Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

Lübnan için garanti, İsrail'e ise baskı yok

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
TT

Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Beyrut'a yaptığı üçüncü ziyaretin ilk günü ‘gerçek bir sonuç alınamadan’ sona erdi. Barrack, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının sorumluluğunun bir kez daha Lübnan devletine ait olduğunun altını çizdi. Barrack, Hizbullah'ın Washington'ın müzakere etmediği bir ‘terör örgütü’ olduğunu hatırlattı.

Ülkesinin Lübnan'ın talep ettiği garantileri sağlayamayacağını ifade eden Barrack, “Tüm sorulara verecek cevabımız yok... İsrail'i herhangi bir şey yapmaya zorlayamayız. Ancak Lübnan'a istikrar ve bölgeye umut getirmeye odaklanmamız gerektiğini vurgulamalıyız ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının Lübnan’ın kendi iç meselesi olduğunu vurgulayan ABD’li yetkili, silahların teslim edilmemesinin ‘hayal kırıklığı’ yaratacağını, ancak bunun ABD açısından Lübnan'a yönelik ‘hiçbir sonucu olmayacağını’ belirtti.

Öte yandan Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, ABD'nin Lübnan Büyükelçisi Lisa Johnson'ın huzurunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul ettiği Barrack'a Lübnan devleti adına, 27 Kasım 2024 deklarasyonundan Lübnan hükümetinin bakanlar düzeyindeki açıklamasına ve yemin konuşmasına kadar Lübnan'ın taahhütlerini hayata geçirecek kapsamlı memorandum taslağını teslim etti.



Ukrayna’da patlatılan baraj ormana dönüştü: Zehirli bir saatli bomba

Barajın patlamasıyla yaşanan afette büyük bir alan sular altında kalmıştı (AP)
Barajın patlamasıyla yaşanan afette büyük bir alan sular altında kalmıştı (AP)
TT

Ukrayna’da patlatılan baraj ormana dönüştü: Zehirli bir saatli bomba

Barajın patlamasıyla yaşanan afette büyük bir alan sular altında kalmıştı (AP)
Barajın patlamasıyla yaşanan afette büyük bir alan sular altında kalmıştı (AP)

Ukrayna savaşında bombalanan Nova Kahovka barajının olduğu yer devasa bir bitki örtüsüyle kaplandı.

Herson kentinin yaklaşık 30 kilometre doğusunda bulunan Nova Kahovka barajı, Haziran 2023'te düzenlenen saldırıyla patlatılmıştı. Kiev yönetimi, Zaporijya Nükleer Santrali'nin yaklaşık 150 kilometre güneyinde yer alan barajın Ruslar tarafından patlatıldığını öne sürmüştü. New York Times'ın haberinde de barajın Rus ordusu tarafından kurulan bir düzenekle içten patlatıldığı savunulmuştu.

Olay yaşandığı sırada barajın kontrolü Rus ordusundaydı. Kremlin ise iddiaları reddederek olayı "terör saldırısı" diye nitelemiş ve Ukrayna askerlerinin baraja sabotaj düzenlediğini ileri sürmüştü. Su baskınları nedeniyle en az 60 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi evinden olmuştu.

Guardian'ın aktardığına göre, Dinyeper nehri üzerindeki barajın patlamasıyla yaşanan selin yok ettiği köylerin yerinde sulak alan ekosistemi oluştu.

Çevrecilerin, aktivistlerin ve bilim insanlarının kurduğu Ukrayna Savaşının Çevresel Sonuçları Çalışma Grubu'nun (UWEC) raporunda, son iki yılda ekosistemin nasıl geliştiği inceleniyor.

Rezervuarın artık söğüt ve kavak ağaçlarına ve geniş sulak alanlara ev sahipliği yaptığı, bölgede yaklaşık 40 milyar ağaç tohumunun filizlendiği belirtiliyor.

Ayrıca nesli tükenmekte olan mersin balıklarının geri döndüğü, yaban domuzu ve bazı memelilerin ormanlarda tekrar görüldüğü aktarılıyor.

Diğer yandan uzmanlar, doğanın bu tekrar canlanışının ciddi riskleri de beraberinde getirebileceğine dikkat çekiyor.

Tatlı su sistemlerini inceleyen çevrebilimci Oleksandra Şumilova şu uyarıları yapıyor:

İnce tortu tabakaları, sanayi bölgelerinden gelen ağır metalleri sünger gibi emdi. Yaklaşık 1,5 kilometreküp kirli tortu birikti.

Bu tortuların dağılmasıyla kansere neden olabilecek ağır metallerin yayılmasından endişelendiklerini söyleyen bilim insanı, "Bu zehirler gıda zincirinde yukarı taşındığında, büyük hayvanlarda ve etçil türlerde daha fazla yoğunlaşır" diyor.

Akademisyenin ortak yazarlığını yaptığı ve hakemli dergi Science'ta bu yıl yayımlanan araştırmaya göre bölge "zehirli bir saatli bomba" niteliğinde.

Diğer yandan aynı çalışmada, kirlenmeye bir yenilenmenin de eşlik edebileceği belirtiliyor. Barajın varlığı nedeniyle kaybedilen ekosistem işlevlerinin yüzde 80'inin 5 yıl içinde geri kazanılabileceği, biyolojik çeşitliliğin de iki yıl içinde önemli ölçüde iyileşebileceği ifade ediliyor.

Şumilova, bölgedeki ekosistemin sürekli değiştiğini vurgulayarak şunları söylüyor:

İnsanlar açısından elbette bu bir felaketti. Ancak bilimsel açıdan bakıldığında, bu çok nadir görülen bir olay. Bir ekosistemin nasıl yeniden kurulabildiğini görüyoruz. Bu büyük bir doğal deney ve hâlâ devam ediyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times