ABD, Sudan'da demokratik geçişin yeniden başlamasını desteklediğini vurguladı

Genelkurmay Başkanlığı çevresindeki oturma eyleminin dağıtılmasının dördüncü yıldönümünde çatışmalar yoğunlaştı

Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
TT

ABD, Sudan'da demokratik geçişin yeniden başlamasını desteklediğini vurguladı

Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)

ABD’nin Hartum Büyükelçiliği, Sudan halkının sivil hükümet talebini ve demokratik geçiş sürecinin yeniden başlamasını desteklemeye devam edeceğini duyurdu. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iç çatışma, uzun süreli çatışmaların başlaması ve ülkenin dört bir yanına yayılacak sıkıntıların patlak vermesi riski taşıyor. ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, çatışmanın olaylardan etkilenen sivillere insani yardımların ulaştırılmasını engellediği ve altyapıya zarar verdiği vurgulandı. Açıklamada, “Ülkedeki şiddet olaylarından ve Sudan halkının iradesinin yok sayılmasından Sudan'da savaşan tarafları sorumlu tutmaya devam edeceğiz” denildi.

Şiddetli çatışmalar

Dün, Suudi Arabistan ve ABD'nin arabuluculuğunda çatışan taraflar arasında geçtiğimiz hafta Cidde’de imzalanan ateşkes anlaşmasının çökmesinin ikinci günü, Genelkurmay Başkanlığı karargahı yakınlarında düzenlenen oturma eyleminin şiddet kullanılarak dağıtılmasının dördüncü yıl dönümünde ve ülkedeki insani ve ekonomik durumun kötüleştiği bir dönemde başkent Hartum’da şiddetli çatışmalar patlak verdi. Hartum'un eski Omdurman bölgesinde ve güneyinde çatışmalar yeniden yoğunlaştı. Başkent, iki taraf arasında şiddetli patlamaların duyulduğu ve ağır silahların kullanıldığı yoğun çatışmalara sahne oldu. Çatışmalar, Ulusal Radyo ve Devlet Televizyonu Kurumu ve Hartum Emniyet Müdürlüğü’nün yanı sıra çok sayıda hastane ve yoğun nüfuslu mahallelerin yer aldığı stratejik öneme sahip bir bölgede yoğunlaştı.

Hartum'daki bir kontrol noktasında Sudan ordusuna ait bir tank (AFP)
Hartum'daki bir kontrol noktasında Sudan ordusuna ait bir tank (AFP)

Çatışmalar sekizinci haftasına girdi

Hartum'un havadan uçaklarla ve karadan tanklarla bombalandığı çatışmalar sekizinci haftasına girerken olaylar yatışabilecek gibi görünmüyor. Sudan Kızılayı, kimliği belirsiz 180 kişinin cesedinin gömülü bulunduğunu duyurdu. Hartum sakinleri, orduya ait savaş uçaklarının Hartum'un güneyindeki bölgeleri bombaladığını ve buna HDK tarafından kontrol edilen bölgelerden karadan uçaksavar ateşi ile karşılık verildiğini anlattılar. Görgü tanıkları, Hartum'un kuzeyinde ve güneyinde bombardıman ve doğuda çatışmaların kaydedilmesinden bir gün sonra, dün sabah Hartum’un kuzeyindeki Omdurman banliyösünde ‘topçu bombardımanı’ ve başkentin güneyindeki es-Sahafa mahallesine düşen top mermilerinin siviller arasında can kayıplarına neden olduğunu bildirdiler. Görgü tanıklarına göre Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’in kuzeyindeki Kutum köyü çevresinde de çatışmalar yaşandı. Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalo (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında Suudi Arabistan-ABD arabuluculuğunda yapılan geçici ateşkes anlaşmasının tıpkı öncekiler gibi çökmesinin ardından çatışmalar son iki günde yoğunlaştı.

