‘Büyük İsrail’ Arap öfkesini ateşliyor

Netanyahu'nun ‘tarihi misyon’ hakkındaki açıklamaları sosyal medyada eleştiriliyor

Gazze'nin güneyindeki ez-Zeytun mahallesini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze'nin güneyindeki ez-Zeytun mahallesini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

‘Büyük İsrail’ Arap öfkesini ateşliyor

Gazze'nin güneyindeki ez-Zeytun mahallesini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze'nin güneyindeki ez-Zeytun mahallesini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ‘Büyük İsrail’ ile bağlantılı ‘tarihi ve manevi bir misyon’ üstlendiği yönündeki açıklamaları, sosyal medyada Arap öfkesine ve eleştirilere yol açtı. Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlar, bunun ‘İsrail içini yatıştırma’ girişimi olduğunu belirterek, Arap dünyasının buna yanıt vermesi gerektiğini ve bunun ‘Netanyahu'nun Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme çabalarının bir parçası’ olduğunu ifade ettiler.

Netanyahu, İsrail'in i24 News kanalına verdiği röportajda, ‘İsrail'in rüyasını’ ‘nesillerin görevi’ olarak nitelendirdi ve ‘Yahudi halkı için manevi ve tarihi bir misyon üstlendiğini hissettiğini’ söyledi.

Röportajı yapan Sharon Gal (eski sağcı milletvekili) ona ‘Büyük İsrail’ haritasının bulunduğu bir muska hediye etti. Gal şakayla, “Bunu sana hediye etmiyorum, seni (hediye meselesi yüzünden) zor durumda bırakmak istemem, bu hediye karın Sara için” dedi.

Büyük İsrail vizyonuyla bir bağlantısı olup olmadığı sorulduğunda Netanyahu, “Elbette” yanıtını verdi. Netanyahu'nun X platformundaki hesabından paylaştığı kesitte, hediyenin görüntüsü ekranda gösterilmedi.

Büyük İsrail terimi, Haziran 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail, Doğu Kudüs ve Batı Şeria bölgeleri, Gazze Şeridi, Mısır'daki Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'ni ifade etmek için kullanılmıştı.

Şarku'l Avsat, Netanyahu'nun açıklamalarıyla ilgili Mısır'dan resmi bir yorum almaya çalıştı, ancak bunu başaramadı.

Sosyal medya kullanıcıları Netanyahu'nun açıklamalarını paylaşarak, bunların tehlikesine dikkat çekti ve ‘İsrail'in genişlemeci emellerine’ karşı uyanık olunması gerektiğini vurguladı.

Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Arap ülkelerinin bu açıklamalara karşı tutumunu sorguladı.

Mısırlı medya mensubu Neşhet ed-Deyhi ise bunu Netanyahu'nun ‘intiharı’ olarak nitelendirdi. Ed-Deyhi X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun sözde Büyük İsrail'e ilişkin açıklamalarının ‘başkalarına ders olsun diye boynuna saplanan bir mızrak’ olacağını söyledi.

Mısırlı ulusal güvenlik uzmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Netanyahu'nun açıklamalarını ‘şimdiye kadarki en cüretkâr açıklamalar’ olarak nitelendirdi. Abdulvahid X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “Bu açıklamalar, Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme ve İsrail'in nüfuzunu genişletme yönündeki stratejik bir hırsı yansıtıyor” ifadesini kullandı.

Bu açıklamalar, özellikle Mısır ve Ürdün'ün Büyük İsrail’in bir parçası olarak anılması nedeniyle sosyal medyada büyük tepkiye yol açtı. Oysa Netanyahu röportajda herhangi bir ülkenin adını açıkça belirtmemişti. Mısırlı blog yazarı Luey el-Hatib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Netanyahu'nun Mısır ve Ürdün'ü Büyük İsrail'e katmak istediğini söylediğini duydunuz mu? Netanyahu'nun suçları ve aşırılıkları tartışma konusu değil, ancak Mısır hakkında böyle bir şey söylemeye cesaret edemedi.”

