Rusya sınır ihlallerine karşı bir dizi yeni karar aldı

Kırım makamları, yarımadadaki Ukrayna mülklerini kamulaştırdı… Zelenskiy’nin dairesi de bu mülklerin arasında

Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
TT

Rusya sınır ihlallerine karşı bir dizi yeni karar aldı

Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)

Moskova, son iki gün içinde Belgorod şehrinde yaşanan çatışmaların ardından Ukrayna ile sınır bölgelerinin güvenliğini artırmaya yönelik bir tedbir paketi çıkardı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu bakanlığın üst düzey yetkilileri ile yaptığı bir toplantıda, ordunun ‘Belgorod bölgesine yönelik saldırı gibi Ukrayna’nın daha fazla sabotajının yaşanması durumunda çok sert yanıt vereceğine’ söz verdi.

Şoygu dün akşam yapılan toplantıda onlarca militanının saldırısına karşı Rus kuvvetleri tarafından yürütülen operasyona değindi. Bakan, Rus ordusunun Pazartesi günü Belgorod topraklarına giren Ukraynalı sabotaj ve keşif grubunu ortadan kaldırmayı başardığını söyledi. Ayrıca ‘grup üyelerinden 70 militanın etkisiz hale getirildiğini, kullandıkları çok sayıda zırhlı aracın imha edildiğini’ belirtti. Bakan “Ukraynalı militanların bu tür eylemlerine hızlı ve çok sert bir şekilde yanıt vermeye devam edeceğiz” dedi.

sS

Görüşmede Şoygu, askeri kuvvetlerin hareket alanlarını genişletmek ve yararlandıkları destek ve bakım araçlarını artırmak için Rusya’nın attığı adımlara değindi. Rus makamlarının ‘özel harekata katılan askeri personele yönelik desteğin kapsamını büyük ölçüde genişleten 63 tane yasayı kabul ettiğini’ söyledi. Hükümetin kendileri ve aile üyeleri için sosyal güvenlik sağlamak üzere sistematik olarak çalışmaya devam ettiğini açıkladı. Bakan, Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı eğitim merkezlerinin yeni bölgelerde oluşturulmakta olan birliklere askeri personel yetiştirdiğini bildirdi. Bu bağlamda “Özel askeri harekatın başlangıcından bu yana 120 binden fazla asker eğitildi. Özel kuvvet grupları ve yeni oluşumlar için 21 binden fazla uzman kadro hazırlandı” açıklamasında bulundu. Bakan’ın belirttiğine göre, geçtiğimiz yıl içinde yaklaşık 5 bin askeri uzman yüksek teknolojili silahların kullanımı konusunda eğitildi.

AS

Rusya Savunma Bakanlığı, Belgorod bölgesine büyük bir militan saldırısıyla karşı karşıya kalındığını, çatışmalarda 70’ten fazla Ukraynalı ‘teröristin’ öldürüldüğünü, militanların kullandığı çok sayıda araç ve zırhlı aracın imha edildiğini açıklamıştı. Bakan “Hava ve topçu birliklerinin ortak eylemleri ile Batı Askeri Bölgesi sınırındaki birimler sayesinde sabotajcıların saldırısı önlendi ve milisleri, saldıran grupların tamamen ortadan kaldırıldığı Ukrayna topraklarına kadar takip edildi” dedi.

Dışişleri ve Kremlin’den açıklama

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ‘ordu, sınır muhafızları ve ilgili kurumların, Rusya Federasyonu topraklarını Ukrayna’nın benzer saldırılarından korumak için ortak çalışma yaptığını’ açıkladı.

Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanlığı dün, Batı’nın Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları sağlama kararının, devam eden çatışmaya daha geniş katılımlarının yeni bir adımını oluşturduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova “Kiev’e herhangi bir silah sevkiyatı, özel askeri operasyon kapsamında belirlenen hedefleri iptal etmeyecektir” dedi. Ayrıca ‘Ukrayna’ya daha fazla silah ve teknoloji pompalamanın yalnızca çatışmanın daha da tırmanmasına ve Ukraynalılar arasında daha fazla can kaybına yol açacağı’ konusunda uyarıda bulundu.

