Moskova, Kiev’de Batı silahlarını takip ediyor

Ukrayna, Bahmut çevresindeki 20 km’lik bölgenin geri alındığını duyurdu. Rus parlamentosu, Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’ndan çekilmek için oylama yaptı.

Rusya’nın dünkü saldırılarının ardından Kiev’de yangınlar çıktı. (EPA)
Rusya’nın dünkü saldırılarının ardından Kiev’de yangınlar çıktı. (EPA)
TT

Moskova, Kiev’de Batı silahlarını takip ediyor

Rusya’nın dünkü saldırılarının ardından Kiev’de yangınlar çıktı. (EPA)
Rusya’nın dünkü saldırılarının ardından Kiev’de yangınlar çıktı. (EPA)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Batı’dan karşı saldırı başlatma planlarını desteklemek için ülkesine gelişmiş silahlar sağlanarak, operasyonları etkinleştirme konusunda daha fazla sözü aldı. Bu gelişmeyle birlikte Moskova askeri hamlelerini, Kiev’e sağlanan sistemleri hedef alacak şekilde genişletti. Luhansk yakınlarında İngiliz füzelerinin düşürüldüğünü duyurduktan bir gün sonra Rus kuvvetleri, Batının silah depolarına ve konuşlanma bölgelerine yönelik saldırıların yoğunlaştırılmasının bir parçası olarak ABD Patriot sisteminin imha edildiğini açıkladı.

Şarku’L Avsat’ın edindiği bilgilere göre askeri hareketlerin, Zelenskiy’nin Avrupa’ya yönelik geniş ziyaretinin ardından Batı’ya bir mesaj gönderme amaçlı olduğu düşünülüyor. Diğer yandan Zelenskiy, ziyareti sırasında Batı’dan güçlerini gelişmiş silahlarla desteklemeye devam etme sözü aldı.

Rusya, Ukrayna’nın başkentine 16 Mayıs’ta saldırı düzenledi. (AFP)
Rusya, Ukrayna’nın başkentine 16 Mayıs’ta saldırı düzenledi. (AFP)

Rusya Savunma Bakanlığı da dün kuvvetlerinin Ukrayna’daki askeri tesislere hassas güdümlü silahlarla saldırılar başlattığını duyurdu. Askeri bir açıklamaya göre ana hedef, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin konuşlanma noktaları ve Batı ülkelerinden teslim edilenler de dahil olmak üzere mühimmat, silah ve askeri teçhizatın depolandığı alanlardı. Yapılan açıklamada “Saldırı hedefine ulaşıldı. Tespit edilen tüm hedefler vuruldu” ifadelerine yer verildi.

Savunma Bakanlığı, özellikle modern Kinjal hipersonik füze sistemi kullanarak yapılan nokta atışla ABD yapımı bir Patriot uçaksavar füze fırlatıcısının imha edildiğine dikkati çekti. Saldırıdan bir gün önce de Rusya, Ukrayna’ya teslim edilen İngiliz yapımı Storm Shadow füzesini düşürdüğünü açıklamıştı.

Rus ordusundan yapılan açıklamada, savaş cephelerinin birkaç eksende yoğunlaştığına işaret edildi. Bir askeri sözcü, Kupyansk yönüne güçlü bir saldırı düzenlendiğini bildirdi. Ayrıca Batı Kuvvetler Grubu birlikleri, Harkov bölgesinde düşmanın insan gücü ve teçhizatını vurarak, 5 sabotaj ve keşif grubunu ortadan kaldırdı. Bu çerçevede Ukrayna tarafından yaklaşık 60 kişinin öldüğü ve 4 aracın imha edildiği kaydetti.  

Krasno-Limansky ekseninde ise Rus füzeleri, Ukrayna kuvvetleri için bir operasyon merkezini imha etti. Yaklaşık 65 Ukraynalı asker ölürken, iki piyade savaş aracı ve bir Akatsiya kundak motorlu topçu sistemi imha edildi.

