İngiltere'nin savaş ve kriz zamanlarındaki operasyon odası: COBRA

Birleşik Krallık politikasının şekillendirilmesinde kilit rol oynamak

İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
TT

İngiltere'nin savaş ve kriz zamanlarındaki operasyon odası: COBRA

İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)

Con Coughlin

İngiltere hükümeti ne zaman büyük bir krizle karşı karşıya kalsa masadaki seçenekleri tartışmak ve karşı karşıya kalınan durumla başa çıkmak için birleşik bir yaklaşım formüle etmek üzere acil bir Acil Durum Komitesi (COBRA) toplantısı düzenlemek gibi olağan bir adım atar.

Kriz ister İsrail ve İran arasında ABD'nin de katıldığı son gerilimde olduğu gibi askeri bir tırmanma olsun, ister sel ya da şap hastalığı salgını gibi yerel bir kriz olsun, üst düzey bakanlar genellikle başbakanın başkanlık ettiği özel bir COBRA toplantısına çağrılır.

Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson, aktif görevdeyken koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı hükümetinin verdiği tepkiyi izlemek üzere düzenli olarak bu toplantıları gerçekleştirdi. Mevcut Başbakan Keir Starmer da kısa bir süre önce İran ve İsrail arasında patlak veren çatışmaların ardından Ortadoğu'da tırmanan krize İngiltere’nin nasıl bir tepki vermesi gerektiğini tartışmak üzere benzer bir oturum çağrısında bulundu. Bu oturumda gündeme gelen en önemli konular arasında ABD Başkanı Trump'ın Hint Okyanusu'nda stratejik bir konumda bulunan Diego Garcia Üssü’nde konuşlu ABD bombardıman uçaklarının İran’daki hedefleri vurmak üzere kullanıldığı bir ABD operasyonuna yeşil ışık yakmasının ardından, Trump yönetiminin İsrail'i desteklemek üzere girişebileceği herhangi bir askeri eyleme İngiltere’nin de katılma olasılığı yer alıyordu.

ABD'nin Diego Garcia Üssü’nü kullanmasına izin verme kararı, Starmer'ın geçtiğimiz yıl göreve gelmesinden bu yana karşılaştığı en karmaşık zorluklar arasında yer alıyor.

Diego Garcia Üssü yasal olarak İngiltere'nin egemenlik alanında bulunduğundan, ABD'nin bu üssü kullanmak için İngiltere'den onay alması gerekiyordu. Ancak bu, İngiltere'yi anlaşmazlığın merkezine çekebilecek ve kendi ulusal güvenliği açısında potansiyel sonuçlar doğurabilecek bir karardı.

ABD'nin Diego Garcia Üssü’nü kullanmasına izin verme kararı, Starmer'ın geçtiğimiz yıl göreve gelmesinden bu yana karşılaştığı en karmaşık zorluklar arasında yer alıyor. Starmer, daha önce Irak Savaşı sırasında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in özel kalem müdürlüğünü yapmış olan Ulusal Güvenlik Danışmanı Jonathan Powell'ın uzmanlığından yararlanacaktır.

cdfghyj
İsrail'in Hayfa kentinde İran füzesinin İsrail'i vurduğu bölgede çalışmalar yürüten acil durum personeli, 20 Haziran 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Powell'ın yanı sıra Hazine Bakanı Rachel Reeves, İçişleri Bakanı Yvette Cooper ve Dışişleri Bakanı David Lammy de COBRA toplantılarının düzenli katılımcıları arasında yer alıyor.

Devlet Demiryolları’nda çalışanlar greve gittiğinde toplantıya Ulaştırma Bakanı çağrılırken, Kovid-19 salgını sırasındaki toplantılarda eski Sağlık Bakanı Matt Hancock önemli bir rol oynadı.

Bu toplantıların başlangıcı, ücretler ve çalışma koşulları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların ülkeyi neredeyse felce sürüklediği 1970'li yıllardaki madenci grevlerine dayanıyor.

Tartışılan konunun niteliğine göre büyüklükleri değişen toplantılara bakanlar ve üst düzey kamu görevlilerinin yanı sıra ordu, istihbarat ve güvenlik teşkilatı mensupları da katılıyor.

COBRA toplantılarının temel işlevlerinden biri de acil durumlarda farklı bakanlıklar ve hükümet kurumlarının çabalarının koordine edilmesidir. Bu durum birleşik ve entegre bir müdahale sağlar. Üst düzey bakanları, yetkilileri ve uzmanları tek bir yerde bir araya getirerek, hükümet durumu doğru bir şekilde değerlendirebilir, olası çözümleri araştırabilir ve krizle nasıl başa çıkılacağı konusunda kritik kararlar alabilir.

fgu
Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson (ortada) Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü'nde, Rusya ait olan ve savaş sırasında hasar gören askeri teçhizatının sergilendiği bir açık hava askeri müzesine dönüştürülen Kiev Bağımsızlık Meydanı'nı ziyaret ederken, 24 Ağustos 2022 (AFP)

COBRA toplantıları, Başbakan'ın hükümetin herhangi bir büyük ulusal sorunla hızlı ve kararlı bir şekilde mücadele ettiğine dair kamuoyuna güvence vermesi için etkili bir araçtır.

Bu toplantıların başlangıcı, ücretler ve çalışma koşulları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların ülkeyi neredeyse felce sürüklediği 1970'li yıllardaki madenci grevlerine dayanıyor. İlk toplantı Whitehall'da, Kabine Ofisi'nin Brifing Odası A'da yapıldı ve ardından COBRA adını aldı.

O zamandan bu yana İngiltere’de terör saldırıları, hastalık salgınları ve sivil huzursuzluklar da dahil olmak üzere birçok krizle başa çıkmanın yollarını aramak üzere çok sayıda COBRA toplantısı gerçekleştirildi.

Bu toplantıların en dikkat çekeni 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından dönemin Başbakanı Tony Blair'in krizin yansımalarıyla başa çıkma yollarını görüşmek üzere üst düzey bakanlarıyla bir araya geldiği toplantı oldu.

Bu toplantı, Blair'in terör örgütü El-Kaide’nin saldırılarına verdiği tepkiyi değerlendirirken dönemin ABD Başkanı George W. Bush yönetimiyle ‘omuz omuza’ olacağı yönündeki ünlü açıklamasıyla sonuçlandı ve İngiltere'nin hem Irak hem de Afganistan'daki uzun vadeli askeri ve istihbarat çatışmalarında önemli bir rol oynamasına yol açan kader belirleyici bir karar alındı.

COBRA toplantılarının hükümetin karar alma sürecinde önemli bir rol oynadığı bir başka dönem de kamu güvenliğinin hükümetin en önemli önceliklerinden biri olduğu 2012 Londra Olimpiyatları sırasındaydı. Bu büyük organizasyon olaysız bir şekilde atlatıldı.

Uluslararası sahnede krizler tırmanmaya devam ederken, hükümetin bu önemli organının toplantıları, önümüzdeki dönemde İngiltere’nin politikasının şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaya devam edebilir.



Washington: Tüm ABD vizesi sahipleri sürekli denetim altında

Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
TT

Washington: Tüm ABD vizesi sahipleri sürekli denetim altında

Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)

ABD Dışişleri Bakanlığı dün, Başkan Donald Trump'ın vize ve göçmenlere ilişkin politikasını sıkılaştırdığı bir dönemde, ABD'ye giriş vizesi bulunan 55 milyon yabancının sürekli incelemeye tabi tutulacağı uyarısında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Bakanlığın devam eden incelemesi, şu anda geçerli ABD vizesi bulunan tüm yabancı uyrukluları kapsıyor ve bunların 55 milyondan fazlası şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunuyor" dedi.

Yetkili, "Dışişleri Bakanlığı, vizeleri, ikamet süresini aşma, suç faaliyeti, kamu güvenliğini tehdit etme, herhangi bir terör faaliyetine katılma veya terör örgütlerine destek sağlama gibi potansiyel uygunsuzluk belirtileri olması durumunda iptal eder" ifadelerini kullandı.

Yetkili, 55 milyon vizenin tamamının aktif olarak incelenmekte olduğunu belirtmedi, ancak Trump yönetiminin bunları “meşru hedefler” olarak gördüğünü açıkladı.

Kimliğinin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, Trump yönetiminin özellikle öğrencilere yönelik denetimleri yoğunlaştırdığını ifade etti.

"Tüm öğrenci vizelerini inceliyoruz," diyen yetkili, Dışişleri Bakanlığı'nın sosyal medyada "neler paylaşıldığını sürekli olarak takip ettiğini" ve vize başvurusunda bulunanların bunu kanıtlamaları gerektiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD dış politika çıkarlarına aykırı olduğu düşünülen kişilerin vizelerinin iptaline olanak tanıyan muğlak bir ABD yasasına atıfta bulunarak, İsrail karşıtı protestocuları hedef aldı.

Dışişleri Bakanlığı daha önce, Rubio'nun ocak ayında Trump döneminde göreve gelmesinden bu yana 6 bin ABD vizesini iptal ettiğini duyurmuştu.

Dışişleri Bakanlığı rakamlarına göre bu sayı, Başkan Joe Biden yönetimi tarafından bir önceki yılın aynı döneminde iptal edilen öğrenci vizelerinin dört katına denk geliyor.

Rubio, yönetimin, yargı denetimi olmaksızın vize verme ve iptal etme hakkına sahip olduğunu ve ABD vatandaşı olmayanların ABD anayasasında yer alan ifade özgürlüğü hakkından yararlanamayacağını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yönetim buna rağmen, bu konuda birçok yasal engelle karşılaştı. Haziran ayında bir yargıç, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protestolara öncülük eden ABD daimi ikametgahı sahibi Mahmud Halil'i serbest bıraktı.

Mayıs ayında bir başka yargıç, üniversite gazetesinde İsrail'i eleştiren bir makale yazan Tufts Üniversitesi'nde Türk yüksek lisans öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ü serbest bıraktı.