Amerika, Avrupa'da insan haklarının "gerilemesinden" üzüntü duyuyor

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
TT

Amerika, Avrupa'da insan haklarının "gerilemesinden" üzüntü duyuyor

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın dün yayınladığı yıllık rapora göre Washington, özellikle ifade özgürlüğü konusunda olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde insan hakları durumunun "kötüleşmesinden" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni dış politika önceliklerini ortaya koyması beklenen dünya insan hakları raporunda, Almanya, İngiltere ve Fransa'da “insan haklarının geçen yıl kötüleştiğini” ifade etti.

Raporda Fransa ile ilgili olarak “ifade özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalar olduğuna dair güvenilir bilgiler” yer aldı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre raporda antisemitik eylemlerin artması da kınandı.

Washington, Birleşik Krallık'ta çocukları daha iyi korumayı amaçlayan yeni bir internet güvenliği yasası hakkında endişelerini dile getirdi.

Geçen hafta, ismini açıklamak istemeyen üst düzey bir ABD'li yetkili, ABD hükümetinin “siyasi veya dini belirli seslerin sansürlenmesi veya marjinalleştirilmesi olarak gördüğümüz konular hakkında ortaklarımız ve müttefiklerimizle açık müzakereler yapmayı” planladığını doğruladı.

Dünyadaki insan hakları durumunu ortaya koyan bu yıllık rapor, birçok hükümetin tepkisini çekiyor.

Kongre'nin talebi üzerine hazırlanan rapor, birçok uzman tarafından referans olarak kabul ediliyor.

Demokrat Başkan Joe Biden'ın önceki yönetimi döneminde hazırlanan raporun bir kısmı, Dışişleri Bakanlığı tarafından Trump yönetiminin önceliklerini içerecek şekilde değiştirildi ve yeniden yapılandırıldı. Bu öncelikler arasında, çeşitlilik programlarını veya kürtajı destekleyen politikalara karşı çıkmak yer alıyor.

Raporda, “Bu yılki raporlar, sahada ve ortaklar tarafından daha yararlı ve erişilebilir olması ve temel yasal yetkiye daha iyi yanıt vermesi ve yönetim kararlarıyla uyumlu olması için basitleştirildi” denildi.

Demokrat muhalefet milletvekilleri ve sivil toplum örgütleri, raporun Trump'ın politikalarıyla uyumlu olduğu ve dünya çapındaki insan hakları ihlallerinin gerçek resmini yansıtmadığı konusunda endişelerini dile getirdiler.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Trump yönetiminin yakın müttefiki El Salvador konusunda "ciddi insan hakları ihlallerine işaret eden güvenilir bir bilgiye sahip olmadığını" iddia ediyor. Bu ülke, halkı terörize eden çetelere karşı yürüttüğü amansız mücadele ve terörle mücadele merkezi nedeniyle, özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından eleştiriliyor.

Buna karşılık, ABD hükümeti, ilişkilerinin son derece gergin olduğu iki ülke olan Güney Afrika ve Brezilya'yı eleştirdi.

Washington, "Güney Afrika'daki insan hakları durumunun son bir yılda önemli ölçüde kötüleştiğini" belirterek, Pretorya'nın "ülkedeki etnik azınlıkların haklarını ihlal ederek, mülklere el koyma konusunda endişe verici bir adım attığını" değerlendirdi.

Brezilya'ya gelince, ABD Dışişleri Bakanlığı, “mahkemelerin ifade özgürlüğünü ve demokratik diyaloğu, demokrasiye zararlı gördüğü, elektronik içeriğe erişimi kısıtlayarak aşırı ve orantısız aldığı önlemleri” kınadı.

ABD Hazine Bakanlığı'nın, mevcut Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva'ya karşı darbe girişiminde bulunmaktan yargılanan eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya karşı "sansür ve zulmün mimarı" olarak bilinen Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes'e yaptırım uygulaması dikkat çekici.

Şubat ayında, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı'nın açılışında Avrupa'da “ifade özgürlüğünün gerilediğini” belirtti. De Vance, "Avrupa ile ilgili olarak beni en çok endişelendiren tehdit Rusya, Çin veya başka bir dış güç değil, iç tehdit. Avrupa bazı temel değerlerinden uzaklaşıyor” ifadelerini kullandı.