Mısırlı medya mensubu ve milletvekili Mustafa Bekri, Netanyahu'nun açıklamalarını ‘İsrail'in tüm bölgeyi hedef alan gerçek planını ortaya çıkaran tehlikeli ifadeler’ olarak nitelendirdi. Bekri, “Netanyahu düşmanlığını ilan ediyor... Bizler gerçek planın tehlikesini önlemek için bir sonraki aşamaya hazırlanmalıyız. Mısır, ulusal güvenliğini tehlikeye atmaya çalışan herkese karşı hazırlıklıdır” şeklinde konuştu.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Reha Ahmed Hasan, Netanyahu'nun açıklamalarını ‘ciddi yanıt gerektiren ciddi sözler’ olarak nitelendirdi. Hasan, “Netanyahu, büyük bir devlet hayal eden İsrail halkına sesleniyor ve Ortadoğu haritasını yeniden çizme planını uygulamaya çalışıyor. Netanyahu bunu ABD'nin desteği altında yapıyor, bu da bu planlara karşı koymak için Arap dünyasının birleşik bir tavır almasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Netanyahu daha önce de ‘Ortadoğu haritasını yeniden çizmek’ istediğini söylemişti. Eylül 2023'te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 78. oturumunda yaptığı konuşmada, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin görünmediği bir Ortadoğu haritası gösterdi. Geçen yıl yine BM'de Netanyahu aynı haritayı başka bir harita ile birlikte göstererek ikisini karşılaştırdı ve ilkinin ‘cennet’, ikincisinin ise ‘lanet’ olduğunu söyledi. Her iki haritada da Gazze Şeridi ve Batı Şeria yer almıyordu.

defrty6
Gazze sahilinde İsrail'in düzenlediği hava saldırısında öldürülen yakınının cenazesi başında ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Ürdünlü yazar ve siyasi analist Dr. Abdulhakim el-Karale, Netanyahu'nun açıklamalarının ‘İsrail'in aşırı sağının gerçek yüzünü, yerleşimci emellerini ve başta Filistin meselesinin ortadan kaldırılması olmak üzere gerçekleştirmeye çalıştığı gündemini yansıttığını’ belirtti. El-Karale, “Netanyahu bu açıklamalarıyla, Büyük İsrail hayaline inanan İsrail halkını etkilemeye çalışıyor” dedi.

Gazze Şeridi'nde soykırım ve açlık savaşı devam ederken Netanyahu'nun Büyük İsrail hakkında konuştuğunu ifade eden el-Karale sözlerini şöyle sürdürdü: “Netanyahu, suçlarını örtbas etmeye ve bunları tarihi bir rüya ve misyonun parçası haline getirmeye çalışıyor. Ayrıca Filistin devletinin tanınması için uluslararası çabaları engellemeye çalışıyor.”

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Halid Ukkaşe de Netanyahu'nun İsrail halkını hedef aldığını ve kendisini ABD'ye, devletin doktrinini etkileyen kader belirleyici bir savaşta mücadele eden biri olarak pazarlayarak savaşa meşruiyet kazandırmaya çalıştığını belirtti.

fgthy
Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım noktasında sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinli çocuklar (AFP)

Ukkaşe, “Bu açıklamalar, İsrail'de protestoların yaşandığı, Gazze Şeridi'nin işgal planının reddedildiği, uluslararası kamuoyunun Gazze Şeridi sakinlerinin aç bırakılmasını kınadığı ve bir dizi ülkenin Filistin devletini tanıma niyetini açıkladığı bir dönemde geldi” dedi.

“Netanyahu, BM'de Filistin ile beklenen uluslararası etkileşimleri engellemek için önleyici adımlar atıyor” diyen Ukkaşe, aynı zamanda ‘Netanyahu'nun yayılmacı emellerine ulaşmada başarılı olmadığını ve olmayacağını’ vurguladı.

Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreterliği, Netanyahu'nun açıklamalarını kınadı ve bunları ‘Arap devletlerinin egemenliğine tecavüz ve bölgedeki güvenlik ve istikrarı baltalamaya yönelik bir girişim’ olarak nitelendirdi.

Genel Sekreterlik tarafından yapılan açıklamada, “Arap ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturan bu açıklamalar, uluslararası hukuka ve uluslararası meşruiyet ilkelerine açık bir meydan okumadır. Söz konusu açıklamalar, kabul edilemez ve hoş görülemez genişlemeci ve saldırgan niyetleri yansıtıyor ve sömürgeci hayallere kapılmış aşırı zihniyeti ortaya koyuyor” ifadeleri yer aldı.



