Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği dün yaptığı açıklamada, Madagaskar'daki hükümet karşıtı gösterilerde en az 22 kişinin öldüğünü ve 100'den fazla kişinin yaralandığını duyurdu.
Fransız Haber Ajansı AFP’ye göre Yüksek Komiserlik Ofisi'nden yapılan açıklamada, "Kurbanlar arasında güvenlik güçleri tarafından öldürülen protestocular ve yoldan geçenlerin yanı sıra, protestoların ardından göstericilerle ilgisi olmayan kişi ve çeteler tarafından gerçekleştirilen yaygın şiddet ve yağmalama olayları sırasında hayatını kaybedenler de vardı" denildi.
Yüksek Komiser Volker Türk, "gösteriler sırasında yaşanan can kayıplarından ve insanlara yönelik saldırılardan duyduğu üzüntüyü" dile getirdi.
Madagaskar yetkililerini şiddet olaylarıyla ilgili "hızlı, kapsamlı, bağımsız ve şeffaf soruşturmalar" yürütmeye ve sorumluları adalete teslim etmeye çağırdı.
Dün Madagaskar'ın birçok şehrinde, aralarında Devlet Başkanı Andry Rajoelina'nın istifasını talep eden kalabalığı dağıtmak için güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı gaz kullandığı başkent Antananarivo'nun da bulunduğu hükümet karşıtı gösteriler yeniden alevlendi.
Türk, "Güvenlik güçlerini gereksiz ve orantısız güç kullanmaktan kaçınmaya ve keyfi olarak gözaltına alınan tüm protestocuları derhal serbest bırakmaya çağırıyorum" dedi.
Komiser, "barışçıl gösterilerin" başkent Antananarivo'da 25 Eylül'de başladığını, ancak "güvenlik güçlerinin gereksiz güç kullanarak müdahale ettiğini, göz yaşartıcı gaz kullandığını, protestocuları dövdüğünü ve tutukladığını" belirtti.
Birleşmiş Milletler'e göre bazı görevliler gerçek mühimmat kullandı.
Türk, "uluslararası insan hakları hukukunun, kolluk kuvvetlerinin yalnızca yaşamı korumak veya yakın bir tehditten kaynaklanan ciddi yaralanmaları önlemek için kesinlikle gerekli olduğunda kullanabileceği ateşli silahların kullanımı konusunda çok katı olduğunu" belirtti.
Ayrıca yetkilileri "ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarına saygı gösterilmesini" sağlamaya çağırdı.
Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olmaya devam eden bu Hint Okyanusu ada ülkesi, 1960'taki bağımsızlığından bu yana yetkililere karşı defalarca protesto gösterilerine sahne oldu. Bu protestolar, özellikle 2009 yılında Cumhurbaşkanı Marc Ravalomanana'nın devrilmesine yol açtı.