Haaretz analizi: Trump, Gazze'de Türk askerini isterse süreç değişebilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de ateşkes mutabakatına ilişkin Mısır'da Şarm el-Şeyh Anlaşması'nı imzalamıştı (Reuters)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de ateşkes mutabakatına ilişkin Mısır'da Şarm el-Şeyh Anlaşması'nı imzalamıştı (Reuters)
TT

Haaretz analizi: Trump, Gazze'de Türk askerini isterse süreç değişebilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de ateşkes mutabakatına ilişkin Mısır'da Şarm el-Şeyh Anlaşması'nı imzalamıştı (Reuters)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de ateşkes mutabakatına ilişkin Mısır'da Şarm el-Şeyh Anlaşması'nı imzalamıştı (Reuters)

İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'in analizinde, Türkiye'nin Ortadoğu'daki nüfuzunu artırmasının yolunun Gazze'nin yeniden inşa sürecinden geçtiği yazılıyor. 

Zvi Bar'el'in kaleme aldığı yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ABD Başkanı Donald Trump arasındaki yakınlaşmanın ve Türkiye'nin ateşkes ve rehine takası anlaşmasını imzalaması için Hamas'ı ikna etmesinin, Ankara'nın elini güçlendirdiği belirtiliyor. 

Öte yandan Trump'ın 10 Ekim'de devreye giren barış planı kapsamında Gazze'ye uluslararası güvenlik gücü yerleştirilmesiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. 

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, dünkü açıklamasında güvenlik gücünde Türk askerlerine yer verilmeyeceğini söylemişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da pazar günkü açıklamasında güvenlik gücüne katılacak ülkelere kendilerinin karar vereceklerini söylemişti. Netanyahu, bunun ABD tarafından kabul edildiğini de savunmuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki hafta önce Mısır'da düzenlenen zirvede Trump, Katar Emiri Tamim bin Hamad Al Sani ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'yle birlikte Gazze ve bölgesel barış planına destek veren ortak bildiriyi imzalamıştı. 

Türkiye, Katar ve Mısır anlaşmanın garantör ülkeleri. Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada "Türkiye, Gazze'ye her türlü desteği vermeye hazırdır" demişti.

Haaretz'in analizinde, İsrail'in Gazze'deki güvenliği uluslararası bir güce vermeyi kabul etmesine rağmen hâlâ yetkileri elinde tutmak istediğine dikkat çekiliyor. 

Yazıda, Türkiye'nin "İsrail'de  İran'dan daha tehlikeli bir tehdit olarak görüldüğü" savunuluyor. Diğer yandan Beşar Esad rejiminin devrilmesi ve İran'la Hizbullah'ın Suriye'deki nüfuzunun zayıflamasında da Ankara'nın önemli rol oynadığı belirtiliyor. Bu açıdan Tel Aviv ve Ankara'nın bölgedeki bazı çıkarlarının örtüştüğü ancak bunun iki ülke arasında yeni bir ittifaka dönüşmesinin kısa vadede mümkün olmadığı yorumu yapılıyor.

Analizde, Türkiye'nin son dönemde başta Körfez ülkeleri olmak üzere Ortadoğu'daki ilişkilerini geliştirdiğine işaret ediliyor. Ayrıca Trump'ın bu yıl göreve başlamasıyla "Türkiye'nin bölgede Amerikan politikasının şekillenmesini sağlayan sayılı ülkelerden birine dönüştüğü" değerlendirmesi yapılıyor.  

Bu bağlamda Trump'ın uluslararası güvenlik gücünde Türkiye'yi istemesinin süreci etkileyebileceği belirtiliyor: 

Trump çokuluslu güvenlik gücünün kurulmasında Türkiye'nin katılımının gerekli olduğuna karar verirse, İsrail'e 'yetkilerinin' sınırlarını bir şekilde açıklamanın yolunu bulur. Belki de İsrail'le Türkiye arasında başka bir ‘barış anlaşmasına' aracılık edilmesini sağlayabileceği varsayılabilir.

Independent Türkçe, Haaretz, Reuters



Vance: Gazze'de ateşkes sürüyor

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, dün Washington D.C.'deki Kongre binasında gazetecilere konuşuyor (Reuters)
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, dün Washington D.C.'deki Kongre binasında gazetecilere konuşuyor (Reuters)
TT

Vance: Gazze'de ateşkes sürüyor

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, dün Washington D.C.'deki Kongre binasında gazetecilere konuşuyor (Reuters)
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, dün Washington D.C.'deki Kongre binasında gazetecilere konuşuyor (Reuters)

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırılarına ve İsrail ile Hamas arasında yaşanan ihlal iddialarına rağmen, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının geçerliliğini koruduğunu söyledi.

Vance, gazetecilere verdiği demeçte, "Ateşkes sürüyor," dedi. "Bu, ara sıra küçük çaplı çatışmalar olmayacağı anlamına gelmiyor" diyen Vance, "Hamas'ın veya Gazze içindeki başka bir oluşumun bir İsrail askerine saldırdığını biliyoruz. İsraillilerin karşılık vermesini bekliyoruz, ancak başkanın ilan ettiği barışın yine de geçerli olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.


