ABD’de korona aşısının kendisini depresyona ve intihar eğilimine sürüklediğini düşünen bir kişi bir sağlık merkezine ateş açtı

Atlanta'daki silahlı saldırının ardından Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri binasının ön cephesinde açılan kurşun delikleri (AFP)
Atlanta'daki silahlı saldırının ardından Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri binasının ön cephesinde açılan kurşun delikleri (AFP)
TT

ABD’de korona aşısının kendisini depresyona ve intihar eğilimine sürüklediğini düşünen bir kişi bir sağlık merkezine ateş açtı

Atlanta'daki silahlı saldırının ardından Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri binasının ön cephesinde açılan kurşun delikleri (AFP)
Atlanta'daki silahlı saldırının ardından Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri binasının ön cephesinde açılan kurşun delikleri (AFP)

Bir kolluk görevlisi, ABD’nin Georgia eyaletindeki Atlanta kentinde Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) binası önünde ateş açarak bir polisi öldüren adamın, koronavirüs (Kovid-19) aşısının kendisini depresyona ve intihar etmek eğilimine sürüklediğini söylediğini belirtti.

Associated Press (AP) haber ajansına konuşan yetkili, 30 yaşındaki silahlı saldırganın CDC binasına girmeye çalıştığını, ancak güvenlik görevlileri tarafından durdurulduğunu, ardından arabasıyla caddenin karşısındaki eczaneye gidip cuma günü öğleden sonra geç saatlerde binaya ateş açtığını söyledi.

Soruşturmayla ilgili kamuoyuna açıklama yapma yetkisi olmadığı için kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan yetkili, saldırganın en az bir uzun namlulu olmak üzere 5 tüfekle kuşandığını da sözlerine ekledi.

Saldırganın kimliği

Georgia eyaleti soruşturma bürosu, saldırganın isminin Patrick Joseph White olduğunu açıkladı. Ancak yetkililer onun polis tarafından mı öldürüldüğü yoksa intihar mı ettiği konusunda ayrıntı vermedi.

AP’a konuşan bir kolluk görevlisi şüphelinin babasının polisi arayarak oğlunu olası bir silahlı saldırgan olarak tanımladığını söyledi. Edinilen bilgilere göre baba, oğlunun köpeğinin ölümünden dolayı üzgün olduğunu ve ayrıca Kovid-19 aşısına takıntılı hale geldiğini de ekledi.

Saldırganın ailesi Georgia eyaletinin Kenesaw şehrinde, CDC binasının yaklaşık 40 kilometre kuzeybatısında yaşıyor.

White'ın komşularından biri Atlanta Journal-Constitution gazetesine yaptığı açıklamada White'ın kendisine Kovid-19 aşılarına güvenmediğini defalarca kez söylediğini belirtti.

fgthy
CDC binasının pencerelerindeki mermi delikler (EPA)

White ailesinin yaşadığı sokakta oturan Nancy Holst, bahçede çalışırken ve komşularıyla köpeklerini gezdirirken ‘iyi bir adam’ gibi göründüğünü, ancak alakasız konularda bile aşılar hakkında konuştuğunu söyledi. Holst, “Çok tedirgindi ve aşıların kendisine ve başkalarına zarar vereceğine kesin olarak inanıyordu” diye ekledi.

Kennedy'ye suçlama

Aşıların yararını her zaman sorgulayan ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı Robert F. Kennedy Jr., CDC çalışanlarına desteğini ifade etti.

Cumartesi günü bir açıklamada bulunan Kennedy, “Atlanta'daki CDC binasında meydana gelen ve memur David Rose'un hayatına mal olan trajik silahlı saldırıdan dolayı derin üzüntü duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Kennedy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün halk sağlığı alanında çalışan meslektaşlarımızın ne kadar şokta olduklarını biliyoruz. Kimse, başkalarının sağlığını korumak için çalışırken şiddetle karşılaşmamalı.”

Ancak, işten çıkarılan CDC çalışanlarından bazıları, Kennedy'nin şiddetten sorumlu olduğunu ve istifa etmesi gerektiğini söyledi.

Başkan Donald Trump yönetiminin CDC’de yaptığı değişikliklere karşı çıkan işten çıkarılan çalışanların oluşturduğu, “Kovulduk ama savaşıyoruz” adlı grup tarafından yapılan açıklamada “Kennedy, bilim ve aşıların güvenliği hakkında sürekli yalanlar söyleyerek CDC’deki çalışanların itibarını doğrudan zedeledi ve bu da düşmanlık ve güvensizlik ortamını körükledi” denildi.

Kennedy döneminde, CDC yaklaşık 2 bin çalışanı işten çıkardı. Trump, gelecek yıl kurumun bütçesini yarı yarıya azaltmayı öneriyor.



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.