FBI İran saldırısının ardından terörle mücadeleye odaklanıyor

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
TT

FBI İran saldırısının ardından terörle mücadeleye odaklanıyor

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)

Konuya yakın iki kaynak dün, FBI'ın, Başkan Donald Trump'ın İran'ın nükleer tesislerine saldırı kararının ardından ABD'ye yönelik olası tehditleri izlemek için çabalarını yoğunlaştırdığını söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre FBI yetkililerinin son günlerde bazı çalışanlara, İran'dan gelen artan tehdit seviyesi göz önüne alındığında görevlerinden alınıp zamanlarının bir kısmını göç uygulamalarına ayıracaklarını bildirdiğini belirtti. Terörle mücadele, karşı istihbarat ve siber güvenlikle ilgilenen çalışanlar İran'la ilgili dosyalar üzerinde çalışıyorlar.

İki kaynaktan birine göre, Chicago, Los Angeles, San Francisco, New York ve Philadelphia'daki FBI saha ofisleri, göçmenlik davaları üzerinde çalışmak üzere ayrılmış personel vardiyalarını iptal etti. Bir FBI sözcüsü yorum yapmayı reddetti, ancak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal güvenliğimize yönelik en acil tehditleri ele almak ve Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için kaynaklarımızı sürekli olarak değerlendiriyor ve yeniden düzenliyoruz.”

İran, ABD'nin saldırılarına pazartesi günü Katar'daki bir ABD hava üssüne füze saldırısı düzenleyerek karşılık verdi, ancak herhangi bir kayıp yaşanmadı. İsrail ve İran arasında günlerce süren açık savaşı sona erdiren ateşkes, Trump'ın baskısı altında salı günü de sürdü.

Ancak ABD'li yetkililer İran'ın ABD topraklarında misilleme yapmak isteyebileceğine dair endişelerini dile getirdiler. Bir kaynak, FBI'ın özellikle İran'ın halihazırda ABD'de bulunan ajanlarını saldırı düzenlemeleri için yönlendirebileceğinden endişe duyduğunu ifade etti.

FBI yetkilileri son günlerde bazı çalışanlara, İran'dan gelen yüksek tehdit seviyesi göz önüne alındığında, zamanlarının bir kısmını göçmenlik uygulamasına ayırma görevinden alınacaklarını bildirdi. Terörle mücadele, karşı istihbarat ve siber güvenlik alanlarında çalışanlar İran'la ilgili dosyalar üzerinde çalışıyorlar.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.