Tamer el-Hilali
Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu, Batı Afrika ülkelerinin bölgede dikkat çekici bir şekilde şiddetlenen terörizmle mücadele için ‘uygun şekilde finanse edilen yeni bir strateji’ uygulamaya koymaya çalıştığına dikkati çekti. Tinubu, güvenlik sorunlarının zaten ‘kapsamlı bir incelemeye’ tabi tutulduğunu da hatırlattı. Planlanan stratejinin başarısı, Batı desteğine ve büyük güçlerin bölgeye yönelik taahhütlerine bağlılığına bağlı. Aynı şekilde uzmanlar, desteğin iyi yönetişim ve kalkınma yönlerine genişletilmesi ve askeri yönlerle sınırlı kalmaması gerektiğine dikkati çekiyor.
Şu anda Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Devlet ve Hükümet Başkanları Meclisi’ne başkanlık eden Tinubu, salı günü Abuja’da Benin, Gine-Bissau ve Nijer devlet başkanlarıyla yaptığı görüşmeden sonra, daha ölçülebilir sonuçlar içeren bölgedeki güvenliği ele alıcı yeni bir yaklaşıma değindi. Bölge ülkelerinin terörle mücadele için gerekli fonları toplama yeteneğine sahip olduğunu belirten Tinubu, bölge liderlerinin Batı Sahel ülkelerinde güvenliği sağlama ve demokrasiyi koruma konusunda kapsamlı müzakereler yürüttüğüne dikkati çekti.
Askeri meselelerle ilgilenen ‘The Defense Post’ internet sitesinin ve Nijerya basınının haberine göre Nijerya toplantısına paralel olarak ECOWAS, salı günü Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun Mali’den çekilmesinin ardından alternatif güvenlik çözümleri aramak üzere Nijer, Nijerya, Benin ve Gine-Bissau’dan oluşan bir komite kurma kararı aldı.
Görüşmede dört ülkenin liderleri, üç ülkedeki askeri darbelerin ardından güvenlik ve demokratik dönüşümleri görüşmek üzere Benin Cumhurbaşkanı Patrice Talon’u yakın zamanda Mali, Burkina Faso ve Gine Konakri’ye göndermeye karar verdi.
Mali ve Burkina Faso, askeri hükümetlerce yönetiliyor. Bu yıl tarihi bir varlığa sahip olan Fransız kuvvetleri, bu bölgelerden ayrıldı. Bu hükümetler ayrıca, Rus Wagner grubunun güçleriyle yakınlaşma ilan ettiler.
Güvenlik işlerinde Faslı uzman Muhammed Bouşeyhi, strateji hakkında hüküm vermek için henüz çok erken olduğuna dikkati çekti. Ancak Tinubu açıklamalarını, Sahel Devletleri Grubu’nun (G5) dağılışının yanı sıra başarısız Wagner isyanının yansımaları, Mali’deki güvenlik ortamındaki değişimler ve BM misyonunun (MINUSMA) ülkeyi terk etmeye hazır olmasının dayattığı çalkantılı bir bağlamda yaptı. Bouşeyhi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Tinubu’nun ‘gerekli fonların mevcut olduğu’ iddiasına rağmen, grup ülkelerinin içinden geçmekte olduğu zor ekonomik durum göz önüne alındığında bu, bir niyet beyan meselesidir” dedi.
Geçen Nisan ayında ABD’li yetkililer, Sahel bölgesindeki silahlı grupların ve Rus nüfuzunun Afrika’nın Batı kıyı bölgesine kadar uzanacağı korkusu artarken, ABD’nin Fildişi Sahili, Benin ve Togo için uzun vadeli yardım hazırladığını açıkladı.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, ABD’nin Rusya ve Çin etkisine karşı Afrika’da ilerleme sağlama kampanyasının bir parçası olarak geçen Mart ayında Gana’yı ziyaret etti. Harris, Batı Afrika kıyılarındaki dayanıklılığı güçlendirmek için 10 yılda 100 milyon dolar sağlayacağını açıkladı.
Bouşeyhi, Afrika ülkelerinin maruz kaldığı kötü ekonomik durumun, herhangi bir stratejinin başarısını ‘Afrika hükümetlerinin çatışmada başarısız olduklarında teröristleri yatıştırma eğiliminden korkan Batılı ülkelerin desteğine’ bağlı kıldığına inanıyor. Muhammed Bouşeyhi, “Batı Afrika ülkeleri, terörle mücadele çerçevesinde her türlü saha hareketine finansal, lojistik ve operasyonel destek sağlamak için eylem planlarını, Batı politikalarının önceliklerine uyarlamak için çalışıyor” dedi.
Öte yandan radikal gruplar konusunda uzman olan Ahmed Sultan, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Yeni stratejinin ilanı, Çin ve Rusya ile stratejik rekabet çerçevesinde Washington ve Batılı güçlerle koordinasyon içinde yapıldı” ifadelerini kullandı. Sultan, “Washington’un müdahil olması, bilgi alanında başarılarla sonuçlanabilir. Bununla birlikte terörizmin üstesinden gelmek, başta yoksulluk ve iyi demokratik yönetişim ve adalet eksikliği olmak üzere terörün yayılmasının nedenlerini ele alan bir yaklaşımı gerektirmektedir” dedi.
2011’de Mali’de başlayan DEAŞ ve El-Kaide bağlantılı terör örgütlerinin başını çektiği güvenlik kaosu, yavaş yavaş komşu ülkelere de sıçrayarak, Gana, Fildişi Sahili, Togo ve Benin gibi Batı Afrika’daki istikrarlı ülkeleri tehdit ediyor.