Arakçi, Trump anlaşmaya varmak istiyorsa "Hamaney'e saygı göstermesi" gerekir

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında (Arşiv- Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında (Arşiv- Reuters)
TT

Arakçi, Trump anlaşmaya varmak istiyorsa "Hamaney'e saygı göstermesi" gerekir

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında (Arşiv- Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında (Arşiv- Reuters)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün akşam yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın bir anlaşmaya varmak istiyorsa, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e karşı saygısız ve yakışıksız tavrından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Arakçi, “X” platformunda yaptığı paylaşımda, “İran halkı tehditleri ve hakaretleri kabul etmez” diye vurguladı ve “Bazılarının hayalleriyle hareket ederek ciddi hatalar yapması halinde, İran, gerçek gücünü göstermeye tereddüt etmeyecektir” dedi.

Arakçi, şöyle devam etti: “İyi niyet, iyi niyetle karşılanır ve saygı, saygı doğurur.”

Arakçi'nin açıklamaları, Trump'ın “Truth Social” platformunda yaptığı paylaşıma yanıt olarak geldi. Trump, paylaşımında İran'ın en üst düzey liderinin yerini tam olarak bildiğini, ancak İsrail veya ABD ordusunun onu öldürmesine izin vermediğini söylemişti.

Trump, Hamaney'e hitaben, “Seni korkunç ve aşağılayıcı bir ölümden kurtardım, bana teşekkür etmelisin” dedi.

İsrail'in Tahran'da birçok İranlı'nın ölümüne yol açacak darbesini engellediğini de ifade etti.

Trump, "Neden sözde yüce lider, açıkça ve aptalca İsrail ile savaşta galip geldiğini söylüyor? O, bunun yalan olduğunu biliyor, çünkü öyle değil. İnançlı bir adam olarak yalan söylememesi gerekir. Ülkesi yıkıldı, üç nükleer tesisi yok edildi" diyerek Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerine atıfta bulundu.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.