İHA'lar cepheleri ateşe verirken İsrail uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor

DMO'nun üst düzey komutanlarına suikast, Suudi Arabistan’dan gerilimin tırmanmasının önlenmesi çağrısı ve Washington’ın stratejik bombardıman uçaklarıyla uyguladığı ‘baskı’

İsrail savunması cumartesi günü Tel Aviv semalarında İran'ın füze saldırılarına karşı koyarken (AP)
İsrail savunması cumartesi günü Tel Aviv semalarında İran'ın füze saldırılarına karşı koyarken (AP)
TT

İHA'lar cepheleri ateşe verirken İsrail uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor

İsrail savunması cumartesi günü Tel Aviv semalarında İran'ın füze saldırılarına karşı koyarken (AP)
İsrail savunması cumartesi günü Tel Aviv semalarında İran'ın füze saldırılarına karşı koyarken (AP)

İsrail-İran çatışması dün, savaşın dokuzuncu gününde daha da şiddetlendi. İsrail hava savunması şafak vakti İran'ın insansız hava araçları (İHA) ve füzelerine karşı koyarken Tel Aviv, İran’daki nükleer ve askeri tesislere yönelik saldırılarının kapsamını genişletti. İsfahan'daki santrifüj üretim tesisleri, füze ve İHA fırlatma rampaları, ülkenin çeşitli şehirlerindeki radar ve hava savunma sistemlerini hedef alan İsrail, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) üst düzey üç komutanına suikast düzenledi. Suikast düzenlenen isimler arasında DMO’ya bağlı Kudüs Gücü'nün Filistin'den sorumlu komutanı Tuğgeneral Said İzedi de bulunuyordu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptığı açıklamada İzedi’nin İran’ın Kum şehrindeki bir daireye düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü söyledi. Katz, operasyonu ‘büyük bir istihbarat başarısı’ olarak nitelendirdi.

Öte yandan İran, İsrail’e yönelik ‘karmaşık’ olarak nitelendirilen operasyonlarda arka arkaya İHA’lar ve füzeler fırlattı. DMO, Şahid 136 kamikaze İHA’ların füzelerle eş zamanlı olarak harekete geçirildiğini açıkladı.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, İran ile savaşın uzun süreceğine dair uyardı. Zamir, İsrail'in “tarihindeki en karmaşık kampanyayı” yürüttüğünü ve çeşitli senaryolara hazırlandığını vurguladı. Ancak dün akşam İsrail kaynaklı haberlerde, Tel Aviv'in ABD’nin müdahale etmemesi halinde savaşın iki ila üç hafta süreceğini öngördüğü belirtildi. Cenevre'de İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ile arasında yapılan müzakerelerin ertesi günü, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleştirdiği görüşmede, “İsrail’in devam eden saldırganlığına yanıtımız daha yıkıcı olacak” dedi.

Diğer yandan İran, dün İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Müslüman ülkelerin geniş çaplı dayanışmasıyla karşılandı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan toplantıda yaptığı konuşmada, ‘İsrail'in kardeş ülke İran'a yönelik açıkça gerçekleştirdiği askeri saldırılarının derhal durdurulması, gerginliğin tırmanmasının önlenmesi ve müzakere sürecine geri dönülmesi’ çağrısında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a doğrudan askeri müdahaleyi düşündüğü bilgileri ortada dolaşırken, ABD ordusu güçlerini yeniden konumlandırmaya devam etti. Reuters'a konuşan ABD'li iki yetkili, Washington'ın stratejik bombardıman uçakları B-2'leri Pasifik'teki Guam Adası’na göndereceğini söyledi. Bu adımın İran'a baskı uygulamak amacıyla atıldığı yorumları yapıldı.



İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

TT

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

“Hayfa'da iyi bir ailenin evini temizlemek için işe geldik ama eve yaklaştığımızda sirenler çalmaya başladı. İnsanlar halk sığınağına koştu, biz de koştuk. Ancak oraya vardığımızda kapıyı kapattılar ve bu sığınağın sadece mahalle sakinlerinin kullanımı için olduğunu söyleyerek içeri girmemizi engellediler. Biz de büyük bir korku içinde dışarıda kaldık ve patlama seslerini duyduğumuzda dehşete kapıldık.” Tamra kentinden bir Arap temizlikçi dün İsrail medyasına maruz kaldıklarını bu sözlerle anlattı.

İş arkadaşı da aynı ifadeleri doğrulayarak şunları söyledi: “Uzun yıllardır büyük bir evde çalışıyoruz ve ev sahipleri bize iyi davranıyor. Ancak bu ırkçılık karşısında şok olduk. Ev sahibi polisi aradı ve ona komşularının yasaları çiğnediğini söylediler. Bu ırkçıların nasıl davrandığını anladığında şok oldu. Yasalara göre her halk sığınağının, aynı mahalleden olsun ya da olmasın, İsrail'deki her insan için bir barınma yeri olduğunu, bunun önemli olmadığını söyledi.”

Bu iki kadının bilmediği şey, maruz kaldıkları şeyin münferit bir vaka olmadığı, İran füzelerinin on gün önce düşmeye başlamasından bu yana İsrail'de bin 200'den fazla benzer olayın meydana geldiği ve polise şikâyette bulunulduğuydu.

jıop
Hayfa'da sirenler çalarken bir sığınağa sığınan İsrailliler, 16 Haziran (AFP)

İsrail merkezli insan hakları kuruluşu Sivil Haklar Derneği'ne göre, savaş sırasında yayınlanan resmi belediye verileri bu olgunun artmakta olduğunu gösteriyor.

Bu olgunun bir parçası olarak, ‘nüfusun yüzde 12'sinin Arap olduğu Hayfa kentinde 175 vaka kaydedilirken, Arap nüfusun yüzde 7 olduğu Tel Aviv-Yafa'da 178, Arap nüfusun yüzde 40 olduğu Kudüs'te ise 600'den fazla vaka kaydedildi.’

Bariz ırk ayrımcılığı

İsrail'de sığınakların inşasının, hükümetin ve çeşitli bakanlıklarının sorumlu olduğu bariz bir ırk ayrımcılığı politikası içerdiği biliniyor. En büyük Arap şehri olan ve 80 binden fazla nüfusa sahip Nasıra'da, son savaşların hepsinde füze bombardımanına maruz kalmasına rağmen, bir tane bile halk sığınağı bulunmuyor.

İran'a karşı savaşın üçüncü gününde, yedi kilogram patlayıcı taşıyan bir İran insansız hava aracı (İHA) Nasıra'da Schneller mahallesinin kalbine düştü. Mucizevi bir şekilde patlamadı.

Patlayıcı uzmanları İHA’yı kontrollü bir şekilde patlatana kadar mahalle sakinleri tahliye edildi. Bununla birlikte, hemen yanında ve arazisi üzerinde inşa edilen Yahudi kasabası Nof Hagalil'de 25 halka açık sığınak bulunuyor.

dfgthy
Tel Aviv'de sirenler çalarken bir sığınağa yönelen İsrailliler, 19 Haziran (AP)

Savaşın ikinci gününde aynı aileden dört kişinin İran füzesiyle öldürüldüğü 40 bin nüfuslu Arap şehri Tamra'da sadece bir halk sığınağı bulunurken, bin 100 Yahudi'nin yaşadığı komşu kasaba Mitzpe Aviv'in sınırları içinde 13 halk sığınağı var.

Demokratik Cephe ve Arap Değişim Hareketi lideri Knesset üyesi Eymen Avde, iki gün önce X platformunda yaptığı paylaşımda, ‘siren çalındığı sırada korunaklı bir yere girişin engellenmesini suç sayan ve para cezasıyla cezalandırılacak bir yasa tasarısı’ sunacağını söyledi.

Kan 11 televizyonu dün yayınladığı bir haberde, ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi olgusunu ortaya koydu. Şarku’l Avsat’ın Kan 11 televizyonundan aktardığı habere göre İsrail'de ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi gibi bir durum söz konusu. Bazı bölgelerde Yahudi vatandaşların da mahalle dışından geldikleri için sığınaklara girmelerine izin verilmiyor.

Bat Yam kentinde yaşayan Shuval Fuchs, komşu binada oturdukları için Yahudi vatandaşların kendisi ve beş Yahudi kadının sığınağa girmesini engellediğini anlattı. Fuchs, “Burada ulusal dayanışmadan bahsediyorlar. Bu bir yalan. Bencillik burada gelişiyor ve Araplara karşı var olan ırkçılığa katılıyor. Ben yedek kuvvetlerde askerim. Gazze Şeridi'nde görev yaptım. Ama bu bana yardımcı olmadı. Benim ve kadınların içeri girmesini engellediler ve biz de aşırı korku içinde dışarıda kaldık” şeklinde konuştu.