Onlarca tecavüze maruz kaldı... Gisele Pelicot, Fransa'nın en yüksek onur ödülünü aldı

Gisele Pelicot (AFP)
Gisele Pelicot (AFP)
TT

Onlarca tecavüze maruz kaldı... Gisele Pelicot, Fransa'nın en yüksek onur ödülünü aldı

Gisele Pelicot (AFP)
Gisele Pelicot (AFP)

2024'te tecavüzcülerinin yargılanmasının ardından feminizmin küresel bir sembolü haline gelen Fransız kadın Gisele Pelicot, Onur Lejyonu'na (Legion d'honneur) layık görüldü. Pelicot, Bastille Günü öncesinde açıklanan listede en yüksek onursal payeyi alacak 589 kişi arasında yer aldı.

‘14 Temmuz Bastille Günü münasebetiyle Onur Lejyonu almaya hak kazananlar’ kararnamesi dün Resmî Gazete'de yayımlandı.

Dava başlayana kadar kimliği bilinmeyen yetmişli yaşlarındaki kadın, on yıl boyunca en az elli erkek tarafından tecavüze maruz kalmış. Bu tecavüzler eski kocası tarafından organize edilmiş; kocası kadına uyku ilacı vermiş ve onu internetten bulduğu yabancılara teslim etmiş.

Eylül-Aralık 2024 tarihleri arasında Fransa'nın güneydoğusunda görülen dava sırasında Gisele Pelicot, özellikle de ‘utancı’ tecavüz kurbanlarından faillere aktarmak için davasında kamuya açık bir yargılamaya izin verildikten sonra feminist bir ikon haline geldi.

Eski kocası Dominique Pelicot geçtiğimiz aralık ayında yirmi yıl hapis cezasına çarptırıldı ve bu cezayı temyize götürmedi. Çoğu tecavüzden hüküm giymiş ve yaşları 27 ila 74 arasında değişen elli suç ortağı ise, iki yılı tecilli olmak üzere üç yıl ila 15 yıl arasında değişen hapis cezaları aldı. Bazıları temyize başvurdu.

Mazan Tecavüz Davası olarak adlandırılan davadan bu yana Gisele Pelicot, ‘tecavüz ve cinsel şiddetin önemsizleştirilmesine karşı verdiği mücadele nedeniyle’ 84 ülkeden 10 bin genç tarafından verilen Özgürlük Ödülü'ne layık görüldü.

Nisan ayı ortasında Time dergisinin ‘2025'in En Etkili 100 Kişisi’ arasında yer alan Pelicot'un anıları 27 Ocak 2026'da 20 dilde yayınlanacak.

Fransa Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, 1802 yılında Napolyon Bonapart tarafından oluşturulan Onur Lejyonu'nun bu yıl ‘kendini kamu yararına adamış’ 589 kişiye verildiği belirtildi.



Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
TT

Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)

Çin yapay zeka yarışında öne geçmek için milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor.

Çinli firmalar, 10 yılı aşkın süredir yapay zeka, elektrikli araç ve güneş panelleri gibi stratejik sektörlerde yerli üretimi artırmaya çalışıyor.

New York Times, Çinli şirketlerin Pekin yönetiminin sağladığı fonlarla özellikle yapay zeka alanında ABD’li firmaları geçmek için yatırımları artırdığını yazıyor. 

ABD’de yapay zeka altyapısının büyük ölçüde özel sektör yatırımlarıyla geliştiğine, Çin’deyse veri merkezleri, sunucular ve yarı iletkenler gibi kritik altyapıların devlet tarafından finanse edildiğine dikkat çekiliyor.

Pekin yönetimi, 2014’ten bu yana sadece yarı iletken sanayisine 100 milyar dolar yatırım yaptı. 

Bu yıl nisanda alınan kararla, yeni yapay zeka girişimlerine destek için 8,5 milyar dolarlık fon ayrıldı. 

Bunlara ek olarak ABD merkezli OpenAI ve Google ücretli, kapalı sistemler sunarken, Çinli firmalar açık kaynak sistemlerle dünya genelindeki mühendislerin ilgisini çekmeyi hedefliyor.

Alibaba, ByteDance, Huawei ve Baidu gibi büyük Çinli şirketler, son bir yılda üst düzey açık kaynak modeller yayımladı. Bu stratejiyle sadece teknik ilerleme değil, küresel nüfuz artışı da hedefliyor.

Yapay zeka teknolojilerine yatırım yapan ABD merkezli serbest yatırım fonu Interconnected Capital'in kurucusu Kevin Xu, şunları söylüyor: 

Açık kaynak, teknolojik anlamda yumuşak güçtür. Teknolojinin Hollywood’u veya Big Mac'i gibidir.

Diğer yandan analizde, devlet yönlendirmesinin baskın olması nedeniyle yapay zeka sektörünün bazı teknolojik değişimlere adaptasyonunun geciktiğine dikkat çekiliyor. Çinli şirketlerin uzun süre yüz tanıma gibi geleneksel yapay zeka sistemlerine odaklandığı, üretken yapay zeka modellerindeki sıçramalara ilk etapta yetişemediği aktarılıyor. 

Analizde, iki ülke arasındaki rekabetin ideolojik bir boyutu olduğu değerlendirmesi de paylaşılıyor. Popüler yapay zeka destekli sohbet botlarından ChatGPT’yi tasarlayan OpenAI’ın kurucusu Sam Altman, Amerikan ve Çinli şirketler arasındaki rekabeti “demokratik ve otoriter yapay zeka” mücadelesi gibi gördüğünü söylemişti. 

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post