Tel Aviv, saldırılarının sonuna yaklaştığını ima ediyor: Top artık İran'ın sahasında

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz (X)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz (X)
TT

Tel Aviv, saldırılarının sonuna yaklaştığını ima ediyor: Top artık İran'ın sahasında

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz (X)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz (X)

İsrailli yetkililere göre İsrail, İran'a karşı yürüttüğü harekâtı yakında sona erdirmek istiyor ve bu mesajı ABD'ye iletti. Ancak pek çok şey düşmanın bir sonraki hamlesine bağlı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre yetkililer, İsrailli komutanların misilleme saldırılarından kaçınmak için İran'ın füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarını sona erdirecek kesin bir çıkış stratejisi geliştirmeye çalıştığını söyledi.

Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak, ordunun hedeflerine ulaşmaya yakın olduğu sinyalini verdiğini belirtti. Ancak İsrail İran'a sürpriz saldırısını başlatmak için doğru zamanı seçmiş olsa da, yetkililer ve analistler, çatışmanın ne zaman sona ereceğini kontrol edemeyeceğini ve Tahran'ın çatışmayı uzatmayı seçmesi halinde maliyetli bir yıpratma savaşına sürüklenme riski taşıdığını söylüyor.

İsrail, 13 Haziran sabahı erken saatlerde başlattığı saldırıdan bu yana İranlı üst düzey askeri komutanları ve nükleer bilimcileri öldürdü, hava savunma sistemlerini dağıttı ve nükleer faaliyetler ve balistik füze üsleriyle bağlantılı çok sayıda yeri vurdu.

İsrail'in eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Eran Lerman, üç İsrailli yetkilinin görüşlerini yansıtan yorumlarda bulundu. Lerman, “Henüz o noktada değiliz ama bu haftalar değil günler sürecek bir mesele gibi görünüyor. İsrail'in bakış açısına göre nihai hedef çok uzakta değil” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz pazar günü ABD Hava Kuvvetleri'nin çatışmalara katılması ve İsrail'in cephaneliğinde bulunmayan devasa, zırh delici bombalarla İran'ın üç nükleer kompleksini vurmasıyla İsrail büyük bir destek aldı.

Saatler sonra Başbakan Binyamin Netanyahu gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in hedeflerine ulaşmaya yakın olduğunu ve operasyonu uzatmak istemediğini söyledi. Netanyahu, “Operasyonlarımızı gerekenin ötesinde sürdürmeyeceğiz. Hedeflere ulaşıldığında operasyon tamamlanacak ve çatışmalar duracak” dedi. Ancak bu temenni olabilir.

İran, pazar ve pazartesi günleri boyunca İsrail'e balistik füze yağdırarak milyonlarca insanın sığınaklara kaçmasına neden olurken, önleme füzeleri gökyüzünde uçarak gelen füzelerin hepsini olmasa da çoğunu düşürdü.

Füze yağmuru 24 sivilin ölümüne, yüzlerce binanın hasar görmesine ya da yıkılmasına ve binlerce kişinin yerinden olmasına neden oldu. İsrail'in ticari merkezi Tel Aviv sık sık hedef alındı.

İsrail, zorunlu olmayan işyerleri ve okulların kapatılması ve hava sahasının bir avuç uçuş dışında herkese kapatılmasıyla sert savaş önlemleri aldı.

İsrail ekonomisi uzun süreli bir kapanmayı kaldıramaz. Zira İsrailliler, İran'ın Gazze Şeridi'ndeki müttefiki Hamas'a karşı 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından 2023'te patlak veren savaştan zaten giderek daha fazla yoruluyor.

İsrailli yetkililer kamuoyuna savaşın hedeflerine ulaşmak üzere olduğuna dair mesajlar verse de, Avrupalı bir yetkili ve Ortadoğu'daki iki yabancı diplomat İsrail'den ABD dışındaki müttefiklerine ve ortaklarına benzer mesajlar gelmediğini belirtti.

Çıkış yolu aranıyor

Askeri yetkililer ve hükümet yetkilileri İsrail harekâtının süresinin Tahran'a bağlı olduğunu kabul etti. Bir askeri yetkili geçen hafta “Bu İranlılara bağlı” dedi. Eğer İran gerilimi artırmaktan kaçınırsa, yetkililer operasyonun bir an önce sona erdirilmesinin mümkün olduğuna inanıyor.

Analistler, İran'ın ABD saldırılarının önemini küçümsemeyi, içeride gücünü artırmayı ve kalan füze rampalarından İsrail'e sınırlı füze fırlatmaya devam etmeyi seçebileceğini söylüyor.

Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde analist olan eski Mossad yetkilisi Sima Shine şunları söyledi: “Tek seçenek İsrail'e ateş açmaya devam etmek, bunu da yapacaklar ama çok ölçülü bir şekilde. İmkânlarının sınırsız olmadığının farkındalar, bu yüzden onları kısıtlıyorlar.”

İki Avrupalı diplomat Tahran'ın gerilimi azaltmaya istekli olduğunu göstermesi gerektiğini belirtti. Ancak biri İran'ın Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'in kendini güvende hissetmesi halinde çatışmayı uzatmayı tercih edebileceği uyarısında bulundu.

fgrthyu7ı8
ABD saldırılarının ardından İran'ın orta kesimindeki Natanz uranyum zenginleştirme tesisinin Planet Labs uydu görüntüsü (AFP)

Lerman, İsrail'in İran'ın önde gelen isimlerine yönelik saldırılarının Tahran'a bir mesaj gönderdiğini söyledi. Lerman, “Bu saldırılar rejimin ve Hamaney'in dikkatini, bir yıpratma savaşının kendisi ve güç yapısının hayatta kalması için çok maliyetli olabileceğine çekmeyi amaçlıyor” dedi.

Netanyahu, İran'ın saldırılarını sürdürmesi halinde İsrail'in ‘İran rejimine pahalıya mal olacak’ saldırılarla karşılık vereceğini ifade etti.

Savaşın nasıl sona erdirilmesi gerektiği konusunda Trump ile aynı fikirde olup olmadığı sorulduğunda Netanyahu, savaşı sona erdirmek için bazı mekanizmalar düşünebileceğini söyledi, ancak ayrıntı vermekten kaçındı. Netanyahu, “Bir savaş dönemindeyiz. Bir savaş sisi var... Başkan Trump ile yakın çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

Şimdilik, müzakere edilmiş bir çıkış umudu devam ediyor, ancak bu belirsiz.

u78ıo
İsrail'in ilk saldırısında öldürülen İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin Tahran'da bir sokakta asılı fotoğrafı (Reuters)

Hamas ile İsrail arasında Gazze Şeridi'nde daha önce yaşanan çatışmalara atıfta bulunan Shine şunları söyledi: “Bu, Hamas'la genellikle olduğu gibi, İsrail'in hedeflerine ulaştığını ilan etmesi ve karşı tarafın bunu yapması halinde durmayı teklif etmesiyle sona erebilir. Ama İran Hamas değil. Müzakere edilmiş bir anlaşma daha iyi olur.”

Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Yuli Edelstein ise İsrail'in tek taraflı bir durdurmayı kabul etmeyeceğini söyledi. Edelstein, “Bizim tarafımızdan tek taraflı bir duraklama İran'ın sivillerimize ateş açması anlamına gelecektir” dedi.

Edelstein İsrail Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamada, “Top, bir dereceye kadar, henüz ne yapacağına karar vermemiş olan Hamaney'in sahasında” ifadesini kullandı.



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.