Rusya'nın Afrika'daki modeli: Hedefler ve zorluklar arasında nükleer enerji

Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
TT

Rusya'nın Afrika'daki modeli: Hedefler ve zorluklar arasında nükleer enerji

Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)

Sergey Eldinov

Rusya Enerji Bakanı Sergey Tsivilev başkanlığındaki Rus heyeti 28 Temmuz'da Nijer'in başkenti Niamey'e geldi. Heyet, Nijer Cumhurbaşkanı Abdurrahman Tchiani ve Başbakan Ali Lamine Zeine ile görüşmelerde bulundu. Görüşmelerin sonucunda, Rus nükleer şirketi Rosatom ile Nijer Maden ve Enerji Bakanlığı arasında bir mutabakat zaptı imzalandı. Uranyum çıkarılmasıyla ilgili iş birliği yapılması konusunda uzlaşı sağlanırken Moskova, enerji santrallerinin inşası, uzmanların eğitimi ve nükleer tıp altyapısının kurulmasını da içeren barışçıl bir nükleer programa destek sağlayacak.

Bakan Tsivilev, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Amacımız sadece uranyum çıkarılmasına katılmak değil, Nijer'de barışçıl nükleer enerjiyi geliştirmek için entegre bir sistem kurmak, her vatandaşa uygun fiyatlı elektrik sağlamak ve nükleer tıp alanında iş birliği yapmak. Ayrıca uzmanlar için ortak eğitim programları düzenleme konusunda da anlaştık.”

Ziyaret, askeri teknik iş birliğinin genişletilmesi konusunda üst düzey toplantıları da içeriyordu. Bu toplantılarda, Rusya'nın danışmanlık varlığının güçlendirilmesi, subayların eğitimi ve ekipman sağlanması gibi konular ele alındı. Rus tarafını Savunma Bakan Yardımcısı General Y Yunus-Bek Yevkurov ve General Andrey Averyanov temsil ederken, Nijer tarafını Savunma Bakanı Korgeneral Salifou Mody ve Tümgeneral Musa Salaou Barmou temsil etti.

Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov geçtiğimiz mayıs ayında Moskova'nın Nijer ile askeri ilişkilerini dinamik bir şekilde genişletmeyi hedeflediğini açıkladı.

Gözlemcilere göre bu girişim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından bizzat takip ediliyor.

Cumhurbaşkanı Tchiani, Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) isimli geçiş hükümetinin 25 Temmuz’daki kuruluşunun ikinci yıldönümü vesilesiyle ülkenin tam bağımsızlığa bağlılığını vurguladı ve Nijer'in ya Fransa’nın vesayeti altında kalacağı ya da ‘onurlu olan yolu’ seçeceği bir dönüm noktasında olduğunu ifade etti. Tchiani, Imouraren Madeni’nin de aralarında bulunduğu başlıca uranyum madenlerinin kontrolünün Fransa merkezli Orano şirketi lehine geri alınmasının müzakerelerin kapsamına girmediğini belirtti.

“Mali'deki maden kaynaklarının kapsamlı jeolojik haritalarının hazırlanması ve etkileşimli bir haritanın oluşturulması için Rus uzmanlar tarafından bir mutabakat zaptı imzalandı.

Rusya’dan gelen nükleer heyet, 29 Temmuz'da Mali'yi ziyaret etti ve Bamako'da iki taraf arasındaki ortak hükümet komitesinin açılış toplantısı yapıldı. Bu ziyaret, Mali Cumhurbaşkanı Assimi Goita'nın haziran ayında Moskova'ya yaptığı ziyaret sırasında imzalanan anlaşmanın uygulanması kapsamında gerçekleşti. Bakan Tsivilev, bu gelişmeyi ‘Rusya ile Sahel bölgesindeki bir ülke arasında kurulan ilk ortak hükümet komitesi’ olarak nitelendirerek, bunun diğer ülkeler için de örnek teşkil etmesini umduğunu belirtti.

Toplantıya Rosatom, Sberbank ve Yadran Group temsilcileri ile Mali Ekonomi ve Maliye Bakanı Alousséni Sanou başkanlığındaki on bakandan oluşan bir grup arasında geniş kapsamlı görüşmeler gerçekleşti. Taraflar, altyapı, ulaştırma, sanayi, tarım, ticaret, finans, güvenlik, yatırımların korunması, madencilik ve enerji alanlarında iş birliği olanaklarını görüştü.

Bakan Sanou, toplantıların ekonomik kalkınma için stratejik bir dönüm noktası olduğunu belirterek “Bu ilk çalışma oturumu, mevcut ve gelecekteki projeler için net bir eylem planı oluşturmamızı sağladı ve bu iş birliğinin yoğunluğunu korumamız çok önemli” ifadelerini kullandı.

dcfgrthy
Rusya Enerji Bakanı Sergey Tsivilev, Nijer Cumhurbaşkanı Abdurrahman Tchiani, Başbakan Ali Lamine Zeine ve Maden Bakanı Ousmane Abarchi ile görüşmelerde bulundu(Rusya Enerji Bakanlığı)  

Yevkurov ve Averyanov, Mali Savunma Bakanı Sadio Camara ile ayrı bir toplantı da yaptılar. Toplantıda, Mali Silahlı Kuvvetleri ile Rus paramiliter grup Wagner arasında terör ve radikal İslamcılarla mücadeleye yönelik ortak operasyonlar ele alındı ve askeri eğitim programlarının kapsamının genişletilmesini müzakere ettiler.