İsrail, rehinelerin cesetlerini almak için Gazze'ye girecek çok taraflı bir ekip kurmayı reddetti

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
TT

İsrail, rehinelerin cesetlerini almak için Gazze'ye girecek çok taraflı bir ekip kurmayı reddetti

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)

The Times of Israel'e konuşan iki Arap diplomata göre İsrail, Gazze ateşkesine aracılık eden ülkeler tarafından önerilen ve Gazze'ye girip Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin naaşlarını kurtarmakla görevli çok taraflı bir ekibin kurulmasını öngören girişimi reddetti.

Diplomatlar, girişimin İsrail, ABD, Katar, Türkiye ve Mısır'dan temsilcilerin katılımıyla, kalan rehinelerin naaşlarını bulup kurtarmak için yetenek ve ileri istihbarat paylaşacak ortak bir arama ekibi oluşturacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre İsrail, Türk ve Katar güçlerine Gazze'de rol verilmesini şiddetle reddetti ve arabulucular alternatif bir öneride karar kıldı: Gazze Şeridi'ne bir Mısır arama ekibinin girmesi.

Mısır ekibi bu hafta başında Gazze Şeridi'ne girdi, ancak henüz ek rehinelerin serbest bırakılmasında rol oynamadı. Arap bir diplomat, Kahire'nin tek başına bu görev için gerekli kabiliyetlere sahip olmadığını belirtti.

İsrail ise böyle bir girişimin gerekliliği fikrini reddederek, Hamas'ın geri kalan 13 rehinenin büyük çoğunluğunun -hatta tamamının- yerini bildiğini ve onları kurtarma konusunda oyalandığını ileri sürdü.


Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
TT

Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)

Prens Andrew'un Jeffrey Epstein, Ghislaine Maxwell ve Harvey Weinstein'i Royal Lodge'da ağırladığı ortaya çıktı. 

BBC'nin haberinde Andrew'un 2006'da kızı Prenses Beatrice'in 18. doğum günü kutlaması için Epstein, Maxwell ve Weinstein'i Windsor Kalesi'ndeki evinde konuk ettiği belirtiliyor. 

Birleşik Krallık'ın (BK) kamu kuruluşu, bu kişilerin yer aldığı bazı fotoğrafların arka planındaki ağaç ve dış mekan duvarlarının Royal Lodge'la örtüştüğünü bildiriyor. 

Andrew'un, Windsor'daki 30 odalı malikanesi Royal Lodge'u 2003'ten beri neredeyse hiç kira ödemeden kullanması da gündem olmuştu. 

Epstein, Maxwell ve Weinstein'in Prenses Beatrice'in doğum günü için düzenlenen etkinliğe katılmak üzere Windsor'a gittiği biliniyordu. Ancak Andrew'un malikanesine uğradıkları ilk kez BBC'nin araştırmasıyla ortaya kondu. 

Kamu yayıncısı, Andrew'un yorum talebine yanıt vermediğini aktarıyor. 

Royal Lodge'daki görüşmenin, reşit olmayan birine cinsel saldırı suçlamasıyla Epstein hakkında yakalama kararı çıkarılmasından iki ay sonra yapıldığına da dikkat çekiliyor. Etkinlikten 8 gün sonra Epstein'in Florida'da gözaltına alındığı yazılıyor. 

Giuffre'nin kitabı

Epstein tarafından kurulan pedofili ve fuhuş ağının mağdurlarından Virginia Giuffre'nin gölge yaza Amy Wallace'la birlikte hazırladığı kitabı Nobody's Girl'de Prens Andrew dahil çok sayıda ünlü isme ilişkin iddialar yer almıştı.

Bu yıl 25 Nisan'da 41 yaşındayken hayatına son veren Giuffre'nin kitabı yayımlanmadan ortaya çıkan detaylarda, Giuffre'nin üç kere Prens Andrew'la ilişkiye girdiği, bu dönemde 17 yaşında olduğu iddia edilmişti. 21 Ekim'de piyasaya sürülen kitap, Prens Andrew üzerindeki baskıyı artırmıştı.

2022'de Giuffre'yle tazminat anlaşmasına varan Prens Andrew suçlamaları en başından beri reddediyor.

İddiaların odağındaki Prens Andrew, bu ay önce resmi kraliyet görevlerinden çekildiğini duyurmuş ardından da York Dükü de dahil olmak üzere unvanlarından feragat ettiğini açıklamıştı. 

Epstein skandalı

18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı kurma suçlamasıyla yargılanan Epstein, tutuklandıktan sonra nakledildiği New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.

Maxwell de kızların fuhuş ağına katılmasını sağladığı gerekçesiyle Haziran 2022'de 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

100'den fazla kadına cinsel saldırıda bulunmakla yargılanan ABD'li film yapımcısı Harvey Weinstein ise 2020'de 23 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ünlü Hollywood yapımcısı hakkındaki bazı cezalara temyiz süreci devam ediyor. 

Independent Türkçe, BBC, DW