Afganistan'da kaçırılan bir Amerikalı için beş milyon dolar ödül

Kabil'deki bir telekomünikasyon şirketinde danışman olarak çalışıyordu

Taliban savaşçıları bu ayın 6'sında eski ABD büyükelçiliği önünde (AP)
Taliban savaşçıları bu ayın 6'sında eski ABD büyükelçiliği önünde (AP)
TT

Afganistan'da kaçırılan bir Amerikalı için beş milyon dolar ödül

Taliban savaşçıları bu ayın 6'sında eski ABD büyükelçiliği önünde (AP)
Taliban savaşçıları bu ayın 6'sında eski ABD büyükelçiliği önünde (AP)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, 2022 yılından bu yana Afganistan'da kaçırılan bir Amerikalının yerini bildiren herhangi bir bilgi için 5 milyon dolara kadar ödül teklif ettiğini duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce gazetecilere yaptığı açıklamada, Afgan vatandaşlığı da bulunan Amerikalı iş adamı Mahmud Şah Habibi'nin 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte bir araçla kaçırıldığını ve Taliban tarafından alıkonulduğunu söyledi.

Habibi'nin, Kabil merkezli bir telekomünikasyon şirketinde danışman olarak çalıştığını belirtti.

Bruce, “İlk tutuklanmasından bu yana kendisinden haber alamadık ve Taliban da henüz nerede olduğu ya da sağlık durumu hakkında herhangi bir bilgi vermedi” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Taliban hükümeti geçtiğimiz ocak ayında, Katar'ın aracılık ettiği takasın parçası olarak, ABD'deki bir Afgan tutuklunun serbest bırakılması karşılığında Ryan Corbett ve William McEntee adlı iki Amerikalıyı serbest bıraktı.

Taliban yetkilileri, ABD güçlerinin çekilmesinin ardından Ağustos 2021'de yeniden iktidara gelmelerinden bu yana onlarca yabancıyı tutukladı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Adalet için Ödül programı, 1984'teki başlangıcından bu yana, ABD ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin çözülmesine yardımcı olacak bilgiler sağladıkları için dünya çapında 125'ten fazla kişiye 250 milyon dolardan fazla ödeme yaptı.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.