İngiltere hükümetinin haritasında Filistin devletinin sınırları nasıl görünüyor?

İngiltere’nin tanıdığını duyurduğu Filistin devletinin sınırları 1967 sınırlarına dayanıyor, ancak ayrıntılar gelecek müzakerelerde netleşecek

BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
TT

İngiltere hükümetinin haritasında Filistin devletinin sınırları nasıl görünüyor?

BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)

İnci Mecdi

İngiltere, tarihi bir adım atarak Filistin devletini tanıdı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana amansız bir savaşın yıkıma uğrattığı Gazze Şeridi'nde ateşkes dahil olmak üzere, bu adımı geciktirecek şartları yerine getirmemesi üzerine Filistin devletini tanıdıklarını duyurdu.

Starmer, BM Genel Kurul toplantılarının başlamasına bir gün kala ülkesinin Filistin devletini tanıdığını duyurdu. İki devletli çözümün geleceğini tartışmak üzere dün New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde bir konferans düzenlendi. Bu konferansta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi için baskı yapmak amacıyla uluslararası çabaların bir parçası olarak Filistin devletinin uluslararası alanda daha fazla tanınması bekleniyordu.

Filistin devletini tanıdıktan birkaç saat sonra, İngiltere hükümeti haritalarına ilk kez resmi olarak Filistin adını ekledi. Hükümetin resmi internet sitesinde yayınlanan haritada sadece Batı Şeria ve Gazze Şeridi “Filistin” olarak gösterilirken Kudüs ise, 1967 sınırları Doğu Kudüs'ü Filistin topraklarının bir parçası olarak tanımasına rağmen, tamamen İsrail sınırları içinde yer aldı.

Independent Arabia, konuyu açıklığa kavuşturmak ve pazar günü yaptığı açıklamada İngiltere'nin tanıdığı sınırlara göre Doğu Kudüs'ün statüsüne dair bilgi almak için İngiltere Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçti. Ancak yanıtında Doğu Kudüs'ün statüsüne değinmeyen Bakanlık, Birleşik Krallık'ın, gelecekteki müzakerelerde çözülmek üzere, 1967 sınırlarına dayalı ve eşit toprak takası içeren geçici sınırlar üzerinde Filistin devletini tanıdığını açıkladı.

Birleşik Krallık'ın Filistin'i bir devlet olarak tanıdığını, bir devletin tüm yasal hak ve yükümlülüklerini kabul ettiğini ve Filistin devletinin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) veya Filistin Yönetimi tarafından imzalanan önceki anlaşmalara, özellikle de Oslo Anlaşmaları’na uymasını beklediğini de sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Indepedent Arabia’dan aktardığı habere göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı yanıtında, Dışişleri Bakanı Yvette Cooper'ın uygun bir zamanda Filistinli mevkidaşıyla temasa geçerek tam diplomatik ilişkilerin kurulması sürecini başlatacağını açıkladı.

ABD 2017 yılında Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımış olsa da, BM Filistin devletinin sınırlarının Doğu Kudüs dahil Batı Şeria ve 1967 öncesi savaş sınırları (Yeşil Hat) içindeki Gazze Şeridi'ni kapsadığını ve müzakereler yoluyla eşit toprak takası üzerinde anlaşmaya varıldığını kabul ediyor. Bu topraklar, Filistin devleti için uluslararası alanda tanınan yasal çerçeveyi oluştururken, İsrail'in bu topraklara yönelik ilhakı veya yerleşim birimi inşası yasa dışı olarak kabul ediliyor.

Kudüs Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Eymen er-Rakab, İngiltere'nin Filistin devletini tanımasını iki devletli çözüme doğru atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyor. Bu tanıma, İngiltere'nin 1947'deki bölünme kararının ikinci kısmını, bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti kurarak tamamlama stratejisinde açık bir değişiklik olduğunu gösteriyor.

Prof. Rakab, Filistin devletinin tanınmasının iki devletli çözüme verdiği destekle birlikte, Filistin devletini tanıyan bir haritanın yayınlanmasının da bu yönde atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Arap halkının, tarihi Filistin topraklarının yüzde 22'sini kapsayan bir Filistin devletini fiilen kabul etmiş olduğunu ve bu oranın, bölünme kararında tanınan yüzde 45'lik orandan daha az olduğunu belirterek, haritanın sahadaki gerçekliği yansıttığını vurguladı. Bunun müzakereler bağlamında verilecek bir mücadele olduğunu da ekledi.

BM’nin 1947 yılında 181 sayılı kararla bölgenin yüzde 42,3'ünü kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 57,7'sini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölünmesi planını kabul etti. Karara göre Kudüs ve Beytüllahim ise uluslararası bir idare altında olacaktı. Bu plan, o dönem Filistin liderliği tarafından reddedildi. Filistinli liderler, 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail'in, Kudüs'ün nihai statüsü dışında, barış karşılığında işgal altındaki tüm toprakları, Batı Şeria ve Gazze'yi iade etme teklifini de reddetti.

