Çin G7 ortak bildirisiyle ilgili ‘güçlü memnuniyetsizliğini’ Japonya’ya iletti

Hiroşima’daki G7 Liderler Zirvesi’nin oturum aralarında yapılan bir toplantı (AP)
Hiroşima’daki G7 Liderler Zirvesi’nin oturum aralarında yapılan bir toplantı (AP)
TT

Çin G7 ortak bildirisiyle ilgili ‘güçlü memnuniyetsizliğini’ Japonya’ya iletti

Hiroşima’daki G7 Liderler Zirvesi’nin oturum aralarında yapılan bir toplantı (AP)
Hiroşima’daki G7 Liderler Zirvesi’nin oturum aralarında yapılan bir toplantı (AP)

Çin, Japonya'nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 Liderler Zirvesi’nin ortak bildirisinden duyduğu ‘güçlü memnuniyetsizliği dile getirdiği açıklamasını Tokyo'ya bildirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün (Cumartesi) yapılan açıklamada, Japonya'ya G7'nin Çin'in endişelerini görmezden geldiğini, eleştirdiğini ve Tayvan meselesi de dahil olmak üzere iç işlerine karıştığının bildirildiği belirtildi.

Açıklamada, Çin'in endişelerini dile getirdiği ve Japonya'ya güçlü memnuniyetsizliğini ilettiği kaydedildi.

Çin’in şu anda yarı iletkenlerden kritik minerallere kadar tüm tedarik zincirlerinde oynadığı devasa rolden endişe duyan G7 liderleri, dünyanın en büyük ikinci ekonomisiyle gelecekteki anlaşmalar için ortak bir stratejiyi özetleyen ortak bir bildiri yayınladılar.

G7 liderleri ortak bildiride şu ifadelere yer verdi:

“Çin’i, Rusya'ya, askeri saldırganlığı durdurması ve askerlerini Ukrayna'dan derhal, tamamen ve koşulsuz olarak geri çekmesi için baskı yapmaya çağırıyoruz.”

Açıklamada ayrıca Batı’nın ve diğer ticaret ortaklarının ekonomik bağımlılıklarını silah haline getiren ülkelere karşı da uyarıda bulunuldu.

ABD’nin uzun süredir ‘ekonomik zorbalık’ olarak nitelediği uygulamalar konusunda Pekin'e güçlü bir sinyal gönderen G7 liderleri, “Ne ayrışabiliriz ne de izole olabiliriz. Aynı zamanda ekonomik dayanıklılığın riskten arındırılmasının ve çeşitlendirmesinin gereğinin de farkındayız. Uluslararası kurallara göre oynayan bir Çin, küresel ilgiye sahip olacaktır” ifadelerini kullandılar.



Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
TT

Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)

Shweta Sharma Muhabir 

Hong Kong'un yasama meclisi, milletvekillerinin yönetimi "karalamasını" yasaklayacak ve Pekin'in kent üzerindeki genel kontrolüne "samimi destek" verilmesini zorunlu kılacak bir dizi yeni etik kural teklif etti.

Sadakati sağlamayı amaçlayan kurallar, bunların ihlali durumunda uzaklaştırmalar ve maaş kesintilerini de içeren 5 aşamalı bir ceza sistemi öngörüyor.

Hong Kong Yasama Konseyi'ne (LegCo) bu hafta sunulan yeni etik kuralların, Meclis Komitesi tarafından incelendikten sonra bir sonraki yasama döneminin başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Belgeye göre milletvekillerinin görevlerini yerine getirirken "Baş Yönetici'ye" ve Özel İdari Bölge (ÖİB) yönetimine "samimi destek" vermeleri ve yapıcı bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Metinde "Baş Yönetici'nin ve ÖİB yönetiminin görevlerindeki güvenilirliğini kasten karalamamalı; yürütmenin liderliğindeki yönetimin etkinliğini isteyerek zayıflatmamalı ya da baltalamamalılar" diye ekleniyor.

Ayrıca yalnızca Pekin'e ve Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadık kişilerin Hong Kong'da kamu görevi üstlenebileceği yönündeki emirlere atıfta bulunarak "Hong Kong'u vatanseverlerin yönetmesi" ilkesinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Hong Kong Free Press'e göre LegCo Başkanı Andrew Leung, kuralların milletvekillerinin konuşmasını engellemeyeceğini söyledi ancak "kırmızı çizgiyi aşmamaları" gerektiğine dair onları uyardı.

LegCo yeni kuralları uygulamak için Üyelerin Menfaatleri Komitesi'nin rolünü genişleterek adını "Yasama Konseyi Denetleme Komitesi" olarak değiştirmeyi önerdi.

Yeniden yapılandırılan bu organ, milletvekilleri hakkındaki şikayetleri soruşturma ve disiplin cezaları uygulama yetkisine sahip olacak.

Gözlemciler bu etik kuralların, 2020'de çıkarılan ulusal güvenlik yasasından bu yana siyasi muhalefet üzerindeki denetimi sıkılaştırmak ve yalnızca Pekin yanlısı "vatanseverlerin" Hong Kong'u yönetmesini sağlamak amacıyla yürütülen daha geniş kapsamlı bir baskının parçası olduğunu belirtiyor.

Çin anakarasına sınır dışı edilmeleri öngören bir yasa tasarısına tepki olarak 2019'da patlak veren hükümet karşıtı kitlesel protestoların aylarca sürmesinin ardından Pekin, Haziran 2020'de ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyarak muhalefeti etkin bir şekilde susturdu.

O zamandan beri, önde gelen birçok aktivist ya yargılanıyor ya hapse atılıyor, demokrasi yanlısı medya kuruluşları kapatılıyor ve sivil toplum örgütleri dağılıyor veya faaliyetlerini gizlice sürdüyor.

Mart 2021'de Pekin, Hong Kong'u yalnızca "vatanseverlerin" yönetebilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Bu reformla yasama meclisindeki demokratik temsil azaldı, seçimlere daha sıkı denetim geldi ve adayları değerlendirmek için Pekin yanlısı bir inceleme komitesi kuruldu.

Hong Kong yönetimi bu değişikliğin kentin istikrarını ve refahını koruyacağını iddia etse de demokrasi yanlısı adayların seçime girmesini fiilen engellediği için uluslararası kamuoyundan geniş çapta eleştiriye maruz kaldı.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/asia