Kiev Bahmut’taki çatışmaların devam ettiğini açıkladı

Moskova, Ukraynalı ‘sabotajcıları’ kendi topraklarına girmekle suçluyor

Bahmut’ta yanan bir binanın pazar günü Ukrayna kuvvetleri tarafından yayınlanan fotoğrafı (AFP)
Bahmut’ta yanan bir binanın pazar günü Ukrayna kuvvetleri tarafından yayınlanan fotoğrafı (AFP)
TT

Kiev Bahmut’taki çatışmaların devam ettiğini açıkladı

Bahmut’ta yanan bir binanın pazar günü Ukrayna kuvvetleri tarafından yayınlanan fotoğrafı (AFP)
Bahmut’ta yanan bir binanın pazar günü Ukrayna kuvvetleri tarafından yayınlanan fotoğrafı (AFP)

Ukrayna, 22 Mayıs pazartesi günü Bahmut için savaşmaya devam edeceklerini açıklayarak, şehrin bir kısmını kontrol ettiklerini dile getirdi. Aynı şekilde Rus silahlı Wagner grubu, 1 Haziran’a kadar yıkılan şehrin kontrolünü Rus ordusuna devredeceğini duyurdu.

Öte yandan Moskova, Ukraynalı ‘sabotajcıları’ Ukrayna sınırındaki bir Rus bölgesine girmekle suçlarken, Kiev ise bunu yalanladı. Ukrayna ayrıca, Bahmut’un Rus kuvvetlerinin eline düştüğünü de yalanlayarak, hala şehrin bir kısmının kontrolünü ellerinde tuttuklarını dile getirdi ve çatışmaların devam ettiğini belirtti. Wagner grubu ve Rus ordusu, hafta sonu Bahmut’un kontrolünü ele geçirdiklerini ilan etmişti.

Savunma Bakanı Yardımcısı Hanna Maliar, “Savaş devam ediyor” dedi. Maliar’ın açıklamasından bir gün önce de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Bahmut’un Rusya’nın eline geçmediğini açıklamıştı. Kiev güçlerinin Bahmut’taki ‘uçaklar’ bölgesini hâlâ kontrol ettiğini dile getiren Maliar, “Kenar mahallelerin kuzeyi ve güneyindeki tepeler için savaş devam ediyor” şeklinde konuştu.

Kuvvetleri Bahmut’a yapılan saldırıyı yöneten Wagner grubunun başkanı, geçen cumartesi günü savaşçılarının şehrin kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Pazartesi günü kuvvetlerinin 1 Haziran’a kadar Bahmut’tan ayrılacağını ve kontrolü düzenli Rus kuvvetlerine devredeceğini açıkladı. Yevgeniy Prigojin, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada “Wagner grubu, 25 Mayıs ile 1 Haziran arasında Artyomovsk’tan (şehrin Sovyetlerdeki adı) ayrılacak” dedi. Prigojin, kuvvetlerinin kontrolü Rus ordusuna devretmeden önce şehrin batı eteklerinde ‘savunma hatları’ kurduğunu da belirtti.

Bir Rus askeri Zaporijya’daki nükleer santrali koruyor (Arşiv- AP)
Bir Rus askeri Zaporijya’daki nükleer santrali koruyor (Arşiv- AP)

Rusya’nın askeri liderliğiyle giderek artan bir kamuoyu anlaşmazlığına kilitlenen Prigojin, “Savunma Bakanlığı yeterli birliğe sahip değilse de bizim binlerce generalimiz var” dedi. Yevgeniy Prigojin, beceriksizlikle ve Ukrayna’daki çatışmada Moskova’ya büyük çaplı kayıplar verdirmekle suçladığı Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’u sert bir şekilde eleştirdi. Wagner savaşçılarının 25 Mayıs’a kadar geri çekileceği daha önce açıklanmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Bahmut’un işgali nedeniyle Wagner ve Rus ordusunu tebrik etmişti. Ancak Zelenskiy, geçen pazar günü G7 zirvesi sırasında Bahmut’un Rusya tarafından ‘işgal edilmediğini’ söyledi. Rus işgalinin en uzun ve en kanlısı olan Bahmut muharebesinde her iki tarafın da ağır kayıplar verdiğine inanılıyor.

