İran: UAEA’nın ziyaretinin iki hafta içinde gerçekleşmesi bekleniyor

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran: UAEA’nın ziyaretinin iki hafta içinde gerçekleşmesi bekleniyor

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) iki hafta içinde İran'a bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi.

Bu açıklama, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi’nin Tahran'ın teknik görüşmelere yeniden başlamaya hazır olduğunu söylemesinden birkaç gün sonra geldi.

Bekayi, İran'ın UAEA ile gelecekteki iş birliğine ilişkin bir kılavuzun, bu tür iş birliğine kısıtlamalar getiren yeni bir parlamento yasasına dayanarak sağlanacağını bildirdi.

Yasalaşan tasarı, İran'ın nükleer tesislerinin UAEA tarafından gelecekte denetlenebilmesi için İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin onayının gerekeceğini öngörüyor.

UAEA, İran'ın nükleer programını yok etmeyi ve nükleer silah yapmasını engellemeyi amaçlayan İsrail ve ABD'nin geçen ayki hava saldırılarının ardından denetimlere yeniden başlamasına izin verilmesi gerektiğini savunuyor. Tahran ise nükleer silah arayışında olduğunu her zaman reddederek, programının tamamen barışçıl olduğunu savundu.

UAEA, İran'ın yaklaşık 400 kilogram yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunun akıbeti konusunda derin endişe duyuyor.

Bekayi, İran'ın ulusal çıkarlarının gerektirmesi halinde ABD ile dolaylı görüşmelere devam etme yönündeki tutumunu yineledi, ancak şu anda Washington ile nükleer müzakerelerin altıncı turu için herhangi bir planlama olmadığını belirtti.

İran ve ABD, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur görüşme gerçekleştirmiş, ancak geçen ay İran ve İsrail arasında yaşanan 12 günlük savaş nedeniyle görüşmeler askıya alınmıştı.

Görüşmelerde Washington'un Tahran'dan uranyum zenginleştirmeyi durdurmasını talep etmesi gibi önemli anlaşmazlık noktaları ortaya çıktı.



Gazze'deki çocuklar açlıktan toplu halde ölüyor

Dün Gazze'de yardıma ulaşmaya çalışırken İsrail’in açtığı ateş sonucu öldürülen bir kişinin cenazesi defnedilmeden önce (Reuters)
Dün Gazze'de yardıma ulaşmaya çalışırken İsrail’in açtığı ateş sonucu öldürülen bir kişinin cenazesi defnedilmeden önce (Reuters)
TT

Gazze'deki çocuklar açlıktan toplu halde ölüyor

Dün Gazze'de yardıma ulaşmaya çalışırken İsrail’in açtığı ateş sonucu öldürülen bir kişinin cenazesi defnedilmeden önce (Reuters)
Dün Gazze'de yardıma ulaşmaya çalışırken İsrail’in açtığı ateş sonucu öldürülen bir kişinin cenazesi defnedilmeden önce (Reuters)

İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı kesintisiz abluka, çok sayıda insanı açlığa mahkum etti. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 90 çocuk açlıktan öldü. Bu rakamın daha da artması bekleniyor. Çünkü yaklaşık 29 bin çocuk ‘yetersiz beslenme vakası’ olarak sınıflandırılırken beş yaş altı 260 bin çocuk gıdaya ihtiyaç duyuyor.

Şarku’l Avsat, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri tarafından ‘en kötü kıtlık senaryosu’ olarak nitelendirilen yetersiz beslenme sorunu yaşayan çocukların vakalarını izledi. Bu çocuklardan biri, henüz iki yaşını doldurmamış olan Şam Kadih’ti. Annesi, tıpkı diğer binlerce Gazzeli çocuk gibi, bu trajik durumun kızının hayatını tehdit ettiğini söyledi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta dört metre kareden küçük bir çadırda yaşayan kadın, bazen çok ciddi olarak sınıflandırılan yetersiz beslenme sorunu yaşayan kızının ateşini düşürmek için, günlük olarak zar zor bulabildiği su dışında başka bir şey bulamadığını söyledi. Bu durum sebebiyle küçük kızın hastaneye yatırılması gerekiyor.

Öte yandan Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla BM’nin ev sahipliğinde düzenlenen New York’taki konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını eylül ayında duyurma niyetini açıklamasının ardından başka ülkeler de Filistin devletini tanıyacaklarına dair vaatlerini sıraladı.