İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

Tel Aviv, Libya, Güney Sudan, Somaliland ve Suriye dahil olmak üzere altı ülke ve bölgeyle istişarelerde bulunuyor. Bu durumda  uluslararası baskı zorla göç ettirmeyi durduracak mı, yoksa Filistinliler yeni bir Nekbe ile mi karşı karşıya?

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
TT

İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)

İnci Mecdi

Batı basınında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti ile Ortadoğu ve Afrika’da bazı ülkeler arasında Gazze Şeridi sakinlerinin topraklarına yerleştirilmesi konusunda devam eden görüşmelere dair haberler yer almaya devam ediyor. Bu durum, Netanyahu'nun Gazzeli Filistinlileri insani bir formül kullanarak zorla göç ettirme planlarının hâlâ yürürlükte olduğunu doğruluyor. Hem de uluslararası hukukun olası bir ihlali ve etnik temizlik eylemi olarak değerlendirildiğinden, kendisini engellemeye yönelik uluslararası ve bölgesel baskılara rağmen.

Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı, birkaç gün önce İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze sakinlerinin topraklarına transfer edilmesi konusunda görüşmeler yapıldığı yönündeki haberleri yalanlayarak, bu iddiaların “doğru olmadığını ve Güney Sudan hükümetinin resmi tutumunu veya politikasını yansıtmadığını” vurgulasa da, İsrail ve ABD, yüz binlerce Filistinliyi Gazze'den transfer etme çabalarını sürdürüyor. Cumartesi günü Wall Street Journal'a konuşan konuya yakın kaynaklara göre, İsrailli yetkililer, Gazze'den ayrılmayı kabul eden Filistinlileri kabul etmeleri için Libya, Güney Sudan, Somaliland ve Suriye de dahil olmak üzere altı ülke ve bölgedeki mevkidaşlarıyla görüştüler.

Finansal anlaşmalar

Bazı kişiler Amerikalı gazeteye, İsrail'in Gazze sakinlerini Güney Sudan veya Libya'ya yerleştirmeye yönelik görüşmelerinin devam ettiğini söylerken, bir başka kaynak Filistinlileri Suriye veya Somali'den ayrılan bir bölge olan Somaliland'a yerleştirmek için daha önce yapılan görüşmelerde kayda değer bir ilerleme kaydedilmediğini bildirdi.

Somaliland hükümetinin temsilcisi, görüşmelerin hâlâ devam ettiğini belirtirken, Libya ve Suriye'deki yetkililer gazetenin bu haberle ilgili yorum taleplerine yanıt vermediler. Mevcut ve eski ABD’li yetkililer, ABD'nin Filistinlilerin topraklarına yerleştirilmesi konusunda İsrail ile Afrika ülkeleri arasında yapılan müzakerelere dahil olmadığını belirttiler.

Değerlendirilen destinasyonların çoğu, iç çatışmalar ve ekonomik çalkantılar gibi kendi iç sorunlarından muzdarip ve muhtemelen yüz binlerce göçmeni barındırmada zorluk çekecekler. Buna rağmen, kötü koşulları, Gazze'den veya başka yerlerden transfer edilen kişilerin kabulü karşılığında kendilerine ekonomik destek veya başka faydalar sunabilecek anlaşmaların kapısını açtı.

Mısır'ın itirazı ve baskısı

Ekim 2023'te Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden haftalar sonra, İsrailli yetkililer Gazze Şeridi sakinlerinin zorla göç ettirilmesine yönelik planlardan açıkça bahsetmeye başladılar. Bu fikir, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yılın başlarında 2 milyon Filistinlinin Mısır ve Ürdün'e transfer edilmesini talep etmesiyle daha büyük bir yankı oluşturdu. Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ni kontrol edeceğini ve “Gazze Rivierası” olarak tanımladığı plan ile Gazze’nin uluslararası bir turizm merkezi olarak yeniden geliştirileceğini de söyledi.

Bu talepler, İsrail ve ABD'nin Gazze Şeridi sakinlerini Sina'ya yerleştirme baskısına boyun eğmeyen Kahire ile Washington arasında gerginliğe yol açtı. Wall Street Journal'a konuşan bazı kişiler, bu baskının devam ettiğini belirtti.

Mısır, Gazze Şeridi'nin sakinlerinden boşaltılması fikrine, uluslararası hukuku ihlal eden ve Filistin davasının tasfiyesi ile sonuçlanacak bir etnik temizlik operasyonu olarak gördüğü için şiddetle karşı çıkıyor. Bazı kaynaklara göre, ABD'nin baskısı, birçok görüşmenin İsrailli ve Mısırlı yetkililer arasında sözlü atışmalar da dahil olmak üzere tartışmalarla geçmesine neden oldu.

Kaynaklar daha önce de Associated Press'e (AP), Mısır'ın Güney Sudan'a, İsrail'in Gazze sakinlerini daha geniş bir anlaşmanın parçası olarak topraklarına yerleştirme teklifini kabul etmemesi için baskı yaptığını bildirmişti. İki Mısırlı yetkili, İsrail'in aylardır Filistinlileri kabul edecek bir devlet bulma çabalarından haberdar olduklarını ve bu çabaların Sudan ile sınırı olan Güney Sudan ile temasları da içerdiğini söylediler. Kahire'nin Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi yönünde baskı yaptığını kabul ettiler.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Güney Sudan için bu anlaşma, İsrail ile daha yakın bağlar kurmasına yardımcı olabilir. Washington ile ilişkilerini iyileştirmesi için Güney Sudan’la çalışan bir Amerikan lobi şirketinin kurucusu olan Joe Szlavik, Güney Sudanlı yetkililerden görüşmeler hakkında bilgi aldığını söyledi. Bir İsrail heyetinin, Filistinliler için kamplar kurma olasılığını görüşmek üzere ülkeyi ziyaret etmeyi planladığını da sözlerine ekledi. Güney Sudanlı bir sivil toplum örgütünün başkanı Edmund Yakani de görüşmeler hakkında Güney Sudanlı yetkililerle görüştüğünü söyledi.

Szlavik'e göre, ABD İsrail ile yapılan görüşmelerden haberdar ancak doğrudan müdahil değil. Güney Sudan'ın, Trump yönetiminin ülkenin bazı seçkinlerine uyguladığı seyahat yasağını ve yaptırımları kaldırmasını istediğini açıkladı. Nitekim ülke, belki de Trump'ın gözüne girme çabasıyla, ABD yönetiminin yasadışı göçmenlere yönelik toplu sınır dışı etme operasyonları kapsamında halihazırda sekiz kişiyi kabul etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, “Başkan Trump, Gazze yeniden inşa edilirken Filistinlilerin güzel ve yeni bir yere yerleşmelerine izin verilmesi de dahil olmak üzere, Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmek için sık sık yenilikçi çözümler çağrısında bulundu. Ancak Hamas'ın önce silahsızlanmayı ve bu savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi gerekiyor ve şu anda verebileceğimiz daha fazla ayrıntı yok” dedi.

Gönüllü ayrılış mı, zorla göç ettirme mi?

Birçok Filistinli, savaştan ve kıtlığa yakın bir açlık krizinden kaçmak için en azından geçici olarak Gazze'den ayrılmak istese de, kalıcı olarak ayrılmayı ve başka bir yere yerleşmeyi reddediyor. Hukuk örgütleri, insani yardım kuruluşları ve bazı hükümetler, ayrılmaların gerçekten gönüllü olup olmayacağını sorguluyorlar. Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları İzleme Örgütü de dahil olmak üzere bazıları, bu fikrin etnik temizlik sayılabileceği konusunda uyardılar.

Cenevre Sözleşmeleri uyarınca, zorla göç ettirme bir suç ve yalnızca sivillerin güvenliği için geçici tahliye veya askeri zorunluluk gibi dar kapsamlı durumlarda kendisine izin verilebilir. İsrailli ve uluslararası hukuk uzmanlarıysa, bu kriterleri karşılamanın zor olduğunu ve Gazze'nin savaştan zarar görmüş ortamının, transferlerin gönüllü olacağı yönündeki argümanları zorlaştırdığını belirttiler.

Özellikle gençler, çocuklu aileler veya hasta akrabaları olan birçok Gazzeli'nin ayrılmak istediği bildiriliyor. Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi tarafından geçen mayıs ayında yapılan ankete katılan Gazzeli Filistinlilerin üçte birinden fazlası, savaştan sonra göç etmeye istekli olduklarını söyledi.

Merkezin Direktörü Halil Şikaki'ye göre, göç etme olasılığı en yüksek olan demografik grup, eğitimli gençler ve bu durum Gazze'den beyin göçüne katkıda bulunabilir. Şikaki, savaştan önce yapılan anketlere göre, bu grup arasındaki katılımcıların üçte ikisi ila dörtte üçünün ekonomik ve güvenlik nedenleriyle Gazze'den başka yerlere göç etmeye istekli olduğunu ekledi. Birçoğunun Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Körfez ülkeleri veya Türkiye'ye taşınmakla ilgilendiğini belirtti.



Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
TT

Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)

AFP

Ukrayna'da olası bir barış anlaşmasının ana gündem maddeleri arasında toprak tavizleri ve Kiev'e güvenlik garantileri alıyor, ancak şu aşamada ateşkes veya Moskova'ya yaptırım uygulanması söz konusu değil.

Aşağıda, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'da gerçekleştirdiği zirve sırasında yapılan görüşmelerde ele alınanlara dair edindiğimiz bilgiler yer alıyor.

