YSK'dan sandık kurulu başkanlarına uyarı mesajları

AA
AA
TT

YSK'dan sandık kurulu başkanlarına uyarı mesajları

AA
AA

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yarın yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde, sandık kurulu başkanları, oy kullanacak yerlerdeki bina sorumluları ile seyyar sandık kurulu başkanlarını kısa mesajlarla bilgilendirecek.

YSK tarafından, sandık kurulunda görev alacak başkan ve üyelere, bugün ve oy verme günü, aralıklarla bilgilendirme mesajları atılacak.

Sandık kurulu başkanlarına bugün ve yarın 24, seyyar sandık kurulu başkanlarına bugün ve yarın 18, bina sorumlularına ise yarın ve seçim günü 5 kısa mesaj gönderilecek.

YSK'nın sandık kurulu başkanlarına göndereceği kısa mesajlara göre, sandık kurulları başkanları, YSK'dan gelecek SMS'lerin doğruluğunu www.ysk.gov.tr adresinden kontrol edebilecek.

Sandık kurulu başkanları, gelen tüm bilgilendirme mesajlarını sandık kurulu üyeleri ile paylaşacak.

Oy torbasında bulunan birleşik oy pusulaları ve oy zarfları, seçim günü sandık kurulunun huzurunda açılacak ve sayılacak.

Seçim günü, sandık kurulu, en geç saat 07.00'de, görevlendirilen sandık alanında toplanacak.

Sandık kurulu başkanları, oy zarfı ile birleşik oy pusulalarını sayacak, oy pusulalarının arka yüzünü ve oy zarflarının ön yüzünü sandık kurulu mührü ile mühürleyecek.

Sandık kurulu başkanı, sandık başına gelen seçmenin önce sandık seçmen listesinden ismini bularak, imza hanesinin boş olduğunu tespit edip T.C. kimlik numarasını taşıyan, resmi dairelerce verilen soğuk damgalı, kimliğini tereddütsüz ortaya koyan, resimli ve resmi belgelerden biri ile oyunu kullandıracak, seçmenin daha sonra Sandık Seçmen Listesi'ne imzasını atmasını sağlayacak.

Başkanlar, seçmene cep telefonu, fotoğraf makinesi gibi görüntü kaydedici cihazlarla oy kabinine girmesinin yasak olduğunu, varsa bunların iade edilmek üzere masa üzerine bırakılması gerektiğini söyleyecek. İsteyen görme engelli seçmenler, yanında getirdiği "Oy Pusulası Şablonu" aracılığıyla oylarını kullanabilecek.

Görme engelli seçmenlere şablon ile oy kullanabilecekleri hatırlatılacak.

Sandığa gelen seçmenler, başkan tarafından sıra ile alınacak. 75 yaş ve üstü, hamileler, hastalar ve engelli seçmenler bekletilmeden oylarını verecek.

Sandıklar, saat 17.00'den önce açılmayacak. Oyların sayımında önce cumhurbaşkanı seçimine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılacak.

Sandık kurulu başkanları tarafından, sayım döküm işlemine başlanmadan önce, sayım döküm cetvelinin boş ve yazısız olduğu, hazırda bulunanlara gösterilecek.

Milletvekili Genel Seçimi Sandık Sonuç Tutanağında, "ittifak ortak oyları" bölümüne sadece ittifakın aldığı ortak oy yazılacak.

Sandık sonuç tutanakları, sandık kurulu üyelerince imzalanıp bir örneği sandık çevresine asılacak. Talep eden siyasi partiler ve müşahitlere imza karşılığı verilecek.

Oyların sayım ve döküm işlemi tamamlandıktan sonra sandık alanında seçim ile ilgili evrak bırakılmayacak, oy torbası, sandık kurulu başkanı ve siyasi partili üyeler arasından ad çekme ile belirlenecek en az iki üye ile birlikte ilçe seçim kuruluna en kısa sürede teslim edilecek.

Sayım döküm işlemlerinin yapıldığı odanın kapısı açık tutulacak ve sayım dökümü izleme hakkı olanlara işlemleri izlemeleri için gerekli kolaylık gösterilecek.

Seyyar sandık başkanlarına uyarılar

Seyyar sandıklarda oy kullanabilmeleri için hastalığı ve engeli sebebiyle yatağa bağımlı olduğunu beyan eden seçmenlerin ayağına bu seçimde de sandık götürülecek.

Seyyar sandık kurullarının başkanları için de 18 uyarı mesajı bulunuyor.

Buna göre, seçim günü seyyar sandık kurulu başkan ve üyeleri saat 06.00'da ilçe seçim kurulu başkanlığında hazır bulunacak.

Başkanlar, seçmenlerin adreslerine göre bir güzergah belirleyecek. Seyyar sandık kurulu başkanı, adreste seçmenin bulunmaması veya makul sürede kapının açılmaması durumunda, bu hususu sandık seçmen listesine şerh düşecek ve aynı zamanda tutanak defterine işleyerek imza altına alacak. Bu durumda o seçmenin adresine tekrar gidilmeyecek.

Seyyar sandık seçmen listesinde kaydı olmayanların oy kullanmalarına izin verilmeyecek. Oy vermenin bitiş saati geldiği halde, seyyar sandık seçmen listesinde yer almasına rağmen adresine gidilemeyen seçmenler varsa bu seçmenlerin adreslerine gidilerek oy vermeleri sağlanacak.

Sandıklar, açılış saatinde ilişkilendirildiği sandıkla beraber açılacak. Seyyar sandık kurulu, saat 17.00'den önce oy verme işlemini tamamlamış ise saat 17.00'ye kadar ilişkilendirildiği sandıkta bekleyecek.

Seyyar sandık kurulu ile ilişkilendirilen sandık kurulu, seyyar sandık kurulu gelmeden ve uygunluk teslim tutanağı ile seyyar sandık kuruluna ait geçerli ve geçersiz zarflar teslim alınmadan kendi sandığını açamayacak.

Bina sorumlularına mesajlar

YSK tarafından, bina sorumlularına ise "Oy verme günü, oy vermenin başlama saatinde görev yerine gelmeyen sandık kurulu başkanlarını derhal ilçe seçim kuruluna bildiriniz.", " Sayım ve döküm işleri biter bitmez sandık kurullarının ulaşımını sağlamak için ilçe seçim kuruluna haber veriniz.", "Sandık kurulu binadan ayrıldıktan sonra sandık çevresini kontrol ediniz. Unutulan seçim malzemelerini ilçe seçim kuruluna teslim ediniz." şeklinde SMS'ler atılacak.



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe