İsrail, Türkiye-Suriye askeri anlaşmasına nasıl yanıt verecek?

Tel Aviv, Ankara'nın Suriye'deki artan nüfuzunu İran'ın eski nüfuzuyla karşılaştırıyor.

Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşmasının belgelerini imzaladı
Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşmasının belgelerini imzaladı
TT

İsrail, Türkiye-Suriye askeri anlaşmasına nasıl yanıt verecek?

Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşmasının belgelerini imzaladı
Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşmasının belgelerini imzaladı

Ömer Önhon

Suriye'de gerginlik, bir yandan Suriye ordusu ve Arap aşiretleri, diğer yandan Suveyda'daki Dürziler arasında şiddetlenen çatışmalarla devam ederken, Şam ile Kürtler arasındaki müzakereler de tıkanmış durumda.

8 Ağustos'ta, Kürt Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) girişimiyle Haseke'de düzenlenen, Dürzi lider Hikmet el-Hicri ile Suriye Alevileri Yüksek Konseyi Başkanı Gazal Gazal'ın video konferans yoluyla katıldığı “Ortak Tutum” konferansında, katılımcılar Suriye'de istikrarın ancak ademi merkeziyetçi bir yönetim sistemiyle sağlanabileceğini belirttiler.

 8 Ağustos 2025'te Haseke'de düzenlenen “Bileşenlerin Birliği” Konferansı (North Press)8 Ağustos 2025'te Haseke'de düzenlenen “Bileşenlerin Birliği” Konferansı (North Press)

Bu gelişmeler ışığında, birçok Suriyeli, ülkelerinin geleceği konusundaki tartışmanın artık Suriye'nin bölünüp bölünmeyeceği değil, yeniden birleşip birleşemeyeceği etrafında döndüğüne inanıyor.

Suriye arenası şu anda askeri ve diplomatik düzeyde aktif bir hareketliliğe tanık oluyor. Haseke toplantısının sonuçlarına yanıt olarak Suriye hükümeti, Şam dışında ister Paris'te ister başka bir yerde olsun, Kürtlerle herhangi bir toplantıya katılmayı reddettiğini açıkladı. Öte yandan Fırat Nehri kıyısında ve Deyrizor'da SDG ile aralıklı çatışmalar yaşandığına dair haberler arasında, Suriye ordusu, kuzeydoğudaki belirli bölgelere güçlerini konuşlandırdı.

Türkiye Dışişleri Bakanı, SDG ve İsrail'i eleştirerek, Kürt güçlerinin mart mutabakatı kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediğini ve oyalandığını belirtti

 Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 7 Ağustos'ta Şam'ı ziyaret edip Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ile görüşmesinden bir hafta sonra, dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat teşkilatı başkanının da aralarında bulunduğu bir Suriye heyeti Ankara'ya doğru yola çıktı. İki ülkenin savunma bakanları, silahlı kuvvetler arasında “ortak eğitim ve danışmanlık koordinasyonu” konusunda bir mutabakat zaptı imzaladı.

 Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam, 7 Ağustos 2025 (AFP)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam, 7 Ağustos 2025 (AFP)

Mutabakat, askeri personel değişimi ve terörle mücadele, mayın temizleme, lojistik ve barışı koruma operasyonları alanlarında uzmanlık eğitimi yoluyla Suriye ordusunun kabiliyetlerini geliştirmeyi ve modernize etmeyi amaçlıyor.

İki bakan, yoğun görüşmelerin bağlamını özetledikleri bir basın toplantısı düzenlediler ve mutabakatın imzalanmasının önünü açan ortak cephe oluşturduklarını gösterdiler. Türkiye Dışişleri Bakanı, SDG ve İsrail'i eleştirerek, Kürt güçlerinin 10 Mart mutabakatı kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediğini, oyalandığını ve İsrail'in Suriye dosyasındaki en büyük engel olduğunu belirtti. Türkiye'nin kurnazlık olarak nitelendirdiği şeye daha fazla müsamaha göstermeyeceği konusunda uyardı ve olası askeri seçeneklere açıkça işaret etti.

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ise İsrail saldırılarının Suriye'nin egemenliğini hedef aldığını ve Suriye içinde mezhep çatışmalarını alevlendirmeyi amaçladığını söyledi.

Suriye krizi, iç içe geçmiş üç eksende kendini gösteriyor:

Birinci eksen, idari ve hukuki, zira Suriye hükümeti, tüm Suriyeli unsurların haklarını güvence altına alacak temeller kurma sözü vermesine rağmen, bu söz henüz pratik adımlara dönüştürülmedi.