Bakan Tsivilev, 30 Temmuz'da başkent Vagadugu'da Burkina Faso Cumhurbaşkanı Ibrahim Traore ile bir araya geldi. Görüşmeler, enerji, sanayi, altyapı ve güvenlik alanlarını kapsayan bir Rusya-Burkina Faso ortak hükümet komitesi kurulması konusunda anlaşma ile sonuçlandı.

“Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom'un Genel Müdürü Aleksey Evgenieviç Likhaçev, 30 Temmuz'da Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan'ın katıldığı bir törenle Mkuju Nehri Projesi kapsamında Mantra Tanzania şirketine ait bir uranyum deneme tesisinin faaliyete geçtiğini duyurdu.

Rusya, 30 Temmuz'da Burkina Faso'ya salgınla mücadele için mobil bir laboratuvar konusunda destek sağladı. Laboratuvar, önümüzdeki aralık ayında teslim edilecek. Rusya şirketi Inter RAO, Burkina Faso Enerji Bakanlığı ile termik santrallerin geliştirilmesi için bir mutabakat zaptı imzaladı. Bunun yanı sıra Burkina Faso Savunma Bakanı Albay Aime Barthelemy Simpore ve Genelkurmay Başkanı Albay Moussa Diallo ile üst düzey askeri görüşmeler yapıldı.

Rusya'nın Benin ve Togo Büyükelçisi Igor Yevdokimov 30 Temmuz'da, İzvestiya gazetesine verdiği demeçte, Rusya ve Benin'in ortak askeri iş birliği anlaşması imzalamaya hazırlandığını söyledi. Benzer bir anlaşma 27 Mart'ta Togo ile imzalanmıştı. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre bu adım büyük bir siyasi öneme sahip ve Rusya'nın daha geniş bölgesel stratejisini desteklemek için her iki ülkenin liman altyapısına erişimini sağlıyor.

Mali, Burkina Faso ve Nijer, 1 Ağustos'ta ortak yatırım bankası kurmak için anlaşma yaptıklarını duyurdu. Burkina Faso Cumhurbaşkanı’nın danışmanı Serge Théophile Balima’ya göre banka enerji, altyapı ve madencilik sektörlerini finanse edecek ve her ülke yıllık olarak ulusal vergi gelirlerinin yüzde 5'ini bu bankaya aktaracak.

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom'un Genel Müdürü Aleksey Evgenieviç Likhaçev, 30 Temmuz'da Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan'ın katıldığı bir törenle Mkuju Nehri Projesi kapsamında Mantra Tanzania şirketine ait bir uranyum deneme tesisinin faaliyete geçtiğini duyurdu. Fabrikanın 2026'da inşaatına başlanmasının ardından 2029 yılında tam kapasiteyle çalışmaya başlaması ve madenin 20 yıldan fazla bir süre boyunca faaliyet göstermesi planlanıyor.

Nijer Dışişleri Bakanı Bakary Yaou Sangare, Mali Dışişleri Bakanı Abdoulaye Diop, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Burkina Faso Dışişleri Bakanı Karamoko Jean-Marie Traoré Moskova'da düzenlenen ortak basın toplantısında, 3 Nisan 2025 (AFP)

Likhaçev, ‘tasarımdan sahada uygulamaya geçmenin’ önemini vurguladı. Projenin 4 bin kadar iş yaratması ve altyapı gelişimini desteklemesi bekleniyor.

Tanzanya Maden Bakanı Anthony Mavunde, hükümetin hammaddelerin yerel olarak işlenmesini teşvik etmeyi hedeflediğini belirterek “Proje, bu vizyonu somutlaştırıyor” dedi.

Çin geçtiğimiz haziran ayına kadar Rusya'dan 311 milyon dolar değerinde zenginleştirilmiş uranyum ithal etti.

Aynı gün Moskova'da düzenlenen Enerji Konseyi toplantısında Rosatom, artan kredi maliyetleriyle başa çıkmak için federal bütçeden mali destek talebinde bulunarak, faiz oranları ve ihracat garantileri için sübvansiyonlar talep etti. Rusya Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı ve Rosatom'un eski başkanı Kiriyenko'nun 2011 yılında şirketin Mantra Resources'ı 1 milyar dolar karşılığında satın almasını denetlemiş olması nedeniyle olumlu bir sonuç alınması bekleniyor.

