedarik zincirlerinin bozulması, özellikle turizm ve teknoloji sektörlerinde yatırımların azalması ve para birimlerinin zayıflaması olduğunu belirtti. İran riyali ve İsrail şekeli, Avrupa'nın alternatif kaynaklara daha fazla bağımlı hale gelmesiyle küresel enerji ittifaklarının yeniden şekilleneceği beklentileri arasında bu yılın en düşük seviyelerini gördü.



İran ve İsrail birbirlerini daha fazla yıkımla tehdit etti

İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
TT

İran ve İsrail birbirlerini daha fazla yıkımla tehdit etti

İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)

İsrail ve İran dün aralarındaki çatışmaların başlamasının dördüncü gününde de birbirlerine karşı yıkıcı saldırılar gerçekleştirdi ve daha fazlasını yapma tehdidinde bulundu. Tahran, ABD Başkanı Donald Trump'ı ateşkes ilan etmeye çağırırken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in ‘zafer yolunda’ olduğunu söyledi.

İsrail savaş uçakları başkent Tahran ve İran’ın diğer şehirlerine saldırılar düzenleyerek, başkentin batısındaki ve doğusundaki askeri üsleri ve nükleer tesisleri hedef aldı. Tahran'ın kuzeyinde İran Radyo ve Televizyon Kurumu'na ait bir binada yangın çıktı. Buna karşılık İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Tel Aviv sakinlerini bulundukları yerleri ‘mümkün olduğunca terk etmeleri’ uyarısında bulundu. İran resmi haber ajansları, İsrail’in Hayfa şehri yakınlarındaki Ramat David Hava Üssü başta olmak üzere İsrail'in önemli askeri ve istihbarat merkezlerinin İran'ın hedef listesinde yer aldığını bildirdi. Ajanslardan biri, ‘önümüzdeki saatlerde, meşru müdafaa çerçevesinde ezici ve orantılı bir yanıt verileceğini’ aktardı. İran resmi televizyonu, Tahran'da yıkılmış başkanlık binaları, yanmış arabalar ve tahrip olmuş sokakların görüntülerini yayınladı. Görüntülerde çok sayıda Tahranlının kaçmaya çalıştığı görüldü.

DMO Genel Komutanı Ahmed Vahidi, Tahran'ın ‘stratejik füze kapasitesini henüz kullanmadığını’ belirterek, uzun soluklu bir savaşa hazır olduklarını açıkladı.

İran, vatandaşlarını İsrail ile herhangi bir iş birliği yapmaları halinde idam cezası da dahil olmak üzere en ağır cezalarla karşı karşıya kalacakları konusunda uyarırken, casusların tutuklandığını ve insansız hava aracı (İHA) üretim atölyesinin ele geçirildiğini duyurdu.

İran çeşitli şehirlerinde Besic güçlerine ait kontrol noktaları yeniden faaliyete geçirilirken, içeriden sabotaj girişimlerine karşı uyarıda bulunuldu.

İsrail'de ise dün akşam, kısa bir süre için alarm sistemleri devreye girdikten sonra, ordunun İran’dan İsrail’in kuzeyine doğru balistik füzeler atıldığını tespit ettiği açıklandı. Şimdiye kadar herhangi bir can kaybı veya yaralı olduğuna dair bilgi alınamadı.

Askeri sansürün kaldırılmasının ardından yayın yasağının da kalktığı İsrail dün, İran’ın pazar akşamı (kuzeyde bulunan) Hayfa şehrindeki petrol rafinerisini hedef alan saldırısında üç vatandaşının öldüğünü açıkladı. Böylece, cuma gününden bu yana İran saldırılarında ölen İsraillilerin sayısı 27'ye yükseldi.

İsrail ordusunun ‘İsrail'in güvenliğini tehdit eden herkesi’ hedef alacağına dair açıklamasının Başbakan Binyamin Netanyahu'nun açıklamalarıyla örtüşmesi dikkati çekti. Netanyahu, İran rejiminin başını, yani Ali Hamaney'i kastederek, ‘(Hamanay’e yönelik) suikastın çatışmayı sona erdireceğini ve daha da şiddetlendirmeyeceğini’ söyledi.

Netanyahu, Tahran sakinlerini uyararak şehri terk etmeleri çağrısında bulundu. Ayrıca, ‘ABD'nin İran'ın nükleer programını ortadan kaldırma çabalarında İsrail'i desteklemesinin kendi çıkarlarına uygun olduğunu’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre ABD'li iki yetkili, ABD ordusunun Başkan Donald Trump'a seçenekler sunmak için çok sayıda yakıt ikmal uçağını Avrupa'ya naklettiğini açıkladı.

Diğer bir gelişmede ise Kremlin, Moskova'nın İran ve İsrail arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu açıkladı. Kremlin açıklamasında, İran'ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumunu barındırarak sivil yakıta dönüştürme konusundaki önceki girişimini yeniden gündeme getirdi.