Alman ordusuna ait helikopterin düşmesi sonucu iki asker öldü, 1 asker ise kayıp

29 Temmuz 2025'te Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Grimma'da çekilen fotoğrafta nehirde helikopter enkazı görülüyor (DPA)
29 Temmuz 2025'te Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Grimma'da çekilen fotoğrafta nehirde helikopter enkazı görülüyor (DPA)
TT

Alman ordusuna ait helikopterin düşmesi sonucu iki asker öldü, 1 asker ise kayıp

29 Temmuz 2025'te Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Grimma'da çekilen fotoğrafta nehirde helikopter enkazı görülüyor (DPA)
29 Temmuz 2025'te Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Grimma'da çekilen fotoğrafta nehirde helikopter enkazı görülüyor (DPA)

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Saksonya eyaletinin doğusunda bir eğitim uçuşu sırasında Alman ordusuna ait helikopterin düşmesi sonucu en az iki kişinin öldüğünü, üçüncü bir kişinin ise kayıp olduğunu açıkladı. Pistorius, Grimma kenti yakınlarındaki kaza yerine yaptığı ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, kaza hakkında ayrıntılı bilgi verilmediğini belirtti.

Almanya Savunma Bakanlığı, dün öğleden sonra yaptığı açıklamada, kazanın eğitim görevinde olan bir ordu helikopteriyle ilgili olduğunu doğruladı. Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre kaza yerinde askeri güvenlik bölgesi oluşturuldu ve Alman ordusu kurtarma ve soruşturma çalışmalarına başladı.

Leipzige itfaiye birliği sözcüsü, hava trafik kontrolü verilerine göre helikopterin saat 10 ile 10.30 arasında radardan kaybolduğunu açıkladı. Öğle saatlerinde kano yapanlar, Mulde nehrinde enkaz parçaları buldu.

İtfaiye sözcüsü DPA’ya yaptığı açıklamada, kaza yerinde büyük miktarda kerosen sızdığını ve enkazın nehrin ortasında bulunması nedeniyle ulaşımın zor olduğunu söyledi. Sözcü, yaklaşık 50 kişilik acil durum ekibinin olay yerinde olduğunu ve önce kerosenin kontrol altına alınması, ardından enkazın çıkarılmasına başlanacağını belirtti. Leipziger Zeitung gazetesine göre yakıtın nehre yayılmasını önlemek için petrol bariyeri kuruldu.

Yetkililer, Molde nehrinin bir kısmında su sporlarının önümüzdeki hafta başına kadar yasaklandığını duyurdu.



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.