ABD istihbaratı, İsrail saldırılarının İran'ın nükleer programını ‘sadece birkaç ay’ geciktirdiğine inanıyor

İsrail'in Natanz uranyum zenginleştirme tesisini hedef almasının ardından çekilen uydu görüntüsü (Reuters)
İsrail'in Natanz uranyum zenginleştirme tesisini hedef almasının ardından çekilen uydu görüntüsü (Reuters)
TT

ABD istihbaratı, İsrail saldırılarının İran'ın nükleer programını ‘sadece birkaç ay’ geciktirdiğine inanıyor

İsrail'in Natanz uranyum zenginleştirme tesisini hedef almasının ardından çekilen uydu görüntüsü (Reuters)
İsrail'in Natanz uranyum zenginleştirme tesisini hedef almasının ardından çekilen uydu görüntüsü (Reuters)

CNN'in bilgi sahibi kaynaklardan aktardığına göre, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarından önce ABD istihbaratının yaptığı tahminler, İsrail'in İran'ın hızla nükleer silaha yaklaştığı yönündeki tahminlerinin aksine Tahran'ın agresif bir şekilde nükleer silah peşinde koşmadığını gösteriyordu.

İsimleri açıklanmayan kaynaklar, ABD istihbaratının İran'ın nükleer silah üretme kabiliyeti kazanması için üç yıla kadar zamanı olduğunu değerlendirdiğini söyledi.

Kaynaklardan biri olan ABD'li bir yetkili, ABD istihbaratının İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının Tahran'ın nükleer programını sadece birkaç ay geciktirmiş olabileceğine inandığını belirtti.

CNN bilgi sahibi bir kaynağa dayandırdığı haberinde, İsrail'in İran'a saldırısından önce ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) tahminlerinin, Tahran'ın bu hedefe doğru hızlanması halinde istihbarat topluluğunun beklediğinden daha hızlı bir şekilde nükleer silah elde edebileceğine işaret ettiğini bildirdi.

Aynı bağlamda CNN, aralarında CENTCOM Komutanı Michael Kurilla'nın da bulunduğu bazı ABD askeri komutanlarının İsrail'i desteklemek için daha fazla kaynak talep ettiklerini kaydetti.

Bugün erken saatlerde ABD Başkanı Donald Trump CBS'e verdiği demeçte, İran'ın nükleer silaha sahip olmaya ‘çok yakın’ olduğunu ve İsrail ile İran cuma gününden bu yana birbirlerini bombalarken ülkesinin Amerikalıların Ortadoğu'dan ayrılmasına yardımcı olmak için çalıştığını ifade etti.



Rusya, Ortadoğu'daki müttefiklerinden İran'ı da mı kaybediyor?

İsrail, düzenlediği saldırılarda İran'daki Şaran petrol deposunu hedef almıştı (Reuters)
İsrail, düzenlediği saldırılarda İran'daki Şaran petrol deposunu hedef almıştı (Reuters)
TT

Rusya, Ortadoğu'daki müttefiklerinden İran'ı da mı kaybediyor?

İsrail, düzenlediği saldırılarda İran'daki Şaran petrol deposunu hedef almıştı (Reuters)
İsrail, düzenlediği saldırılarda İran'daki Şaran petrol deposunu hedef almıştı (Reuters)

İsrail-İran çatışmaları sürerken, Rusya’nın Ortadoğu politikasının nasıl şekilleneceği merak ediliyor. 

Washington Post’un analizinde, Kremlin’deki bazı kesimlerin çatışmaları stratejik bir fırsat olarak gördüğü belirtiliyor. 

Çatışmaların dünyanın dikkatini Ukrayna işgalinden uzaklaştırabileceği ve yükselen petrol fiyatlarının Rusya’ya ekonomik açıdan fayda sağlayabileceği ifade ediliyor. 

Ayrıca Moskova’nın İran'la bağlarını çatışmaların sonlandırılması için arabuluculuk yapmak amacıyla kullanabileceği belirtiliyor. Bunun karşılığında ABD’nin Ukrayna’ya desteğini azaltması gibi tavizler koparabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

Karşılıklı misillemelerin başlamasından kısa süre sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, savaşın sonlandırılması için arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını söylemişti. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov da bugünkü açıklamasında, İsrail'in barışçıl çözüme yanaşmadığını belirterek “Gerginlik hızla artıyor. Öngörülemezlik seviyesi zirvede" dedi.

Putin’in mesajını yineleyerek arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını dile getiren Peskov, İran'daki Rus vatandaşlarının Azerbaycan’la sınır kapısından tahliyesine dair çalışmaların sürdüğünü de belirtti. 

WP’nin analizinde, Moskova’nın İran-İsrail çatışmaları nedeniyle endişe yaşadığına da dikkat çekiliyor. Savaşın Tahran’da rejim değişikliğine yol açması halinde, Rusya’nın Batı karşıtı koalisyondaki önemli bir müttefikini kaybedebileceği yazılıyor. Böyle bir durumda Putin yönetiminin Ortadoğu’daki stratejik varlığı da iyice zayıflayabilir. 

Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesiyle halihazırda Rusya’nın bölgedeki nüfuzu güç kaybetmişti. Esad, ülkeden kaçıp Rusya’ya sığınmıştı.

Bunlara ek olarak uzayan bir savaşın Ortadoğu’da nükleer silahlanma yarışı başlatabileceği, bunun da Moskova’nın politikalarına ters düşeceği yorumu yapılıyor. 

Üst düzey Rus diplomatlara yakın olan ve adının açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan bir akademisyen, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Kriz nasıl çözülürse çözülsün Rusya'nın bölgedeki konumunun riske girecek olması, en büyük tehdidi yaratıyor. Eğer Netanyahu İran’a baskı yapıp rejim değişikliğine yol açarsa, yeni yönetim nasıl olursa olsun, ister laik ister dini, ister askeri ister liberal ya da muhafazakar, Moskova'ya mevcut rejim kadar olumlu yaklaşmayacaktır.

Independent Türkçe, Washington Post, Moscow Times