Sabotaj grubu

Öte yandan Rus yetkililer, Ukraynalı bir ‘sabotaj’ grubunun Ukrayna sınırındaki Belgorod bölgesine girdiğini duyurdu. Yetkililer, Rusya topraklarına yönelik bir dizi saldırı çerçevesinde onları yok etmek için çalışmaların devam ettiğine dikkat çekti.

Kremlin sözcüsü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’dan gelen ‘sabotajcılar’ tarafından Rusya topraklarına yönelik sürekli saldırılar konusunda bilgilendirildiğini belirtti. Saldırının ‘dikkati, Moskova’nın gerçekleştirdiği Bahmut işgalinden uzaklaştırmayı’ amaçladığını belirten Dmitri Peskov, Rus haber ajanslarına yaptığı açıklamada “Savunma Bakanlığı, Federal Güvenlik Servisi ve Sınır Muhafızları Başkana bilgi verdi. Bu yıkıcı grubun Rus topraklarından sürülmesi ve tasfiyesi için çalışmalar sürüyor” dedi. Ancak Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’in danışmanı Mykhailo Podolyak, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada “Ukrayna, Rusya’nın Belgorod bölgesindeki olayları ilgiyle takip ediyor ve durumu inceliyor. Ama bununla hiçbir ilgisi yok” ifadelerini kullandı.

Zaporijya’ya gece saldırısı

Yerel açıdan Ukraynalı yetkililere göre, Rusya tarafından işgal edilen Ukrayna’daki Zaporijya nükleer santrali, Rus gece saldırılarının neden olduğu bir kesintinin ardından elektrik ağına yeniden bağlandı. Ukrayna devlet nükleer enerji şirketi Energoatom, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada “Ukrayna elektrik sisteminden nükleer santrale güç sağladı” dedi.

Şirket, Rus güçlerin gece saldırısının, istasyonu Ukrayna ağına bağlayan son yüksek gerilim elektrik hattına olan bağlantıyı kestiğini doğruladı. Öte yandan istasyonu kontrol eden Rus işgal yönetimi, “Yüksek gerilim hattının kesilmesi nedeniyle istasyonun harici güç kaynağı kesildi” şeklinde konuştu.

Ukrayna ordusu, gece saatlerinde Dnipro üzerinde 4 füze ve 15 Rus insansız hava aracı düşürdüğünü açıkladı. Ukrenergo şirketi, yüksek gerilim hatlarının hasar gördüğünü, bunun da özellikle bölgedeki en büyük elektrik santrallerinden birinin ve Ukrenergo’ya ait birkaç trafo merkezinin faaliyetlerinin durmasına yol açtığını vurguladı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) genel müdürü Rafael Grossi, pazartesi günü yaptığı açıklamada tesisin nükleer güvenliğinin ‘son derece zayıf’ olduğunu söyledi. Twitter üzerinden açıklama yapan Grossi, “Artık istasyonu korumakta uzlaşı sağlamalıyız. Bu durum devam edemez” dedi.

Rus ordusunun 4 Mart 2022’de kontrolüne geçmesinden bu yana bu devasa nükleer kompleksin elektrik şebekesinden yedinci kez bağlantı kesiliyor. Daha önce Ukrayna’nın elektriğinin yüzde 20’sini üreten santral, Eylül ayında kapatılmadan önce bombardımanlara maruz kalmasına rağmen Rus saldırısının ilk aylarında faaliyete devam etti.

NATO’nun ‘Kuzey Grubu’ bakanları pazartesi günü Polonya’nın Lejyonova şehrinde bir araya geldi (Reuters)
NATO’nun ‘Kuzey Grubu’ bakanları pazartesi günü Polonya’nın Lejyonova şehrinde bir araya geldi (Reuters)

O zamandan beri Sovyet dönemine ait 6 VVER-1000 reaktörünün hiçbiri güç üretmedi. Ancak tesis, hala Ukrayna elektrik sistemine bağlı ve ürettiği elektriği başta reaktörlerin soğutulmasını sağlamak olmak üzere kendi ihtiyaçları için tüketiyor.

