Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.



Washington: Tüm ABD vizesi sahipleri sürekli denetim altında

Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
TT

Washington: Tüm ABD vizesi sahipleri sürekli denetim altında

Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)
Pasaportta iptal edilmiş ABD vizesi (Reuters- Arşiv)

ABD Dışişleri Bakanlığı dün, Başkan Donald Trump'ın vize ve göçmenlere ilişkin politikasını sıkılaştırdığı bir dönemde, ABD'ye giriş vizesi bulunan 55 milyon yabancının sürekli incelemeye tabi tutulacağı uyarısında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Bakanlığın devam eden incelemesi, şu anda geçerli ABD vizesi bulunan tüm yabancı uyrukluları kapsıyor ve bunların 55 milyondan fazlası şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunuyor" dedi.

Yetkili, "Dışişleri Bakanlığı, vizeleri, ikamet süresini aşma, suç faaliyeti, kamu güvenliğini tehdit etme, herhangi bir terör faaliyetine katılma veya terör örgütlerine destek sağlama gibi potansiyel uygunsuzluk belirtileri olması durumunda iptal eder" ifadelerini kullandı.

Yetkili, 55 milyon vizenin tamamının aktif olarak incelenmekte olduğunu belirtmedi, ancak Trump yönetiminin bunları “meşru hedefler” olarak gördüğünü açıkladı.

Kimliğinin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, Trump yönetiminin özellikle öğrencilere yönelik denetimleri yoğunlaştırdığını ifade etti.

"Tüm öğrenci vizelerini inceliyoruz," diyen yetkili, Dışişleri Bakanlığı'nın sosyal medyada "neler paylaşıldığını sürekli olarak takip ettiğini" ve vize başvurusunda bulunanların bunu kanıtlamaları gerektiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD dış politika çıkarlarına aykırı olduğu düşünülen kişilerin vizelerinin iptaline olanak tanıyan muğlak bir ABD yasasına atıfta bulunarak, İsrail karşıtı protestocuları hedef aldı.

Dışişleri Bakanlığı daha önce, Rubio'nun ocak ayında Trump döneminde göreve gelmesinden bu yana 6 bin ABD vizesini iptal ettiğini duyurmuştu.

Dışişleri Bakanlığı rakamlarına göre bu sayı, Başkan Joe Biden yönetimi tarafından bir önceki yılın aynı döneminde iptal edilen öğrenci vizelerinin dört katına denk geliyor.

Rubio, yönetimin, yargı denetimi olmaksızın vize verme ve iptal etme hakkına sahip olduğunu ve ABD vatandaşı olmayanların ABD anayasasında yer alan ifade özgürlüğü hakkından yararlanamayacağını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yönetim buna rağmen, bu konuda birçok yasal engelle karşılaştı. Haziran ayında bir yargıç, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protestolara öncülük eden ABD daimi ikametgahı sahibi Mahmud Halil'i serbest bıraktı.

Mayıs ayında bir başka yargıç, üniversite gazetesinde İsrail'i eleştiren bir makale yazan Tufts Üniversitesi'nde Türk yüksek lisans öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ü serbest bıraktı.