ZSAC

Kremlin daha önce “Batı’nın çatışmayı körüklemeye devam etme çabaları’ konusunda uyarıda bulunmuş ve Batılı savaşçıların Ukrayna’ya gelişinin ‘mevcut güç dengesini etkilemeyeceğini ve tüm hedeflerine ulaşmak için askeri operasyonun uygulanmasının tamamlanması gerektiğini yeniden teyit ettiğini’ vurgulamıştı.

Nauseda-Macron görüşmesi

Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda dün Fransa’ya yaptığı ziyarette, Ukrayna’daki çatışmayla ilgili olarak Rusya ile herhangi bir ‘uzlaşmaya’ yönelik uyarıda bulundu. Fransız meslektaşı Emmanuel Macron ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Nauseda, “Demokratik dünyamızda bir arada kalmalıyız” ifadelerini kullandı. Ülkesi 11 ve 12 Temmuz’da Vilnius’ta düzenlenecek NATO zirvesine ev sahipliği yapacak olan Litvanya Devlet Başkanı, “Tarihin doğru tarafında olmanın önemli olduğu ve pazarlığa ve gri alanlara yer olmadığı zamanlarda yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Beyaz beyazdır, siyah siyahtır demeli, bunu söylemeli ve karanlık kısımlara karşı mücadele etmeliyiz” ifadelerini sözlerine ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’yı ‘küçük düşürmeme’ ve Ukrayna’da barış sağlandıktan sonra güvenlik ‘garantileri’ verme çağrısının ardından özellikle Baltık ülkelerinde eleştiriler ve soru işaretleri yaratmıştı. Ancak Gitanas Nauseda “Ukrayna’daki savaşın, tiranlık ve demokrasi arasındaki bir savaş olduğunu ve bağlılık ve birlik yoluyla bu savaşı kazanacağımıza ikna olduk” dedi. NATO üyesi ülkelere gecikmeden gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde ikisi kadar bir savunma bütçesi ayırma çağrısında bulundu. Nauseda “Umarım bir anlaşmaya varırız... Böylece bu bir tavan değil, bir taban olur” dedi. Cumhurbaşkanı Macron tarafından başlatılan ve bir sonraki zirvesini 1 Haziran’da Moldova’nın Kişinev kentinde yapacak olan Avrupa siyasi grubunun, Ukrayna ve Moldova’nın Avrupa Birliği’ne girişinin bir alternatifi olmaması gerektiğine dikkati çekti. Devlet Başkanı “Bu, Avrupa’nın genişlemesini telafi edecek bir şey değil” dedi ve yakında ‘Ukraynalı ve Moldovalı dostları katılımlarından dolayı tebrik etmeyi’ umduğunu ifade etti. Macron ise Fransa’nın ‘Litvanya ve tüm Baltık bölgesinin güvenlik ve istikrarına olan kararlı taahhüdüne’ dikkati çekti.

NATO: Savaş devam ettiği sürece Ukrayna ittifaka katılamaz

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dün yaptığı açıklamada, savaş devam ettiği sürece Ukrayna’nın ittifaka katılamayacağını söyledi. Amerikan-Alman Marshall Fonu tarafından Brüksel’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan Stoltenberg “Herkesin savaşın ortasında Avrupa Birliği’ne katılmanın söz konusu olmadığını anladığını sanıyorum. Mesele, savaş bittiğinde ne olacağıdır” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Moskova tarafından atanan Kırımlı yetkililer, yarımadadaki Ukrayna mallarının kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. Kırım’ın sözde yöneticisi Sergey Aksenov yerel yasama meclisinin dün özel bir oturumda ‘Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesinin mülkleri de dahil olmak üzere zengin Ukraynalıların mallarını kamulaştırma kararı aldığını’ söyledi. Kamulaştırılan mülkler arasında emlak, büyük şarap imalathaneleri, banka kurumları, Zelenskiy’nin eşine ait bir apartman dairesi ve Ukrayna yönetimine katkıda bulunan kişilere ait diğer mülkler olduğunu belirtti. Aksenov ayrıcai ‘Kiev rejimini’ destekleyen Ukraynalı kişilerin mallarına el koyma sözü verdiğini ve ‘söz verdiği üzere, Rusya’nın düşmanlarının Rus Kırım’ında para kazanamayacağını’ söyledi.

Bu, Ukrayna mülkünün kamulaştırılmasının ikinci dalgası oldu. Kırım Parlamentosu daha önce, ‘Rusya’ya karşı düşmanca eylemler’ yürüttüğü belirtilen kişilerin mülklerinin kamulaştırılmasına ilişkin bir kararı kabul etmişti. Yetkililer, kamulaştırılan mülkün satışından elde edilen gelirin ‘Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri operasyonuna katılanların ihtiyaçları için harcanacağını’ söyledi.



