Taksimetre tarifesi aplikasyonla deliniyor

İstanbul'da yolcu ve mesafe seçtikleri gerekçesiyle sıkça şikayet konusu olan taksiciler, megakentte bir süredir kullanılan aplikasyon nedeniyle "ücreti" de belirledikleri eleştirilerine hedef oluyor.

AA
AA
TT

Taksimetre tarifesi aplikasyonla deliniyor

AA
AA

Metropolde bir süredir taksi bulamayanların ya da hızlı taksi bulmak isteyenlerin tercih ettiği uygulamalardan olan "inDrive" ile yolcular, uygulamaya taksiye bineceği ve gideceği yeri yazıyor.

Ücret, taksimetre üzerinden otomatik hesaplanıyor. Ancak, uygulamayı kullanan bazı taksiciler bu rakamın çok üzerinde teklif sunuyor. Yolcunun kabul etmesi durumunda taksi yolcuya gidiyor.

AA ekibi de yaklaşık bir yıl önce Türkiye'de taksiciler tarafından kullanılmaya başlanan bu uygulamayı deneyimledi. Cep telefonuna indirilen uygulama üzerinden Çağlayan'dan Ümraniye'ye gitmek için istek yapıldı.

Uygulama, gidilecek mesafeyi 220 lira olarak hesapladı. Kısa süre içinde taksicilerden 286, 300 ve 320 liralık üç ayrı teklif ulaştı.

Sohbet kısmından makbuz kesme şartını kabul eden ilk sürücü, 8 dakika içinde belirtilen noktaya geldi.

Yolculuk esnasında taksici, uygulamadan memnun olduğunu, daha çok turistlerin bu uygulamayı kullandığını, kendisinin de sadece buradan gelen yolcuları aldığını anlattı.

Sürücü, şu an 3 binin üzerinde taksinin bu uygulamayı kullandığını ve şimdilik "komisyon" adı altında kendilerinden kesinti yapılmadığını aktardı.

"Tavan fiyat dışında kimse kafasına göre ücret alamaz"

Konunun uzmanları, henüz İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve yetkili kurumların lisans vermediği öğrenilen uygulama üzerinden yapılan pazarlığın yasal olmadığını ifade ediyor.

Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aplikasyonda hareket noktasıyla gidilecek yerin ve haliyle fiyatın da belli olduğunu belirterek, fazladan istenen ücretin hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Ağaoğlu, büyük şehirlerde tarifelerin ulaşım koordinasyon merkezleri tarafından belirlendiğini dile getirerek, "Yani onun bir tavanı, bir tarifesi vardır. Bunun dışında kimse kafasına göre ücret alamaz. 'Komisyon alıyorum.' diyorsa aplikasyonu uygulayan, iş bulduğu taksiciden almalı. Tüketiciden alamaz. Tüketici Kanunu da buna izin vermez. Zaten Tüketici Kanunu, 'Tüketiciye sunulan ürün ve hizmetler, tüm vergiler dahil nihai fiyatla tüketiciye sunulmak zorundadır' der." değerlendirmesinde bulundu.

''Hukuka aykırı bir uygulama''

Bilişim hukuku uzmanı avukat Gökhan Ahi de taksi uygulamaları hem yolcu hem de taksici için birtakım avantajlar sağlasa da taksimetre ücretinden fazla ücret talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Ahi, "Taksimetrenin ücretlendirdiği sistemden memnun kaldıysanız, taksici size çok yardımcı olduysa bahşiş bırakabilirsiniz, bunda herhangi bir problem yok. Ama daha yolcu alınmadan en yüksek parayı verene gidilmesi, büyük bir haksız rekabet ve hukuka aykırılık durumu yaratıyor. Çünkü taksicilik bir kamu hizmeti ve eşit bir şekilde hizmet vermek zorunda. Burada bu eşitlik de bozuluyor. Çünkü parası olan taksiden daha çok yararlanıyor. Parası olmayan, yani taksimetre dışında para vermek istemeyenin taksiden yararlanamadığı bir durum ortaya çıkıyor. Bu uygulama kesinlikle hukuka aykırı bir uygulama."

Uygulamanın denetlenmesi gerektiğine, aksi halde korsan taksiciliğe de yol açabileceğine dikkati çeken Ahi, şunları kaydetti:

"Çünkü sistemin içerisine her ne kadar ruhsatlı, plakalı taksileri alsalar da sizin bunu yurttaş olarak bilme şansınız yok. Dolayısıyla sarı taksi olup, plakalı olup ama aslında klonlanmış bir plaka da olabilir veya hiç taksi ruhsatı olmadan herhangi bir renkteki bir araç da olabilir. Yani taksicilerin de vermiş olduğu en azından bir sigorta güvencesi var. Ferdi kaza sigortası var ama bu araçlarda öyle sigortalar da yok. Herhangi bir kaza durumunda hukuki sorumluluk kime aittir? Nasıl saptanacak? Onlar da bir muamma."

Uygulamayı beğenen de beğenmeyen de var

Bu arada, uygulamayı beğenen kullanıcıların yanı sıra eleştirenler de var. Aplikasyon altına yapılan bazı yolcu yorumları şöyle:

"- Normalde 70 TL olan yolu bununla 150 TL'ye gidiyorum. Taksiciler, fiyatı yükseltmesen gelmiyor. Bu uygulama ya yasaklanmalı ya da fiyat artışı engellenmeli.

- Bu uygulama gerçekten çok iyi. Taksilerin kaç kilometre uzakta olduğunu görebiliyorsunuz ve istediğiniz fiyatı yazabiliyorsunuz. Aynı zamanda teklif alabiliyorsunuz.

- Kullanıcı için avantajlı fiyat sunduklarını ima etmek için bize bırakıyorlar fakat minimum ücret normal taksi ücretleriyle birebir aynı.

- Resmen yanıltmaca olmuş. 60-70 TL tutacak yere 150 TL diyor. Başka yerden taksi bulamayınca insanlar sizden söylüyor ama insanları mecbur bırakıp yanıltıyorsunuz.

- Taksici yolda başka müşteri bulunca çağrıyı yarı yoldayken iptal ediyor ve bunu her hafta yapıyorlar.

- Mükemmel uygulama, teşekkür ederim.

- Ücretsiz mükemmel, bir taksici için bu çok önemli."



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.