Danimarka barış zirvesine ev sahipliği yapmayı teklif etti

Öte yandan Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen, geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada ülkesinin Ukrayna ile Rusya arasında barışa nasıl ulaşılacağını tartışmak üzere Temmuz ayında bir zirveye ev sahipliği yapmak istediğini söyledi. Avrupa Birliği Dışişleri Konseyi toplantısının oturum aralarında gazetecilere açıklamada bulunan Rasmussen, “Öncelikle, böyle bir zirve düzenleme konusunda küresel bir taahhüde ulaşmak için biraz çaba sarf etmemiz gerekiyor” dedi.

Barış zirvesine sadece Ukrayna’nın müttefik ülkelerinin katılmaması gerektiğine dikkati çeken Rasmussen, “Hindistan, Brezilya ve Çin gibi ülkelerden ilgi ve katılım oluşturmak gerekiyor” açıklamasında bulundu. Ancak Rusya’nın böyle bir zirveye katılmasının ‘Danimarka açısından zor’ olduğunu dile getiren Danimarka Dışişleri Bakanı, “Ukrayna böyle bir toplantının zamanının geldiği sonucuna varırsa, bu harika olur. O zaman tabii ki Danimarka bu toplantıya ev sahipliği yapmak ister” dedi.



Moskova Esed sonrası Suriye’de kaybetti mi? Rusya’nın Suriye’deki yeni oyun planı nasıl olacak?

Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
TT

Moskova Esed sonrası Suriye’de kaybetti mi? Rusya’nın Suriye’deki yeni oyun planı nasıl olacak?

Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)

Suriye’de 8 Aralık sabahı yaşanan büyük dönüşümün hemen ardından, özellikle Batı’da Rusya’nın son on yılda ülke içinde elde ettiği kazanımları zayıflatacak ağır bir darbeyle karşı karşıya kaldığı yönünde yorumlar hızla çoğaldı. Analizlerde, Rusya’nın doğrudan askeri müdahalesiyle inşa ettiği etki alanının çökmeye başladığı ve bunun Moskova için ciddi sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.

Değerlendirmeler; siyasi, askeri ve ekonomik birçok boyutu içerirken, bazı çevreler Rusya’nın Suriye projesinin ‘yenilgiyle sonuçlandığını’ öne sürerek olası etkilerini tartışmaya açtı.

Ekonomik açıdan bakıldığında, Rus yatırımlarının Suriye’de çok büyük bir ağırlığı bulunmuyor. Ülke uzun yıllar Kremlin’in önemli bir müttefiki olsa da hiçbir zaman Moskova için öncelikli bir yatırım merkezi olmadı. Sovyetler Birliği döneminden başlayarak Rusya’nın enerji gibi bazı sektörlerde altyapı katkısı bulunsa da bu yatırımlar sınırlı kaldı.

Siyasi açıdan ise Suriye’deki hızlı gelişmeler, Rusya’nın Ortadoğu’daki müttefikleriyle kurduğu ilişkiler modelinin zayıf noktalarını açığa çıkardı. Bu durum, Rusya'nın müttefiki İran'ın ağır darbeler alması ve Moskova'nın “Onu asla yalnız bırakmayacağız” demesine rağmen Beşşar Esed’den hızla vazgeçmek zorunda kalmasıyla ortaya çıkan kafa karışıklığı ve çaresizlikle sınırlı değil.

sdfvgrt
Hmeymim kasabasında Esed destekçilerine ait hasarlı bir askeri aracın yanında duran Suriye güvenlik güçleri (AFP)

Bu çerçevede Rusya’nın, Suriye projesinin başarısız olduğu değerlendiriliyor. Bu durum, Kremlin’in yıllardır Suriye’deki başarılarını ‘NATO’nun girdiği her yerde başarısız olduğu’ söylemiyle karşılaştırarak övünmesi açısından da ayrı bir önem taşıyor. 8 Aralık 2024 sabahı, Moskova’nın Suriye’ye sunduğu çözüm modelinin tıkandığı ve büyük bir yenilgiyle sonuçlandığı yönündeki kanaat pekişti.

Diğer yandan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani’nin daha sonra yaptığı açıklamalar, Halep sürecinden sonraki askeri çözüm aşamasının en kritik bölümünün, Rusya’nın tarafsızlığını güvence altına almak amacıyla Moskova ile koordineli biçimde yürütüldüğünü ortaya koydu.