Boru hattı diplomasisi Rusya'nın Batı Balkanlar'daki etkisini azaltabilir mi?

Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
TT

Boru hattı diplomasisi Rusya'nın Batı Balkanlar'daki etkisini azaltabilir mi?

Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur
Fotoğraf/AA - Görsel yapay zeka ile oluşturulmuştur

İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi Dr. Öğretim Üyesi İdlir Lika, Hırvatistan-Bosna Hersek arasında inşa edilecek Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'na dair tartışmaları AA Analiz için kaleme aldı.

***

Hırvatistan ve Bosna Hersek arasındaki Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'nın inşasına ilişkin tartışmalar, 2024 yılının başında Bosna Hersek'te yeni siyasi gündem maddesi haline geldi. Söz konusu proje, hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hem de Avrupa Birliği (AB) tarafından güçlü bir şekilde destekleniyor ve inşa fikri Rusya'nın Ukrayna üzerinden Balkanlar'a gaz sevkiyatını kestiği en az 2009 yılından bu yana gündemde. Ancak Kremlin'in Şubat 2022'de Ukrayna'ya yönelik geniş çaplı saldırısı projeye büyük bir aciliyet kazandırdı. Batılı güçler, Güney Ara Bağlantı Boru Hattı'nı destekleyerek Bosna Hersek'in Rus gazına olan mevcut toplam bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Moskova bölgedeki varlığını, kırılgan ve derin bir şekilde bölünmüş bu Balkan ülkesini istikrarsızlaştırmak ve dikkatleri bir şekilde Ukrayna'ya yönelik acımasız saldırısından başka yöne çekmek için kullanabilir. Bununla birlikte boru hattının inşası yerel ve bölgesel engellerle karşı karşıya ve oyunbozanlar geçen iki ay boyunca özellikle ABD'nin öfkesini çekerek manşetlere çıktılar.

- Oyunbozan olarak Hırvatistan ve Bosnalı Hırvatlar

Ülke içinde oyunbozan, Bosna Hersek'teki ana etnik Hırvat partisi Hırvat Demokrat Birliği (HDZ BiH) ve lideri Dragan Covic'tir. Parti, Aralık 2021'de Bosna Hersek'in iki kurucu özerk biriminden biri olan Boşnak-Hırvat Federasyonu parlamentosunun alt kanadında boru hattı inşasına ilişkin mevzuatı onaylamasına rağmen, aynı şeyi parlamentonun üst kanadında yapmayı reddederek projenin tamamını bugüne kadar bloke etti. Bölgesel olarak ise asıl oyun bozucu, Bosnalı Hırvatların hamisi Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic'in iktidardaki HDZ Partisi. Hırvatistan gibi hem NATO hem de AB üyesi bir ülkenin, ABD ve AB'nin güçlü bir şekilde desteklediği bir doğal gaz boru hattı projesini fiilen engellemesi aslında şaşırtıcı değil. Zagreb ve Belgrad, Bosna Hersek'in toprak bütünlüğüne devlet düzeyinde bağlı değiller ve bu nedenle enerji arzının çeşitlendirilmesi sürecinin, ülkenin devletine gerçekten bağlı tek etnik grubu olan Bosnalı Müslümanlar tarafından yönetilmesini istemiyorlar.

Doğal gaz boru hattının, büyük ölçüde Bosnalı Müslümanlar tarafından kontrol edilen ve personel istihdam eden Federasyona ait mevcut BH Gas şirketi tarafından işletilmesi planlanıyor. HDZ BiH'in mevzuatın önündeki engeli kaldırmak için öne sürdüğü koşul, hattın etnik olarak karışık Hersek Neretva kantonunun idari merkezi olan güneydeki Mostar kentinde Bosnalı Hırvatlar tarafından yönetilen yeni bir iletim sistemi operatörü şirketi tarafından işletilmesidir.