BMGK

BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Sudan ordusu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Temsilcisi Volker Peretz’i Sudan’daki çatışmayı körüklemekle suçlamasının ardından cuma akşamı BM'nin Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu'nun (UNITAMS) görev süresini 6 ay uzattı. BMGK, UNITAMS’ın görev süresinin 3 Aralık 2023'e kadar uzatılmasına oybirliğiyle karar verdi. Görev süresinin bu kadar kısa süreliğine uzatılması, ülkedeki koşulların hassasiyetini yansıttı. Orgeneral Burhan, geçtiğimiz hafta Peretz’i Sudan ordusu ile Korgeneral Hamideti liderliğindeki HDK arasındaki kanlı çatışmayı körüklemekle suçlamıştı. Burhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek ‘yıkıcı bir çatışmaya dönüşen siyasi bir sürece liderlik ederken ‘yanıltıcı olmakla’ suçlamadığı Peretz'in yerine bir alternatif isim sunmasını istedi.

BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz (Reuters)
BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz (Reuters)

BMGK’nın çarşamba günü kapalı kapılar ardından yaptığı toplantının sonunda Guterres, “BMGK, UNITAMS’ın görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağına karar vermelidir” diyerek BM Sudan Temsilcisi Peretz'e ‘güvenini’ teyit etti. Ayrıca, bir dizi başka konsey üyesi de BM elçisine desteklerini ifade ettiler. Birleşik Krallık Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi James Kariuki, “BMGK, önümüzdeki altı ay, UNITAMS'ın hayati görevlerini yerine getirme yeteneği üzerindeki etkileri değerlendirmesi için zaman tanıyacak” dedi.

Üç aylık raporlar

Öte yandan ABD Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi Robert Wood, BMGK’nın görev süresinin uzatılması konusunda fikir birliğine varamamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Wood, BMGK’nın önümüzdeki aylarda UNITAMS’ın çatışmayı sona erdirilmesine, insan haklarını ve insani yardımların ulaştırılmasına daha iyi destek sağlayacak’ bir kararı onaylayacağını umduğunu belirtti. Cuma akşamı kabul edilen kararda, BM Genel Sekreteri Guterres’e  Sudan'daki çalışmalar hakkında her üç ayda bir rapor verilmeye devam edilmesi çağrısı yapıldı. Bir sonraki raporun 30 Ağustos'ta yayınlanması bekleniyor.

Orgeneral Burhan tarafından ‘çatışmayı körüklemekle’ suçladığı sırada New York'ta bulunan Peretz’in, önümüzdeki günlerde ‘bölgeye’ dönmesi bekleniyor. BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq’ın aktardığına göre Afrika Birliği (AfB) yetkilileriyle görüşmek üzere Addis Ababa’yı ziyaret edecek.

UNITAMS, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir iktidarının düşmesinden yaklaşık bir yıl sonra demokratik geçiş sürecini desteklemek amacıyla 2020 yılının Ağustos ayında kuruldu ve görev süresi her yıl bir yıl daha uzatıldı.

Sivilleri hedef alan saldırılar

BMGK ayrıca, ateşkesi sürdürme ve insani krizi hafifletme amaçlı müzakerelerin çökmesinin ardından başkent Hartum'da devam eden çatışmalar çerçevesinde Sudan'da çatışan tarafları çatışmaları durdurmaya çağırdı. BMGK’nın New York'taki toplantısının ardından yapılan basın açıklamasında, BMGK’nın çatışmalardan ‘son derece endişeli’ olduğu ve siviller ile BM ve insani yardım personeline yönelik tüm saldırıları kınadığını belirtildi. Açıklamada ayrıca BMGK’nın çatışan tarafların çatışmaları derhal durdurmaları, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaları, kalıcı bir ateşkese ulaşmaları ve Sudan'da kalıcı, kapsamlı ve demokratik bir siyasi çözüm sürecini yeniden başlatmaları gerektiğini vurgulandığı belirtildi.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.