 Ukrayna askeri tatbikatları, Rus kuvvetlerinin mevzilerine yönelik bir karşı saldırının başlaması beklentisiyle pazartesi günü Çernihiv bölgesinde düzenlendi. (Reuters)
Ukrayna askeri tatbikatları, Rus kuvvetlerinin mevzilerine yönelik bir karşı saldırının başlaması beklentisiyle pazartesi günü Çernihiv bölgesinde düzenlendi. (Reuters)

Donetsk’te ise Savunma Bakanlığı, “Saldırı müfrezeleri, Artemovsk’un (Bahmut) batı mahallelerinde operasyonlarını sürdürdü ve şehri savunan güçleri birkaç bölgede geri çekilmeye zorladı” açıklamasında bulundu.

Ordu Sözcüsü’ne göre Rus kuvvetleri, Krasnoye kasabasında yoğun saldırılarla karşı karşıya kaldı. Sözcü, saldırıları ‘son derece zor’ olarak nitelendirirken, 4. motorlu tüfek tugayı askerlerinin de dün Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin 10 saldırısını püskürttüğünü dile getirdi. Moskova, Ukrayna tarafının bölgedeki kayıplarının 70’ten fazla asker, piyade savaş aracı ve 2 zırhlı personel taşıyıcı olduğunu bildirdi.

Ukraynalı askerler, pazartesi günü Dnipropetrovsk bölgesinde dronları kontrol etmek için eğitim aldı. (Reuters)
Ukraynalı askerler, pazartesi günü Dnipropetrovsk bölgesinde dronları kontrol etmek için eğitim aldı. (Reuters)

Ukrayna, 16 Mayıs’ta Bahmut’un kuzey ve güneyindeki 20 kilometrekarelik alanı Rus güçlerden geri aldığını duyurdu. Ukrayna Savunma Bakanı Yardımcısı Hanna Maliar, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Son günlerde güçlerimiz, Bahmut’un kuzey ve güneyinde yaklaşık 20 kilometrekarelik bir alanı özgürleştirdi. Düşman Bahmut’ta ilerlerken, şehri de toplarla tamamen yok ediyor.”

Söz konusu gelişmelerle eş zamanlı olarak Moskova tarafından atanan Donetsk Başkanı Denis Pushilin, Bahmut’un dış mahallelerine ek rezervlerin aktarıldığını açıkladı. Pushilin, bir kanal üzerinden yayınlanan bir röportajda, kanatlarda zor bir durum olduğunu ve bu eksenin düşmanın en aktif eylemi olabileceğini belirterek şunları syledi:

“Ukrayna açısından genel olarak Bahmut, en büyük sorun haline gelirken, doğal olarak şehirde ciddi önlemler aldık. Ancak ek kuvvetler aktarmaya başvurduk ve cephe tüm eksenlerinde takviye edildi. Oradaki durumun istikrara kavuşması gerektiğini düşünüyorum.”

Ayrılıkçı komutana göre şehirdeki durum, genel olarak halen gergin. Ancak Wagner grubunun savaşçıları ilerlemeye devam ediyor. Denis Pushilin ayrıca, “Ukrayna’da silahlı oluşumlar tarafından kontrol edilen konutların sayısı giderek azalıyor” şeklinde konuştu.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından pazartesi günü St. Petersburg’da, Donbass çatışmasına katılanları anmak için asılan bir fotoğraf. (AP)
Rusya Savunma Bakanlığı tarafından pazartesi günü St. Petersburg’da, Donbass çatışmasına katılanları anmak için asılan bir fotoğraf. (AP)

Pushlin, Wagner birimlerinin Artemovsk’un (Bahmut) batısındaki bir dizi binanın kontrolünü ele geçirmeyi başardığını söyledi.

Wagner lideri Yevgeny Prigozhin, dün savaşçılarıyla birlikte Bahmut’taki binaların enkazı arasında dolaştığını gösteren bir video yayınladı. Videoda, Bahmut’ta öldürülen bir ABD’liye ait olduğu iddia edilen bir ceset ve cesedin ABD vatandaşı olduğunu doğrulayan kimliği de görülüyor.