Rusya'nın Afrika stratejisi, olağanüstü tutarlılık, hızlı uygulama ve sistematik bir hırs ile karakterize ediliyor. Uzun vadeli çerçeveler içinde altyapı, enerji, madencilik, finans, güvenlik, eğitim ve sosyal kalkınmayı birleştiren kapsamlı bir ortaklık modeli sunuyor.

vfghy
Nijer'deki CNSP hükümeti destekçileri, Niamey'deki General Seyni Kountché Stadyumu’nda toplanarak Mali, Burkina Faso, Cezayir, Nijer ve Rusya bayraklarını dalgalandırdılar, 26 Ağustos 2023 (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘güvenlik ve yatırım karşılığında kaynaklar ve sadakat’ odaklı Afrika stratejisini açıklamasının ardından, Rusya zaman baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte, Moskova bir hegemonya elde etme yarışına girmek yerine mevcut nüfuzunu pekiştirmeye odaklanıyor. Rusya'nın Afrika'daki varlığı, ABD veya Çin'in çıkarlarıyla büyük ölçüde doğrudan çatışmıyor.

Rusya, uranyum zenginleştirme alanındaki teknolojik uzmanlığı sayesinde küresel olarak başlıca tedarikçi olmaya devam ediyor. Haziran 2025 itibarıyla Çin, Rusya'dan 311 milyon dolar değerinde zenginleştirilmiş uranyum ithal etti. ABD, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Rusya’nın nükleer madde ithalatına yasak getirirken, kendisi 2028'e kadar geçerli olan muafiyetler sayesinde aynı yıl içinde 240 milyon dolar değerinde uranyum satın aldı. Rusya'nın Afrika'daki uranyum madenleri üzerinde nüfuzunu artırması, Avrupa'nın enerji bağımlılığını, özellikle de Fransa'nın nükleer reaktörleri açısından daha da karmaşık hale getiriyor.

Rusya'nın projeleri herhangi bir nedenle başarısız olsa bile, teknik ve eğitim alanındaki çıktıları yatırım için uygun olmaya devam ediyor.

Wagner grubu, bölgede istikrarı sağlayan bir güç olmaya devam ediyor ve resmi askeri iş birliği anlaşmaları çerçevesinde ve ulusal kuvvetlerle koordineli olarak çalışıyor. Wagner ayrıca, Rusya’nın bölgedeki stratejik yatırımlarının güvenliğinin başlıca garantörü olarak görülüyor.

Rosatom'un nükleer hedefleri, sektördeki yatırımları teşvik etmeyi amaçlıyor. Elektrik tedarik sözleşmeleri, kıyı ülkeleri devletlerinin kamu kurumlarıyla münhasıran imzalanıyor. Rusya’nın bölgedeki nükleer genişlemesi, ironik bir şekilde, enerji yoğun endüstrilerin gelişmesini teşvik edebilir. Bu endüstriler, geniş ölçekte istikrarlı elektrik üretimi gerektirir. Bunun için de özellikle nükleer enerji kullanılıyor. Burada tedarik anlaşmalarının doğrudan Moskova ile değil, Sahel bölgesi ülkelerinin hükümetleriyle imzalanacağını belirtmekte fayda var.

Rosatom, uranyum madenciliği ve zenginleştirmeden reaktörlerin inşası ve işletilmesine kadar nükleer zincirin tamamını kontrol eden dünyadaki sayıları birkaçı geçmeyen şirketten biri. Bu şirket, maliyet, kalite ve güvenilirlik açısından rakipsiz olsa da teknik açıdan üstünlüğü, uluslararası bağlamda projelerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesini garanti etmez.

Rusya’nın projeleri herhangi bir nedenle başarısız olsa bile, teknik ve eğitim çıktılarının yatırım yapılabilir olmaya devam edeceğine şüphe yok. Moskova'nın önünde, açıklamaları ve anlaşmaları etkili ve sürdürülebilir operasyonel mekanizmalara dönüştürme dışında temel bir zorluk kalmadı. Bu en karmaşık aşama olmanın yanında Rusya'nın Afrika stratejisinin gerçek sınavıdır.

Vaatlerde bulunma aşamasının aşılmasının ardından gelen bu kritik aşamada başarısız olunması, Rusya'nın Afrika kıtasındaki genişleme projesini çöküşle tehdit ediyor.