J.D. Vance, “İngiltere ve Avrupa'nın çeşitli yerlerinde ifade özgürlüğünün gerilediğinden korkuyorum" şeklinde konuştu.



Asya üniversiteleri, Trump’ın istemediği yabancı öğrencilere kapılarını açtı

MIT öğrencileri protesto alanında namaz kılmıştı (AP)
MIT öğrencileri protesto alanında namaz kılmıştı (AP)
TT

Asya üniversiteleri, Trump’ın istemediği yabancı öğrencilere kapılarını açtı

MIT öğrencileri protesto alanında namaz kılmıştı (AP)
MIT öğrencileri protesto alanında namaz kılmıştı (AP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın göçmen karşıtı politikaları, ülkenin uzun süredir elinde tuttuğu uluslararası eğitim merkezi olma cazibesini zayıflatıyor.

New York Times’ın (NYT) haberinde, Asya ülkelerindeki üniversitelerin bu boşluğu doldurmak için stratejik adımlar attığı belirtiliyor.

Özellikle ABD’de 2024’te patlak veren Filistin’e destek eylemlerinin ardından Trump yönetimi, yabancı öğrencilere yönelik baskıyı artırmıştı.  

Beyaz Saray, Amerikan üniversitelerine başvuruların yoğun olduğu bahar döneminde vize görüşmelerini durdurmuştu. Ayrıca siyasi paylaşımları nedeniyle öğrencilere sınır dışı baskısı yapmış, akademik araştırma fonlarında da kesintiye gitmişti. Harvard'ın araştırma fonunda 2,6 milyar dolarlık kesinti planı da gündemde.

Haberde, bu hamlelerin doğurduğu belirsizlik atmosferi nedeniyle pek çok öğrencinin ABD yerine Singapur ve Güney Kore’deki üniversitelere yöneldiğine dikkat çekiliyor.

ABD, 2023-2024’te 1,1 milyon uluslararası öğrenciyle hâlâ en çok tercih edilen ülke ancak konumunu kaybetme riski artıyor. Uluslararası öğrencilerin üniversite kayıtlarını takip eden Association of International Enrollment Management’tan Clay Harmon şunları söylüyor:

Artık birkaç ana hedef ülkenin olduğu bir dünyadan, çok kutuplu bir dünyaya geçiyoruz.

NYT, son 20 yılda Asya üniversitelerinin küresel sıralamalarda yükseldiğine, öğrencilere daha düşük ücretler sunup aktif tanıtımlar yaptığına dikkat çekiyor.

Güney Kore’deki Yonsei Üniversitesi yıl boyu yatay geçiş başvurularını kabul edecek ve ABD’de eğitimi kesilen öğrenciler için özel program başlatacak.

Seul yönetimi, 2027’ye kadar en az 300 bin yabancı öğrencinin ülkeye gelmesini hedefliyor. Ancak amaç yalnızca öğrenci çekmek değil, gençlerin mezuniyet sonrası ülkede kalmasını sağlamak.

Uluslararası öğrenciler, Hyundai gibi büyük Güney Kore firmalarının Asya pazarlarına açılımında önemli bir insan kaynağı. Diğer yandan yabancı öğrenciler ülkeye uyum sağlamakta güçlük çekebiliyor.

ABD’deyse teknoloji firmaları, yapay zekanın da etkisiyle yeni mezun istihdamını azaltmaya başladı. Hindistanlı Divyank Rawat, ABD’de eğitim görme planını yüksek borç ve belirsiz iş piyasası riskleri nedeniyle iptal ettiğini söylüyor.

Eğitim danışmanlık firması H&C Education’dan Pierre Huguet, ABD’ye yönelik yaklaşımın değişimini şöyle anlatıyor:  

Birçok kişi ABD'yi daha fazla özgürlük sağlayan ve Kore'deki katı sosyal baskılardan kaçma olanağı sunan bir ülke olarak görüyordu. Şimdiyse vize iptalleri, müdahaleci çevrimiçi incelemeler ve soğuk kampüs ortamıyla karşılaşmaktan korkuyorlar.

Independent Türkçe, New York Times, AP