ABD'nin İran'a saldırısı, Tahran’ın nükleer silah edinme çabalarını güçlendirecek mi yoksa engelleyecek mi?

ABD Başkanı Donald Trump ve İran Dini Lideri Ali Hamaney (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve İran Dini Lideri Ali Hamaney (AFP)
TT

ABD'nin İran'a saldırısı, Tahran’ın nükleer silah edinme çabalarını güçlendirecek mi yoksa engelleyecek mi?

ABD Başkanı Donald Trump ve İran Dini Lideri Ali Hamaney (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve İran Dini Lideri Ali Hamaney (AFP)

Herhangi bir ülkenin nükleer silah sahibi devletler kulübüne girmesinin üzerinden neredeyse yirmi yıl geçti. ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta sonu İran'ın üç nükleer tesisini bombalayarak bu kapıyı kapalı tutma sözü verdi.

Trump'ın önleyici saldırısının, özellikle de saldırıdan ve ardından gelen kırılgan ateşkesten bu kadar kısa bir süre sonra, ülkeleri nükleer silah edinmekten caydırmada başarılı olup olmayacağını tahmin etmek zor. Ancak İran ve diğer ülkelerin, Beyaz Saray'ın amaçladığından çok farklı bir sonuca varacaklarına dair endişeler artırıyor.

Nükleer bomba sahibi olan son ülke Kuzey Kore daha önce hiç böyle bir saldırıyla karşılaşmamıştı. Nükleer programını sökme taleplerine yıllarca karşı koyduktan sonra Kuzey Kore artık büyük ölçüde kabullenilmiş durumda. Trump, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile dostane mesajlar paylaştı ve bir anlaşma müzakere etmek için onunla iki kez görüştü.

Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde İran'la müzakerelerde bulunan silah kontrol uzmanı Robert J. Einhorn New York Times'a verdiği demeçte, “İran'ın küçük bir nükleer cephaneliğe sahip olma riski geçen haftaki olaylardan önce olduğundan daha yüksek” dedi. Einhorn, İran'ın nükleer bomba üretmek için acele etse bile büyük engellerle karşılaşacağını, özellikle de ABD ve İsrail'in böyle bir hamleyi tespit etmeleri halinde tekrar saldıracaklarını bildiğini söyledi.

Yine de nükleer silah sahibi süper güçlerin (ABD, Rusya ve Çin) komşularına karşı giderek daha güvenilmez ve hatta saldırgan olduğu bir dünyada nükleer silahların yayılmasının mantığı büyük önem taşıyor. Analistler, nükleer silah sahibi olmayan devletlerin İran'ın durumunu izlediklerini ve bundan ne gibi dersler çıkarmaları gerektiğini hesapladıklarını söylüyorlar.

Kuzey Kore'yi nükleer programından vazgeçirmek için 2007 ve 2008 yıllarında Pyongyang'la uzun süren ve başarısızlıkla sonuçlanan görüşmeleri yürüten Christopher R. Hill, “Kuzey Kore kesinlikle nükleer silahlara sahip olduğu günden pişmanlık duymuyor” dedi.

Hill, nükleer bombanın cazibesinin ABD'nin müttefikleri için daha da güçlendiğini, ancak şimdi karşılarında ittifakları ‘Önce Amerika’ vizyonuyla uyumsuz gören Trump'ın olduğunu söylüyor. Demokrat ve Cumhuriyetçi başkanlar döneminde Güney Kore, Irak, Polonya ve Sırbistan'da ABD büyükelçisi olarak görev yapan Hill şu ifadeleri kullandı: “Amerikan nükleer şemsiyesini üstlenme konusunda çok temkinli olurdum. Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler ABD'ye güvenip güvenemeyeceklerini sorguluyorlar.”

Yeni seçilen Devlet Başkanı Lee Jae-myung'un Kuzey Kore ile ilişkileri geliştirme sözü vermesine rağmen Güney Kore'de nükleer silahların geliştirilmesine yönelik destek arttı. Eski ABD Başkanı Joe Biden 2023 yılında, kısmen kendi nükleer silah yeteneklerini geliştirmek isteyen Güney Koreli siyasetçi ve bilim adamlarını engellemek amacıyla, Seul'ü ABD ile nükleer planlamaya daha fazla dahil etmek için bir anlaşma imzaladı.

vfbghjuk
İsfahan'daki bir nükleer tesis, 20 Kasım 2004 (Arşiv – AFP)

Japonya'da kamuoyu, ABD'nin 1945'te Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombalarının bir mirası olarak uzun süredir nükleer silahsızlanmadan yana. Ancak Japonya, bazı NATO ülkelerinin yaptığı gibi, ABD'nin nükleer silahlarını kendi topraklarında depolamayı tartışmaya başladı. Eski Başbakan Şinzo Abe, Ukrayna'nın Sovyet döneminden kalma bombalarının bir kısmını saklamış olması halinde Rus işgalini önleyebileceğini söyledi.