İkinci eksen, Selefi olan Heyet Tahrir eş-Şam'a güvenmeyen, aşırılıkçı uygulamalarından korkan ve otoritesine boyun eğmek istemeyen azınlıkların endişeleriyle ilgili.

Üçüncü eksen ise İsrail, Türkiye, ABD ve bazı Arap ülkelerinin olayların gidişatını kendi çıkarlarına göre yönlendirmeye çalıştığı dış güçlerin müdahaleleriyle ilgili.

Ankara ve Tel Aviv arasındaki ilişkiler, son 15 yıldır tekrarlanan krizlere tanık oldu ve özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgalinden bu yana en düşük seviyelerine geriledi

İsrail, Beşşar Esed'i devirmeyi ve İran'ı Suriye'den çıkarmayı başarmış olsa da Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Heyet Tahrir eş-Şam'a (HTŞ) güvenmiyor. HTŞ'nin büyük bir savaşa hazırlık olarak geçici ateşkes uyguladığına ve yeterince güçlü hissettiğinde silahlarını İsrail'e çevireceğine inanma eğiliminde. Bu nedenle Tel Aviv, Suriye'yi zayıf ve parçalanmış halde tutmanın kendi çıkarlarına hizmet ettiğine inanıyor ve bu amaçla bazı azınlık gruplarını destekliyor ve onları merkezi hükümetten uzaklaşmaya teşvik ediyor.

Türkiye ise farklı düşüncelerle hareket ediyor. Merkezi olmayan bir sistem kurulmasının veya Kürtlere özel statü tanıyan anlaşmaların imzalanmasının, özellikle “Terörsüz Türkiye” girişimi ve anayasa değişikliği tartışmaları ışığında, Türkiye'nin iç koşullarını olumsuz etkileyeceğine inanıyor.

Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşması belgelerini imzalıyor (Dışişleri)Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13 Ağustos 2025'te Ankara'da savunma anlaşması belgelerini imzalıyor (Dışişleri)

Suriyeli taraflar çözümlerini güç kullanarak dayatmaya çalışırsa yeni bir iç savaş riski devam ediyor ve bu da olası bölünmeye yol açabilir. Daha da kötüsü, Türkiye ve İsrail gibi bölgesel güçler bu çatışmaya doğrudan dahil olabilir.

İki ülke birbirlerinin hareketlerini şüpheyle takip ediyor. İsrail, Ankara'nın Hamas'ı desteklediğine ve Suriye arenası aracılığıyla kendisini çevrelemeye çalıştığına inanırken, Türkiye, İsrail'in Kürt kartını kullandığına, Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla ittifaklar kurduğuna ve Kongre ile ABD yönetimindeki nüfuzunu baskıyı artırmak için kullandığına inanıyor.

Ankara ve Tel Aviv arasındaki ilişkiler son 15 yılda tekrarlanan krizlere tanık oldu ve özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgalinden bu yana en düşük seviyelerine geriledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binyamin Netanyahu arasındaki ilişkiye kişisel ve ideolojik husumet hakim. Ankara, Netanyahu'nun “Büyük İsrail” planına bağlılığı hakkındaki açıklamalarını doğrudan bir tehdit olarak görüyor.

İsrail ise Türkiye'nin Suriye'deki artan nüfuzunu ve Ahmed Şara hükümetiyle ilişkilerini, İran'ın önceki nüfuzuyla karşılaştırıyor ve Ankara'yı daha büyük bir tehdit olarak görüyor.

İki taraf arasındaki yoğun düşmanlığa rağmen, İsrail ve Türkiye genellikle doğrudan bir çatışmaya girme eğiliminde değiller. Ancak, dar bir bölgedeki çok sayıda taraf ve çatışan çıkarlar göz önüne alındığında, çatışma riski varlığını sürdürüyor

ABD, Suriye dosyasında birincil aktör olmaya devam ediyor ve Başkan Donald Trump'ın Şara hükümetini destekleme kararı, en azından şimdilik yürürlükte. Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Tom Barrack, onun talimatıyla devam eden krizlere çözüm bulma çabalarını sürdürüyor.

Washington ayrıca iki müttefiki Türkiye ve İsrail arasında doğrudan bir çatışmayı önlemek için çalışıyor ve bu amaçla perde arkasında aktif bir diplomasi yürütüldüğü söyleniyor.

