Burkina Faso’da terör örgütlerine karşı hava operasyonu

Burkina Faso Hava Kuvvetleri, terörist gruplar tarafından kullanılan üsleri imha etti

Burkina Faso ordusunun yakın zamanda satın aldığı İHA’lar (Burkina Faso Haber Ajansı)
Burkina Faso ordusunun yakın zamanda satın aldığı İHA’lar (Burkina Faso Haber Ajansı)
TT

Burkina Faso’da terör örgütlerine karşı hava operasyonu

Burkina Faso ordusunun yakın zamanda satın aldığı İHA’lar (Burkina Faso Haber Ajansı)
Burkina Faso ordusunun yakın zamanda satın aldığı İHA’lar (Burkina Faso Haber Ajansı)

Burkina Faso Hava ordusu, ülkenin doğusunda ve merkezinde terörist gruplar tarafından kullanılan üsleri imha etmeyi başardı. Afrika’nın batısında bulunan ülkedeki terörist gruplar, sonuncusu 15 sivilin öldürülmesi olan büyük bir şiddet dalgasını körüklüyordu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Pazar günü gerçekleşen son terör saldırısı, Burkina Faso'ya komşu olan Togo ve Benin sınırlarına çok da uzak olmayan, ülkenin doğusunda yer alan bir bölgede çiftlik hayvanlarını otlatan bir grup sivili hedef aldı.

AFP’nin güvenlik birimleri ve yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre bir bölge sakini AFP’ye, “Pazar günü Kumbiyinga'nın dış mahallelerine onlarca teröristin saldırdığını ve yaklaşık 15 kişiyi” öldürdüklerini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Burkina Faso’da askerler (arşiv)

Terör saldırısı, Burkina Faso ordusunun El Kaide ve DEAŞ'a bağlı terörist grupların üslerine yönelik askeri operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde gerçekleşti. Burkina Faso resmi haber ajansı, ordunun çok sayıda teröristi etkisiz hale getirmeyi ve ülkenin merkezindeki Urgay bölgesinde bir terör üssünü imha etmeyi başardığını bildirdi.

Ajans, bir güvenlik kaynağının, Burkina Faso ordusunun Kankanmogri ormanında askeri bir operasyon başlattığını ve Hava Kuvvetleri’nin operasyona yoğun bir şekilde katılım sağladığını söylediğini aktardı. Güvenlik kaynağının ifadesine göre operasyon, birçok ‘düşman unsurun’ ortadan kaldırılmasıyla sonuçlandı.

Güvenlik kaynağının aktardığına göre Hava Kuvvetleri, Burkina Faso'nun doğusundaki Kabonga adlı başka bir bölgede, ‘hayvan çalan teröristlerin’ izini sürdü ve hedeflerin vurulmasıyla teröristler ortadan kaldırıldı.

Ajansa göre, Pazar günü güvenlik güçlerine bağlı bir birlik, ülkenin orta bölgesinde yüzlerce teröristi pusuya düşürdü. Bir güvenlik yetkilisinin “Askerlerimizin kararlılığı sayesinde teröristlerin gerçekleştirmek üzere oldukları saldırı başarısız oldu. Güçlerimiz çok miktarda silah ve teçhizat ile 50'den fazla motosiklete el koydu” dediği aktarıldı.

AFP, geçen hafta sonu ordunun çatışma bölgelerindeki yerel halka yönelik bir dizi yardım ve ikmal konvoyunu korumayı başardığını bildirdi.

Görsel kaldırıldı.

Burkina Faso Ordusu, son dönemdeki harekâtlarında, Rusya ve Türkiye ile yapılan anlaşmalardan çeşitli askeri uçaklar elde ettikten sonra, ağırlıklı olarak Hava Kuvvetleri'ne güvenerek bazı kazanımlar elde etmeye başladı. Söz konusu anlaşmaların çoğu ayrıntısı henüz açıklanmadı.

Ancak Afrika uzmanı Muhammed el-Emin Veled ed-Dah, Burkina Faso'nun Rusya ile ortaklığından fayda sağladığına ve dolayısıyla Mali'nin kendisinden önce izlediği yolu izlediğine inanıyor. Veled ed-Dah konuya dair şu ifadeleri kullandı: “Meselenin sadece hava kuvvetlerini geliştirmekten daha fazlası olduğuna inanıyorum. Aslında hava kuvvetleri bir veya iki muharebeye karar verebilir ve Mali'de olduğu gibi, karadaki kuvvetlere bazı bölgelerde kontrolü yeniden ele geçirme imkânı verebilir. Ancak Burkina Faso'daki ve genel olarak Sahel bölgesindeki güvenlik sorunu, süreç daha karmaşık hale geldiği için burada veya orada savaşları kazanmaktan çok daha büyük.”