Rusya-Ukrayna çatışmasının başlarında Devlet Başkanı Vladimir Putin'in taktik nükleer silah kullanma tehditleri, Biden yönetiminin Ukrayna ordusunu ne kadar agresif bir şekilde silahlandıracağı konusunda tereddüt etmesine yol açtı. Bu aynı zamanda diğer revizyonist güçlerin komşularını korkutmak için ‘nükleer şantaj’ kullanabileceklerine dair korkuları da derinleştirdi.

Ukrayna'dan çıkarılacak ders şu olabilir: “Eğer nükleer silahlarınız varsa, onları elinizde tutun. Henüz sahip değilseniz, özellikle de müttefikiniz olarak ABD gibi güçlü bir savunucunuz yoksa ve büyük bir ülkeyle savaşa yol açabilecek bir anlaşmazlığınız varsa, nükleer silah edinin.”

efrty6u
ABD saldırılarının ardından İran'ın orta kesimindeki İsfahan uranyum zenginleştirme tesisi (AFP)

Ancak bölgesel silahlanma yarışına dair tüm tahminlere rağmen bu henüz gerçekleşmedi. Uzmanlar bunun, nükleer silahların yayılmasını önleme politikalarının başarısının yanı sıra nükleer silah edinmeye çalışan devletlerin çalkantılı geçmişinin de bir kanıtı olduğunu ifade ediyor.

New York Times'a göre Irak, Suriye ve Libya'nın nükleer silah edinmeye yönelik programları diplomasi, yaptırımlar ya da askeri güç yoluyla ortadan kaldırıldı. Muammer Kaddafi, halk ayaklanmasının ardından NATO destekli bir askeri operasyonla hükümetinin devrilmesinden sekiz yıl sonra, 2003 yılında kitle imha silahlarından vazgeçti.

İran'ın bomba yapmaktan kaçınırken agresif bir şekilde uranyum zenginleştirme stratejisi de sonunda onu korumadı. Clinton ve Obama yönetimlerinde silah danışmanı olarak görev yapan ve Brandeis Üniversitesi'nde Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Direktörü olan Gary Samore şunları söyledi: “Her ne kadar insanlar İran'ı bir deneme tahtası olarak görse de, Trump stratejisinin askeri bir saldırıya karşı garanti olmadığını gösterdi… İsrail ve ABD'nin İran'a yönelik saldırılarının diğer ülkelerin hesaplarını nasıl etkileyeceğini belirlemek için henüz çok erken. Bu iş nasıl bitecek? Bir anlaşmayla mı sona erecek yoksa İran nükleer silah peşinde koşmaya devam mı edecek?”

Nükleer silahların yayılması uzmanları doğaları gereği endişeli. Ancak bazıları geçtiğimiz hafta yaşanan olaylarda bir umut ışığı bulmaya çalışıyor. Einhorn, Trump'ın nükleer silah sahibi bir İran'ı bombalama tehdidini hayata geçirerek, kendi nükleer kaygılarıyla yüzleşen ABD'nin müttefiklerine güven verici bir mesaj gönderdiğini söyledi. Einhorn, “Moskova, Pyongyang ve Pekin'de sadece ABD ordusunun erişim ve kabiliyetini değil, aynı zamanda Trump’ın bu kabiliyeti kullanma konusundaki istekliliğini de gördüler” şeklinde konuştu.

Diğer yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), ABD saldırısından sonraki ilk saatlerde ABD tarafından saldırıya uğrayan üç İran nükleer tesisinin dışındaki radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış tespit etmediğini açıkladı.



ABD'nin İran'a saldırısı Kuzey Kore'nin nükleer politikasını nasıl etkiler?

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
TT

ABD'nin İran'a saldırısı Kuzey Kore'nin nükleer politikasını nasıl etkiler?

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un kıtalararası balistik bir füzenin yanında (AP)

ABD B-2 bombardıman uçakları İran üzerinde uçarak İran'ın nükleer tesislerini hedef alırken, Doğu Asya'daki politikacılar ve analistler, söz konusu saldırının İran'dan çok daha sofistike bir nükleer cephaneliğe sahip olan Kuzey Kore üzerindeki etkisini tartışıyorlardı.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığına göre bazı uzmanlar, ABD'nin İran'ı vurmasının Pyongyang'ın nükleer programını güçlendirme ve Rusya ile iş birliğini derinleştirme kararlılığını arttırabileceği ve Kim Jong-un'un nükleer silahların ABD'nin rejim değişikliği arzusuna karşı nihai caydırıcı unsur olduğuna dair inancını pekiştirebileceği uyarısında bulundu.