Esed'i terk etmek

Ukrayna’daki çatışmaya ağırlık veren ve Suriye’de riskleri azaltmaya yönelik planlarında Beşşar Esed’in oyalamasından defalarca rahatsızlığını dile getiren Moskova’nın, kritik bir anda Esed’i artık ‘yük’ olarak görerek sahneden çekilmesine karar verdiği anlaşılıyor. Bu tercihte, muhalefetin Şam’a ilerleyişi sırasında verdiği ve Dışişleri Bakanı Şeybani’nin açıkladığı ‘Esed’in gitmesinin Rusya’nın Suriye’den çıkması anlamına gelmediği’ yönündeki güvencelerin etkili olduğu belirtiliyor.

Bu durum, Rusya’nın Esed’i hızlı şekilde devre dışı bırakırken ona kişisel güvenceler vermesini, rejim güçlerinden çatışmaya girmemelerini ve silah bırakmalarını istemesini açıklıyor. Aynı zamanda yeni Suriye yönetiminin Rus üslerini ve askerlerini koruma taahhüdünde bulunması, Moskova’nın ilişkileri yeniden düzenlemesine ve kayıplarını asgariye indirmesine zemin hazırladı.

Askeri boyutta ise Rusya, Suriye’deki varlığını güvenceye almak amacıyla hem açık hem de kapalı kanallarda tartışmalar yürütüyor. Tartışmalar, özellikle Hmeymim ve Tartus üslerindeki konumun güçlendirilmesine ve Suriye’deki değişimlerden sonra Rusya’nın askeri merkezine dönüşen Kamışlı Havalimanı üzerindeki etkinliğin pekiştirilmesine odaklanıyor.

Ayrıca Rusya ile Suriye arasında, yeniden devriye faaliyetlerinin başlatılması için çeşitli bölgeler üzerinde yoğun görüşmeler yapıldığı biliniyor. Özellikle güneyde, İsrail’in sınıra yönelik operasyonlarını frenlemek amacıyla Rusya’nın yeniden arabuluculuk rolü üstlenmesi ve iki taraf için karşılıklı güvence mekanizmaları geliştirilmesi hedefleniyor. Bu çabalar, geçmişte Suriye’de uygulanan Rusya-İsrail koordinasyon modelinin yeni koşullara uyarlanmış bir versiyonu olarak değerlendiriliyor.

fgthy
Suriye'nin güneyinde ilerleyen bir Rus devriyesi (Arşiv)

İki ay önce Kamışlı’da Rusya ile Suriye makamlarının koordinasyonunda gerçekleştirilen ortak devriye, Moskova’nın ülkenin kuzeydoğusunda gerginliği azaltmada rol oynayabileceğine işaret etti. Bu adımın, hem Türkiye ile hem de bölgede sınırlı askeri varlığını sürdüren ABD ile uyumlu bir çerçevede gerçekleştiği değerlendiriliyor.

Rusya’nın kuzeydoğu ve güney bölgelerinde üstlenebileceği bu yeni faaliyet alanı, Şam’ın orduyu yeniden yapılandırma ve silahlandırma konusunda yardım talep ettiğine ilişkin yoğun raporlarla birlikte, taraflar arasında ilişkilerin yeniden düzenlenmesine yönelik pratik bir zemin oluşturuyor. Bu süreç, Moskova’nın Akdeniz’deki askeri varlığını korumasını güvence altına almayı hedefliyor. Rus tarafı için özel önem taşıyan bu varlığın kapsamı ve süresine ilişkin önceki anlaşmaların her iki tarafın çıkarlarına uygun biçimde revize edilmesi de gündemde.

Bu genel çerçeve belirginleşirken, Rusya’nın Suriye’de jeopolitik ya da askeri bir yenilgiye uğradığı yönündeki tahminlerin giderek zayıfladığı görülüyor.