Görsel kaldırıldı.
Burkina Faso'lu askerler güvenlik alarmında (Reuters-arşiv)

Uzman sözlerini şöyle sürdürdü: “Burkina Faso Hava Kuvvetleri’nin, karada terörist grupların önünde ordunun üstünlüğünü, güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etme olasılığını kanıtlaması için daha fazla zamana ihtiyacımız var. Çünkü sonuçta mesele, devletin prestijini ve egemenliğini tüm topraklarına dayatmak ve aynı zamanda iyi yönetim ve kalkınma yaratmaktır ki bu çok karmaşık bir meseledir.”

Uzman, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda “Burkina Faso ordusu Moskova ile askeri anlaşmalardan yararlandı. Çünkü Burkina Faso, özellikle iki ülke arasında altın madeni işletmeciliği alanında ortaklıklar kurarak bölgede bir dayanak bulmak için Rusya'nın açık emellerini kullandı. Bu durum, başlangıçta gelişmeler halen sınırlı olmasına rağmen gelişen ve diğer bazı askeri teçhizatın satın alınmasını sağlayan Hava Kuvvetleri’ne yansıdı” ifadelerini kullandı.

Afrika işleri uzmanı, Sahel bölgesinde Rusya ile ortaklık modelini ilk kuran ülkenin Mali olduğunu, ardından Burkina Faso’nun geldiğini ifade etti. Bu modelin, “Fransız etkisine karşı ayaklanan ve Rusya ile silah elde etmelerini sağlayacak bir askeri ortaklık kurmaya can atan birçok Afrika ülkesinin ağzını sulandırmaya başladığına” dikkat çekti.

Bu tür ortaklıklarla ilgili endişelerini dile getiren uzman, “İnanıyorum ki Rusya, bu ülkelerde kalkınma ve iyi yönetim kurma konusunda gerçek bir eğilim olmadığı sürece, sonunda kendisini Fransa'nın içinde bulunduğu duruma benzer bir durumda bulacaktır. Çünkü Sahel ülkelerinin pek çok toplumunda adaletsizlik duygusuyla harekete geçen ve terör hareketlerinin toplumsal kuluçka merkezi olmaya iten devlete karşı silaha sarılmadaki adaletsizliği ve ötekileştirmeyi ortadan kaldırmanın tek yolu budur” ifadelerini kullandı.

 “Rusya ile Sahel ülkeleri arasındaki ortaklığın o kadar ideal olmadığını, çünkü şimdiye kadar birçok köyün yerinden edilmesine ve birçok sivilin öldürülmesine neden olduğunu belirtmek gerektiğini” söyleyen Uzman, “Çünkü Rus paralı asker grubu Wagner güçleri ve yerel ordular, yerel topluluklar arasındaki çatışmalara her zaman müdahil olmuş, bazı köyleri ve toplulukları terörist olarak sınıflandırmıştır. Bu nedenle sivillere yönelik askeri operasyonlar yürütülüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Afrika uzmanı Veled ed-Dah, “Rus silahlarının ve Wagner kuvvetlerinin son zamanlarda sorunun bir parçası haline geldiği ve artık Sahel bölgesindeki güvenlik ikileminin çözümüne katkıda bulunmadığı” sonucuna vardı.



Sudan'a ilişkin Cenevre görüşmeleri ‘tek taraflı’ taahhütlerle sonuçlandı

Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
TT

Sudan'a ilişkin Cenevre görüşmeleri ‘tek taraflı’ taahhütlerle sonuçlandı

Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde İsviçre'nin Cenevre kentinde, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) heyetleri arasında insani yardımların ulaştırılması ve sivillerin korunmasının arttırılması konusunda yapılan dolaylı müzakereler, BM arabuluculuğunun adını vermediği müzakere taraflarından birinin ‘tek taraflı’ taahhütleriyle sona erdi. Ancak HDK ayrı bir açıklama ile BM ve BM Güvenlik Konseyi'nin talebine yanıt olarak Sudan Yardım Ajansı ile koordinasyon içinde insani yardım ulaştırma ve sivillerin korunmasını arttırma taahhüdünü açıkladı. Sudan hükümet heyetinden ise herhangi bir yorum gelmedi.

BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra dün (Cuma) yaptığı basın açıklamasında, isim vermeden ‘taraflardan birinin’ insani yardımı arttırma ve sivilleri koruma taahhüdünü açıkladığını ve Cenevre görüşmelerini, daha uzun ve karmaşık bir süreçte ‘cesaret verici bir ilk adım’ olarak değerlendirdiğini belirtti.

İsmi açıklanmayan tarafın verdiği taahhütleri memnuniyetle karşılayan Lamamra, taahhütlerin uygulanmasını takip etme ve kritik konularda tarafların liderleriyle yakın teması sürdürme sözü verdi. Lamamra, “Bu sürecin arzu edilen şekilde devam etmesi için onların emrinde olacağım. Tarafları Sudan halkı ve ülkenin geleceği adına barış için angajmanlarını yoğunlaştırmaya teşvik edeceğim” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ocak ayında BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra'yı kabul etti. (SUNA)

Lamamra hangi tarafın tek taraflı taahhütte bulunduğunu açıklamasa da HDK müzakere heyeti, müzakerelerin sonunda yaptığı ayrı bir açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin Ramtane Lamamra'ya, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun (Hamideti) HDK'nin Sudan Yardım ve İnsani Operasyonlar Ajansı ile koordinasyon halinde insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırma taahhüdünü, sivillerin korunmasını arttırma taahhütlerini ve BM ile BM Güvenlik Konseyi'ne yönelik bir dizi acil ve ivedi talebi içeren resmi bir mektup verdiğini duyurdu.