Filistin liderleri, 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail'in, Kudüs'ün nihai statüsü hariç, barış karşılığında işgal altındaki tüm toprakları, Batı Şeria ve Gazze'yi iade etme teklifini de reddetti.



Rubio, Suriye ve Türkiye dışişleri bakanlarıyla bölgesel istikrarın güçlendirilmesini görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
TT

Rubio, Suriye ve Türkiye dışişleri bakanlarıyla bölgesel istikrarın güçlendirilmesini görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Beyaz Saray'a yaptığı tarihi ziyaretin ardından Suriyeli mevkidaşı Esad eş-Şeybani ve Türk mevkidaşı Hakan Fidan ile üçlü bir görüşme gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigot'a göre, bakanlar bölgesel güvenlik ve istikrarı artırma fırsatlarının yanı sıra, Suriye'nin DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyona resmi katılımı da dahil olmak üzere terörle mücadelede ortak çabaları ele aldı.

Görüşmede ayrıca Suriye'de kaybolan Amerikalıların akıbetinin belirlenmesine yönelik devam eden çabalar da ele alındı. Rubio, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye halkının barış ve refah özlemlerini destekleme taahhüdünü teyit ederek, Suriye'deki yeniden yapılanma çabalarını desteklemede bölgesel ortaklığın önemini vurguladı.


Yunanistan açıklarında batan göçmen teknesinde 3 kişi hayatını kaybetti

Yunanistan açıklarında batan göçmen teknesinde 3 kişi hayatını kaybetti
TT

Yunanistan açıklarında batan göçmen teknesinde 3 kişi hayatını kaybetti

Yunanistan açıklarında batan göçmen teknesinde 3 kişi hayatını kaybetti

Yunan Sahil Güvenliği, göçmenleri taşıyan bir teknenin Girit'in güneyinde batması sonucu en az üç kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Yunan Sahil Güvenliği sözcüsü AFP'ye yaptığı açıklamada, olayın Girit'in güneyindeki küçük Gavdos adası yakınlarında şiddetli rüzgarlar altında meydana geldiğini söyledi.

drf
Yunanistan'ın Gavdos ve Girit adaları açıklarında yüzlerce göçmeni kurtarmasının ardından sağlık görevlileri bir göçmeni ambulansa transfer ediyor (Arşiv- Reuters)

AB'nin Frontex ajansına ait bir geminin, alabora olduğu anlaşılan teknedeki 56 kişiyi kurtardığını ve üç kişinin cesedine ulaştığını belirten yetkili, kayıp kişilerin aranmasına başlandığını kaydetti.

Gavdos, Libya limanlarından faaliyet gösteren kaçakçıların kullandığı bir göç yolu üzerinde yer alıyor.

Pazartesi günü aynı bölgede 28 kişiyi taşıyan başka bir tekne daha durduruldu.

Şarku’l Avsat’ın BM Mülteci Örgütü verilerinden elde ettiği bilgiye göre bu yıl Akdeniz ve Batı Afrika'daki göç yollarında bin 700'den fazla kişinin öldüğü veya kaybolduğu tahmin ediliyor.


Fransa Dışişleri Bakanı: ABD'nin Karayipler'deki askeri operasyonları uluslararası hukuku ihlal ediyor

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot (AFP)
TT

Fransa Dışişleri Bakanı: ABD'nin Karayipler'deki askeri operasyonları uluslararası hukuku ihlal ediyor

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD'nin Karayipler'deki askeri operasyonları konusundaki endişelerini dile getirerek, bunların uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ABD ordusu, Karayipler'de ve Latin Amerika'nın Pasifik kıyılarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen gemilere şimdiye kadar en az 19 baskın düzenledi ve en az 76 kişinin ölümüne yol açtı.

Barrow, Kanada'daki G7 Dışişleri Bakanları zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, "Karayipler bölgesindeki askeri operasyonları endişeyle takip ediyoruz, çünkü bunlar uluslararası hukuku ihlal ediyor ve Fransa'nın, bir milyondan fazla vatandaşımızın yaşadığı denizaşırı toprakları aracılığıyla bu bölgede varlığı bulunuyor" ifadelerini kullandı.

Barrow, "Bu nedenle, herhangi bir gerilimden kaynaklanabilecek istikrarsızlıktan etkilenebilirler ve elbette bundan kaçınmak istiyoruz" dedi.

ABD'li yetkililer, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald Ford'un, Karayipler'de bulunan sekiz savaş gemisi, bir nükleer denizaltı ve F-35 savaş uçaklarına katılarak bölgeye geldiğini belirtti.