ABD’li uzmanlar yeni dönemde bağımsız Türk dış politikasının devam etmesini bekliyor

ABD'nin eski DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Jeffrey, ABD Başkanı Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etmesini, "ilişkileri tamir etmek için büyük bir adım" şeklinde yorumladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ABD’li uzmanlar yeni dönemde bağımsız Türk dış politikasının devam etmesini bekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD'nin eski DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi James Jeffrey, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde bağımsız dış politika izlemeye devam etmesini beklediğini, Türkiye’nin büyüklüğü ve kabiliyetleri dikkate alındığında bunun rasyonel bir tercih olduğunu söyledi.

Atlantik Konseyinin düzenlediği panelde, seçim sonrası yeni dönemde Türk-Amerikan ilişkileri ve Türkiye dış politikası masaya yatırıldı.

Panele, eski Büyükelçi Jeffrey’nin yanı sıra Atlantik Konseyi uzmanlarından Rich Outzen ve Brenda Shaffer konuşmacı olarak katıldı.

Türkiye’nin yeni dönemde dış politikası ve ABD ile ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Jeffrey, Washington ile Ankara arasındaki ilişkilerin iyileşmesini beklediğini söyledi.

İki ülke ilişkilerinin geçen yıla nazaran zaten belirli ölçüde iyileştiğine işaret eden Jeffrey, ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etmesinin "ilişkileri tamir etmek için büyük bir adım" olduğunu söyledi.

Jeffrey, ABD ve İngiltere dışında NATO içerisinde Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını en çok zora sokan ülkenin Türkiye olduğunu dile getirdi.

ABD’de bazılarının Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamaya yakın olduğunu iddia ettiklerine de değinen Jeffreey, “Onun (Erdoğan) bu hafta ne yapacağı konusunda zerre fikrim yok.” diyerek, bu söylentilerin iddiadan öteye geçmediğini ifade etti.

Jeffrey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarda bulunduğu süre zarfında, özellikle de 2009-2010 yıllarında Batı ülkeleri ile yakın ilişkiler gözettiğini, ilk kez bir Türk liderin Kıbrıs konusunda anlaşmaya hazır olduğunu, Avrupa Birliği'ne (AB) girme konusunda reformlar yaptığını ancak Kıbrıs konusundaki Annan Planı'nın Rumlar tarafından geri çevrildiğini, AB içerisinde de bazı ülkelerin Türkiye’yi üye olarak istemediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabalarının karşılıksız kaldığını ifade eden Jeffrey, “Dolayısıyla (dış politikada) bağımsız hareket etmeye devam edecek ve bu ülkenin büyüklüğü, kabiliyetleri dikkate alındığına bu, rasyonel bir karardır.” diye konuştu.

Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerilimlere da değinen Jeffrey, Türkiye’ye takıntılı olmanın Yunan dış politikasının ana unsurlarından biri olduğunu ifade ederek, “Düşmanlıklar ve rahatsızlıklar ne olursa olsun Türklerin Yunanistan konusunda bir takıntısı söz konusu değil. Onların çok daha büyük meseleleri var.” dedi

Jeffrey, ABD yönetiminin Suriye’de terör örgütü YPG/PKK ile ilişkilerine de dikkat etmesinin gerekli olduğunu belirtti.

F-16 alımı ile İsveç’in NATO üyeliğini bağdaştırmak talihsizlik

Atlantik Konseyi uzmanı Outzen de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönemde Batı ile Batı dışındaki ilişkilerinde denge gözeteceğini kaydetti.

Erdoğan’ın her zaman çok eksenli bir yaklaşımı benimsediğini dile getiren Outzen, “Dış politikada yüzde 51 oranında Batı'ya yüzde 49 oranından da diğer portföylere yatırım yapıyor. Bunun bir başarı olduğunu hissediyor ve devam ettirecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Outzen, ABD’nin Türkiye’nin F-16 alım talebi ile İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması sürecini bağdaştırmasını da eleştirdi.

İki konuyu bağdaştırmanın “talihsizlik" olduğuna vurgu yapan ABD’li uzman, Türkiye’nin bunu kabul etmeyip başka seçeneklere bakabileceğini söyledi.

Outzen, “İki konuyu doğrudan bağdaştırmak bu anlaşmayı yapacak herkesin kabiliyet ve kredibilitesinin altını oyacak.” ifadelerini kullandı.

Enerji alanında 3 yılda kaydedilen gelişmeler sıra dışı

Atlantik Konseyi uzmanı Shaffer ise Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz keşfetmesi ve işletmesine ilişkin, “Son üç yıldaki gelişmelerin hızına bakılırsa keşiften işletmeye bu endüstride sıra dışı bir şey.” dedi.

Çıkarılan gazın iç piyasaya veya dış piyasaya gitmesinin öneminin olmadığını belirten Shaffer, bu altyapıyı hazırlama hızının takdire şayan olduğunu kaydetti.



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.