Trump İran-İsrail ateşkesinin sürdürülmesi için baskı yapıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi anlaşmayı memnuniyetle karşılarken İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Suudi Arabistan'ın istikrarı yeniden tesis etme çabalarına övgüde bulundu. Tahran ve Tel Aviv ise karşılıklı olarak ateşkes ihlali suçlamalarında bulundu

Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
TT

Trump İran-İsrail ateşkesinin sürdürülmesi için baskı yapıyor

Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İran ve İsrail arasında 12 gün süren en şiddetli çatışmaların ardından varılan ve henüz ilk saatlerindeyken tarafların birbirlerini ihlal etmekle suçladıkları ateşkesin sürdürülmesi için baskı yapmaya devam ediyor.

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşme sırasında İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılmasını memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın diplomatik diyalogu desteklediğini vurgularken Pezeşkiyan Suudi Arabistan'ın İsrail'in saldırısını kınamasına ve Veliaht Prens'in istikrarı yeniden tesis etme çabalarına övgüde bulundu.

Trump, pazartesi akşamı İran ve İsrail'in savaşın ‘resmi olarak sona ermesi’ için kapsamlı bir ateşkes anlaşması yaptıklarını duyurdu. 24 saat sürecek olan ateşkes, dün (salı) şafak vakti kademeli olarak başladı. Ateşkes, İran’ın 6 saat, İsrail’in ise 12 saat içinde operasyonlarını durmasını öngörüyordu.

İran'ın Katar’ın başkenti Doha'da bulunan ve ABD tarafından kullanılan el-Udeyd Hava Üssü’ne füzeli saldırı düzenlemesinin ardından ateşkes anlaşmasına varıldı. Beyaz Saray, Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile anlaşmada arabuluculuk yaptığını, ABD'li yetkililerin İranlılarla temaslarını sürdürdüğünü ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin bir telefon görüşmesinde Tahran'ın onayını garanti ettiğini bildirdi.

İsrail, İran tarafından Beerşeba'ya yapılan füzeli saldırıya misilleme olarak Tahran yakınlarındaki bir tesisi bombaladı. İran, ateşkesin yürürlüğe girmesinden kısa bir süre önce füze saldırısı düzenlediğini açıklamasına rağmen, saldırıdan sorumlu olmadığını iddia etti. Trump, her iki tarafı da henüz ateşkesin ilk saatlerinde gerçekleştirdikleri ihlallerden dolayı azarladı ve ateşkesin halen yürürlükte olduğunu vurguladı.

Netanyahu, Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinden sonra İsrail'in daha güçlü bir saldırıdan vazgeçtiğini söyledi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İran'ın füzeleriyle ateşkesin ‘bariz bir ihlali’ olarak nitelendirdiği eyleme yanıt olarak Tahran'daki hedeflere yeni saldırılar düzenlenmesi emrini verdiğini açıklamıştı.

Öte yandan İran Genelkurmay Başkanlığı dün akşam İsrail'i ateşkes ihlaline devam etmemesi konusunda uyardı. Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, saldırgan varlığın dün sabah saatlerinden itibaren ülkenin çeşitli bölgelerini hedef alan insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlediği belirtildi. Bu saldırıların İran hava sahasına yönelik açıkça yapılan bir ihlal olduğu vurgulandı.

İran, Tel Aviv ve Washington'a, önceki saldırılardan ders alınmazsa bir sonraki misillemenin ‘daha sert ve daha geniş kapsamlı’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

İran Ulusal Güvenlik Konseyi daha önce, İsrail'in ‘yenilgiyi kabul etmek ve tek taraflı ateşkes ilan etmek zorunda kaldığını’ ve İran Silahlı Kuvvetlerinin ‘düşmanın herhangi bir saldırısına yanıt vermeye hazır olmaya devam edeceğini’ açıklamıştı.

Diğer yandan İsrail, ateşkesin ilk saatlerinde savaşın sonuçlarına ilişkin siyasi görüş ayrılıkları sürerken yavaş yavaş normale dönmeye başladı.

Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, İsrail'in nesiller boyu hatırlanacak tarihi bir zafer kazandığını, ancak İran eksenini hedef alan kampanyasını tamamlaması, Hamas'ı yenmesi ve Gazze'den tüm rehineleri geri getirmesi gerektiğini söyledi.

İsrail hükümeti de İran'ın nükleer tehdidine karşı verdikleri destekten dolayı Trump ve ABD'ye teşekkür etti.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.