Askeri kayıplar ve kazanımlar

Doğrudan askeri kayıplara ilişkin değerlendirmeler, Moskova’nın sahadan ‘hesaba değer’ bir kazançla çıktığını gösteren bir başka boyutu ortaya koyuyor. Resmi veriler ve Suriyeli kaynakların yaptığı bağımsız tespitlere göre, Rusya’nın son on yılda dünyanın en kanlı çatışmalarından birine sahne olan Suriye’deki askeri kayıpları son derece sınırlı kaldı. Çeşitli tahminler, toplam kaybın birkaç yüz asker ile onlarca tank, zırhlı araç ve bazı helikopterlerle sınırlı olduğunu ortaya koyuyor. Moskova, geleneksel olarak bu tür kayıpları resmen açıklamasa da, Rusya’daki bazı sivil kurumlar ve muhalif çevreler tarafından yayımlanan veriler de kayıpların büyük boyutlara ulaşmadığını doğruluyor. Kıyaslamak gerekirse, yalnızca 5 gün süren 2008 Gürcistan Savaşı, Rusya için çok daha ağır teçhizat kayıplarıyla sonuçlanmıştı. Yıllar önce yayımlanan bir rapor, kesin Rus zaferiyle sonuçlanan o savaşta dahi Rus ordusunun ciddi sürprizlerle karşılaştığını aktarıyordu. Rapora göre, nispeten eski bir Gürcü hava savunma sistemi, merkezi bir savunma ağı bulunmamasına rağmen, dokuz modern Su-25 savaş uçağını düşürmeyi başarmıştı. Bu durum, Rus pilotlarının yetersiz eğitimine ve bakım-hazırlık süreçlerindeki aksaklıklara işaret ediyordu. Zafiyetler bununla da sınırlı kalmadı. Gürcü güçleri bir Rus tank konvoyuna da zarar verebildi; bu ise istihbarat kapasitesindeki eksikliklerin altını çizdi. Genel olarak savaş, operasyon yönetimi, silah sistemlerinin performansı ve genel askeri etkinlik bakımından ciddi açıklar ortaya koymuş, Rusya’nın devasa savunma bütçeleri düşünüldüğünde büyük bir şok etkisi yaratmıştı.

Suriye tecrübe sahası

Suriye savaşı, Rus ordusunun sahadaki kapasitesini ilk kez bu denli kapsamlı ve doğrudan test etme imkânı sundu. Bu noktada, ordunun modernizasyon programını yöneten eski Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun 2018’de yaptığı açıklama dikkat çekiciydi. Şoygu, Suriye’deki doğrudan müdahalenin başlamasından üç yıl sonra ve aktif operasyonların büyük ölçüde tamamlanmasının ardından, Rusya’nın savaş boyunca 350’den fazla modern silah sistemini sahada test ettiğini duyurdu. Ayrıca Suriye operasyonu sayesinde saldırı helikopterlerinin silahlandırılması, erken uyarı sistemleri ve radarlar dâhil birçok alanda kritik hataların giderildiğini vurguladı.

sdfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 12 Aralık 2017'de Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü’nü ziyaret etti. (Getty Images)

Hava-hava silahlarının geliştirilmesine ilişkin değerlendirmesinde ise Şoygu, özellikle helikopter ve diğer hava unsurlarının korunması için, menzili kara konuşlu savunma sistemlerini aşan yeni mühimmata ihtiyaç duyduklarını belirtti. Şoygu, “Bugün elimizde bu tür silahlar var; bu, tamamen Suriye operasyonu sayesinde mümkün oldu” dedi. Benzer şekilde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de birçok kez, gerçek çatışma koşullarında yapılan bu testlerin, Rusya’ya tatbikat alanlarında sağlanamayacak ölçekte benzersiz bir deneyim kazandırdığını ifade etti. Temmuz 2020’de Rusya’nın RIA Novosti haber ajansı tarafından yayımlanan kapsamlı bir rapor da bu değerlendirmeleri doğruladı. Rapora göre Moskova, Suriye’de ilk kez Kalibr tipi denizden fırlatılan seyir füzelerinin gerçek operasyonel kullanımını gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın RIA Novosti’den aktardığına göre o tarihten itibaren Rus donanması -denizaltılar dahil- seyir füzelerini düzenli olarak kullandı. Bu deneyimler, Suriye’nin Rusya için yalnızca bir dış politika müdahalesi değil, aynı zamanda ordunun modernizasyonu ve silah teknolojilerinin gerçek savaş ortamında doğrulanması açısından da stratejik bir laboratuvar işlevi gördüğünü ortaya koyuyor.

Rus haber ajansları, Rus Hava-Uzay Kuvvetleri envanterindeki neredeyse tüm uçak türlerinin Suriye savaşında görev aldığını bildirdi. Rusya, eski nesil taktik bombardıman uçakları ile taarruz helikopterlerinin yanı sıra, stratejik bombardıman uçaklarının kabiliyetlerini de sahada ilk kez bu ölçekte test etti.