Kuzey Kore'yi nükleer silah programından vazgeçirmek için yıllardır süren çabalara rağmen, rejimin birden fazla nükleer silaha ve ABD'ye ulaşabilecek füzelere sahip olduğuna inanılıyor; bu da Kore yarımadasına yapılacak olası bir askeri saldırının çok yüksek riskler doğuracağı anlamına geliyor.

Güney Kore'nin başkenti Seul'deki Kyungnam Üniversitesi Uzak Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Lim Eun-chul şunları söyledi: “Başkan Donald Trump'ın İran'ın nükleer tesislerini vurması şüphesiz Kuzey Kore'nin uzun süredir devam eden rejimi ayakta tutma ve nükleer silah geliştirme politikasının meşruiyetini güçlendirecek. Kuzey Kore, ABD'nin son hava saldırısını askeri tehdit olarak görüyor ve muhtemelen önleyici nükleer füze saldırıları düzenleme kabiliyetini arttırma çabalarını hızlandıracaktır.”

Rusya'ya yönelmek

Analistler, Moskova'nın Ukrayna'yı işgali sonrası iki devletin kurduğu gelişen askeri ilişkinin ardından, bu çabaların hızlanmasının Rusya'nın yardımıyla olabileceği konusunda uyarıyor.

Kuzey Kore ve Rusya arasındaki stratejik ortaklık, 2024'ten bu yana devam eden Batı yaptırımları karşısında Pyongyang için hayati bir ekonomik ve askeri can simidi haline geldi.

dsfrgty
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, 19 Haziran 2024 (AP)

Lim, “Kuzey Kore ve Rusya arasındaki stratejik ittifak temelinde, ekonomik ve askeri karşılıklı bağımlılık artacağından, Pyongyang'ın Rusya ile ortak silah geliştirmeye yönelmesi, ortak askeri tatbikatlar yapması ve teknoloji transferinde bulunması muhtemel” değerlendirmesinde bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 11 ülke tarafından kurulan Çok Taraflı Yaptırımları İzleme Ekibi (MSMT) tarafından hazırlanan bir rapora göre Kuzey Kore, Rusya'nın işgaline yardımcı olmak üzere 14 binden fazla asker ve füzeler de dâhil olmak üzere milyonlarca mühimmat gönderdi.

Bunun karşılığında Rusya Kuzey Kore'ye hava savunma teçhizatı, uçaksavar füzeleri, elektronik harp sistemleri ve rafine edilmiş petrol dahil olmak üzere çeşitli değerli silah ve teknolojiler sağladı.

MSMT'nin raporuna göre bu eylemler, Kuzey Kore'nin askeri programlarını finanse etmesine, BM Güvenlik Konseyi'nin birçok kararıyla yasaklanan balistik füze programlarını daha da geliştirmesine ve modern savaş konusunda ilk elden deneyim kazanmasına olanak sağlıyor.

Irak, Libya, İran ve ABD müdahalesinden çıkarılacak dersler

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) Kore Bölümü Başkanı Victor Cha, Kim'in ABD'nin İran'daki son askeri operasyonlarını, Irak ve Libya'dan İran'a kadar nükleer olmayan devletlerin ABD müdahalesine karşı savunmasız olduğunun kanıtı olarak gördüğünü söylüyor. Bu nedenle halihazırda altı nükleer cihaz denemiş ve uzun menzilli füzeler geliştirmiş olan Kuzey Kore cephaneliğini müzakere edilemez olarak görüyor.

İran ile Kuzey Kore arasındaki karşıtlık, özellikle nükleer yetenekler açısından çarpıcı.

Seul'deki Ewha Womans Üniversitesi'nde uluslararası güvenlik profesörü olan Leif Eric Easley, “Pyongyang'ın nükleer programı çok daha sofistike ve İran'ın sahip olduğu füzelerden çok daha uzağa, dünyanın dört bir yanına gidebilecek kıtalararası balistik füzeler de dahil olmak üzere birden fazla fırlatılmaya hazır silahlara sahip. Kim rejimi, ABD topraklarını tehdit edebilir. Buna karşılık İran henüz teslim edilebilir bir nükleer silah geliştirmedi ve uranyum zenginleştirmesi silahlanma için gereken eşiğin altında kaldı” ifadelerini kullandı.

“Kuzey Kore'ye yönelik herhangi saldırı, topyekûn bir nükleer savaş riskini arttıracaktır” uyarısında bulunan Lim, ABD'nin İran'a yönelik saldırısının, nükleer silahların yayılmasını caydırmak yerine meşrulaştırabileceğine dikkat çekti.