Bu çerçevede Rusya’nın Avrupa Kıtası’nda silahlanma kontrolü ve kuvvet konuşlandırmasını düzenleyen bu belgeye bağlılığını sona erdiren bir başkanlık kararnamesinin yayınlanmasından iki gün sonra Devlet Duması (Temsilciler), oybirliğiyle Rusya’nın Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’ndan çekilmesine karar verdi.

Oylama sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte kararın milletvekillerinin oy birliği ile alındığı anlaşılırken, milletvekilleri ise bu sonucu alkışlarla karşıladı.

Liberal Demokrat Parti (LDPR) lideri ve Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutsky, kararın Rusya’nın güvenliğini sağlamaya yönelik ulusal çıkarlarına tam olarak uyduğunu söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, belgeyi oylama için Devlet Duması’na sundu.

Silahlanma ve stratejik güvenlik dosyasından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, kararı ‘tarihi’ olarak nitelendirerek, Moskova’nın ‘bu anlaşmaya asla geri dönmeyeceğini’ vurguladı. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev ise Rusya’nın, ülkenin batı bölgeleri başta olmak üzere güvenliğini güçlendiren tüm bölgelere silah konuşlandırmak için çalışacağını söyledi. Medvedev, “Ülkenin güvenliğini güçlendirmemize kimse engel olamayacaktır” dedi.

Diğer yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ‘Rusya’nın askıda kalmış bazı sorunlarının’ çözülmemesi durumunda ‘tahıl anlaşmasının uzatılmayacağını’ açıkladı. Peskov, yaptığı basın açıklamasında, “Tahıl anlaşmasıyla ilgili temaslar devam ediyor. Ancak bu konuda hâlâ açık olan bazı sorular var” dedi.

Sözcü açıklamasında ayrıca “Anlaşmanın Rusya kısmıyla ilgili çok sayıda çözülmemiş soru var. Şu an bu anlaşmanın geleceği ve Batı’nın tahıl ve gübre tedariki konusunda ilerlenip ilerlenmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Karadeniz’de, ‘tahıl anlaşması’ kapsamında buğday taşıyan gemiler. (Reuters)
Karadeniz’de, ‘tahıl anlaşması’ kapsamında buğday taşıyan gemiler. (Reuters)

Peskov, tahıl anlaşmasını uzatma olasılıklarının olup olmadığı ve Rusya Devlet Başkanı’nın bu konuyu görüşmeyi planlayıp planlamadığı konusundaki bir soruya ise “Uygun karar alındığında sizi bilgilendireceğiz” şeklinde yanıt verdi.

Rusya, Türkiye, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) temsilcileri tarafından geçen yıl 22 Temmuz’da imzalanan anlaşma, İstanbul’daki ortak koordinasyon merkezinin gemilerin hareketini koordine etmesi şartıyla, Ukrayna’nın tahıl, gıda ve gübrelerinin Karadeniz boyunca Odessa da dahil olmak üzere üç limandan ihracına yönelik mekanizmaları içeriyor. Rusya ile ilgili kısım, Rusya’dan gübre ve tahıl nakliyesi için tesisleri kapsıyor. Tanker gemilerinin ve Rus limanlarının hareketine uygulanan kısıtlamaların bir kısmını kaldırmanın yanı sıra Rus bankalarına uygulanan cezaların bir kısmının azaltılması öngörülüyor. Moskova, anlaşmanın bu kısmına uyulmadığını söylüyor ve anlaşmanın yeni bir uzantısını onaylamak için uygulanmasını talep ediyor.

Moskova, mart ayında anlaşmayı 18 Mayıs’a kadar 60 günlük bir süreliğine uzatmayı kabul etmiş, şartlarının yerine getirilmemesi halinde ek bir uzatmayı kabul etmeyeceği tehdidinde bulunmuştu. Ukrayna ise anlaşmayı 120 gün daha uzatma konusunda ısrar ediyor.



Boru hattı diplomasisi Rusya'nın Batı Balkanlar'daki etkisini azaltabilir mi?

Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
TT

Boru hattı diplomasisi Rusya'nın Batı Balkanlar'daki etkisini azaltabilir mi?

Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur

İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi Dr. Öğretim Üyesi İdlir Lika, Hırvatistan-Bosna Hersek arasında inşa edilecek Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'na dair tartışmaları AA Analiz için kaleme aldı.

***

Hırvatistan ve Bosna Hersek arasındaki Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'nın inşasına ilişkin tartışmalar, 2024 yılının başında Bosna Hersek'te yeni siyasi gündem maddesi haline geldi. Söz konusu proje, hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hem de Avrupa Birliği (AB) tarafından güçlü bir şekilde destekleniyor ve inşa fikri Rusya'nın Ukrayna üzerinden Balkanlar'a gaz sevkiyatını kestiği en az 2009 yılından bu yana gündemde. Ancak Kremlin'in Şubat 2022'de Ukrayna'ya yönelik geniş çaplı saldırısı projeye büyük bir aciliyet kazandırdı. Batılı güçler, Güney Ara Bağlantı Boru Hattı'nı destekleyerek Bosna Hersek'in Rus gazına olan mevcut toplam bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Moskova bölgedeki varlığını, kırılgan ve derin bir şekilde bölünmüş bu Balkan ülkesini istikrarsızlaştırmak ve dikkatleri bir şekilde Ukrayna'ya yönelik acımasız saldırısından başka yöne çekmek için kullanabilir. Bununla birlikte boru hattının inşası yerel ve bölgesel engellerle karşı karşıya ve oyunbozanlar geçen iki ay boyunca özellikle ABD'nin öfkesini çekerek manşetlere çıktılar.

- Oyunbozan olarak Hırvatistan ve Bosnalı Hırvatlar

Ülke içinde oyunbozan, Bosna Hersek'teki ana etnik Hırvat partisi Hırvat Demokrat Birliği (HDZ BiH) ve lideri Dragan Covic'tir. Parti, Aralık 2021'de Bosna Hersek'in iki kurucu özerk biriminden biri olan Boşnak-Hırvat Federasyonu parlamentosunun alt kanadında boru hattı inşasına ilişkin mevzuatı onaylamasına rağmen, aynı şeyi parlamentonun üst kanadında yapmayı reddederek projenin tamamını bugüne kadar bloke etti. Bölgesel olarak ise asıl oyun bozucu, Bosnalı Hırvatların hamisi Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic'in iktidardaki HDZ Partisi. Hırvatistan gibi hem NATO hem de AB üyesi bir ülkenin, ABD ve AB'nin güçlü bir şekilde desteklediği bir doğal gaz boru hattı projesini fiilen engellemesi aslında şaşırtıcı değil. Zagreb ve Belgrad, Bosna Hersek'in toprak bütünlüğüne devlet düzeyinde bağlı değiller ve bu nedenle enerji arzının çeşitlendirilmesi sürecinin, ülkenin devletine gerçekten bağlı tek etnik grubu olan Bosnalı Müslümanlar tarafından yönetilmesini istemiyorlar.

Doğal gaz boru hattının, büyük ölçüde Bosnalı Müslümanlar tarafından kontrol edilen ve personel istihdam eden Federasyona ait mevcut BH Gas şirketi tarafından işletilmesi planlanıyor. HDZ BiH'in mevzuatın önündeki engeli kaldırmak için öne sürdüğü koşul, hattın etnik olarak karışık Hersek Neretva kantonunun idari merkezi olan güneydeki Mostar kentinde Bosnalı Hırvatlar tarafından yönetilen yeni bir iletim sistemi operatörü şirketi tarafından işletilmesidir.

