Nijerya ordusunun pususunda 150 suçlu öldürüldü

Nijerya'da bir çete üyesi (Arşiv)
Nijerya'da bir çete üyesi (Arşiv)
TT

Nijerya ordusunun pususunda 150 suçlu öldürüldü

Nijerya'da bir çete üyesi (Arşiv)
Nijerya'da bir çete üyesi (Arşiv)

Yerel bir siyasi yetkili dün yaptığı açıklamada, Nijerya ordusunun çarşamba günü Kebbi eyaletinde (kuzeybatı) bir pusuda suç çetesinin en az 150 silahlı üyesini öldürdüğünü söyledi.

Danko-Wasago bölgesinin siyasi direktörü Husseyni Bina, “Kara birlikleri ve savaş uçaklarının katıldığı askeri operasyon sırasında 150'den fazla haydut öldürüldü” dedi. Bina, ordunun çarşamba günü Kebbi eyaletindeki köylerden geçerken silahlı çetenin büyük bir konvoyunu pusuya düşürdüğünü belirtti.

Kaynağa göre, ordu ile çete üyeleri arasında iki saat süren bir çatışma çıktı. Bina, askerlerin çete üyelerini geri çekilmeye zorladığını ve “kaçarken savaş uçaklarının onları bombaladığını” ifade etti.

Eyaletin güvenlik şefi Abdurrahman Zagha pusuyu doğruladı, ancak herhangi bir kayıptan bahsetmedi. Bina, ordunun gruptan yaklaşık 400 militanla çatışmaya girdiğini ve “büyük bir kısmını ortadan kaldırdığını” belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda silahlı çeteler, kuzeybatı ve orta Nijerya'nın kırsal bölgelerinde saldırılarını yoğunlaştırdı. Bölgede güvensizlik ve devlet varlığının zayıflığı, suç gruplarını köyleri yağmalamaya, insanları öldürmeye ve fidye için kaçırmaya teşvik ediyor.

Kızıl Haç ve bölge sakinlerinin AFP'ye salı günü verdiği bilgiye göre, pazar günü silahlı bir grubun Plateau eyaletindeki (merkez) bir köye düzenledikleri saldırıda, yaşanan çatışmaların ardından en az 40 kanunsuz grup üyesi öldürüldü.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP