İspanya'da 35 milyon seçmen yerel seçimler için pazar günü sandığa gidecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İspanya'da 35 milyon seçmen yerel seçimler için pazar günü sandığa gidecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İspanya'da 35,1 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, 12 özerk yönetim ve 8 bin 131 belediye meclisinin üyelerinin belirleneceği yerel seçimler, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak.

Ülkedeki 17 özerk yönetimden 12'sinde (Aragon, Asturias, Kanarya Adaları, Balear Adaları, Cantabria, Castilla La Mancha, Madrid, Valencia, Extremadura, La Rioja, Navarra ve Murcia), Kuzey Afrika topraklarında olan Ceuta ve Melilla özerk şehirlerinde ve 8 bin 131 belediyede yapılacak seçimler, ülkenin siyasi tarihinde birçok ilke tanıklık edecek.

Mevcut durumda ülkede üçüncü büyük siyasi parti konumunda bulunan aşırı sağ görüşlü Vox'un 2019 yılındaki son seçimlere nazaran belediye meclisleri için aday listesini yüzde 260 artırması, Bask bölgesinde faaliyet gösteren EH Bildu partisinin ETA terör örgütü ile bağlantılı geçmişte hüküm giymiş 37 kişiyi aday göstermesi bu ilklerden bazıları olarak sıralanıyor.

- İlk kez bir siyasi parti sadece Müslüman adaylarla seçime katılacak

Ayrıca İspanya'da ilk kez bir siyasi parti seçimlere tamamen Müslümanlardan oluşan bir aday listeyle katılacak.

Ceuta'da 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren ve 25 sandalyeli mecliste mevcut durumda 2 üyesi bulunan "Onur ve Vatandaşlık Hareketi" (MDyC) adlı siyasi parti, aday listesini ilk defa tamamen Müslüman vatandaşlardan seçti.

İspanya genelinde 800 binden fazla Müslüman yerel seçimlere kayıtlı olsa da Ceuta ve Melilla kentleri dışında ülke genelinde Müslümanların siyasi hayata katılımının oldukça sınırlı ve az olması dikkati çekiyor.

- Yerel seçimlerin sonuçları genel seçimlere ışık tutacak

Bu yerel seçimlerde sandıktan çıkacak siyasi tercihlerin ülkede yıl sonunda yapılması öngörülen genel seçimlere büyük ölçüde ışık tutması bekleniyor.

Anketler, azınlık sol koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyalist İşçi Partisinin (PSOE) yüzde 30,2 ile ülke genelinde en fazla oyu alacağını, onu yüzde 27,9 ile ana muhalefetteki Halk Partisinin (PP) izleyeceğini, iktidarın küçük ortağı aşırı sol görüşlü Unidas Podemos (UP) ile muhalefetteki aşırı sağcı Vox'un ise yüzde 8'lerde kalacağını gösteriyor.

2019'daki son yerel seçimlerde PSOE yüzde 29,26, PP yüzde 22,23, Vox ise yüzde 2,9 oranında oy almıştı.

Son seçimlerde yüzde 8,25'lik oy oranı ile üçüncü parti olarak çıkan liberal görüşlü Vatandaşlar (C's) partisinin, liderlik sorunu ve parti içi bölünmeden dolayı bu seçimlerde yüzde 1'in altında kalacağı tahmin ediliyor.

İspanya'da ilk koalisyon hükümeti olma özelliğine sahip olan, 2020'de göreve gelen PSOE ve UP partilerinin alacağı toplam oy ile sağda olası yeni bir koalisyon olarak gösterilen PP ve Vox'un alacağı toplam oyun genel seçimler öncesinde ülkedeki siyasi haritayı çıkaracağı öngörülüyor.

UP'den ayrılan Başbakan Yardımcısı ve Çalışma Bakanı Susana Diaz'ın önderliğinde, 10 kadar küçük sol partinin katılımıyla kurulan ve UP'nin alternatifi olarak gösterilen Sumar (Katılım) partisi ise bu seçimlere katılmamayı tercih etti.

- Postayla gönderilen oylarda yolsuzluk skandalı

Öte yandan, bu yerel seçimlerde en çok tartışılan konu ise posta ile oy kullanmada ortaya çıkarılan yolsuzluklar oldu.

Başta Melilla olmak üzere Almeria, Alicante, Caceres, Zamora, Tenerife gibi kentlerin bazı ilçelerinde de siyasi partilerin veya bağımsız adayların posta ile oy kullanmada para karşılığında (100 ile 150 avro) oy satın aldıkları ortaya çıkarıldı.

Yürütülen soruşturmalarda bugüne kadar 17 kişi gözaltına alınırken PSOE ve PP gibi büyük siyasi partilerin bazı temsilcileri de zan altına alındı.

Mevcut yasaya göre posta yoluyla oylama talebinde bulunmak ve belgeleri almak için kendinizi kimliğinizle birlikte tanıtmanız gerekse de oyları taahhütlü posta ile gönderirken kişinin kendisini tanıtmasını zorunlu kılan bir madde bulunmuyor.

Bu yüzden oy satın alan kişinin belgeleri manipüle ederek, kendi adayını seçtiği oy pusulasını zarfın içine yerleştirip postaneye götürdüğü belirtiliyor.

Dört yıl öncesine göre yaklaşık 243 bin daha fazla seçmenin oy kullanacağı yerel seçimlerde en çok merak edilen sonuçlar arasında PP'nin çoğunluğa sahip olduğu Madrid özerk yönetimi ve belediye başkanlığı, Ada Colau'nun 3. kez seçilmeyi hedeflediği Barselona'daki belediye başkanlığı ile Valensiya, Aragon ve Extremadura özerk yönetimler bulunuyor.

Sağlık, ekonomik kriz ve göçmen konularının öne çıkarıldığı yerel seçimlerde 60 binden fazla belediye meclis üyesi ve toplamda 736 özerk yönetim parlamentosu milletvekili seçilecek.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.