Süveyda’da yaşanan çatışmalar sırasında aşiret savaşçıları,17 Temmuz 2025 (Reuters)Süveyda’da yaşanan çatışmalar sırasında aşiret savaşçıları,17 Temmuz 2025 (Reuters)

İsrail, Suriye içinde Türk askeri üslerinin kurulmasına şiddetle karşı çıkıyor. Ankara ve Şam'ın askeri iş birlikleri kapsamında böyle bir adım atıp atmayacakları ve İsrail'in buna nasıl tepki vereceği sorusu hâlâ cevapsız.Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre bu, bölgesel güç dengesi açısından gerçek bir sınav niteliğinde.

Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana Türk-Amerikan ilişkileri önemli ölçüde iyileşti ve Erdoğan, Trump'ın en sevdiği liderlerden biri olmaya devam ediyor. Ancak Trump, kararsızlığıyla tanınıyor ve görüşleri her an değişebilir.

Üst düzey Türk yetkililer, Ankara'nın iç veya dış müdahale durumunda Şam'ın destek talebini görmezden gelmeyeceğini defalarca vurguladı. Ancak, herhangi bir Türk askeri müdahalesi, özellikle halihazırda toparlanma mücadelesi veren bir ekonomi için önemli maliyetler doğurabilecek ABD ile çatışma riskini de taşıyor.

Birden fazla cephede aynı anda zorluklarla ve hem içeride hem de dışarıda artan baskılarla karşı karşıya olan İsrail’e gelince, doğrudan bir çatışmaya girerse kendini zor bir durumda bulacaktır. İki taraf arasındaki yoğun düşmanlığa rağmen, İsrail ve Türkiye genellikle doğrudan çatışmaya girme eğiliminde değiller. Ancak, dar bir bölgedeki çok sayıda taraf ve çatışan çıkar göz önüne alındığında, çatışma riski sınırlı da olsa devam ediyor.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Kuzey Kore'de izolasyon turizmi: Terk edilmiş tatil köyleri ve sıkı denetim

Mümkün olan ile yasak olan arasında Kuzey Kore'de tatil nasıl geçer? (AFP)
Mümkün olan ile yasak olan arasında Kuzey Kore'de tatil nasıl geçer? (AFP)
TT

Kuzey Kore'de izolasyon turizmi: Terk edilmiş tatil köyleri ve sıkı denetim

Mümkün olan ile yasak olan arasında Kuzey Kore'de tatil nasıl geçer? (AFP)
Mümkün olan ile yasak olan arasında Kuzey Kore'de tatil nasıl geçer? (AFP)

Kuzey Kore’de 20 bin ziyaretçi kapasiteli bir tatil beldesinde, turizm sezonu sadece 15 konukla açıldı. Zaten böyle bir senaryo da ancak Kuzey Kore gibi bir ülkede yaşanabilirdi.

Rus turist Anastasia Samsonova, terk edilmiş gibi görünen bu tatil beldesini dolaştı. Yiyecek bol, güneş severler için yüzlerce şezlong kumların üzerine dizilmiş, ama kimse gelmiyor. Kuzey Kore'de turizm sezonu geniş alanlara rağmen çok az sayıda insanla geçiyor.

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, bundan iki ay önce Japonya Denizi'ne bakan Wonsan bölgesinde lüks tatil köyü Kalma’nın açılışına bizzat katıldı. Törende hem tatil köyünün açılışını hem de izolasyon ve yoksulluktan yıpranmış bir ülke için umut vaat eden turizm projesini kutlamak için havai fişekler ve müzik kullanıldı. Ancak otellerin ve restoranların ziyaretçilere kapılarını açma zamanı geldiğinde, Pyongyang, 5 yıl boyunca kapalı tuttuğu sınırlarını açtıktan sonra turistlerin ülkeye girişine yönelik kısıtlamaları yeniden sıkılaştırdı.

frty6
Kim Jong-un, Wonsan bölgesinde bir turizm tesisinin açılışı sırasında (KCNA)

Kuzey Kore'nin kapıları sadece Rus turistlere açıldı. Ruslar, yasağın kaldırılmasından sonra ülkeye giren ilk turistler oldular. Kuzey Kore'nin Avrupa'dan da ziyaretçileri kabul etmesi gerekiyordu, ancak yasak nedeni açıklanmadan kısa süre içinde yeniden yürürlüğe girdi.

Pyongyang'a herkes girebilir mi?

