Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İsrail'in İran'a saldırmasına kılıf sağladığı iddialarını reddetti

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarla ilgili özel bir toplantıda, (DPA)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarla ilgili özel bir toplantıda, (DPA)
TT

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İsrail'in İran'a saldırmasına kılıf sağladığı iddialarını reddetti

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarla ilgili özel bir toplantıda, (DPA)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarla ilgili özel bir toplantıda, (DPA)

BM Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, Tahran'ın yasal yükümlülüklerini ihlal ettiği sonucuna varan nükleer denetimlerle ilgili son raporun, İsrail saldırılarını “herhangi bir şekilde” haklı çıkardığı yönündeki İran suçlamalarını reddetti.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg haber ajansından aktardığına göre Grossi, müfettişlerinin 13 Haziran'da başlayan ve en azından bazı İran nükleer tesislerine zarar veren İsrail saldırılarını örtbas ettiği iddiasını reddetti.

Grossi, dün Al Jazeera'ye verdiği bir mülakatta şunları söyledi: “UAEK Genel Müdürü tarafından yayınlanan bir raporun, İsrail'in herhangi bir askeri eylemini meşrulaştırıcı rol oynayabileceği düşünülemez.”

Genel Müdür, “UAEK tarafından yayınlanan bir raporun herhangi bir şekilde bir saldırıya yeşil ışık yaktığını ya da bir başlangıç olduğunu öne sürmek tamamen saçmalıktır” ifadesini kullandı.

cd
İran'daki Fordo nükleer tesisinin 14 Haziran tarihli uydu görüntüsü (EPA

Tehran Times'ın haberine göre İran Dışişleri Bakanlığı, Viyana merkezli Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nu (UAEK) “saldırgan ve haksız bir savaşın ortağı” olmakla suçladı.

İran eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, X platformunda yaptığı bir paylaşımda, UAEK'nın “ülkesine telafisi mümkün olmayan zararlar” verdiğini ifade etti.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.