HDK, kendi delegasyonu ile BM arasındaki dolaylı müzakereleri ‘tek taraflı’ olarak nitelendirdi. Söz konusu müzakerelerin ‘olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ve Sudan halkının yararına ortak iş birliğinin geliştirilmesine katkıda bulunan yapıcı ve verimli müzakerelerle karakterize edildiğini’ bildirdi.

Cenevre, 11-18 Temmuz tarihleri arasında, BM Güvenlik Konseyi'nin Ramtane Lamamra'ya Sudan'daki çatışmanın taraflarına iyi niyet misyonu sunma, ordu ile HDK arasında bir yılı aşkın süredir devam eden savaşın parçaladığı ülkede bölgesel barış çabalarını tamamlama ve koordine etme görevi vermesi uyarınca, Sudan ordusunu temsil eden bir heyet ile HDK'yi temsil eden bir başka heyet arasında insani yardım sağlama ve sivilleri koruma amaçlı dolaylı görüşmelere tanık oldu.

Görsel kaldırıldı.Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu, Uganda'da BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra ile (X)

X platformundaki sayfasından açıklamalarda bulunan Lamamra, Sudan'da savaşan iki tarafın heyetleriyle gerçekleştirdiği ‘diyalog’ görüşmelerinin cuma günü sona erdiğini belirtti. Lamamra, “İnsani erişimin arttırılması ve sivillerin korunmasına yönelik daha uzun bir süreç bağlamında bu ilk ve cesaret verici adımın atılmasına katkılarından dolayı herkese teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.

Görüşmeler, Lamamra'nın birden fazla kez değindiği, özellikle de hükümet delegasyonunun açılış oturumuna katılmayı reddetmesi ve kendisini delegasyonla açıklanmayan bir şekilde iletişim kurmaya ve istişarede bulunmaya zorlaması gibi çeşitli engellerle gölgelendi. ‘Uzlaşmaz tarafı’ açıkça tanımlamayan Lamamra, ‘taraflardan biri’ olarak nitelendirdi.

Lamamra, BM Güvenlik Konseyi tarafından bölgesel barış çabalarını sonuçlandırmak ve koordine etmek üzere görevlendirilmesinin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2724 (2024) ve 2736 (2024) sayılı kararlarına dayandığını ve Sudan'daki durumdan endişe duyduğunu ifade etti.

Lamamra, tarafları, askeri operasyonlara sahne olan ve HDK tarafından kuşatılan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir şehrinde ve çevresindeki bölgelerde artan gerilimi düşürmeye çağırdı. “Ülkenin her yerine engelsiz insani yardım erişimine izin vermeleri ve kolaylaştırmaları, sivillerin korunmasını sağlamaları’ çağrısında bulundu.

BM Özel Temsilcisi, çatışmanın taraflarını, soruna diyalog yoluyla sürdürülebilir bir çözüm bulunmasının önünü açacak şekilde, çatışmaların derhal durdurulmasını sağlamaya davet etti.

Cenevre müzakerelerinin niteliğini detaylandıran Lamamra, taraflarla daha önceki ilişkilerine dayanarak, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve HDK Komutanı Korgeneral Muhamed Hamdan Daklu'ya, insani yardımın tüm Sudan halkına adaletli bir biçimde dağıtılmasını sağlayacak tedbirleri müzakere etmek ve sivillerin korunmasını sağlayacak seçenekleri görüşmek üzere, üst düzey delegasyonlar atamaları için mektuplar gönderdiğini duyurdu.

Lamamra, ‘yakınlık’ formülünü, yani iki taraf arasındaki dolaylı görüşmeleri izlediğini ve ilgili uzmanlığı sağlayan entegre bir BM teknik ekibi tarafından desteklenen her heyetle ayrı ayrı görüştüğünü açıkladı. Lamamra, söz konusu ekibin, tarafların heyetleriyle teknik ve genel toplantılar da dahil olmak üzere yaklaşık 20 oturum gerçekleştirdiğini ve heyetlerle kendi görevleri bağlamında etkileşimde bulunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Ofisi tarafından yayınlanan açıklamadan aktardığına göre Lamamra, Sudan'da her geçen gün kötüleşmeye devam eden feci insani durum konusunda uyarıda bulundu. “İhtiyacı olan herkese güvenli insani yardım erişiminin sağlanması ve Sudan'daki tüm sivillerin korunması için acilen harekete geçilmesi gerekiyor” diyen Lamamra, BM'nin Sudan'daki sivil nüfusu desteklemeye yönelik çabalarını sürdüreceği sözünü verdi.