Kuzey Kore, birçok kişi için en çok tercih edilen seyahat destinasyonları arasında yer almayabilir, ama bazıları merak ve haritada en gizemli ve izole ülke olan bu ülkeyi keşfetme arzusuyla burayı ziyaret etmeyi düşünebilir. Peki, hangi ülkelerin vatandaşları bu ülkeye giriş yapma hakkına sahip?

Gazeteciler ve Güney Kore vatandaşları dışında herkesin Kuzey Kore'ye seyahat etme hakkı var. ABD vatandaşlarının ülkeye girişleri Kuzey Kore tarafınca yasaklanmamış olsa da kendi ülkelerinin yetkilileri onların güvenliğinden endişe duydukları için Kuzey Kore’ye gitmelerini yasaklıyor.

df
Kuzey Kore sahillerinde yeni bir deniz turizmi tesisi (KCNA)

BBC'ye göre koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesinde, her yıl 350 bin turist Kuzey Kore'ye giriyordu ve bunların yüzde 90'ı Çinliydi. Böylece Çinliler ülkedeki turizm faaliyetlerinde başı çekiyordu, Avrupalılar ve Amerikalılar ise yıllık 5 bin ziyaretçiyi geçmeyen bir azınlık oluşturuyordu.

Ancak Kuzey Kore’nin sınırları şu an sadece ülkenin siyasi, askeri ve ekonomik alanda en önemli müttefiki olan Rusya vatandaşlarına açık.

Mavi vize kağıdı

Bir Arap ülkesi vatandaşının benzersiz bir macera yaşamak için Kuzey Kore'ye seyahat etmek istemesi halinde önce vize alması gerekiyor. Ancak Pyongyang yetkilileri şu anda vize vermiyor. Yine de bu yasak her an kaldırılabilir.

yuı
Pyongyang metro istasyonunda fotoğraf çeken bir turist (AFP)

Devletin yabancı ziyaretçilere uyguladığı kısıtlamalar çok katı olduğundan ve turizm sektörünü demir yumrukla kontrol ettiğinden, böyle bir seyahat bağımsız olarak planlanamaz. Vize işlemlerinden başlayarak, uçak bileti ve otel odası rezervasyonuna ve ülke içindeki turistik gezilere kadar her şey, resmi makamların bir kolu olan lisanslı bir acente tarafından yürütülüyor. Kuzey Kore’ye seyahat etmek isteyenlerin, vize işlemlerini yürüten ajansla iletişime geçmesi gerekiyor. Vize, pasaporttan ayrı, mavi renkli bir belge şeklinde veriliyor.

Rusya ve Çin dışında bir seçenek yok

Pyongyang Uluslararası Havalimanı'na iniş iznine sadece Kuzey Kore'nin havayolları şirketi olan Air Koryo sahip. Ancak Çin havayolu şirketleri için bazı istisnalar söz konusu. Pyongyang'a hava yoluyla ulaşım yalnızca Çin ya da Rusya üzerinden mümkün ve Kuzey Kore'yi dünyaya sadece bu iki ülke bağlıyor.

yu7ı8
Kuzey Kore'ye seyahat edenler için özel turist vizesi (Wikipedia)

Air Koryo havayolu şirketinin internet sitesine göre Rusya'nın Vladivostok kentinden Pyongyang'a uçuş ücreti 265 ABD doları, Pekin'den ise 245 ABD doları olarak fiyatlandırılıyor.

derty6
Pyongyang Uluslararası Havalimanı'na sadece Rusya veya Çin'den gelen uçaklar iniş yapabilir (Reuters)

Telefonlar denetlenirken internet yok

Turistlerin Pyongyang Uluslararası Havalimanı'na iner inmez, resmi makamlara isimlerini kaydettirmeleri gerekiyor. Gümrük görevlileri tarafından kontrol edildikten sonra cep telefonlarını yanlarında tutabilirler, ancak yabancı hatlar Kuzey Kore içinde çalışmıyor. Bunun yerine, yalnızca uluslararası aramalar yapılabilen yerel ‘Koryolink’ kartı satın alınabilir. Yerel iletişim ve internet erişimi ise turistlere açık değil.

Peki Kuzey Kore'deki oteller nasıl?