Ayrıca Suriye, Rus ordusunun İsrail lisansı altında üretilen insansız hava araçlarını (İHA) geniş çapta kullandığı ilk savaş alanı oldu. Bu İHA’lar hem bombardıman görevlerinde, hem füze isabetlerinin tespitinde, hem de topçu atışlarının yönlendirilmesinde kritik rol oynadı.

Modern tank modelleri ile daha önce gerçek savaşta test edilmemiş olan Pantsir ve İskender tipi füze sistemleri de ilk kez Suriye’de kapsamlı biçimde denenmiş oldu. Moskova, bu sistemlerin bazı versiyonlarını Kaliningrad’da Avrupa sınırına yakın konuşlandırmış olsa da, fiilen savaş koşullarında kullanılmaları Suriye’de gerçekleşti.

Uzmanlar, Rusya’nın Suriye’deki askeri katılımının, ülkenin savunma sanayiini, üretim kapasitesini ve ordunun genel savaş hazırlığını yeniden inşa etmede belirleyici rol oynadığını belirtiyor. Bu tecrübenin, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’da başlattığı operasyon için önceki dönemlere kıyasla çok daha yüksek hazırlık seviyesine ulaşmasında etkili olduğu değerlendiriliyor.


Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
TT

Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Kremlin’de sıcak bir şekilde karşıladı. Bu ziyaret, geçmişi geride bırakıp, iki liderin ‘köklü ilişkiler’ olarak nitelendirdiği iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden tesis edecek yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, ülkesinin Rusya ile ilişkilerini yenilemek için çaba göstereceğini vurgularken Moskova'da kendisine gösterilen ‘sıcak karşılamadan’ dolayı Rusya Devlet Başkanı Putin'e teşekkür etti.

Putin’in Moskova’nın Suriye yönetimiyle düzenli istişareler yapmayı istediğini teyit etmesiyle ilgili olarak Şara, Suriye'nin önceki tüm anlaşmalara saygı duyduğunu ve Suriye'nin durumunun bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve birliği ile bölgesel ve küresel istikrarla bağlantılı güvenlik istikrarının sağlanması gerektiğini söyledi.

Kapalı kapılar ardında yaklaşık iki buçuk saat süren toplantının ardından, özellikle Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı (Lazkiye ve Tartus'taki hava ve deniz üsleri dahil) ile ilgili olarak varılan anlaşmaların içeriği hakkında çok az bilgi verildi. Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak görüşmelerin sonunda yaptığı açıklamada, ortak hükümet komitesinin yeniden başlatılması konusunda bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Ayrıca, görüşmelerin odak noktası olduğu görünen Suriye enerji sektörüne de değindi.


Medvedev: Başarısız müzakereler daha korkunç bir savaşa yol açabilir

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
TT

Medvedev: Başarısız müzakereler daha korkunç bir savaşa yol açabilir

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, “X” platformu üzerinden yaptığı açıklamada, başarısız müzakerelerin daha şiddetli ve ölümcül bir savaşa yol açabileceğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın RT kanalından aktardığına göre Medvedev, “Rusya'ya son müzakere uyarılarını yöneltenlerin, müzakerelerin mutlaka düşmanlıkların durdurulmasına yol açmayacağını anlamaları gerektiğini” söyledi.

gtrhyju
Ukrayna ile savaşın ön cephesindeki Rus askerleri (Arşiv- AP)

Medvedev, "Rusya'ya ültimatom veren düşmanlar çok basit bir şeyi hatırlamalılar: Müzakereler kendi başlarına bir çözüme yol açmaz" diye yazdı.

Medvedev, “Çatışmaları durdurmak için” diye ekleyerek, ‘başarısız müzakereler, daha şiddetli bir savaş dönemine, daha güçlü silahlara ve yeni katılımcılara yol açabilir’ ifadelerini kullandı.

Daha önce İsviçreli tarihçi Roland Popp, Berliner Zeitung gazetesine verdiği röportajda Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in verdiği ültimatomu anlattı.

RT'nin haberine göre Rusya, Ukrayna'yı "yetersizliğin kanıtı" olarak görüyor.