Görüşmelerin ardından Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Herkes, Rusya ile Ukrayna arasındaki korkunç savaşı sona erdirmenin en iyi yolunun, çoğu zaman geçerliliğini yitiren sıradan bir ateşkes anlaşması değil, savaşı sona erdirecek bir barış anlaşması imzalamak olduğu kararlaştırıldı” ifadelerini kullandı. Ancak Trump’ın bu tutumu, Ukrayna ve müttefiklerinin talepleriyle çelişiyor.

Bu tutum aynı zamanda Ukrayna’nın doğusunda ilerlemeye devam eden Rusya’nın zaferi olarak değerlendiriliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başından beri, savaşın ‘temel nedenlerini’ özellikle de Moskova'nın karşı çıktığı Ukrayna'nın NATO'ya katılma isteğini ele alan daha kapsamlı bir ‘barış anlaşmasına varılmasını’ talep ediyor. Zira Moskova, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını bekasına yönelik bir tehdit ve ulusal güvenliği için bir tehlike olarak görüyor.

Ukrayna'nın endişeleri

Ukrayna, Trump ve Putin arasında Anchorage şehrinde imzalanacak olası bir anlaşmanın, kendi topraklarından bir kısmını terk etmesine neden olacağından korkuyor.

Rusya ordusu şu an Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini, yani ülkenin güneyindeki ve doğusundaki Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini kontrol ediyor. Rusya 2014 yılında da Kırım Yarımadası’nı ilhak etmişti.

Putin ve Trump, basın toplantısında bu acil konuyu doğrudan ele almamış olsalar da zirvenin ardından ABD Başkanı ile Avrupalı liderler arasında yapılan telefon görüşmelerinde konuşulanlardan haberdar olan bir kaynak, Trump'ın Rusya'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerini tamamen kontrol altına alması ve cephe hattındaki çatışmaların dondurulmasını öngören bir öneriyi desteklediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Rusya, Ukrayna'ya ilk saldırısından aylar sonra, 2022 eylülünde dört bölgeyi ilhak ettiğini duyurdu, ancak ordusu bu bölgelerin hiçbirini tam olarak kontrol altında tutmuyordu.

Rusya ordusu şu anda iki bölgenin başkentleri de dahil olmak üzere Lugansk bölgesinin neredeyse tamamını ve Donetsk'in büyük bir kısmını kontrol ediyor. Ancak Zaporijya ve Herson'da durum farklı, buradaki başlıca şehirler hala Ukrayna'nın kontrolünde.

Bu toprakların Ukrayna ve uluslararası toplum açısından ne olacağı henüz bilinmiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, söz konusu topraklardan vazgeçmeyi reddediyor ve bunun ülkesinin anayasasına aykırı olduğunu vurguluyor.

Güvenlik garantileri

Ukrayna, Avrupalıların desteğiyle, düşmanlıkların durdurulması halinde Rusya'nın yeniden saldırmasını önlemek için bu garantileri talep ediyor.

Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmede Trump, NATO anlaşmasından esinlenerek Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermeyi teklif etti. Ancak iki kaynak, bunun NATO'ya üyelik olmadan gerçekleşeceğini belirtti.

Öte yandan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bunun için ‘Ukrayna'nın tüm ortaklarının, ABD dahil, desteğini almasını ve tekrar saldırıya uğradığı takdirde harekete geçmeye hazır olmasını sağlayan kolektif bir güvenlik maddesi’ belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, Ukrayna'da konuşlandırılacak, ancak cephe hatlarında görev almayacak bir ‘görev gücüne’ katkıda bulunmaya hazır olduklarını açıkladılar.

Trump, Zelenskiy'yi pazartesi günü Beyaz Saray'da kabul edeceğini ve görüşmeye Avrupa’dan bazı liderin de katılacağını açıkladı.

Trump’ın verdiği süre

Trump, “Her şey yolunda giderse, Başkan Putin ile (üçlü) bir toplantı tarihi belirleyeceğiz” diyerek, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin ‘elinde’ olduğunu vurguladı.

Trump'ın geçtiğimiz cuma günü Rusya'ya Ukrayna'daki savaşı sona erdirmesi için verdiği süre teorik olarak sona erdi. Trump, aksi durumda Rusya'dan başta petrol ve silah olmak üzere ürün ithal eden ülkelere yönelik ‘ikincil’ yaptırımlar uygulanacağını açıklamıştı.

Ancak Trump, Putin ile görüşmesinin ardından Fox News kanalına verdiği demeçte, “Bugünkü gidişata bakılırsa, şu an bunu düşünmeyeceğim” dedi.

Buna karşın Avrupalı liderler, ‘adil ve kalıcı bir barış sağlanana kadar, Rusya'nın savaş ekonomisine baskı uygulamak için belirli ekonomik yaptırımları ve önlemleri sıkılaştırmaya devam edeceklerini’ vurguladılar.