Turistler otelleri bile kendileri seçemezler, bu işlem seyahatleri düzenleyen resmi acenteler aracılığıyla yapılır. Otel seçenekleri çok sınırlı ve çoğu Pyongyang'da bulunuyor. Bunlar arasında ‘Yangakdo’ ve ‘Koryo’ adlı oteller ön plana çıkıyor.

fgthyju
Pyongyang'daki Yangakdo Oteli'nin lobisinden bir kare (Otelin internet sitesi)

Kuzey Kore'yi 8 kez ziyaret eden bir Avustralyalı vatandaş tarafından hazırlanan ve 2020 yılında yayınlanan ‘Pyongyang Otelleri’ adlı kitaba göre ülkedeki oteller dünyanın başka hiçbir yerindeki otellere benzemiyor. Bu oteller, büyüklükleri, renkli dekorları, restoranları, kafeleri ve karaoke salonlarıyla dikkati çekiyor. Öte yandan, Kuzey Kore'deki otellerde internet yok ve koridorlarda ve lobide çalan müzikler, lider Kim Jong-un'u öven milli marşlardan ibaret.

Sıkı denetim altında turist kafile turları

Hiçbir turist otelden tek başına çıkamaz, ziyaret edilmesine izin verilen yerleri belirleme yetkisine sahip tur rehberi tarafından yönetilen bir kafileyle gezmek zorundalar. Turist alışveriş yapmak isterse bile sadece yabancı ziyaretçilere ayrılmış mağazalara gidebilir. Çünkü herhangi bir mağazaya rastgele girmesi yasak.

dfgty
Ryogyeong, Pyongyang'ın en ünlü ve en ilginç tasarımlı otellerinden biri (Instagram)

Yerel halkla iletişim ise gezi organizatörleri tarafından yakından takip ediliyor. Zira izin alınmadan Kuzey Koreli vatandaşlarla konuşmak casusluk olarak nitelendiriliyor.

Aynı durum fotoğraf çekmek için de geçerli. Rehberin izni olmadan hiçbir fotoğraf çekilemez. Çekilebilecek fotoğraflar belirli turistik yerlerle sınırlandırılmış durumda. Askeri yerlerin, yoksulluğun ve inşaat alanlarının fotoğraflarının çekilmesi kesinlikle yasak.

Kuzey Kore'deki turistik yerler

Kuzey Kore, aralık ve şubat ayları arasında karla kaplı dağlarında bulunan kayak merkezleriyle ünlü. Kim Jong-un, iktidara geldiğinden beri, ülkedeki refah imajını güçlendirmek için eğlence kompleksleri ve dev su parkları inşa etmeye özen gösteriyor.

dgrtyu
Koronavirüs salgını nedeniyle sınırlar kapatılmadan önce Kuzey Kore'de bir grup turist (AFP)

Turistlerin ziyaretine açık yerler listesinde, çekici tasarımı ve gelişmiş mimarisiyle Pyongyang metro istasyonu ve Kuzey Kore'nin merhum liderleri Kim Il-sung ve Kim Jong-il'in 20 metre yüksekliğindeki iki heykelini bir araya getiren ve Mansu Tepesi'nde bulunan Büyük Mansudae Anıtı yer alıyor. Listeye, Kim Il-sung'un hükümdarlığı sırasında benimsediği Juché ideolojisinden esinlenerek Taedong Nehri kıyısında inşa edilen Juché Kulesi de eklenebilir. Turistler, ünlü askeri geçit törenlerinin yapıldığı geniş Kim Il-sung Meydanı'nı da yakından görebilirler.

sdfgty
Büyük Mansudae Anıtı, Kuzey Kore'nin en önemli turistik yerlerinden biri (Reuters)

Başkent dışında ise Baekdu ve Komgang dağları, muhteşem doğalarıyla başlıca turistik yerler arasında sayılıyor.

Kuzey Kore'de ne yenir?

Kuzey Kore ziyaretinde yemekler önemli bir yer tutuyor, ancak en ünlü yemekler Arapların damak tadına oldukça yabancı.

Naengmyeon listenin başında yer alıyor. Bu yemek, buğday ve patatesten yapılan erişteye sığır eti suyu eklenerek, et, salatalık, yumurta ve turp parçalarıyla süslenerek hazırlanıyor. Soğuk olarak servis edilen naengmyeona genellikle buz küpleri ekleniyor.

frgty
Naengmyeon Kuzey Kore'nin en ünlü yemeklerinden biri (Wikipedia)

Kuzey Kore'nin ulusal yemeği olan Kimchi’de ana malzeme olarak lahana bulunuyor ve kırmızı biber tozu, turp, sarımsak ve zencefille tatlandırılıyor.

Kuzey Kore'nin ünlü yemeklerinden biri olan ise bibimbap, pirinç, sebze, kıyma, biber tozu, soya sosu ve yumurtanın karışımından oluşuyor.