Bu durum kısa bir süre önce üst düzey ABD'li yetkililerin tepkisini çekti ve yetkililer Covic'i sert bir dille kınayarak ABD'nin boru hattı projesine verdiği önemin altını çizdiler. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ocak 2024'te Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakovic ve Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman'a gönderdiği mektupta, Covic'in gerekçelerini "bariz yolsuzluk ve kendi kendine pazarlık" olarak nitelendirerek [1] kendisine ve dolaylı olarak Hırvatistan'a bu konudaki engellemelere son vermeleri için baskı yaptı. Aynı şekilde, 2 Şubat 2024'te Saraybosna Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada [2], 1995 Dayton Anlaşması'nın hazırlanmasında yer alan önde gelen ABD'li hukukçulardan biri olan ve kısa süre önce atanan ABD Dışişleri Bakanı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı James O'Brien, Dragan Covic'in boru hattını işletmek için yeni bir şirket kurma şartının yalnızca "kendi siyasi ve mali çıkarı için" olduğunu savundu. O'Brien bu şartı "kamu yararına aykırı bir şüphecilik" olarak nitelendirerek şu sonuca vardı: "Sorun Dayton değil; sorun ülkenin siyasi liderleridir."

- Doğal gaz boru hattı amacına hizmet edecek mi?

Her ne olursa olsun, Bosna Hersek'in etnik seçkinleri arasında boru hattı projesi gibi ekonomik ve jeopolitik açıdan yüklü bir konuda son zamanlarda yaşanan siyasi çekişme, günlük yaşamın en temel hizmetlerinin bile -hastaneler, okullar, itfaiye, çöp toplama hizmetleri ve benzeri- etnik hatlar boyunca derin bir şekilde bölündüğü bir ülkede [3] hiç de şaşırtıcı olmamalıdır. Batı'nın Hırvatistan ve Bosnalı Hırvatlara uyguladığı baskı ve verdiği güvenceler muhtemelen engellemelerine son vermelerini sağlayacaktır. Ancak tüm bunlar yine de şu soruyu akıllara getiriyor: Güney Ara Bağlantı Doğal Gaz Boru Hattı'nın önündeki engel kaldırılsa ve nihayetinde inşa edilse bile, bu gerçekten Moskova'nın Bosna Hersek'teki ve daha geniş anlamda Batı Balkanlar'daki etkisini azaltmaya hizmet edecek mi?

Bu kesinlikle olumlu bir adım olacaktır ancak bunun yine de meselenin özünü ele almadığına inanıyorum. Rusya'nın Bosna Hersek ve Batı Balkanlar üzerindeki etkisi ve buralarda sorun yaratma potansiyeli, Moskova'nın enerji kaynaklarını bir silah gibi kullanmasından ya da bölgedeki Rus müşteri varlığına [4] muhtemelen en yakın şeyi oluşturan Sırp Cumhuriyeti ile olan özel ilişkisinden kaynaklanmıyor. Moskova'nın bölge üzerindeki etkisi daha ziyade Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasını engellemesinden kaynaklanıyor. Bu aynı zamanda bölgedeki Sırp ve Rus çıkarlarını birleştiren ve Belgrad'ın Kosova, Bosna Hersek, Karadağ ve hatta Kuzey Makedonya'da istikrarsızlığı sürdürmesine olanak sağlayan en önemli bağdır. Bu nedenle, bölgesel istikrarsızlığı tetikleyecek herhangi bir açılımın önünü kesmek için, burada tartışılan Güney Ara Bağlantı Boru Hattı gibi bölgenin Rus gazına olan enerji bağımlılığını azaltma planlarının yanı sıra, bence daha önemlisi Kosova'yı NATO üyesi bir ülke haline getirmek gerekiyor. Bunun için NATO'nun, Kosova'yı tanımayan dört ülkesi olan Yunanistan, Romanya, Slovakya ve İspanya'ya bu konudaki engellemelerine son vermeleri için baskı yapması gerekiyor. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı geniş çaplı savaşın ortasında, bu pratik eylem tarzını görmezden gelmek pahalıya mal olabilir.

[1] https://www.reuters.com/world/us/blinken-urges-bosnia-mps-push-through-law-build-gas-pipeline-with-croatia-media-2024-01-18/

[2] https://ba.usembassy.gov/challenges-and-opportunity-assistant-secretary-james-obrien-speech-at-university-of-sarajevo/

[3] https://www.nytimes.com/2018/11/19/world/europe/mostar-bosnia-ethnic-divisions-nationalism.html

[4] https://yalebooks.yale.edu/book/9780300219135/rival-power/

[Dr. İdlir Lika, İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.