Bu durum kısa bir süre önce üst düzey ABD'li yetkililerin tepkisini çekti ve yetkililer Covic'i sert bir dille kınayarak ABD'nin boru hattı projesine verdiği önemin altını çizdiler. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ocak 2024'te Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakovic ve Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman'a gönderdiği mektupta, Covic'in gerekçelerini "bariz yolsuzluk ve kendi kendine pazarlık" olarak nitelendirerek [1] kendisine ve dolaylı olarak Hırvatistan'a bu konudaki engellemelere son vermeleri için baskı yaptı. Aynı şekilde, 2 Şubat 2024'te Saraybosna Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada [2], 1995 Dayton Anlaşması'nın hazırlanmasında yer alan önde gelen ABD'li hukukçulardan biri olan ve kısa süre önce atanan ABD Dışişleri Bakanı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı James O'Brien, Dragan Covic'in boru hattını işletmek için yeni bir şirket kurma şartının yalnızca "kendi siyasi ve mali çıkarı için" olduğunu savundu. O'Brien bu şartı "kamu yararına aykırı bir şüphecilik" olarak nitelendirerek şu sonuca vardı: "Sorun Dayton değil; sorun ülkenin siyasi liderleridir."

- Doğal gaz boru hattı amacına hizmet edecek mi?

Her ne olursa olsun, Bosna Hersek'in etnik seçkinleri arasında boru hattı projesi gibi ekonomik ve jeopolitik açıdan yüklü bir konuda son zamanlarda yaşanan siyasi çekişme, günlük yaşamın en temel hizmetlerinin bile -hastaneler, okullar, itfaiye, çöp toplama hizmetleri ve benzeri- etnik hatlar boyunca derin bir şekilde bölündüğü bir ülkede [3] hiç de şaşırtıcı olmamalıdır. Batı'nın Hırvatistan ve Bosnalı Hırvatlara uyguladığı baskı ve verdiği güvenceler muhtemelen engellemelerine son vermelerini sağlayacaktır. Ancak tüm bunlar yine de şu soruyu akıllara getiriyor: Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'nın önündeki engel kaldırılsa ve nihayetinde inşa edilse bile, bu gerçekten Moskova'nın Bosna Hersek'teki ve daha geniş anlamda Batı Balkanlar'daki etkisini azaltmaya hizmet edecek mi?

Bu kesinlikle olumlu bir adım olacaktır ancak bunun yine de meselenin özünü ele almadığına inanıyorum. Rusya'nın Bosna Hersek ve Batı Balkanlar üzerindeki etkisi ve buralarda sorun yaratma potansiyeli, Moskova'nın enerji kaynaklarını bir silah gibi kullanmasından ya da bölgedeki Rus müşteri varlığına [4] muhtemelen en yakın şeyi oluşturan Sırp Cumhuriyeti ile olan özel ilişkisinden kaynaklanmıyor. Moskova'nın bölge üzerindeki etkisi daha ziyade Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasını engellemesinden kaynaklanıyor. Bu aynı zamanda bölgedeki Sırp ve Rus çıkarlarını birleştiren ve Belgrad'ın Kosova, Bosna Hersek, Karadağ ve hatta Kuzey Makedonya'da istikrarsızlığı sürdürmesine olanak sağlayan en önemli bağdır. Bu nedenle, bölgesel istikrarsızlığı tetikleyecek herhangi bir açılımın önünü kesmek için, burada tartışılan Güney Ara Bağlantı Boru Hattı gibi bölgenin Rus gazına olan enerji bağımlılığını azaltma planlarının yanı sıra, bence daha önemlisi Kosova'yı NATO üyesi bir ülke haline getirmek gerekiyor. Bunun için NATO'nun, Kosova'yı tanımayan dört ülkesi olan Yunanistan, Romanya, Slovakya ve İspanya'ya bu konudaki engellemelerine son vermeleri için baskı yapması gerekiyor. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı geniş çaplı savaşın ortasında, bu pratik eylem tarzını görmezden gelmek pahalıya mal olabilir.

[1] https://www.reuters.com/world/us/blinken-urges-bosnia-mps-push-through-law-build-gas-pipeline-with-croatia-media-2024-01-18/

[2] https://ba.usembassy.gov/challenges-and-opportunity-assistant-secretary-james-obrien-speech-at-university-of-sarajevo/

[3] https://www.nytimes.com/2018/11/19/world/europe/mostar-bosnia-ethnic-divisions-nationalism.html

[4] https://yalebooks.yale.edu/book/9780300219135/rival-power/

[Dr. İdlir Lika, İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.